Bağımlılık yapan, aklı gideren, vücuda onarılmaz zararlar veren, yüzlerce çeşitten fazla; alkol, içki, esrar, morfin, kokain, afyon, sentetik haplar ve tütün çeşitleri vardır.

İnsanlık düşmanı, kötü ve zararlı düşünceye sahip olanlar, bu zararlı ve bağımlılık yapan maddeleri, halka çeşitli yollarla pazarlamaktadır.

 Bunlarla insanların beyninin çalışmamasını, akıllarının ermemesini sağlamaktadırlar. Böyle olunca da; kötü, çirkin, pis, zararlı işlerde kullanarak, kolayca sömürmektedirler.

İslam ve Müslüman düşüncesi olmayan anlayışta olanlar, bu bağımlılık yapan, zararlı maddelerin kullanılmasını teşvik etmektedirler.

Kumar, şans oyunları, boşa zaman geçirme, kötü işlerde kullanma, anarşist, şiddetçi, terörist yapma, kumar oynama, insan ticareti, kadınları çıkar amaçlı kullanma, çete, mafya oluşturma, terör örgütü kurmada, daha çok bu beyni çalışmayan, akıllarını toparlayamayanlar kullanılmaktadır.

Genelevlerde, meyhanelerde, gazinolarda, pavyonlarda, diskoteklerde, randevu evlerinde, otellerde, batakhanelerde, kumarhanelerde, eğlence yerlerinde hep bu zararlı maddeler kullanılmaktadır. Kadında sarhoş edilip, satılmakta, pazarlanmaktadır!

Bağımlılık bir çeşit beyin hastalığıdır.

Zararlı madde alındığında, Dopamin denilen kimyasal madde oluşur. Bu madde geçici bir mutluluk verir. Sonrasında; pişmanlık, utanma duygusu, depresyon, delilik, doğru ve gerçek düşünememe, saldırganlık, ahlaksızlık, edepsizlik, hayâsızlık, perişanlık ve de çok alındığında ölüm oluşur!

Bu durum emperyalistlerin, Siyonistlerin, komünistlerin, sosyalistlerin, kapitalistlerin, liberallerin, feministlerin, eşcinsellerin, Kemalistlerin ve diğer sapkın anlayışta olanların işine gelir. İstediği gibi kullanırlar. Sömürürler. Hak ve hakikati düşünemez, anlayamaz, anlamak istemez. Sivrisinek gibi, bataklık hoşuna gider. Oradan çıkmakta istemezler.

Bağımlılık yapan bu kötü, zararlı maddeler; terör örgütleri, çeteler, mafyalar, kirli örgütler, yanlış yönetilen devletler tarafından piyasaya sürülür.

Bu zararlı maddelerin %80’i Türkiye üzerinden Avrupa ve Amerika’ya ulaştırılır. Bunu daha çok da PKK denilen terör örgütü yapar. Sırf Türkiye’ye zarar olsun, diye batılı ülkeler PKK terörüne göz yumar, destek verir.

Bağımlılık tedavi edilmezse, iyileştirilmezse; delilik, erken bunama, bilinç kaybı, sayıklama, vehim, kurundu, hayal görme, işitme eksikliği, zekâ kaybı, hafıza kaybı, zihin karmaşası, beyin buruşması- büzüşmesi, beyin bozulması, sağlığın tamamen bozulması ortaya çıkar.

Bağımlılıkla hiçbir kurum, kuruluş, devlet gerçek anlamda samimi mücadele etmemektedir. Bağımlı olanlar en az 6 ay Anatem de 6 ay tedavi görmeli. Tedaviden sonrada iradesine sahip olmalı.

Zararlı maddeler; beyin kanaması, beyin bozulması, sağlığın tümü ile bozulmasını, ölümü getirir.

Sevmesini beceremez.

Alışveriş bağımlılığı yapar.

Televizyon izleme,

Telefon bağımlılığı,

İnternet bağımlılığı,

Çok yeme bağımlılığı,

 Kumar, şans oyunları bağımlığı, maç, filim izleme, sinema izleme bağımlılığı oluşur.

Ölçüsüz, dengesiz, sapkın, azgın, serserice davranma alışkanlığı edinir.

Dünyada 2025 yılı itibarıyla 8 milyar insan vardır. Bu insanların 200 milyon kişisi uyuşturucu bağımlısıdır!

30 milyon kişisi sentetik uyuşturucu kullanmaktadır.

Uyuşturucu kullananların,%57’si alkol- içki kullanmaktadır. Alkol kullananların sayısı 2 milyar 76 milyon kişidir. Materyalistler, solcular, komünistler alkol kullanımını çeşitli yollarla teşvik etmektedirler. Çünkü bu tip insanlar derinlemesine doğru düşünemediğinden, onlarla beslenmektedirler.

Şunu asla unutmamalı:

Cinayetlerin %85’i bu zararlı maddeleri kullananlar tarafından yapılmaktadır.

Irza tecavüzlerin %55’i,

Şiddet olaylarının %60’i,

Trafik kazalarının %85’i,

Boşanmaların %75’i zararlı madde kullanmaktan oluşmaktadır.

Dünyada 4 milyon kişi bu zararlı maddeleri kullanmaya başlamaktadır.

Bu zararlı maddeleri ülkemiz dâhil, bazı devlet üretip, halka satmaktadır. Yoğun reklamları yapılmaktadır. Filimlerde kumar, alkol reklamları çokça yapılmaktadır.

Devlet zararlı, kötü, bağımlılık yapan maddelere karşı mücadele etmediği gibi kendi üretti. Reklamını yaptı. Halka sattı! Alkollü içkilerin tümünü, sigaranın tümünü, kumar oynamayı, şans oyunlarını devlet kendi eli ile yaptı. 1985 yılına kadar kumar oynamak ülkemizde serbestti. Zararlı olan sigara içmek her yerde, açık ve kapalı yerlerde, okullarda, askeriyede, hastanelerde, otobüslerde, trenlerde, kahvelerde serbestçe içiliyordu. Hiçbir kısıtlama yoktu. Yolculukta sigara dumanından midemiz bulanıyordu. Hastane koğuşlarında- odalarında sigara içilirdi. Askeriyede en kötü, kalitesiz Asker sigarası markalı sigara paketleri askere verilirdi. Her askere bir paket sigara verilirdi. Ben 1981 yılında Isparta 40. Piyade alayında kısa dönem 4 ay askerlik yaptım. Bölükte içki içilirdi. Kırdıkları içki şişelerini de tuvaletlere atarlardı. Ama namaz kılmak yasaktı. Seccadelerimiz sürekli dolaplarımızdan toplarlardı. Dolaplarda çıplak – porno dergiler vardı. Ama benim “Cennet ve Cehennem” adlı bir dini kitap okuduğumu gördüler. Elimden aldılar.

Devlet, millet el ele vererek, zararlı, kötü, bağımlılık yapan zararlı maddelere, kötü ahlaka karşı amansız, sürekli mücadele vermeli. İyilikleri çoğaltılarak artırmalı. Zararlı ve kötü olanları azaltarak, yasaklamalı.