Şura suresi 42/15. Ayetin meali: “ İşte onun için sen (tevhide) çağır ve Emrolunduğun gibi dosdoğru ol.

Onların heveslerine uyma ve deki; ben Allah’ın indirdiği Kitap’a inandım ve aranızda adaleti gerçekleştirmekle emrolundum. Allah bizim de Rabbimiz, sizin de Rabbinizdir. Bizim işlediklerimiz bize, sizin işledikleriniz sizedir. Aranızda tartışabilecek bir konu yoktur. Allah hepinizi bir araya toplar. Dönüşte O’nadır.”

Her insan, Kelime-i Tevhit ve Kelime-i Şehadet söylemekle Müslüman olur. Müslüman olduktan sonra, İslam dinini öğrenip, hayat- yaşam tarzı yapar. İslam değerleri ile bilimin verilerini en doğru şekilde yaşar. İslam dininde; tevhit, doğruluk, dürüstlük, adalet, hakça ibadet ve danışma çok önemlidir.

İslam dininin her değeri çok önemlidir. Yeri, ortamı, zamanı geldiğinde, mutlaka ama muhakkak değer hakkaniyetçe yaşanmalıdır. Tevhit varsa; İslam dinine hakça bağlılık, kendi egemenliği, hak ve hakikat, özgürlük, vahdet, birlik olma esastır ve de asıldır.

Adalet varsa; Allah’ın rahmeti, merhameti, gücü, ehliyet, liyakat, vardır. Adalet herkesi kapsar, kuşatır. Hiçbir kişiye, varlığa asla haksızlık yapılmaz. Haksızlık yapan, zalimdir. Zalimler cehennemde olacaktır.

İslam’da danışma, sorma, öğrenme, ortak akıl kullanma esastır. Böyle olursa, işler başarı ile sonuçlanır. Emanetler korunuz. Bereket artar. Huzur, mutluluk, barış sağlanır. İslam; barış, kardeşlik, esenlik gibi pek çok anlama gelmektedir.

Adalet kavramının zıddı zulüm değildir. Cevr’dir. Aslında zulüm hikmetin zıddıdır.

Hikmet; bir şeyi yerli yerine koymaktır.

Zulüm ise bir şeyi yerinden etmektir.

Cevr ise; düzgün ya da kurala uygun olmayan; iş haksızlık, taraf tutma, adam kayırmadır.

Zulüm ise; insafsızlık, vicdansızlık, haksızlık yapmadır.

Bu kavramlar ülkemizde olmadığı gibi hiçbir ülkede de yoktur. Bunun için insanlar; adalet, hak, hukuk, adalet, hakkaniyet, güzel ahlak, hakça muamelat görmemektedir. İslam dinin hakça yaşanmadığı yerde insanlıkta olmaz, olmamaktadır.

Adalet aynı zamanda doğru, dürüst olmaktır. Adalet dini yönden yasaklardan sakınmaktır.

Adalet her türlü aşırılıklardan, geriliklerden, noksanlıklardan, eksikliklerden, yalan ve yanlıştan uzak durmaktır.

Adalet yaratılışın, mülkün, insanın en temel esasıdır. Adalet yoksa insanlıkta yoktur. Yanlışlar çoktur.

Adalet huzurlu, mutlu, memnun, sağlıklı, barışçı toplumun en temel kaynağıdır. Adalet yoksa bu güzel durumlar oluşmaz.

Adalet, Yüce Allah’ın, kullarından istediği en önemli farz davranıştır.

Adalet, İslam dinin en belirgin sıfatı, insanların en çok istediği değeridir.

Adalet, Kur’an’da ; Adl., adil, adalet gibi sözcüklerle geçmektedir.

Adalet çok önemlidir. Karşılık vermede eşit davranmaktır. Eşit olmaktır. Eşit kılmaktır. Hak ve hakikate, Kur’ân’a göre hüküm vermektir. Hakkaniyetli olmaktır. Doğru olmak, doğru olmak, hakkaniyetli davranmak, eşitlemektir. Denklik, aynılık, orta yol, istikamet, eş, benzer bir durumda hakça, hukukça davranmaktır.

Adalet, hukuk önünde her tülü ayrıcalığı kaldıran, haksızlıklara son veren bir sistemdir.

Adalet, herkese eşit davranmak değil, herkese hakkaniyetle işlem yapmak, muamele etmektir.

Adalet oranlarda eşitlik değil, fırsatlarda eşitliktir.

Adaletli olmayan hiçbir kişinin sevilmesi, övülmesi, beğenilmesi, saygın görülmesi mümkün değildir. Adaletsiz olana zalim denir. Zalimlerde cehennemde olacaklardır. Zalimliklerin, zulümlerin bedelini mutlaka ama muhakkak ödeyeceklerdir.

Adalet; sağlıklı, huzurlu, mutlu, istikrarlı bir toplumun en temel kaynağıdır.

Adalet, Yüce Allah’ın kullarından istediği en önemli farzların başında gelir.

Adalet, Müslümanların en önemli özelliği, niteliğidir.

Sevgili Peygamberimiz Hazreti Muhammed sav. Buyuruyor: “ Ey insanlar! Sizden önceki milletlerin yok oluş sebeplerinden biri, şudur: İçlerinden zayıf ve kimsesiz olan kişiler, bazı suçlar işlediklerinde, onlara cezalar uygulanırdı. Ama içlerinde sayılı, soylu, makam, mevki sahibi olanlar, suç işlediğinde, onlara ceza uygulanmazdı.”

Nisa suresi 135. Ayetin meali: “ Ey iman edenler! Adaleti, anne ve babanız, akrabanız aleyhinde de olsa, Allah için tanıklık eden, kimseler olun. Haklarında tanıklık ettikleriniz, zengin olsalar, fakir olsalar, hislerinize uyup, adaletten sapmayın. Tanıklığı eğer, büker; doğru şahitlik etmezseniz, biliniz ki, Allah yaptıklarınızdan haberdardır.”

İslam dininde suçun şahsiliği esastır. Kimse bir başkasının suçundan dolayı yargılanamaz.

Delil- kanıt getirmek davacıya, yemin etmek davalıya aittir. Bu iki husus hiçbir zaman göz ardı edilemez.

Hâkimler- yargıçlar, savcılar bağımsızdır. Hiç kimsenin baskısı ile karar vermemeli.

Hukuk önünde herkes eşittir. Hiçbir ayrıcalığa kesinlikle yer verilmez.

İslam hukuku parça parça uygulanamaz. Önce insanlar güzelce doğru şekilde eğitilir, öğretilir. Suça giden yollar yasalarla önlenir. Yine de suç işleyenlere hak ettiği ceza eksiksiz, doğru şekilde verilir.

Verilen kararlara uymak esastır. Kararı yanlış verenler dünya ve ahirette hesabını verir, verecektir.

Adalet istikrarlı toplum, adil devlet olması için mutlaka asıldır, esastır. Dosdoğru uygulanmalıdır.

Adalet, Yüce Allah’ın kullarından istediği farz olan bir ibadettir. Adaletsiz sağlıklı, huzurlu, mutlu toplum oluşturamaz.

Müslümanlık; doğruluk, dürüstlük, adalet, güzel ahlak ve tevhit üzerine bina edilmiş, kurulmuştur.

“( İnternetten, adalet konusunda ayet ve hadisleri, sünnetleri lütfen öğreniniz.)”

Halife Hazreti Ömer diyor ki: “ Hazreti Muhammed’i sav. Hidayetle gönderen, Allah’a yemin ederim ki, Fırat ırmağı kıyısında bir deve kaybolsa, korkarım, Allah, o deveyi, Hazreti Ömer’den sorar.”

İslam tarihinde Hazreti Ömer ra. Adaleti ile öne çıkmıştır. Dört halifenin her birinin farklı çok güzel, iyi sıfatları bulunmaktadır. Medine’ye hazreti Ömer’e hiçbir dava gelmemiştir. İslam toplumu helal, haram kavramına uyarak, suç işlememiştir. Mekke’de ilk cezaevi, Hazreti Ömer zamanında yapılmıştır. Bir ev cezaevine dönüştürülmüştür.

Dört Halife döneminde adaletle karar verilmiştir. Ayet ve sünnet dikkate alınarak, ortak akıl ile kararlar verilmiştir.

Yüce Allah cc. İnsanlara namazı, Ramazan orucunu, zekat vermeyi, hac yapmayı, tevhit inancını, adaletli olmayı farz kılmış, emretmiştir.

Maide suresi 8. Ayetin meali: “ Adl- adaletli olun!”

En’am suresi 52. Ayet: “ Ölçüyü ve tartıyı adaletli ve tam yapın…. Ve konuştuğunuz zaman adaletli olun.”

Nahl suresi 90. Ayet: “ Şüphesiz ki, Allah adaleti, ihsanı ve yakınlara vermeyi emreder..”

Adalet; hak hukukun gözetilmesi ve yerine getirilmesidir. Her hakkı sahibine vermektir.

Allah’ın, insan üzerine ki, hakları vardır. Genel anlamda ibadet hakkıyla anlatılır. İbadet ise; Allah’ın emirlerini yapmak, yasaklarından sakınıp, kaçınmaktır.

Bir de insanların birbiri üzerinde hakları, hukukları vardır. Örneğin; karı- kocanın birbiri üzerindeki, hakları! İşçi- patron, öğretmen, öğrenci, amir- memur karşılıklı hakları vardır. Hayvanların, doğadaki, canlıların insanlar üzerine hakları vardır. Bir karıncanın, kuşun, ineğin, koyunun bile insanlar üzerinde hakları vardır. Bir karınca, kuş bile ahirette insandan hak ve hukukunu isteyecek. Şikayetçi olacaktır. Peygamberimiz sav. Kuşları haksız ve gereksiz yere öldürmeyin, buyurmaktadır.

Büyükbabam Hacı Molla İmam ra. İbrahim Kasap; karıncalar eğer bir su göledine düşmüşse, kalmış ise, o karıncayı, parmağınız ile o su göletlinden kurtarın. Size kıyamette yardımcı olacaktır, derdi.

Yerlere tükürmeyin. Çok günahtır. Allah cc. Bunun hesabını soracaktır.

Bir ırmağa çiş etmeyin, işemeyin. Belki o sudan içen, abdest alan vardır.

Peygamberimiz sav. Buyuruyor: “ Bir ırmaktan abdest alırken, suyu israf etmeyin, mealinde buyurmuşlardır.

Bir kişinin, insanın kendi üzerinde de hakkı vardır. Bir insan kendi bedenini- vücudunu kötü kullanamaz. Kendi vücuduna zarar veremez. Allah cc. İnsana kendini ve tüm varlıkları emanet etmiştir.

Allah cc. Adildir, adaletlidir. Herkese hakkını vermiştir. Evrense her varlık olması gereken yerdedir. Allah cc. Adil iş, işlem yapmayı ilke edinmiştir. Adaletli, eşit işlem yapmaktadır. İnsanlarda herkese hakkıyla, hakkaniyetle, adaletle, eşit davranmalıdır.

Kim olursa olsun, asla haksızlık, zulüm yapmamalı. Adaletle davranılmalı. Zulümde bir kâfir işlemidir. Müslüman kişi zalimlik edemez, zulmedemez.

Peygamberimiz sav. Buyuruyor: “ Bir saat adaletle hükmetmek, bir yıl ibadet etmekten daha hayırlıdır.”

Yine peygamberimiz sav. Buyuruyor: “ Kim olursa olsun, zalime karşı, kim olursa olsun, mazlumdan yana olmalı.”

Hazreti Ömer diyor ki: “ Adalet mülkün temelidir.”

Montaigne diyor ki: “ Adaletin olmadığı yerde ahlak da yoktur.”

Blaise Pascal diyor ki: “ Adaletin kuvvetli, kuvvetlilerinde adaletli olmaları gerekir.”

Ulpianus diyor ki: “ Adalet, onurlu yaşamak, başkalarına zarar vermemek, herkese kendine ait olanı vermektir.”

Kadi Şüreyh diyor ki: “ Ey millet! Bilin ki, mazlum destek bekler. Zalim ise cezalandırma bekler. Buyurun. Allah cc. Size merhamet eylesin!”

Peygamberimiz sav. Buyurdu ki: “ Gökyüzü ve yeryüzü adalet ile ayakta durmaktadır.

Eğitimci Öğretmen, gazeteci, araştırmacı, düşünür yazar der ki: “Senin üzerinde Yüce Allah’ın hakkı -hukuku vardır. Nefsinin hakkı vardır. Aile bireylerinin hakkı vardır. Akrabaların, komşuların, insanların, doğadaki varlıkların hakkı vardır. Aman, bu hakları çiğnemeyesin! Bu hak, kul hakkıdır. Ödeyemezsin!”

Samimice, içtenlikle, ortak akıl kullanarak, yüksek deneyimli uzman aklı ile İslam dininin değerlerini, bilimin verilerini; bireyler, aileler, toplum, devlet, insanlık, varlık için kullanırsanız; çok başarılı olursunuz. Dünyayı yaşanabilir bir dünya yaparsınız. İnsanlar, hayvanlar, bitkiler, her varlık hayat bulur. İnsanlar huzurlu, mutlu olur. Rahat eder. Bu huzur ve mutluluk, ahirette de, Allah’ın izni ile devam eder.

Âlemlerin Rabbi olan Yüce Allah’ın emirlerini tutmalı. Yasakladıklarından sakınmalı. İyilikleri artırarak, yaymalı. Kötülükleri azaltarak, yasaklamalı. Etkin, yetkin, bilgin, bilge olmalı. Yasalar çerçeveli sürekli çalışmalı. Devletlerin yasalarına, hukukuna uygun çalışmalı. Suç işlememeli. Başkaları tarafından kötülükler, suçlar için kullanılmamalı. Başkalarını da asla kullanmamalı. Çok uyanık, dikkatli, basiretli, ferasetli, öngörülü, uzak görüşlü olmalı. Düşünme şekillerinin tümünü doğru bilgilerle kullanmalı. Bilmediğimizi sorup, öğrenmeli. Danışıp, öğrenmeli. Aç göz, kanatsız, doymak bilmez asla olmamalı. İyi insanları örnek alarak, kendimizi yapılandırmalıyız.