Âlemlerin Rabbi Yüce Allah’a inanmak, peygamberlerine ve peygamberimize sas. İnanmak, 104. İlahi vahiy kitaba ve suhuflara- sayfa emirlere inanmak, meleklere inanmak, ahiret gününe inanmak, kadere, hayır ve şerrin Allah’ın yaratmasıyla olduğuna inanmak, Kur’ân’ın tüm hükümlerine kuşkusuz, samimiyetle inanmak farzdır. Bizde bir samimi, bilgili, bilinçli mümin ve Müslümanlar olarak inanıyoruz. İman ediyoruz. Kabul ediyoruz. Açıklıyoruz. Samimiyetle, hurafesiz yaşamaya; azimle, gayretle çalışıyoruz. Yüce Allah’ım kabul eder, inşallah.

İslam dini tevhit dinidir. Birliği, bütünlüğü, yaratanı birler. Allah’ın tek, bir olduğunu açıklar, bildirir. Eşi, benzeri, dengi, ortağı olmadığını anlatır. Müslüman sadece ve ancak âlemlerin yaratıcı, yaşatıcı Rabbi olan Yüce Allah’a ibadet eder, kulluk eder. Tevhit ’in zıddı; şirktir. Allah’a ortak koşmadır. İslam dininden başka olan tüm inanışlar; şirktedir. Allah’a ortaklar koşmaktadır. Bunun için; “Allah cc. Katında hak din sadece İslam dinidir,” diyen yine Allah’ın ayetidir.

Âlemlerin Rabbi Yüce Allah’ı bizler, Kur’an ayetlerinden tanımalıyız. Yanı Allah’ı, Allah’ın anlatımlarından, söylemlerinden, bildirdiklerinden tanımalıyız. Esma’ül Hüsna’dan tanımalıyız. Ayrıca Yüce Allah’ın sıfatlarını öğrenmeliyiz. Ayet ve hadislerde en çok bilinen, Allah’ın 99 adı- sıfatı vardır. Ama bundan daha fazlasını da yine öğrenmemiz mümkündür.

İslam dinini öğrenirken, Kur’ân, sünnet, hadis, bilim, akıldan yola çıkınız. Aklınızı dosdoğru kullanınız. Sakin ha! Diyanet dedi, şeyh dedi, üstat dedi, gibi bağnazca bunlara bağlanmayınız. Diyanet dediğin; hala Şamanlığı pek bırakmış değildir! “Diyanet Dergisi “ adında aylık bir dergi çıkarıyor. Ücretle tüm imam- hatiplere, din görevlilerine dağıtıyor. O dergide hala Yüce Allah cc. Demeyi öğrenememişler. Hala Şamanlar gibi tanrı diyorlar. Şeyh, üstat, cemaat, tarikat liderleri ve taraftarları da daha çok kendi şeyhlerini öne çıkarıyor. Üstat dedi. Kıymetli babamız dedi. Seyda dedi. Anlattıklarının bir kısmı da; kendi heva, heves, düşünceleridir. Çarpıtma, gizleme, gerçeği söylememe, doğruyu anlatmama çok vardır.

Kadınları, camiden, dini kurum ve kuruluşlardan, okuldan, amir- memur- müdür olmaktan, yönetici olmaktan, Cuma namazına gitmekten alıkoymuşlar. Şimdi soralım. İslam dünyasının çok büyük çoğunluğunda kadınlar, Cuma namazına niçin, neden, niye gitmiyor? Hangi ayetle, sünnetle, hadisle Cuma namazı kılmaları muaf tutulmuş, Cuma namazından, bayram namazından, cenaze namazından soyutlanmış?

Şimdi Kur’ân mealini açalım. Cuma suresi; 9- 10- 11. Ayete bakalım. Herkes için Cuma namazına gidin, diyor. Hatta işinizi, ticaretinizi bırakıp, Cuma namazına gidin, diyor. Kadınlar gitmesin. Gitmese de olur. Kadınları, Cuma namazı kılmaktan muaf tutuyoruz, demiyor.

 Peygamberimizin de hadisinde; “ Cuma namazı kılmak, kadın ve erkek, herkese farzdır,” diyor. Erkeklere farz, kadınlara muaf demiyor. Pekâlâ, kadınları cuma namazına yönlendirmeyenler, kimlerdir? Peygamberimizin yaşadığı dönemlerde, erkekler hangi ibadetleri yapıyorsa, kadınlarda aynen yapıyordu. Kadın, erkek ayrımı yoktu.

Şimdi söyleyelim! İnsanların ibadet etmelerini yasaklayan, yollarını kesen, önleyen; her kim ise, bu büyük günahı yüklenmiştir! Altından da kolay kalkacak gibi değildir! Gerisini sizler düşünün!

Cehalet içinde, cahillikte, cahiliyede olanlar; hak, hukuk, adalet, doğruluk, dürüstlük, hakkaniyet, güzel ahlak, edep, hayâ da olup,  dinsel ve bilimsel muamele edemezler. Etmediklerini; tarihten, günümüzden biliyoruz. İleriki, zamanda da edemeyecekler. Zira fikir ne ise zikir ve muamele de öyle olur. Cehalet ve bu sözcüğün kavramları içine girmemek için; bilge, bilgin, sıratı müstakimde olmak gerekir. “Cehalet, cahillik bir olumsuzluktur.” Mümin cahil cühela, çapulcu, cehalet içinde asla olmamalıdır. Olursa, ondan Müslüman değil, bir moloz, yobaz, bağnaz, kafasız bir şahsiyet olur. “Mümin ve Müslüman cahil olmamalıdır. Cahillik bir olumsuzluktur. Olumsuz söz, yazı, davranış içinde olmamalı.”

İslam dışı toplumlarda cehaletin bin bir çeşidi görülür. Pek doğru işleri olmaz. Sapık, sapkındırlar. Yanlışlık içindedirler. Cehalet inançta, inanışta, fikirde, düşüncede, eylemde olursa; o kişide olumlu, yararlı, iyi, güzel pek davranış olmaz. Tavır ve davranışlar yanlış olur. Cehalet içindeki toplum rahatlık görmez. Zorluklar altında ezilir. Afetler içinde zarar görür.

Kur’ân ’da cehalet, cahillik, cahiliye ve türevleri 24 yerde geçmektedir. Cehalet anlatılmakta, cehaletten sakınılma emredilmektedir. Cahil toplumlar; Kur’an ve sünnete uymazlar. Bazıları reddeder. Önemsemez. Yalanlar. İnkâr eder. Bunlar tamamen sapıtmış, sapkın zalim olmuşlardır.

Müslüman, hak ve hakikat, doğru ve gerçekler içinde, İslam ve bilimde olmalıdır. Karanlığı aydınlığa, zulmü adalete, inkârı doğruluğa ulaştırmalı. Cahiliye karanlığı içinde yaşamamalı. Cahil zorbadır. Kabadır. Serseridir. Ahmaktır. Sefihtir. Hak hukuk tanımayandır.

Cahil insan yanlış yaptığını bilmez. Zira doğruyu öğrenmemiştir. Yanlışları doğru olarak görür. Kafası çarptığında bile aklı başına gelmez. Daha da sersemleşir. Başına vurulmuş kedinin, akıllı davranması mümkün olmadığı gibi, bir kötü duruma düşer. Cahil insan, önlem almasını, tedbirli olmasını, ilmi hareket etmesini becermez. Tevhit dinini, ilmi, irfanı, hikmeti, irşadı, feyiz almayı beceremez. Bugün, İslam dışı kişilere ve toplumlara bakınız. Çok berbat, perişan durumdadırlar! Beşeri ve doğal afetlerde perişan olmakta, yok olmaktadırlar!

Cehalet içindeki, kişi ve toplumlar, hak hukuk tanımazlar. Kendini, hakkı, hukuku, haddi, hududu- sınırı, Rabbi tanımazlar. Aşırılık, gerilik, ilkellik içinde olurlar. Cahiller, şeytanca, zalimce davranmayı; maharet, meziyet bilirler. Her yönüyle sapık sapkın hareket ederler. Lüt kavmine de benzerler. Ebu Cehil’e de benzerler. Firavun, Nemrut, Karun gibi hareket ederler. Yanı tarihte olan bu zalim sapkınlar, günümüzde de yaşamaktadırlar!

Cahil insan kabadır, molozdur, hamdır, saldırgandır, kibirlidir, bozuktur, bozgundur, suç işlemeye eğilimlidir. Serkeştir, bilgisizdir, bilinçsizdir. Ama kendini üstün görür. Akıl, ilim, irfan, hikmet almaz! Hak hukuk doğruluk dürüstlük adalet hakkaniyet güzel ahlak, edep, hayâdan yoksundur. Sabırlı değildir. Evrensel değerlere bağlı değildir. Cahil, cehalette, cehl kişidir. Bozuk ve bozguncu kişiliktedir. Sorumsuzdur. Hak hukuk tanımaz. Suç işler. Haram, helal dikkate almaz. İdeolojik sapkınlıktadır. Fikirde ve eylemde sapkındır. Felsefi- beşeri sapkın inanışlıdır. Allah’ı, İslam dinini bilmediğinden, cehalettedir.

Peygamberimiz sas. Buyuruyor: “ Cahillerden yüz çevirin.”

Tabii ki, yüz çevirmenin yol ve yöntemlerini öğrenmek gerekir. Bu da bilgiyle, doğru ilimle olmaktadır.

Cahil cühela çapulcu sapkın insan; Allah cc. , peygamber, din- iman, İslam tanımaz. Tanıma azmi, gayreti de olmaz. Bu bireyleri, toplumlara cehalete düştükten sonra kurtarmak çok zordur. Düşmeden, bilgilendirip, bilinçlendirmek gerekir. Çocuk, genç yaşta başlamalı. Cahil insan maddecidir- materyalisttir. Maddeye, eşyaya, mala, mülke, servete, zevke, keyfe düşkündür. Yeterince geliri olmasına rağmen hala çalma, çarpma, hırsızlık, yolsuzluk, dolandırıcılık, adatma, kandırma peşindedir.

Türkiye’mizde 81 İl, 922 tane İlçe vardır. Ülkemizin vatandaşlarının nüfusu 85 milyonu geçti. Yıllık bütçesi 200 milyar dolar kadardır. Dünyada ülkemizden daha zengin haramiler, haramcılar, kapitalist materyalistler vardır. Hala devletleri, milletleri soyma, sömürme peşindedir.

Ülkemizin 81 İlini birer birer bu haramilere dağıtsan; az geldi! Bir İl daha ver, der. Bir tane daha verirsen; 3-4-5. Yi ister. Kanaatsızlık, doymazlık, harama düşkünlük böyle bir aç gözlülüktür. Allah cc. Islah eder, inşallah. Ama Allah cc. İsteyene verir. Islah olmak istemeyeni ıslah etmez, düzetmez, iyileştirmez. İnsanlığa İslam dinini ve peygamberleri vermiş. Akıl, zekâ, öğrenme yetisi verdi. Hakk’a yönel emrini iletti. Artık hakkı, batılı seçme insana kalan bir durumdur.

Cahil cühela, cahiliye, cehalet içindeki, bilgisiz insan; bağnazdır. Zalimdir. Irkçıdır. İdeolojik sapkınlıkla davranır. Irkçıdır. Diktatördür. Katildir, katliamcıdır. Kötü zanda bulunur. Zalimdir. Zulmeder. Haksızlığı savunur. Batıldır. Küfürdedir. Fitnecidir, fesatçıdır, ayrımcıdır. Kötülük yapmayı yeğler. Kur’ân, beşeri- felsefi inanışta olanları, pagan inanışları, Hristiyan ve Yahudileri şirk ile suçlar. Onların Allah cc. Dışındakileri Rab olarak tanımladığını anlatır. Kendi nefislerini ıslah etmediklerini anlatır. Allah’a isyan ederler. Allah’ın emir ve yasaklarına uymazlar.

İmanın karşıtı- zıddı- tersi küfürdür. Küfür, gerçekleri örtmek, demektir. Küfrün pek çok çeşidi vardır. İnsanın iyiye ve kötülüğe yönelme eğilimi vardır. Allah cc. İnsanın doğru yola yönelmesi için 104 kitap, pek çok peygamber göndermiştir. Allah cc. İnsanı dosdoğru olmaya çağırmıştır.

Hud suresi 112. Ayette: “Emrolunduğun gibi dosdoğru ol,” emri verilmiştir.

İnsan, dünyada akıllı, zekice, sağlıklı, ilmi yaşamalıdır. Dünyada zorluklarla başarılı olması için pek çok alanda eğitim almalı. Kurs görmeli. Yararlı, bilgi içerikli kitaplar, dergiler okumalı. Stresi, öfkeyi, kızgınlığı yönetmek için sabırlı ve dayanıklı olmalı. İnsan sağlıklı beslenmeli. Mutlaka bedenine uygun spor yapmalı. Ama doktor kontrolünden geçemden, spor yapmamalı. Sosyal ilişkilere önem vermeli. Etkin- aktif olmalı. Sağlıksız beslenmemeli. Hareketsizlik ölüm getirir. Hareket eden her varlık yaşar. Sağlıklı, helal, taze, doğal beslenmeli. Günde iki öğün yemek yemeli. Acıkınca atıştırma yapmalı. Dengeli, yeterli, değişik beslenmeli.

Beslenmede Akdeniz Diyeti yapmalı. Akdeniz Diyeti beslenme, UNESCO tarafından onaylanan bir beslenme çeşididir. Kalp- damar sağlığı açısından çok yararlıdır. Diyabet, kalp- damar sağlığına iyi gelir. C vitaminini eksik yapmamalı. E vitaminini de eksik yapmamalı. Daha doğrusu her vitaminden olması gereken kadar almalı. Kan değerlerine bakmalı. Beslenmede hem İslam dinin hem de tıbbın ilmine uymalı. Sürdürülebilir beslenme yapmalı. Vücuda çok yüklenmemeli. Yetersiz ve sağlıksız da beslenmemeli.

Akdeniz beslenme diyetinde şunlara dikkat etmeli: Kırmız et ve tatlıları seyrek tüketmeli. Aşırılık, gerilik içinde olmamalı. Her işte ölçü ve dengeye önem vermeli. Ölçüsüz, dengesiz işler yapmamalı. Haftada bir kere yumurta, peynir, beyaz et, et, balık tüketmeli. Haftada bir- iki defa deniz ürünleri tüketmeli. Deniz ürünlerinden zarar verici olanlara dikkat etmeli. Zeytin ve zeytinyağlı yiyecekleri kararıyla her gün tüketmeli. Yine her gün sebze ve meyve tüketmeli. Yine her gün bakliyat, tahıllar, tam buğday ekmeği, çerezler, tohumlar tüketmeli. Ama yine aşırıya kaçmamalı. Aşırılık her konuda, her alanda zararlıdır. Gerilik, yetersizlik de her alanda yine zararlıdır.

Kilo alıp da perhiz, diyet yapmamalı. Bazıları diyeti çok sağlıksız, ilim- bilim dışı yapmaktadır. Bunun için ölmektedir. ABD eski başkanına sadece kırmızı et ile diyet yaptırdılar. Sonunda öldü! Susuz kalmamalı. Susuz kalan vücutta öncelikle böbrek iflas eder. Dolaşım sistemi bozulur. Yeterince su içmeliyiz. Sağlık durumumuza göre, doktor ve diyet uzmanına göre beslenmeliyiz. Ama bir doktorun önerisine uymamalıyız. Bazıları çok yanlış bilgi verip, sağlığımızı bozdurmaktadırlar! Sporu da bilgili, bilinçli, bedenimizin şekline uygun yapmalıyız. Yanlış beslenme ve spor yüzünden çok insan yaşamını yitirmiştir!

İnsanın çok iyi yetişmesinde eğitim- öğretim, güzel ahlak kazandırma, terbiye, bilgilendirme, doğruları kazandırma, yanlışlardan sakınmayı öğretme çok önemlidir. Çocuklara en güzel kendimiz örnek olarak rol model olmalıyız. Çocuklara az bilgi ile birlikte somut eşyalarla yaşayarak öğretmeliyiz. Oyuncaklar, malzemeler kullanmalıyız. Malzemeler daha çok el yapması olmalıdır. Çocuk oyuncaklarla istediği şekli yapabilmelidir. Yeteneğini geliştirebilmelidir. Beceri kazanabilmeli. Çocuklara çok çizgi filim, sinema izletmemeli. Bunlar çocuğun beynini karıştırır. Dikkatini bozar, hiperaktivite, dikkatsiz, boş işlerle beyni doldurma durumu oluşturur. Çizgi filmindeki, ikide bir sahne değişikliği, çocukta beyin işlevini, dikkatli olmasını bozar. İletişim sinirlerinde atlamalara neden olur. Nöronlarda düşünme oluşturmaz.

Çocuklarda, 6 yaş altı çocuklara bilgi verilmeli. Bizler en güzel örnek olmalıyız. Doğal materyallerle oyun geliştirme, değişik şekiller yapma, drama, oyuncak at binme, teniz oynama, jimnastik yapma, patates ile baskılar geliştirme, oyunlar oynama, güzel şarkı, türkü söyleme, dini bilgiler kazandırma, görgü kuralı öğretme, temizlik alışkanlığı, yemek yeme alışkanlığı kazandırma yapmalı. Yabancı dil öğretimi de 6 yaş altında başlatılmalı. Bunlar anaokullarında yapılabilir. Çocuk psikolojisine, becerisine, anlayışına, pedagoji kurallarına uygun davranılmalı. Çocukların yanında zararlı madde kullanmamalı. Geniş bahçeye, geniş sınıfa gereksinim vardır. Spor salonu olmalı. Tiyatro izleme salonları olmalı. Müzik salonları olmalı. Yüzme havuzları olmalı. Bahçede çiçekler, güller, kısa boylu ağaçlar olmalı. Ziraat bahçesi olmalı. Çocuk doğayı tanımalı.

Çocukların sağlıklı beslenme yerleri olmalı. Sevgi, saygı üzerine bir ortam geliştirmeli. 6 yaş altı çocuklara somut, elle tutulabilir anlatımlar yapmalı. Çocuklar soyut kavramları anlayamazlar. Eğitimde de somut davranmalı. Göstererek, yaptırarak eğitmeli, öğretmeli. Çocukların anne ve babalarında yapılan eğitimden haberleri olmalı. Anne ve babalar en az iki haftada bir öğretmenler eşliğinde toplanmalı. Veliler bilgilendirilmeli. Çocuklar, anne, baba ve öğretmenlerle ortak eğitim- öğretim görmeli. Çocukların eğitimleri- öğretimleri hakkında çok kitap, dergi okumalı. Kurslar görmeli. Bu iş fidan yetiştirmeye benzemez. Fidanı bu yıl yetiştiremezsen, bir daha ki yıl için öğrenme yaparsın. Yetiştirişin. Ama çocuk yetiştirme böyle değildir.

İnsan yaşadığı ana odaklanmalı. Bir anda bir iş yapmalı. Ayni anda iki iş yapmaya çalışmamalı. Dikkatini toplamalı. Özenli, dikkatli, planlı, kaliteli, verimli iş yapmalı. İş yaparken; iş sağlığı ve verimliliğine dikkat etmeli. Tüm önlemleri almalı. İşinin uzmanı olmalı. işi acele etmeden bitirmeli. Acele etmemeli. Acele edilen işte verim olmaz. Kaza olur. Ayrıntılara, küçük şeylere dikkat etmeli. Zannetme ile iş yapmamalı. İş konusunda kesin bilgi edinmeli. İşi özü ile birlikte yapmalı. En kaliteli malzeme kullanmalı. Hayalleri hedefe dönüştürmeli. Bildiğiniz işi yapmalı. Bilmediğiniz işi yapmaya kalkışmamalı. İş yapacaksak, belli bir eğitimden geçmeli. Her iş konusunda kapsamlı doğru bilgi sahibi olmalı. işin aslını, özünü süzgeçten geçirmeli. Yapıcı olmalı. Doğru iletişim ve diyalog kurmalı. İnandığın yolda değil dosdoğru yolda olmalı. Kendi başarınızı kendiniz sağlayın. Ama ortak akıl kullanmayı asla ihmal etmeyin.

Kendiniz iyi hissedin. Kötümser, karamsar asla olmayın. Bilgili iseniz aydınlıktasınız. Ama doğru bilgililer aydınlıkta, yanlış bilgililer karanlıkta olurlar. Yanlış bilgi aydınlatmaz. İnsanın başını belaya sokar. Karanlıkta mahpus eder. Her günü mutlaka değerlendiriniz. Sağlıklı gün geçiriniz. Her işiniz olumlu ve sağlıklı olsun. Sağlıklı beslenmeyi kesinlikle ihmal etmeyiniz. Yapıcı, olumlu olunuz. Spor, eksersiz yapmayı asla ihmal etmeyiniz. Doktor kontrolünden sonra ağır olmayan düzenli spor yapınız. Huzurlu, mutlu, gülümseyen, hayata olumlu bakan olunuz. Başkalarını suçlamayınız. Başkalarıyla çekişmeyiniz.

Hazreti Ali ra. Diyor ki: “ İyi ve doğru karar verebilmek için, güvenilir bilge kişilere danış.”

Lâ Edri diyor ki: “ İnat ve gayret birbirine karıştırılmamalıdır. Çünkü inat nefsanidir. Gayret ise Rabbanidir.” 

Peygamberimiz sas. Buyuruyor: “ Akıllı insan zamanını iyi değerlendirir. Kendi kendini geliştirir. Dilini kötü sözlerden korur. Hesaplı ve ölçülü konuşan insan; az konuşur. Kendini ilgilendirmeyen işlerde konuşmaz.”

Mehmet Akif Ersoy, İstiklal Marşının 3. Kıtasında diyor ki:

“Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım.

Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!

Kükremiş sel gibiyim; bendimi çiğner, aşarım;

Yırtarım dağları, enginlere sığmaz taşarım.”

A’raf suresi 157. Ayet: “ … ( İşte O peygamber onlara) temiz ve güzel şeyleri helal, pis ve zararlı şeyleri haram- yasak kılar.”

Bakara suresi 195. Ayet: “ … Kendi ellerinizle kendiniz tehlikeye atmayın…”

Nisa suresi 29. Ayet: “ … Ve kendinizi öldürmeyin. Kuşkusuz Allah sizi çok esirgeyicidir.”

Bakara suresi 219. Ayet: “ … Her ikisinde de ( içki ve kumar) günahı yararından büyüktür.

Peygamberimiz sas buyuruyor: “ İslam dininde, zarar vermekte, zarara; zarar ile karşılık vermekte yoktur.”

Hadis-i şerif: “ Müslüman, Müslümanların elinden ve dilinden güvende olduğu kimsedir.”

Peygamberimiz sas. Buyuruyor: “ Allah’a ve ahiret gününe inan biri, komşusuna eziyet etmesin.”

Hadisi şerif: “ Sapkın bir kavme benzeyen, onlardandır!”

İslam dininin değerleriyle ve bilimin verileriyle, hakkıyla davranmayan kişi, kişiler, toplumlar, üreticiler, yöneticiler saygın olamazlar. Başarılı olamazlar. Takdir ve teşekkür alamazlar. Biz İslam’ın binlerce fazilet değerlerinden sadece şu birkaç değeri yaşam tarzı yaparsa, başarılı olur. Yapmazsa başarısız olur. Takdir, teşekkür görmez.

Şu dini değerlere sahip olmalı: Dosdoğru, dürüst, hakkaniyetli, İslam ahlaklı, edepli, hayâ- ar- utanma sahibi, ilmi, irfanı, irşatlı, feyizli olmalı. Bilimsel değerleri de, dinimiz ile birlikte yaşam tarzı yapmalı. Ölçülü, dengeli, hassasiyetli davranmalı. Adaletli olmalı. Adalet ve dürüstlük başta gelmeli. Dosdoğru olmalı. Dürüst olmalı. Halka eşit hukuk ile davranmalı. Fedakâr, vefakâr, özverili olmalı. Huzur ve mutluluğu tesis etmeli. Halkı dost ve kardeş yapmalı. Toplumu birbiriyle kucaklaştırmalı. Kulluk bilinci kazandırmalı. Sabrı öğretmeli. Önlem ve tedbir almayı benimsetmeli. Sevgi, saygı içinde hareket etme öğretilmeli. Sorumluk sahibi yapmalı. Kendi de sorumluluk sahibi olmalı. Yüce Allah’a teslim olmalı. Alçak gönüllü, vakarlı- ağır başlı, yardımsever, iyiliksever olmalı. Hizmet etmeyi esas almalı. Deneyimli yüksek uzman aklı kullanmalı. Ortak akıl kullanmalı.