Ahlâk; insanın ruhuna ve kişiliğine yerleşen alışkanlıklardır. Allah ve Resulünün emir ve tavsiye ettiği, diğer insanlarında yapılmasından hoşlandığı;

güzel söz ve davranışlara güzel ahlâk denir. Güzel ahlakın kişiye, topluma kazandırdığı pek çok değer vardır. Güzel ahlak; insanın ruhundaki, huydur. Güzel ahlâk ancak İslam dininin yaşanmasıyla kazanılır.

Güzel huy; edep, hayâ, adil olma, hak, hukuk, doğruluk, dürüstlük, hakkaniyet ile davranma, yardım etme, dayanışma, paylaşma, insanlıklı olma, alçak gönüllülük, iyi hal hareket sahibi olma birer iyi huydur. Bunlar takva Müslümanlarda bulunur.

İslam dinine uymayan; niyetler, duygular, davranışlar, haller, hareketler, davranışlar kötü ahlaktır. Çirkin huylardır. Safahat, cimrilik, kibir, saldırganlık, haydutluk, eşkıyalık, hırsızlık, yalancılık, zarar verme birer kötü, çirkin huydur.

Ahlakın esası; İslam dinine dayanır. İslam dininin teorik ve davranışları ile kendini gösterir. İslam ahlakı; İslam dininin bir ilmidir. İslam ahlakı; İlahidir, Rabbanidir, sünnettir. İslam ahlakını en güzel şekilde yaşayan, Peygamberimiz Hazreti Muhammed’dir.

Topluma, devlete yarayan en çok; teorik ahlaktan çok, yaşanan, uygulanan, eylemli olan güzel, iyi ahlaktır. İyi, güzel ahlak ancak İslam dininin bilgiyle, bilinçle, içtenlikle yaşanmasıyla görülür. İslam dinini yaşamayanda; iyi, güzel ahlak, huy görülmez. Kötü, çirkin huy, ahlak görülür.

İyi, güzel, yararlı ahlak ancak İslam dininin öğrenilmesi, kazandırılmasıyla elde edilir. İnsanların cebir, geometri, fizik, kimya, aritmetik, matematik, teknik, teknoloji öğretilmesiyle; güzel, iyi ahlak, yararlı kazandırılamaz. Ancak topluma daha çok zarar, ziyan verme oluşturulur! Bugün dünyaya bu kötü, çirkin, zararlı ahlak egemendir. Zalimler, kâfirler, münafıklar, katliamcılar, soykırımcılar bunun için insanları ve diğer canlı ve cansız varlıkları yok etmektedirler!

Öyle ise şöyle diyelim: “ Bilim, dinsiz olmamalı. Dinsiz, bilim öğretilmemeli.”

“Hak din İslam ile bilim, teknik, teknoloji öğretilmeli.”

Ancak İslam dininin doğru ve yeterli yaşanmasıyla insanlık, varlık; huzur, mutluluk, rahatlık, kolaylık, refah bulur. Aksini iddia edenler; Haçlı seferlerine, Siyonist Yahudilere, emperyalist ülkelere, komünizme, faşizme, dinsiz hareketlere ibretle bakıp, ders almalıdırlar. Ama ibretle bakmak, ders almak içinde; doğru akıl ve doğru düşünce işletmek gerekir.

İslam dini, güzel ahlak, iyi huy, fazilet, hikmet, feyiz dinidir.

Güzel ahlaklı olmayan kişilerin; ibadetleri, zikirleri, duaları, hizmetleri, yardımları, işleri takdir görmez. Olumlu karşılanmaz. Değer verilmez. Önemsenmez. Kale alınmaz. Beğenilmez. İyi insandır, denmez. Bunu hem Allah cc. Böyle kabul eder. Hem toplumdaki, akıllı insanlar böyle niteler.

İslam dininde başlıca esas, kaide, usul, adap; İslam ahlakıyla yaşamaktır.

Kur’ân ve Peygamberimiz, iyi, güzel, yararlı ahlak ile ilgili pek çok söz söylemiştir.

Peygamberimiz sas. Buyurdular ki:

(“Ben ancak ahlakın iyi ve güzel olanlarını tamamlamak için gönderildim, görevlendirildim.”

“Sizin imanca en güzeliniz, ahlakça en güzel olanınızdır.”

“Allah Teâlâ’ya, kullarının en sevgilisi, ahlakça en güzel olanıdır.”

“Allah’ım! Ben, senden; sağlık, esenlik, güzel ahlak dilerim.”

“Ahlakınızı güzelleştirin.”)

İnsan ahlakı- huyu zaman içinde değişebilir. İyi, güzel ahlaklı iken; kötü, çirkin ahlaklı olabilir. Kötü ahlaklı iken de güzel ahlaklı olabilir. Bu insanın iradesiyle, nefsiyle, şeytana uyup, uymamasıyla ilgili bir olaydır.

İnsan güzel ortamlarda yaşarsa, iyi eğitim- öğretim alırsa, helal ve harama dikkat ederse; güzel ahlak sahibi olur. Aklını doğru işlemesiyle, doğru bilgi edinip, kullanmasıyla ilgilidir.

Kötü, çirkin ahlak edinmek içinde, İslam ahlakına aykırı bilgi edinirse, kötü çevrede yaşarsa, zararlı insanlarla birlikte olursa; ahlakı kötü, çirkin olur. Bu kişi zaman içinde harcanıp, gider!

Güzel ahlaklı insan; görev, ödev, sorumluluk, yükümlülüklerini daha iyi, güzel, özenle yerine getirir. Vatan, millet, devlet, bayrak, bağımsızlık, özgürlük, edep, hayâ, hakkaniyet, adalet, güzel ahlak düşmanlığı yapmaz. Hırsızlık, yolsuzluk, görevi kötüye kullanma yapmaz. Allah’ın emirlerine uygun hareket eder. Allah’ın yasakladıkları eylemlerde bulunmaz. İyi, olgun, sevilen, beğenilen, yararlı, insancıl insan olur.

Kötü insanla, ahlaksız insanla uğraşmak çok zordur. Her tülü zararı- ziyanı vermeye çalışır. Zararlarının önüne geçmek bazen güç olur. Bazen de olmaz. Zararı önlenmez. Anarşi, şiddet, terör, canilik, katillik, katliam, kavga, dövüş, hırsızlık, yolsuzluk, hortumculuk yapar. İnsanlara, hayvanlara, çevreye, devlete, millete, insanlığa hep zarar vermeye çalışır ve verir. Bunların sayısı dünyada hep çok olmuştur. Dünyayı her zaman teröre, anarşiye, şiddete, savaşa, saldırganlığa sürükleyenler, bu zalim kişi ve gruplardır. Ülkemizde de bunların sayısı %50’ye yaklaşmıştır. Kötülüğü destekleyenler, yıkımla birlikte hareket edenler, insanlık düşmanları artık çoktur. Her gün binlerce adi olay olmaktadır.

Bunlar insanları bozdukları gibi dinimize de olumsuz zararlar vermektedirler. İslam dinimiz yalan, yanlış anlatarak, din adı altında anarşi, şiddet, terör yapmaktadırlar. Buna da İslam’ı terör, radikal İslamcılar, kökten dinciler, fundamentalistler gibi pek çok ad takarak; İslam ve Müslümanların aleyhinde kullanmaktadırlar. Bunlar gücünü şer güçlerden aldıkları için; etkindirler. Bu adiler Allah cc. Rızası- hoşnutluğu için çalışmazlar. Başkalarının robotları, kuklaları, akılsız askerleri, geri zekâlı aletleri olarak; iş, işlem, yıkıcılık yaparlar! Bu akılsız, gerize kafalılar, Allah’a kulluk- ibadet etme yerine; kötü insanlara kul, köle, mankut olurlar. Bunlarda aklı doğru işletme, zekâyı yerinde doğru kullanma, doğru bilgili olma, doğru iş, görev yapma yeteneği, becerisi, değeri yoktur. Çoğunun da sağlığa aykırı kötü, bağımlılık yapmış olan alışkanlıkları vardır.

Yine Peygamberimiz sas. Buyuruyor: “ Müşriklere karşı mallarınızla, canlarınızla ve dillerinizle cihat edin.”

Burada cihat etmek sözcüğü; savaşın, harp edin, anlamı taşımaz. Bugün cihat denildiğinde hemen savaş anlaştırılıyor. Bu doğru değildir. Bu kasıtlı yaptırılıyor. Müslümanlar savaşçıdır, saldırgandır, kan dökücüdür, gibi anlamları insanların beynine yükleyip; kin, nefret oluşturuyorlar.

Cihat etmek; her insanın yaptığı her işi özenle, dikkatle, en iyi, başarılı, güzel, kaliteli, verimli şekilde yapmak demektir.

İslam dininde savaş sözcüğünün karşılığı “cihat” değildir. “kıtaldir.”

Peygamberimiz sas. Buyuruyor: “ Biz şimdi küçük bir cihattan, büyük bir cihada dönmüş bulunmaktayız.”

Bu söz ile nefisle mücadele etmeye vurgu yapılıyor.

Müslüman hem İslam ilimlerini hem de bilimi bilmek durumundadır. Bilim bilmeyen hocaların vaazlarına bakıyorum. Konuşmasını, anlatmasını, açıklamasını, bildirme yapmasını beceremiyor. Halka benimsetme gibi bir anlatım yapamıyorlar.

İslam dini bilmeyen kişilerin anlatımlarına bakıyorum. Tam bir insan, insanlık, İslam, Müslüman düşmanlığı yapıyorlar. Yalan söylüyorlar. Yapmayacaklarını, yapacak gibi anlatıyorlar. Halka uygun bir anlatımları olmadığı gibi hizmetleri de yoktur. Demek ki, hem İslam dinini bilmeli. Hem de bilimi, tekniği, teknolojiyi, tarımı, çiftçiliği, hayvancılığı, çalışma şekillerini, hayatı bilip, tanımalı.

Müslüman, Yüce Allah’ın ilmi olan, hak dini olan İslam dinini yaşadığında; eşsiz, benzersiz, yanlışsız, yüksek, önemli, değerli, kaliteli, verimli, güzel ahlaklı, ilimli, ibadetli olgun insan olur. Basit, alelade, sıradan, yaramaz insan olmaz. Kendini, başkalarını korur ve yüceltir. Öncelikle şu görevleri yerine getirir:

1-      Bedenini, vücudunu terbiye eder. İçi ile dışı ile temiz olur. Kirden ve atıktan arındırır. Üst- başına dikkat eder. Spor yapar. Kuvvetli mümin, kuvvetsizden daha hayırlıdır, buyuran peygamberimizdir. Her yönü ile kuvvetli, sağlam, dayanıklı, güzel olur. İlmini artırır. İlim ile yaşar. Spor yapar. Koruyucu tıp ile sağlıklı yaşamaya çalışır. Bilimi ve hak dini yaşantısında uygular.

2-      Sağlığını korur. Hastalandığında en güzel, iyi şekilde tedavi olur. Sağlığı bozucu davranışlarda bulunmaz.

3-      Zararlı alışkanlıkların tümünden korunur. Sigara içmez. Sağlığa zararlıdır. Çevre kirliliği oluşturur. Pis kokutur. Para israf olur. İçene de, içmeyene de zararı vardır. Alkol, içki, bağımlılık yapan uyuşturucu madde, kumar gibi zararlı davranışlardan sakınır. Şans oyunları, dijital kumarlar, her türlü kumar haramdır.

4-      Vücudunu yıpratacak, zarar verecek; her türlü alışkanlıklardan, çok çalışmaktan, madde kullanmaktan uzak durur. Çok çalışmak da iyi değildir. Mubah değildir. Bazı fabrikalar işçilerine çok uzun mesai yaptırıyor! 15 saati bulan çalışma yaptırıyor. Bu insan sağlığını olumsuz etkiler. Psikolojiyi bozar, bunalıma sürükler. Bu yapılmamalı. Devlet bu olaya müdahale etmeli. Her türlü zararlı alışkanlıktan uzak durmalı. Bir kere ile bir şey deyip, aldanmamalı. Zararlı maddeler, 1- 2 defa ile alışkanlık yapıyor! Dijital kumar oynamak da böyledir. Müslüman bu gibi zararlı, kötü, çirkin şeylerle ilgilenmez, ilgilenmeli.

5-      İrademize sahip çıkmalı. Allah cc. Bize akıl, zekâ, irade, düşünme yetisi, öğrenme yetisi, anlama yeteneği, becerme yeteneği gibi binlerce haslet, yetenek verdi. Bu yetenekleri; hak din İslam ve bilim ile kullanmalı. Kullanmadığımızda, her yaptığımız bize zarar- ziyan verebilir. Verdikçe de, başına vurulmuş kedi gibi; sersemleriz. Kendimizi kötü alışkanlıklardan almamız zorlaşır.

6-      Aklımızı, zekâmızı dosdoğru kullanmalıyız. Allah cc. Akıl, zekâ verdi ki; bu aklı, zekâyı hak din İslam ile bilim ile meslek, sanat, zanaat ile değerlerle kullanın. Hakkı batıldan, doğruyu yanlıştan, iyiyi kötüden, yararlıyı zararlıdan, sağlıklı olanı sağlıksızdan, aydınlığı karanlıktan, ilmi cahillikten, marifet yolunu bozuk yoldan ayırasınız. Kur’ân, peygamber sas. Bilim yolunda ilerleyesiniz. Yanlış fikirlerden, düşüncelerden, aldatıcı sözlerden, kandırıcı söz ve yazılardan korunasınız. İnsan yaptıklarından sorumlu tutulacaktır. Bir hayvan gibi muamele görmeyecektir. Zira Allah cc. Ona akıl, zekâ, düşünme becerisi vermiştir.

7-      Peygamberimiz sas. Buyuruyor: “ İnsanın dayanacağı şey; akıldır. Aklı olmayanın dini de yoktur.”

8-      Müslüman insan, İslam dini gibi mükemmel, muhteşem, muazzam, etkin, yetkin, şahane, harika olmalı. Müslüman insan, önce kendini birey olarak geliştirmeli. Kendini geliştiremezse, kendine ve başkalarına hayrı olmaz. Önce insan kendini mutlaka ama muhakkak geliştirmeli. Kendini geliştiremeyen insan, kötü, çirkin, yanlış insan kılıklıların maskarası, oyuncağı olur. Müslüman, İslam gibi mükemmel olmalı.

Müslüman kendini geliştirip, olgunlaştırdıktan sonra; ailesini, aile halkını en güzel şekile getirmeli. Eşine ve çocuklarına özenle, dikkatle, isteyerek, en güzel şekilde bakmalı.

Erkek olan eş; en güzel bir bayan- hanım eş seçmeli. İslam dinine uygun eş seçmeli. Sokaktan, sokak özelliği olan bayanları seçmemeli. Bugün evlenenlerin %40’dan fazlası boşanmaktadır. Bu durum insanların evlenmesini azaltmıştır. Kötü örnekler insanları evlenmekten uzaklaştırmaktadır. Son yıllarda, yılda 650 bin olan evlenme sayısı, 400 bine düştü, azaldı.

Peygamberimiz sas. Buyuruyor: “ Sizin en hayırlınız kadınları için hayırlı olanınızdır.”

Yine Peygamberimiz sas. Buyuruyor: “ Kadınlara ancak iyi olanlar ikram eder. Kötü olanlar ihanet eder!”

Kadınlar, İslam dinine uygun yaşarsa, davranırsa, hareket ederse, huzurlu, mutlu, rahat eder. Aksi halde dünya ona çekilmez olur. Kadın da kocasına karşı görevlerini yerine getirmeli. Erkek de karısına karşı görevlerini yapmalı. Karşılıklı anlayış, duygudaşlık, anlayış, hoşgörü gösterilmeli. İslam yaşantısı olmadan, huzurlu, mutlu aile asla yaşanılmaz.

İslam dinini yaşamayanlar, otel odalarında, özel evlerde, sokaklarda, meyhanelerde katledilmektedir! Ya otel odalarında katledilmekte ya da balkondan, pencereden atılarak, intihar süsü verilmektedir. Her yıl 400 taneden fazla kadın bu şekilde katledilmektedir. Üç bin kadar da erkek katledilmektedir! Bütün bu olumsuzluklar İslam dinin yaşanmamasından kaynaklanmaktadır.

Kadınlar değerlidir. Kadınlar değerleri yaşarsa, değerlidir. Sevgi, saygı görür. Aksi halde başı dertten, beladan kurtulmaz. Bugün, kadınlar en fazla kötü, çirkin, bozuk, onursuz, rezil, rüsva işlerde çıkar amaçlı kullanılmaktadır. Kadın nefsin aracı, şeytanın oyuncağı olmuştur. Kadını tüm batıl, küfür, bozuk görüşler, yaratılışından, onurundan çıkarıp, çöplüğe attı!

Anne ve baba, ebeveyn dediğimiz ailenin temel direği; çocuklarını en iyi şekilde yetiştirmeli. Bunun içinde önce ebeveynler iyi yetişmiş olmalı. Çocuklara sevgi, saygı, muhabbet, insanlık, İslam, Müslümanlık, bilim değerleri, şefkat, müşfiklik, iyilik, hayırlar öğretmeli. Yaşamına uygulatmalı. Kötülerden korunma öğretilmeli.

Kadın, anne çok değerlidir. Önemlidir. Baba da çok değerlidir. Önemlidir.

Peygamberimiz sas. Anneler için şöyle buyurmuşlardır: “ Cennet, annelerin ayakları altındadır.”

Anneye duyulan sevgi, saygı, muhabbet, evladın cennete gitmesine sebep olur. Anne ve babaya; “öf” bile denilmemelidir.

Anne ve baba; çocuklarına karşı görevlerini eksiksiz yerine getirmeli. Böyle olursa, evlatlarda, anne ve babalarına karşı görevlerini yerine getirir.

Aile içinde kavga, dövüş, isyan, sürtüşme, itişme, didişme, kırgınlık, çekememezlik olmamalı. İslam ve bilim değerleri ile anlayışla davranmalı. Aile halkı birbirine yumuşak davranmalı. Ayrımcılık, hile, sahtecilik, sahtekârlık asla yapmamalı. Allah’ın ve peygamberinin sas. Hoşuna gitmeyecek hiçbir söz, davranış sergilememeli.

Ailede İslam terbiyesi, İslam görgüsü, İslam ahlakı, İslam anlayışı, İslam adaleti yaşanmalı.

Ailede kardeşlerde birbirine İslam inancı, değerleri ile davranmalı. Birbirine hiçbir şekilde haksızlık, zalimlik, zulüm asla yapmamalı. Bugün ülkemizde erkek kardeşler birbirini yerken, kız kardeşlerin de hak, hukukları çoğunlukla korunmamaktadır. Miras paylaşımında, kız kardeşler haksızlığa uğratılmaktadır. Bu haksızlıkta anne ve babanın da payı çok büyüktür. Kul hakkını anne ve baba, erkek kardeş yemektedir! Haram, günah, kul hakkı işlenmektedir. Bu iki dünyada da iyilik, hayır, güzellik sağlamaz. Her haksızlığın bir bedeli vardır. Hiçbir haksızlık yapanın yanında; yarar, kâr olarak kalmaz. Allah cc. Islah etsin.