Sevgi, Yüce Allah’ın insana verdiği; en değerli, önemli, kıymetli, faziletli niyet, duygu, düşünce ve eylem biçimidir. Sevgi çok çeşitlidir. Sevgi, kalp ve beynin en güzel işlemesidir. Sevgi ile vücut doğru, düzgün, normal işlevini yürütür. Sevgisiz bir bedenin yaşaması ve normal olması mümkün değildir. Sevgisiz vücut pek çok fiziki ve ruhsal- psikolojik hastalıklara tutulur ve iyileşmesi de mümkün olmaz. Sevgi, âlemlerin Rabbi Yüce Allah’ın vergisidir.
Aşk ile sevgiyi birbirine karıştırmamak gerekir. Aşk hormonsal bir hastalıktır. Aşk gezgindir. Aşk hormonsal bir aşırılıktır. Hele kara sevda denilen, aşkın aşırılık hali ise tamamen bir paranoyaklık, patolojik aşırılıktır. Beynin anormal, bozuk, kötü işlevselliğidir.
İnsan sevdikçe, sevgi ile hareket ettikçe; olgun insandır. Sevgisiz bir bireyden, olgun insan değil; insan bile olamaz. Biz sevgisiz insan denen varlığın ne korkunç dehşet veren vahşilikler yaptığını görüyoruz. Sevmesini bilmeyen, sevmesini beceremeyen insanlar; her kötülüğü, çirkinliği, yalanı, yanlışı yapar. Bu tip bireyler özellikle eğitim- öğretim, sağlık ile iyileştirilmeye, tedavi edilmeye çalışılmalıdır.
Sevgisiz insanların işleri yolunda gitmez. Bunlar yol, yordam, hak, hakikat, doğru, gerçek, din- iman, insanlık pek bilmezler. Bilmediklerinin altında acı şekilde ezilirler. Bunlar pek kılavuz, akıl, ilim, bilim, doğru ve yararlı bilgide istemezler. Patolojik hal almışlardır. Tedavi edilmeye, iyileştirilmeye gereksinimleri bulunmaktadır. Aksi halde fecaat, felaketler, vahşilikler oluştururlar.
Sevgisiz bireyler; sapık, sapkın, saldırgandırlar. İnternette bir araştırma yapınız. Şunu yazınız. Karşınıza çıkacak listede olan zalim katil katliamcı zalimler; sevgi, saygı, insanlık, İslam bilmeyen ve İslam düşmanları olan kişiler oluğunu göreceksiniz.
“ Dünyanın en zalim katil katliamcı kişileri kimlerdir?
Aldığınız yanıtın değerlendirilmesini; kapsamlı, derinlemesine, açılımlı düşünüp, değerlendirme yapınız.
Her zaman dosdoğruya, gerçeğe, hakka, hakikate ulaşmak için çok kapsamlı araştırmalar yapınız. Yanlış bilgilerden arınınız. Yanlışa aldanıp, kanmayınız. İdeolojik sapıklık, sapkınlık içinde olanlar; ideolojilerin bozuk, yalan, yanlış, çürük, kokuşmuş fikirlerini; allayıp, pullayıp halklara sunmaktadırlar. Tüm ideolojik fikirler batıldır, küfürdür, bozuktur, işe yaramazdır. İlkeldir, sapkınlıktır, sapıklıktır, yararsızdır, zararlıdır, çirkindir. İnsan doğasına zararlıdır. Akla, fikre, beyne, kalbe, bedene çok zararlıdır.
Komünizm ve faşizm, dünya üzerine gelmiş, geçmiş en adi, zararlı, vahşi, ilkel düşüncesizliktir. İnsan için bir bakteriden çok daha tehlikelidir.
Liberalizm, kapitalizm insan yaratılışına, onuruna aykırı bir virüstür. Bunlar sadece insanları bozmamaktadırlar. Karada, denizde, havada, uzayda her ne varlık varsa, hepsini mahvetmektedirler. Bu ideolojilerin Allah cc. Kur’an, peygamber, İslam, din- iman düşmanlıkları vardır. Kendi yanlışlarını söyleyenlere karşı amansız düşmandırlar. Bu ideolojiler Yahudilik, Hıristiyanlık ve diğer batıl felsefi inanışlara da düşmandır. Bu ideolojilerde insaf, vicdan, acıma duygusu yoktur. Maddecidirler. İnsanları sömürerek, açlığa mahkûm ederek öldürürler. Açlıkla öldüremediklerini, savaşlarda, çatışmalarda, terörle öldürürler! İnsanların yarıdan fazlasını bu batıl, sapkın düşünceli insanlar öldürdüler, öldürmektedirler, öldürecekler!
Bu sapkın düşünceliler insanlar yanlış kılavuzluk ederler. Bunlar yalancıdırlar, iftiracıdırlar, zalimdirler, hak ve hakikat, doğru ve gerçek düşmanıdırlar. Bunların beyinleri, kalpleri, genleri patolojik değişime uğradıklarından, haram ile değişim geçirdiklerinden; hak ve hakikati kabul edemezler. Zararlı, bağımlılık madde aldıkları içinde genlerinde değişim, bozukluk oluşmuştur.
Maddi, manevi anlamda, yeme ve içmede haram, mekruh yememeli, içmemeli. Bunlar aynı zamanda tıbben de zararlıdır. Zaten insana zararlı olanlar; haram, mekruh olarak bildirilmiştir. Sadece haram yeme- içme genlere, DNA’ya zarar vermiyor! Düşüncenin sapkınlığı, bozukluğu, batıl oluşu da, insan genlerine zarar vermektedir. Bunun için samimi mümin ve Müslüman olmayanlardan; doğru dürüst, yararlı, değerli insan pek çıkmamaktadır.
İnsanlara iyi bir eğitim- öğretim, terbiye, güzel ahlak kazandıramazsak; vahşetten, dehşetten, korkunç felaketlerden kurtulmak mümkün değildir, olmaz da! Bunun için sadece dünyada beşeri- insanı felaketler yaşanmamaktadır. Doğal felaketler, doğal afetlerde yaşanmaktadır. Doğal ve beşeri afetlere karşı önlem alınmadığından, çok büyük zarar- ziyan görülmektedir. İnsan olabilmek için doğru, düzgün, olumlu, ilmi eğitim ve öğretimden herkes geçirilmeli. İslam ahlakı kazandırılmalı. Bu ülkemizde yapılmadığı gibi diğer ülkeler, bizim ülkemizden çok daha berbat durumdadır.
Yanlış, bozuk, kötü, olumsuz eğitim- öğretim görenler, alanlar; doğru ve gerçeğe ulaşamaz. Ulaşmak da istemez. İstemediği gibi, başkalarının ulaşmasını da engellemek için çaba gösterir. Düşünün ki, bir insan Darwin teorilerinin bilimle, gerçekle ilgisi olmadığı halde, bunu bilim diye sunanlar vardır. Yanı kendinin bir insan soyu değil de, maymun soyundan geldiğine inan vardır. Bu tip kişiden nasıl olgun insan olması beklensin? Bir insan faşizmi, diktatörlüğü, sosyalizmi, komünizmi bilim diye anlatırsa, bundan nasıl ilmi davranması beklensin? Liberalliğin, kapitalizmin refah sağlayacağını söyleyenden, doğru bilgili insan olması mümkün değildir. Beşeri – felsefi söylemleri, din diye kabul edenlerde, ideolojik sapkınların durumu gibidir. Bilim gerçekliktir. Din sadece Yüce Allah’ın peygamberimize sas. Vahyettiği İslam dinidir. Başkaları boş, yalan, uydurma, kurgulama sözlerdir.
Zararlı, haram, mekruh içecek, yiyecekler insanı patolojik duruma sokar ve sağlıksız yapar. Bozuk, yalan, yanlış fikir- düşüncelerde aynı patolojik duruma sokar. İnsanın psikolojisini bozar. Yanlış yaptırır. Hak ve hakikat düşmanı ettirir. İnsan travma- sarsıntı geçirir. Ruhsal, psikolojik durumu bozulur. Artık pimi çekilmiş bir mayın, bomba gibi olur! İlletli, zilletli olur. Hain, alçak, kahpe, kalleş, hak değerlere düşman olur. Üstün yetenekleri, becerileri, meziyetleri olmaz. Güvenilmez. Toplumda saygınlığı olmaz. Sağlıklı, Sürdürülebilir bir durumu kalmaz. İnsanları bu duruma sürükleyenler, bunun hesabını Yüce Allah’a mutlaka ama muhakkak çok acı şekilde verecekler.
İyi bir samimi bilgili bilinçli mümin Müslüman olmayanlardan; hayır, iyilik, güzellik, yarar gelmez. Bir yarar ederse, yüz zararla ettiğini burnundan çıkarır. İki gün önce, 12 Eylül günüydü. 12 Eylül 1980 günü ülkemizde cunta darbesi olmuştu. Kenan Evren, arkadaşlarıyla darbe yapmıştı. Siyasi beceriksizlikleriyle ülkeyi yönetemeyen; Süleyman Demirel ve Bülent Ecevit, ülkemizi mahvetmişti. İkisi de masondu. Aslen ikisi de solcuydu. Ama Demirel sağcı rolü oynadı. Emperyalistlerin, Siyonistlerin maşası oldular. Ülkemizin körpe, pırlanta, zeki, atılgan, cesur gençlerini birbirine koydular. Anarşi, şiddet, terör yaptırdılar. Bir taraf Rus- Sovyet yanlısı komünistti. Diğer taraf Amerikancıydı. Aynı Bulgar şirketi, iki tarafa da silah verdi. İki tarafı birbiri ile çatıştırdı. Polis ve asker güçler buna engel olmadı. Solcu Ecevit döneminde asker, polis de; Ecevit hükumetince kullanıldı. Askeri cunta darbesinin yolu açıldı.
Ülkemizde askeri cunta darbesi öncesi her gün terör yüzünden 1980 yılı öncesi 25 kişi öldürülüyordu. Ama buna polis ve asker- jandarma müdahale etmiyordu. Ülkemizin bazı İllerinde sıkıyönetim olmasına rağmen, güvenlik sağlanmıyordu. Komünistlerin egemen olduğu İllerde, asker komutanlar, onların yasadışı eylemlerine katılıyorlardı. Her gün terörden 25 kişi ölüyordu. Ama 12 Eylül 1980 ve sonraki, günlerde hiç öldürülen olmadı. Darbeci Kenan Evren generale sordular. Daha önce neden, niçin darbeyi yapmadınız? – Yanıt verdi: İşlerin olgunlaşmasını bekliyorduk!
12 Eylül 1980 sonrası halka zalimlik, haksızlık yapıldı. Suçluların yanında göz korkutmak için masumlarda toplandı. 50 kişi idam edildi. Yaşı 18’den küçük olanların, yaşı mahkemede büyütülerek; idam edilmesi düşündürücüdür. 650 bin kişi tutuklandı. 171 kişi işkenceyle öldürüldü. Toplamda 299 kişi öldürüldü. 230 bin kişi mahkemede yargılandı. “Bir sağdan, bir soldan astık, dedi; darbe başındaki Evren!” Böyle demekle adaletli davrandığını ifade etmek istedi. Darbeyi yapan cuntacı 5 kişi, köşeyi döndü. Yanı her darbede olduğu gibi; millet, devlet; yağmalandı, çalındı!
Darbeyle kurulan devlet; pek çok darbeyle karşılaştı. 27 Mayıs 1960 cunta darbesinde; 1 Başbakan, 3 Bakan, 15 kişi idam edildi. 449 kişi mahpus ile cezalandırıldı. İşkenceyle Milli Eğitim Bakanı cezaevinde öldü! Devlet yine yağmalanmıştı.
12 Mart 1971’de seçilmiş hükumete darbe yapılarak, hükumet düşürüldü. Nihat Erim, Başbakan yapıldı. O da komünist teröristlerce öldürüldü! 350 bin kişi tutuklandı.
1980 askeri cunta darbesini kısaca anlattık.
28 Şubat 1997’de Refah- Yol Hükumeti, beşli çete tarafından düşürüldü. Dindar kesim tamamen hak hukukları yok edilerek, yaşamdan soyutlandı. Aslında hükumet iyi gidiyordu. Ama çalma- çırpma, soyma pek yapılmıyordu. Tutuklananlar oldu. Ceza alanlar oldu.
1997’de Solcu Bülent Ecevit ve üçlü, dörtlü ortak hükumetler kurularak, devlet soyuldu. Millet sefalet içinde bırakıldı.
03 Kasım2002 günü yapılan Genel seçimlerde, Ak Parti Hükumeti iktidar oldu. İşler baştan iyi gitti. Ama hainler, hırsızlar, soysuzlar, teröristler farklı şekillere bürünerek, kendilerini gizledi. Hükumete girdiler. Ak Parti Hükumeti de 2018 yılından beri ipin ucunu kaçırdı. Devleti, piyasayı, ekonomiyi kontrol etmede başarısız olmaktadır.
16 Temmuz 2016 günü ordu içindeki bir kısım cuntacı, hükumete darbe yapma girişiminde bulundu. Darbeyi polislerle, sivil halkımız durdurdu. Sabahleyin darbe başarısız olmuştu. 252 kişi şehit oldu. 2193 kişi gazi oldu. Hepsine selam ve sevgi- saygılarımı iletiyorum. Darbeciler gitti ama darbecileri destekleyenler, sivil halkımızı mahvetmeyi hala sürdürüyor. Hala Fetö terör örgütünden tutuklananlar, yargılananlar oluyor. Devletten 125 bin kişi atıldı.
1980 cunta darbesinden sonra, 1983 yılında terör tekrar başladı. Başlayan terör DDK, KUK, RİZGARİYE, KAWA, PKK terörü oldu. Bölücülük, Kürtçülük üzerinde örgütlendi. Devlet, PKK terörünün 1984 yılı Eruh baskını ile başladığını söylüyor. PKK adı ile tarih doğrudur. Ama 1984 yılından önce PKK adı; Apocular idi. Apocular adı ile terör yapıyorlardı. PKK 1978 yılında kuruldu. Ama 1978 yılından öncede; 1970 yılı başında kurulan; DDK, KUK, KAWA, RIZGARİYE yasadışı örgütler terör yapıyordu. Bu Kürtçülük yapan bu yasadışı örgütler, Kürt halkının haklarını savunuyoruz, diyorlar. Ama en çok da Kürt katlettiler. Türkiye, Irak, Suriye’de 70 bin Kürt sivil halkı katlettiler! 70 binde bu bölgelerde, ülkelerde kendileri kayıp verdi, etkisizleştirildi! Bu teröristleri başımıza saranlar; komünist ülkeler, batı, emperyalistler, Siyonistlerdir. İnsanda işleyen beyin olmadığında, her pisliğe düşer ve yok olursun!
Sizlere şunu unutmaması öneriyorum:
1- Ülkemizdeki sol- komünist terör örgütlerinin kurulması, beslenmesi, 1991 yılından önce var olan; 50 taneden fazla komünist devlet rejimler tarafından yapıldı. Daha çok SSCB denilen komünist Rusya tarafından yapıldı. Ülkemizde terör olarak, insan öldürme, katletme olarak 1968 de kendini gösterdi. Daha önce o kadar insan katledilmemişti. 1968 yılından 2023 gününe geldiğimizde hep terör yapıldı. İnsanların beyinlerini öyle kirletiyorlar ki, yaptığı yanlışları yarar olarak görüyorlar. İstedikleri gibi, mankut gibi kullanıyorlar. 1991 yılına kadar komünist rejimli ülkeler, komünistleri kullandı. 1991 yılından sonra kapitalist devletler komünistleri, İslamcıları kullanmaktadırlar. İslamcı terör örgütlerini de daha çok USA, ABD, Amerika birleşik devletleri kuruyor. Terör yaptırıyor. Sonrada sen terör yapıyorsun, diye; bulundukları ülkeleri işgal edip, başka bir terör örgütü ile savaştırıyor. Terör olayına ülkemiz çok büyük paralar harcadı. Çok şehit ve gazi verdik.
2- Ülkemizin geri kalmasının başka bir nedeni de; ülkemizde; milletimizi, devletimizi soyan, çalan, hırsızlık yapan, görevini dürüst yapmayan, insan kılıklı hainlerdir. Devleti tamamen bitirdiler. 2003 yılı öncesi hiçbir devlet- kamu kurum, kuruluş, işletmesi kâr etmedi. Hırsızlardan korunamadı. 1986 yılından sonra da, kâr etmeyen bu kurumları, devlet özelleştirerek, elinden çıkardı. Çok ucuza kapatıldı. İşletmeler kapitalist sömürücülerin eline geçti. Şimdide kartel oluşturdular. Hükumetler piyasayı kontrol edemiyor. Para kimde ise ağa, patron odur. Göstermelik ceza yazılsa da, tüketiciden çıkarılıyor. Zaten pek vergi vermiyorlar. Vergi verseler de, sattığı ürüne yüklüyorlar. Akıllı hareket etmezsen, sonun berbat, harap, felaket, fecaat olur, oldu. Bu kafasızlıkla daha da olacak! Bir devlet elindeki demir- çelik, çimento, telefon, elektrik, tekstil, otel, tüm taşınmaz mallarını yok pahasına elinden nasıl çıkarır?
3- Başka bir zarar- ziyan ettiğimiz konuda; yaptığımız sakat, hileli, dayanıksız, bozuk, çürük yapılardır. Ülkemizde 25 milyon kadar yapı stoku var. %95’i çürüktür. Mimar- mühendislik hizmeti alanlar da çürüktür. Çünkü çürümüş, kokuşmuş, hain beyinler sağlam, sağlıklı, güzel işler yapamazlar. Yapmadılar. Bu kafayla giderse, yapmayacaklar!
Bu yazdıklarım, kendimin yaşadıklarıdır. Yaşantımda cemaat, tarikat, terör örgütlerini, sivil toplum örgütlerini, dernekleri, vakıfları tanıdım. Başta iyi başlayanların, iyiliği sürdüremediklerini gördüm. Kötü başlayanların sonlarının fecaat, felaket olduklarını gördüm.
En iyisini biz de sizlere söyleyelim. Kısaca söylersek, şöyle demek isterim: Âlemlerin Rabbi Yüce Allah’ın emirlerini tutun. Yasakladıklarından sakının. Yüce Allah’ın hoşuna gitmeyecek, razı olmayacak, hoşnut olmayacak işler yapmayın. İyilikleri, hizmetleri Allah cc. İçin yapın. Artırarak yapın. Kötülükleri azaltın. Amir, üst yönetici, yasa koyucu iseniz, yasaklayın. Kendinizi her gün birkaç kez hesaba çekin. Sorgulayın. Muhasebe edin. Ortak dosdoğru deneyimli uzman aklı kullanın. Bilgelere, bilginlere danışın. Her işte İslam dinin hükümlerini, bilimin verilerini, tekniğin olanaklarını mutlaka kullanın. Yanlış, hata yaparsanız; Yüce Allah’tan af dileyin. Muhatabı olan insanlardan özür dileyin. Allah’ın ve kulların haklarına asla girmeyin. Her yaptığınız işi, işlemi, muameleyi, eseri, yapıtı, yapıyı mutlaka ama muhakkak İslam dinin, bilimin, tekniğin verileri ile yapın. Zarar görmeyeceğinize inanıyorum.