( Tüm yöneticilerimiz ve aziz milletim okursa, çok yararlanır) Doğru, dürüst, hakiki, hak, bilge Mümin, Müslüman, dünyanın en iyisi olmalıdır. İslam inancı ve davranışı bunu gerektirmektedir. Eğer dünyanın en iyisi, güzeli, doğrusu, dürüstü, yararlısı, olgunu, bilgesi, medenisi olmamış ise kendinde sorunlar var demektir.
Müslüman, inancı, ibadeti, ahlakı, davranışı ile Kur’an ve sünnete bağlı olmalı. Kur’an ve sünnete bağlılığı da onu ilimde, bilimde, teknikte, teknolojide, sanatta, hikmette, medeniyette zirve yapmasına neden olur. Müslüman bilgindir. Bilgedir. Sanatçıdır, sanatkârdır, zanaatkârdır. Üretkendir. Hem de en kaliteli, verimli, stratejik plan, program, projeli iş yapar. Mesleğinin zirvesinde, bilginin doruğunda olur. Kendini her an geliştirmekle meşgul olur. Boş, zararlı, kötü, çirkin, yanlış işlerle zaman öldürmez. İmanı, İslam’ı ile Rabbi olan Allah’a ibadet eder. İnsanlara, varlıklara ihsanda bulunur.
Müslüman, duygu, niyet, düşünce, eylem, davranış, hareketlerinde en ala nitelikte, iyi özellikte olur. Giyim kuşamında estetiktir. Temizdir. En güzeldir. Örtünendir. Giyinendir. Mahrem duygusuna sahiptir. Milli, manevi, dini, ilmi, evrensel değerlere bağlı olarak harika ve harikulade şekilde yaşar. İlimle, bilimle, teknikle, hayırla, güzel sanatlarla, çevre ile sanayileşme ile eğitim- öğretim ile ilgilenir. Yediğine, içtiğine, giydiğine dikkat eder. Serseri kılıklı, pis, pasaklı olmaz. Cahiliye adetleri içinde boğulup, kalmaz. Batılın pisliğine, medyanın sapıtmışlığına karşı uyanık olur. Kendini batıla kaptırmaz. Şehirlerini, çevresini medeni yapmaya çalışır. Dünyevileşmez. Harama batmaz. Ahlak ilkeleri çerçevesinde şahane, harika, harikulade, estetik hayat yaşar. Allah cc. İçin sever ve buğuz eder.
Halkın eğitim ve öğretimi ile ilgilenir. Eğitimde vücudun tüm duyu organlarını, bölümlerini kullandırır. Yanı bilgiyi uygulatır. Araştırma, geliştirme, inovasyon, yenileme yapar. Çabuk geçen kısa ömrü en güzel şekilde değerlendirir. Keşke yapmasaydım, diyeceği işleri yapmaz. Akıllı, mantıklı, sağduyulu, makul, ilmi davranır. Bilmediğini öğrenir. Her an gelişme içinde olur.
Müslüman, hocalarına, öğretmenlerine saygılı olur. Öğretmen insanı yüceltir. İnsanı yüceltene hoca, eğitimci öğretmen denir. Öğretmenlik bir Allah ve peygamber mesleğidir. Allah cc. Âlimdir. Âlim olanları sever. Allah cc. Doğrudur. Doğru olanları sever. Allah cc. Adildir. Adaletli olanları sever. Allah cc. Merhametlidir. Merhametli olanları sever. Allah cc. Zalimleri, gaddarları, hainleri, haram işleyenleri, küfre, batıla saplananları sevmez. Müslüman’da bunları sevip, dost ve arkadaş edinmez.
Ayet meali: “Allah cc. Adaleti, iyiliği, akrabaya yardım etmeyi emreder. Çirkin işleri, fenalık ve azgınlığı yasaklar. Allah, insanlar tutsun, uygulasın, diye insanlara öğüt veriyor.”
Mümin, kötü, çirkin, yanlış, batıl alışkanlıklar edinmemeli. Allah’ın yolundan sapmamalı. Zalim ve sapık olmamalı. “Allah’ı tanımalı, emir ve yasaklarına uymalı. İbadetleri peygamberimizden gördüğümüz şekilde yapmalı.” Muttaki, takva, vera samimi bilge Müslüman olmalı. Öyle yarım yamalak Müslüman’dan hayırdan fazla zarar gelir. “Müslüman, elinden ve dilinden başkalarının zarar görmediği kimsedir. Kendi için istediğini, başkaları içinde isteyendir.” Tüm güzellikler, iyilikler, doğruluklar, dürüstlükler, yararlılıklar İslam dinindendir.
Her bilenin üstünde bir bilen vardır. Sorup, öğrenin, danışın. Cahil, bilgisiz kalmayın. Cehalet, cahillik Müslümanlıkla örtüşmez, bağdaşmaz. İnsanlara ve tüm varlıklara güler yüzle, tatlı dille yumuşak davranınız. Merhametli olunuz. İlimli, bilimli, sanatlı, hikmetli olunuz. Allah cc. Bizlerin akıl erdiren, düşünen, ilim öğrenen olması için 700 ayet bizlere bildirmiştir.
Bilenlerle, bilmeyenler bir olmaz. Beşikten mezara kadar ilim öğrenmekle yükümlüyüz. Bu bilgi çağında bilgiye, tekniğe, sanata, mesleğe ulaşmak artık çok kolaydır. Ücretsizdir. Hatta sanat, meslek öğrenene ayrıca ücret bile verilmektedir. Bugün cehalet içinde kapkara cahil kalan kendi kafasızlığından kalmıştır. Güzel ahlaklı olunuz. İslam güzel ahlaktır. Peygamberimiz: “Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim,” buyurmuşlardır.
Ayet meali: “ Allah’ın emirlerine gelmekten sakının. Dürüst insanlarla beraber olunuz.” “ Yaptığınız anlaşmalara bağlı kalınız.” “Takva sahibi olunuz. Konuştuğunuzda doğru söyleyiniz.” “Allah’ı çok zikrediniz.”
Her işimizi ahlak- etik değerler çerçevesinde yapmalı. Ahlaklı olmak için Allah inancı ve iradesi taşımalı. İmanlı, İslam yaşayışlı olmalı. Pasif değil etkin olmalı. İşleri hukuk ve ahlak merkezli yapmalı. İdeolojik davranmamalı. İdeolojik davranan birey, toplum, devlet bozulur. Samimi olmalı. Hiçbir değeri istismar etmemeli. İkiyüzlülük, gösteriş, israf, hazırcı, beleşçi, tembel, miskin, serseri kılıklı olmamalı. Kur’ân merkezli, ilim eksenli davranmalı. Her işinde yarar, iyilik, güzellik, doğruluk, dürüstlük, akıllık, ilmi davranış olmalı. İnsan kendini bilerek, Rabbin emirlerine uyarak; akılla, ilimle, bilimle davranmalı. Teknik ve teknolojiyi doğru kullanmalı. Çevreci olmalı. Dünyevileşmemeli. Haramlaşmamalı. Ahlakı çürüme içinde olmamalı. Gelirden fazla harcama yapmamalı. Ekonomik davranmalı. Mutlaka tasarruf etmemeli. Bugün ve geçen yıllarda yapılan israflar yüzünden ülkemiz her zaman ekonomik krize girmektedir. Bunda bireylerin, toplumun, devletin büyük yanlışlıkları bulunmaktadır.
Yerli ürünler alalım. Türkiye’de üretilen ürünlerden alalım. Dışarıya emeğimiz, alın terimiz, paramız gitmesin. Yabancılara borçlanmayalım. “Aldığımız yabancı yüksek teknolojik ürünlerden yabancılar çok büyük para kazanmaktadır. Bu ürünleri ülkemizde üretelim. Dışarıdan aldığımız borç paraları; para kazandıran, üretim yapan yerlere harcayalım. Günümüzde ve gelecek nesillerde rahatlık sağlayacak üretimler yapalım. Güven veren toplum olalım. Temiz mallar üretelim. “Üretimde ara malları da bizler üretelim.” Ürettiğimizi ihraç edelim. Zenginleşelim. Zenginliğimizden mazlum, masum, yoksul ülkeler yararlansın. Sömürüsüz bir sistem kuralım.
Ülkemiz dışarıdan, yabancılardan 2,765 çeşit mal, eşya almaktadır. Bütün bunlar Amerikan doları olan dolarla alınmaktadır. Tam bir üretmeyen ve israf eden toplum olduk. 100 yıldır saat kullanılmaktadır. İnsanlar kolunda, evinde, işyerinde saat kullanmaktadır. Hala saat yapamadık. İnsanlar 100 yıldır kara taşıtı kullanmaktadır. Biz hala yerli, milli kara taşıtı üretemedik. İnsanlar 25 yıldır cep telefonu kullanmaktadır. Biz hala yerli cep telefonu yapamadık. Yerli patentlerimiz hala yok. Uçağımız yok. 100 yıldır savaş uçağı ve yolcu uçağı kullanılıyor. Hala bizim bu uçaklarımızı üretmemiz gerçekleşemedi. Çanakkale savaşında savaş uçağı kullanılmıştı.
Yabancılardan en çok doğalgaz, petrol, otomotiv, elektronik aletler, tarım ürünleri, hayvansal ürünler, su ve deniz ürünleri alınmaktadır. 23 ülkeden tarım ürünleri almaktayız. En çok Çin, Almanya, Rusya, ABD ülkelerinden mal alıyoruz. Bu ülkelerle çok büyük cari- ticari açık veriyoruz. Hiçbir konuda kendimize yetmiyoruz. “Çünkü üretim ekonomisi gütmüyoruz. Ülkemiz çok farklı bir ülkedir. Büyük bir ülkedir. 7 coğrafi bölge farklı iklimlerdedir. Ama bizler bunu değerlendiremiyoruz. Halk üretmiyor. Zenginler üretmiyor. Devlet üretim ekonomisine hiç yatırım yapmıyor. Olan fabrikaları da yerli- yabancılara satıyor. Özeleştiriyor. Özel sektör üretimde, işinde stratejik kalitede verimli çalışmıyor. Halk üretmediği için kazanç elde etmiyor. Devlet sosyal yardım veriyor. Onlarda çöpleniyor. Devlet hala sosyal yardımları bugün artırma girişimlerinde bulunuyor. Ver yesinler. Öde, harcasınlar. Karşılıksız ver ki, çalışmasınlar. Beleşten geçinsinler ki, çalışma isteği duymasınlar. Her doğan çocuk için ödeme yap ki, yapıyor da; birden fazla eş alsın. 10- 15- 40-53-65-75 çocuk doğrusunlar. Sonra bunlar anarşi, şiddet, terör yapsın. Hukuk tanımasın. Dünyayı ateşe versin. Bu yönetimde akıl, zekâ, ilim, bilim, mantık, makullük, sağduyu, doğru düşünce, ilmi uygulama ve yönetim bulunmamaktadır.
Devlet üretim yapmak için fabrika yapmıyor. 1983 yılından beri olan fabrikaları da özelleştirme adına satıyor. Özel sektörde verimli çalışamıyor. 200 milyar dolar dış borcu var. Dışarıdan borç para almış. Şimdide ödeme sıkıntı ve krizine girmiş. Devlet, özel sektör işbirliği ile kalkınma daha kolay olur. Birbiri eksikliğini giderirler. Ama devlet, üretim ve girişimcilikten el çekti. Çok büyük yanlış yaptı. Halkı da özel sektör sömürücülerinin eline bıraktı. Ülkemizdeki büyük sanayinin %40’i yabancı girişimdir. Ülkemizdeki zenginlerin %99’u haramla, hak yiyerek, hukuk çiğneyerek zengin olmuştur. Devleti, milleti, işçiyi, tüketiciyi soymuş. Hak hukukunu çiğnemiştir. Tam bir liberal, vahşi kapitalizm örneği göstermiştir.
Bugün Türk toplumu kredi kartları ile banka borçlanması ile borçlu bir millettir. Devlet ve özel sektör borca batmıştır. Şu anda 9 günlük Kurban Bayramı tatilindeyiz. 30 milyon inanımız tatile, geziye çıktı. 25 milyon kara taşıtının tümü yabancı üründür. Yaktığı enerjinin de %98’i yabancı yakıttır. 81 İlin kullandığı doğalgazın tamamı yabancı üründür. Elektriğin yarısı ithal doğal gazdan üretilmektedir. 12 ayda bir değiştirdiği telefonu da yabancı maldır. Evinde kullandığı tüm eşyaların %90’a varan kısmı yabancı maldır. Buzdolabı, çamaşır makinesi, fırın, televizyon, bulaşık yıkama makinesi, elektrik süpürgesi, televizyon, ev araç- gereç, dayanıklı tüketim eşyaları yabancı patentli ve üretimlidir. Artık bunları böylesine kullananda mal mıdır, diye soracağım, geliyor. Üretmeden, kazanmadan, uzun vadeli borçlanarak, akılsızca israf ediyor, savuruyor. Bazı mallarda, telefonda moda takıp ettiğinden, 12 ayda bir telefon değiştiriyor. Bizim sattıklarımızda ya yabancıların ülkemizde ürettiği mallar ya da kendi yiyemediğimiz gıda mallarıdır!
Avrupa ve Amerika 1492 yılından beri, coğrafi keşiflerden ve sanayi devriminden, 1750 yılından bu yana tüm dünyayı sömürmektedir. Amerika Başkan Tramp ile hepten kudurdu. Şimdiye kadar Avrupa ile birlikte soyduğu, sömürdüğü dünyayı sadece kendi sömürme, soyma, gasp etme girişiminde bulunmaktadır. Çok uyanık, bilgili, bilinçli, dirayetli olmalıyız. Bu kudurmuş KKK kenelerine karşı mazlum ülkelerle dayanışma içine girip, soyulmamaya çalışmalıyız. Dışarıdaki keneler soyduğu gibi içteki sırtlanlar, sülükler, solucanlar, kıl kurtları, şeritlerde sömürmeye devam etmektedir. Devlet, bunlarla işbirliği yapmaktadır. Birer timsaha, komodor canavarına dönüştüler.
2017 yılında kamuda kullanılmak üzere devlet 711 milyon liralık taşıt aldı. Buna rağmen 13,558 taşıtta kiralık kullandı. Kiralık taşıtlara şoför, akaryakıt, bakımları hariç; 549 milyon lira gider ödendi! Bu sadece makam aracı, hizmet aracı olarak taşıtlara ödenendir. Birde kiralık binalara ödenen milyonlarca dolar para vardır. Oysa 15 yıl öncesine kadar vakıf binaları, kamu arazileri hepten kapanın elinde beleşten, bedava kullanılıyordu. Hazine arazileri, kamu malları kapılmış. Kapanın elinde kâr kalmıştır. Anlamakta güçlük çekiyorum. Bunun böyle olmasını tamamen sorumsuzluk, beceriksizlik, görevi savsaklama, rüşvet olarak görüyorum.
Ak Parti Hükümetini baştan beri her halimle, hareket, davranışımla destekliyorum. Ama bunlarla, kötülüklerle, çirkinliklerle, yanlışlarla, zararlılarla mücadele etsin, diye her türlü desteği veriyorum. Bu soysuz, kansız, haramilere karşı mücadele etsin, diye yanında duruyorum. Asla, kesinlikle, katiyen vebalı, günahı yanında değilim. Asla ve kat’a da destek vermem, vermiyorum. Biz iyinin kötüsü diye destek oluyoruz. Zira ondan iyisi henüz yok. Zaten diğerleri her türlü pisliği yapıyor. Hak, hukuk, doğruluk, dürüstlük, adalet, hakkaniyet, güzel ahlak, edep, hayâ, helal, haram dinlemiyor. Vatan, millet, devlet, bayrak, bağımsızlık, özgürlük, milli, manevi değerleri koruma yapmadığı gibi o kutsal değerlerle savaşıyor. İnsanlıktan çıkmışlar. Hayvancasına, hayvan gibi milli, manevi, dini, ilmi, evrensel değerlerimize saldırıyorlar.
Özel sektörün 200 milyar dolar borcu var. Kamunun 180 milyar dolar borcu var. Borç ödemede sıkıştılar. Borçları daha çok kısa vadelidir. Devlet, özel sektörü kurtarmak için sürekli teşvik paketleri uyguluyor. 2018 yılın ilk yarısında 3 defa teşvik paketi açıklandı. Kendileri tatil yerlerinde ne halt yedikleri belli değil! 240 bin lira geceliği otellerde kalıyorlar. Bir gelinlik almak için Paris’e özel uçağı ile gidiyorlar. Ardından eğlenmek için Dubai’ye özel uçakla uçuyorlar! Dönerken de İran’da uçak düşüyor!
Devlette aldığı borçları üretimden çok alt yapıya, üst yapıya harcadı. Alınan borç paralar para kazandıran yerlere harcanmadığından, üretim yapan fabrikalara harcanmadığından, borç döndürülemiyor. “Nefislerine göre yaşıyorlar. Nefis insana kötülük yaptırır. Zarar, ziyan yaptırır. Nefis muhasebesi yapıp, Hakk’a yönelmeli. İyiliğin ve kurtuluşun kaynağı Yüce Allah ve O’nun ilahi dinidir.”
Türkiye’de dünyanın en pahalı taşıt araçları makam aracı olarak kullanılmaktadır. 2018 yılında 193,425 tane makam aracı var. Bunların sigorta, kasko masrafları, sürücüleri, akaryakıtları, bakımcıları devlete- millete yüktür. Sadece Kocaeli’nde 350 tane 1. Sınıf pahalı makam aracı vardır.
En yüksek aylık alan kişiler, kamu lojmanlarında oturmaktadır. 240 bin kamu lojmanı bulunmaktadır. Bu lojmanların giderleri gayet indirimlidir. Yanı giderlerini millet karşılamaktadır.
Ülkemizin doğusundaki 20 İlde kaçak elektrik kullanma oranı %80 civarındadır. Bu açığı “kayıp- kaçak bedeli” olarak dürüst olan milletimiz ödemektedir.
Üst makamlarda olanlar, pek yararlı olmamalarına rağmen en ekstra aylık almaktadır. Özel sektör borç batağındadır. Onlarda da yöneticiler lüks otomobiller kullanır. En yüksek aylık alırlar. Özel uçaklarla kumar merkezlerinde kumar oynarlar. Tatillerini geceliği 240 bin lira olan otellerde yaparlar. Bugün, Kurban Bayramı tatilinde Bodrum’da 70 liraya lahmacun, 150 liraya karpuz, 18 liraya çay, 15 liraya bir bardak su içerler. 200 liraya balık yerler.
Günümüzden 5 yıl önce de Bodrum’da 160 liraya lahmacun, 60 liraya bir dilim karpuz yiyorlardı. İstanbul’da da böyleydi. Bu konu üzerinde özel röportajlar yapılmıştı. Desinler, görsünler, diye çıplak resimler çektirip, medyada yayınlatırlar. Bu soyguna devlet, belediye, bakanlıklar sessiz kalmaktadır. Bir de yabancı turist beklenmektedir.
(Bugün, 2018 yılı yaz ayında normal fiyatı lahmacun 5 lira, karpuzun kilosu 1 lira, balık 20- 25 liraya yenmektedir. Su 1 lira, çay 1 liradır. 5 yıl öncede lahmacun 1,5 lira idi. Şimdi esnafın tüketiciyi, yerli ve yabancı turisti nasıl, ne kadar, ne biçim soyduğunu sizler düşünün. Bunun din ile iman ile insanlıkla hiç ilgisi- alakası yok. )
Ülkemizde turistik otellerde açık büfe yemek uygulamasında, yenilenlerin yarısı kadar israf yapılmaktadır. Aç göz davranan insanlar, yiyeceğinin 2 katı yiyecek alarak, çöpe atmaktadır! Ekmek israfı tüm uyarılara rağmen tüm ülkemizde devam edilmektedir. Kentlerde oturanlar, kırsal alanda ev, villa yaparak, milli serveti boşa harcamaktadır. 20 yılda 10 gün bu evlerde kalmayanlar bulunmaktadır. İnsanlar işlerine toplu taşıma yapan taşıtlarla gitme yerine özel araçları ile gitmektedir. Trafik yoğunlaşınca, yolda uzun süre kalmakta, zaman ve akaryakıt savurganlığı yapılmaktadır. Bir insan bir çift ayakkabı alamazken, 50 - 100 çift ayakkabı, elbise alan görmemişler çok bulunmaktadır! Ormanlarda 60 derece güneş altında mangal yakıp, et pişirenler, her yıl 1,500- 2,000 orman yangını çıkarmaktadır! Dikilen ağaçlar kadar her yıl ormanlar yanmaktadır. Bu akılsız beyinsizlerin yüzünden hep zarar görülmektedir. Devlet kent park bahçelerinde, ormanlarda ateş yakmayı tümü ile yasaklamalıdır. Yasaklar denetlenmeli. Kontrol edilmeli. Yasalar çıkarmakla kalmamalı. Uygulanmalı.
Milletimiz kendini koruyamamaktadır. Yazın yüzeyim derken her yıl 1,000 kişi suda boğularak yanmaktadır. İş kazalarında iş sağlığı ve güvenlik önlemi almadığından, her yıl 1,500 kişi kazalarda ölmektedir! İnşaatlarda çalışanlar önlem almadığından düşüp, ölmektedir! Ev kazalarında, evde bile kendini koruyamamakta, 5 binden fazla kişi ev kazalarında ölmektedir! Trafik kazalarında 10 bin kişi ölmektedir. Milli servet taşıtlar pet olmaktadır. İnsanlar sakat- engelli kalmaktadır. Her yıl 3 bin kadar insan birbirini öldürmektedir! Zaten terör başımızdan hiç eksik olmadı. Terör yüzünden ölenler bu sayıya dâhil değildir. Bunlar hep devlete- millete yük olarak kalmaktadır. Ülkemiz değil medeniyette olması, Zambiya- Serengeti Doğal Parkta olmayanlar, burada, sosyal hayatta olmaktadır. Yanı böylesi binlerce olumsuz olay, olgu, vaka olmaktadır. Hükümetimizden ve hükümetlerden dileğim; bu adi olayları durdurmak, medeni bir toplum oluşturmaktır. Diğer İslam ülkeleri bizden de çok daha berbat durumdadır! Elin gâvuru, insanlarımızı istediği gibi kullanmakta, hayvanlaştırıp, birbirine saldırtmaktadır.
İşyerlerine gidiyorum. Bir büyük, yüksek katlı bina işyeri olarak kullanılmaktadır. Tavanda yarım metrede bir, bir lamba yanmaktadır. Kışın ısınma, yazın soğutma için kılıma kullanılmaktadır. Bursa- Yıldırım- Vişne Sokak’ta 4 katlı bir işyerine gittim. Hazır giyim malı satmaktadır. 4 katta toptancı giysi satmaktadır. Bu sokakta tüm işyerleri hazır giyim malını toptan satmaktadırlar. Görevliye sordum: “Bu işyerinde bu kadar elektrik kullanılıyor. Bu elektrik kablolarını hiç yeniliyor musunuz? Bakımlarını yaptırıyor musunuz? Dedim. - Hayır, dedi. - Bende 2018 yılının ilk ayında bu yüzen İstanbul da 72 fabrikanın yandığını söyledim.” Bu yüzden tarihi çarşılar, pazarlar, fabrikalar yanmaktadır. Ama anlayan akıllı, öngörülü pek insan çıkmamaktadır. Akılsız baştan hayır gelmez. Hep zarar gelir. Gelmektedir de! Bizden söylemesi, diyelim. Kimse dediklerimden alınmasın. Kızmasın. Sana ne demesin. Ben bir hak mümin ve Müslüman olarak sorumluluğumu yerine getirmeye çalışıyorum.
Ülkemizde 2008 yılından beri dolar temelli ihracatta bir artış olmadı. Yıllık 162 milyar dolar mal ihraç etmekteyiz. İhraç edilen bu malın zaten %60-70’inin hammaddesi ithal ara malıdır. Geri kalan ülkemizde yabancıların ürettiği taşıtlar ve gıda maddesidir.
Dışarıdan gelen para faize, borsaya yatırıldı. Pek üretime, fabrika yapmaya yatırım olmadı. Şimdi faizler düşünce paralarını alıp, gittiler. Elin parası ile zenginlik olmaz, olmadı da! Bunun için ülkemiz sıcak parada sıkıştı.
Ülkemizde 1983 yılından beri kamu- devlet malları satılarak özelleştirilmektedir. “Satılmasının birinci amacı; buraları yönetenler, hırsızlık yaptığı, çaldığı için tüm kamu işletmeleri zarar etti.” Özel sektöre satıldı. O da batırdı!
Devletin- milletin kalkınması için özel sektör ile kamu sektörü ortak üretime dönük yatırım yapması gerekir. Komünizm gibi sadece devlet yatırım yapmamalı. Öyle olduğunda da gerçek kalkınma sağlanamaz. Sağlanamadı. 1991 yılında 50’den fazla komünist- sosyalist ülke çöktü, parçalandı! Kalkınma önemli bir iştir. Bu görev sadece özel sektöre bırakılamayacak kadar önemlidir. Karma ekonomi sistemi ile devlet, özel sektör işbirliği ile kalkınma sağlanmalı. Birbirinin eksikleri tamamlanmalı. Sinerji oluşturulmalı.
Bizler, İstanbul Fetih ruhuna, Çanakkale ruhuna, İstiklal Savaşı ruhuna sahip olmalıyız. Malazgirt, Ahlât ruhuna sahip olmalıyız. Türkler bu topraklara M.S. 4. Yüzyılda gelmeye başladılar. O günden beri bu aziz topraklar için şehit, kan, gazi vermeye başladılar. Osmanlı, oku, yayı dünyanın en iyisi idi. 846,5 metre uzağa yay ile oku atabiliyordu. Vatan, millet, devlet, bayrak, özgürlük, bağımsızlık dendiğinde, imanı ile dinin verdiği sağlam ruh ile savaşıyordu. İffetini, kutsal değerlerini düşmana çiğnetmiyordu.
Türkler, Anadolu’ya, Emeviler, Abbasi, Selçuklu döneminde gelmeye başladı. Hatta Avrupa Hunları döneminde Anadolu’ya geldiler. Kocaeli- Karamürsel İlçesi, Karapınar ile Pazarköy arasında bir tepeciğin üzerinde Malazgirt zaferinden önce gelen tebliğci Müslüman’ın mezarı vardır. Hala yazılı mezar taşı mezardadır. Biz o mezar taşını okuduk. Resimledik. Kocaeli Türk Araştırmaları Vakfına ulaştırdık.
Selçuklu topraklarında bugün 18 devlet, Osmanlı topraklarında ise 65 devlet bulunmaktadır. Atalarımız öyle bir üstün aziz milletti. Beğenmeyip, eleştirenler alçağın en alçağıdır. Atalarımızın nesli değil düşmanın dölüdür. Nesil veya zihniyet olarak düşmanın devamıdır. Bizler devletimize ve milletimize, değerlerine sevgi, saygı duymak durumundayız. Ülkemizi kalkındırmalı, geliştirmeli, ilerletmeli, güçlendirmeli, kendine yeter duruma getirmeliyiz. Mümin ve Müslümanlar olarak bir ve beraber olmalıyız. Kurtuluş işte buradadır. Batıl batılılara ezilememek için stratejik planlarımız yapıp, gerçekleştirmeliyiz.
İmanlı, İslamlı insan; akıllı, zekice, ilmi, bilimsel, temkinli, önlemli davranır. Öngörülü olur. Meşru, doğru, dürüst işler yapar. Tuzu da kokutacak, akılsızlık içine düşmez. Bozguncu, yıkıcı, akılsız işler yapmaz. Dostunu düşmanını bilerek hareket eder.
Ülkemizde 207 üniversitede bulunan 160 bin akademisyen neyi buldu, halkın hizmetine ne sundu?
Ülkemizde olan 81 bin okulda görev yapan 1 milyon 150 bin öğretmen nasıl bir toplum oluşturdu?
Ülkemizde 100 bin camimizde bulunan 120 bin İmam- Hatip ve müezzin hangi yararlı toplumu oluşturdu?
Ülkemizin küçük İllerinde bile 500 taneden fazla atıl kamu binası varken, biz bu binaları kullanışlı hale getirip, kullanmıyoruz. Yenilerini yaparak, israfı artırıyoruz. Bu binalar eğitim – öğretim binası, okuma salonu, halk eğitim kursları, meslek öğretme binaları, Z kütüphane, motel, pansiyon, köy binası, lojman yapılabilir. Pek çok amaçlı kullanılabilinir. Ama ilgilenecek, akıl yürütecek kafada pek yönetici olmadığından, bu binalar yıkıma terk edilmiş! İlgililere, etkililere, yetkililere ivedilikle duyurulur. “Ben hem eksiklilikleri görüp, bildiriyorum. Hem de çözüm yollarını, çareyi açıklıyorum. Kimse kusura bakmasın. Bildiğim kadarı ile doğru ve gerçekleri yazıyorum. Halkın aydınlatılmasını, geleceğe ışık ve bilgi olmasını sağlamaya çalışıyorum.
Benim İlkokulu okuduğum Rize Merkez Köprülü Köyü İlkokulu 2 katlı olup, 6 sınıf, 2 odadan oluşmaktadır. Diğer bütün köy ilkokulları ile birlikte bu okulda yıkılmaya bırakılmış. Kapı, pencere, çatı harabe durumdadır! Böylesi ülkemizde 50 binden fazla ilkokul vardır. Bunlar halkımız için, eğitim için, üretim için, verim için kullanılabilir. Kocaeli İli Kandıra İlçesi’nde bu köy İlkokullarının bazıları onarılıp, köylüye teslim edildi. Ama bunu yapanların çok az olduğunu biliyorum. O okulların yanından 30 yıl eğitimci öğretmenlik yapan bir vatansever olarak geçerken acı, üzüntü duyuyorum. Ülkemiz yönetici ve halkının çok sorumsuz olduğunu düşünüyorum. Çok yazık! Köylülerin yanında birkaç yıl önce beldelerde bulunan çok dershaneli, çok katlı ilkokullarda göç nedeni ile kapatıldı. Bu binalarda ölüme terk edildi! Çok yazık! Milli servet ölüme terk edilmiş. 2018 de ülkemizde 81 bin okul hizmet vermektedir.
Dünyevileşen insan, haram işlemekten sakınmayan mümin; zevk, keyif, konfor, lüks yaşamak isteyen insan, geleceğini tüketti! En gelişmiş, zengin ülkeler, gelirlerinin 2 katı kadar borca battı. Dünyanın en büyük holdingleri 1929 ve 2008 yılında borç yüzünden iflasın eşiğine geldi! Devlet katkıları ile ayakta kalmaya çalışıyorlar. Bu durum tüm dünyayı etkiledi. Küresel ekonomik kriz yaşandı! Zira tüm dünya aynı kafasızlık, beyinsizlik ile hareket etti. Herkes borçlu ise kimler alacaklıdır, sorusuna cevap bulmak gerekir. Bir sömürücü kene, solucan, parazit, asalak vardır. Bu kapitalizmin ve liberalizmin, Siyonist ve emperyalist oyunudur. Bilgili, bilinçli, dikkatli, uyanık, basiretli hareket etmek gerekir. İslam bilgisi, bilinci ile akıllı yaşamak ve davranmak gerekir.
Kur’ân Kurslarında, özel okullarda, dershanelerde, etüt merkezlerinde, Halk Eğitim Merkezlerinde, belediyelerde niçin, neden, niye medeni bir toplum oluşturulamadı? Bütün bunlar 5N1K olarak irdelenmeli, sorgulanmalı. Özeleştiri yapılmalı. Toplumda sevgi, saygı, barış, dostluk, kardeşlik niçin oluşturulamadı? Devleti ve toplumu anarşi, şiddet, terör nasıl esir aldı? Niçin gereken önlemler alınamadı? Kimler görevini tam anlamı ile doğru yapmadı? Teröre kimler içte ve dışta destek vermektedir? Bunlara neden göz yumulmaktadır? Terörist niçin, neden, nasıl yetiştirilmektedir? Kimler terörist olmaktadır?
Müslüman, Allah cc. Yolundan ayrılmamalı. İlim, akıl, din -iman ile dosdoğru, dürüst hareket etmeli. İlim ve feraset – hemen anlama- çabuk kavrama sahibi olmalı. Niyet, duygu, düşünce, davranış dosdoğru olmalı. İhlâslı, samimi, Allah’a kul, kula ihsanlı olmalı. Takva, vera, muttaki olmalı. Sabırlı, hayırda sebatlı, şer’i def edici olmalı. Hak din İslam dininden başka inanç, inanış tanımamalı. İslam dininin yüzlerce sapık ekolu vardır. Hıristiyanlığında 43 bin farklı ekolu- mezhebi bulunmaktadır. Yahudilikte böyledir. Budizm de, Hinduizm de her bireyin ayrı, farklı bir putu vardır. Bu heykeli herkes evinde bulundurur. İslam dini de farklı ekollere, mezheplere ayrılmıştır. Bunların, sapık, sapıtmış olanların oyun ve hilelerine gelmemeli. Siyonizm’den, ideolojilerden sakınmalı. İdeolojiler bütünü ile sapıklık, yanlışlıktır. Uzak kalmalı. İyiliği emretmeli. Kötülükten alıkoymalı. “İslam âlimlerinin ortak görüşünden ayrılmamalı.” Zorluklar karşısında asla pes etmemeli. Yılmamalı. Usanmamalı. Bıkmamalı. Pes etmemeli. Allah’ın emir ve yasaklarına uygun yaşamalı. Kur’an, sünnet, ilim, akıldan ayrılmamalı. Cömert olmalı. Merhametli olmalı. Doğru, dürüst olmalı. Allah cc. İçin sevmeli ve de sevmemeli.
İyi ameller- eylemler- ibadetler insanı temizler. Günahlardan, haramlardan arındırır. Salih- güzel amel içinde olmalı. Eli açık olmalı. Ama israfçı, cimri olmamalı. Her zaman dosdoğru, orta yolda olmalı. Aşırılık, gerilik içinde olmamalı. Tövbeyi çok etmeli. Bağışlamayı bilmeli. Yalancı, iftiracı, hakkı inkâr eden asla olmamalı. Hamt, şükür, teşekkür, ibadet, zikir, ihsan etmeli. Hırsız, yolsuz, gaspçı, narsis, bencil olmamalı.
“Bugün yerel ve ulusal gazetelerde okudum. Çayırova Belediye Başkan Yardımcısı 6,500 lira aylık alıyor. 41,50 lira taksit ödüyor. Görevden alınmış. Adalet yerini bulursa, ceza alır. Ahirette hesabı nasıl verir, onu Allah cc. Bilir. Ama kolay olacağa benzemiyor.” Bu İslam, mümin, Müslüman olmak değildir. Müslümanlığın ilke ve kuralları bellidir. Haramlar, mekruhlar, günahlar İslam dışı hal, hareket, davranışlardır.
Gazeteciler, Bayram günleri ve diğer bazı günlerde esnaf ile röportaj yapıyor. Esnafa işler nasıl, diye soruyor. 10 kişiden biri bile Allah’a şükürler olsun. İyidir. İdare ediyoruz, demiyor. Oysa milletimizin yıllık GSMH geliri 3,5 trilyon dolardır. Yanı 21 trilyon liradır. Bu para bankalarla esnafa gitmektedir. Perakendeci esnaf pek çok malda % 500- 1,000 oranında kâr etmektedir. İşi bilen birçoğunun onlarca taşınmaz malı vardır. Ama şükür yok, nankörlük çok! Birazda halkı fahiş fiyat satışlarla kazıkladıkları anlaşılmasın, diye böyle şükürsüz, nankör davranmaktadırlar. Pek çok esnaf dükkâna hiç uğramamakta, elemana işleri yürüttürmektedir. Çalıştırdıkları elemanlarında %90’dan fazlası kayıtsız, sigortasız çalıştırılmaktadır. Devlette bu kanunsuzluğa, hukuksuzluğa göz yummaktadır. Yarın o sigortasız çalışanlar, yaşlandıklarında, sosyal yardım dilenecekler! Bu elemanlar yaz günleri 15 saat çalıştırılmaktadır! Yerel gazeteye abone yapmak için İlçemizdeki 2 bin esnafı 15 yıl önce dolaşmıştım. Sadece bir kızın sigortalı çalıştırıldığını, bir başka kızın ise eksik sigorta ödendiğinin bilgisini aldım. Bunu da o zaman bilimsel makale şeklinde yerel gazetede yazmıştım.
Gerçek dosdoğru muttaki, takva, vera Müslüman, Allah’ın emirlerini – farzları isteyerek, samimiyetle tam yapar. Yasakladıklarından, haramlardan, şüphelilerden sakınır. Allah’ın yolunda, dinin emir ve yasakladıklarına uyar. Öğütledikleri doğrultusunda bilgi, bilinç ve ihlâsla yaşar. Allah’ı tek ilah, Rab kabul eder. Peygamberimizi önder, lider, peygamber, mürşit, örnek alır. Farz ibadetleri, sünnetleri, peygamberimizin yaptığı gibi yapar. Bugün Müslüman’ım diyenler, Allah’tan başka ilah edinmişler! Peygamberimizden başka önder, lider, mürşit, yoldaş, yandaş edinmişler. Ben Allah’ın yolunda, peygamberimizin izindeyim, diyeceğine; ben onun bunun yolunda, izindeyim, diyor! Aynı şekilde bunu Müslüman olmayanlarda diyor. Bu akılsızlıkla, bilgisizlikle, cehaletle, cahillikle mümin Müslüman olunmaz. Herkes aklını başına toplamalı. Zekâsını doğru kullanmalı. Doğru bilgilerle yaşamalı. Sapıtmamalı. Allah’tan başka ilah, peygamberimizden başka önder, mürşit edinmemeli. Hak yol İslam’dan başka yol, inanış edinmemeli. Aksi halde iki dünyası cehennem olur!
Allah’ın yapmamızı istediği farzlar ile yapmamamızı istemediği haramlar sayı itibarı ile eşite yakındır. Müslüman farzları yaparken, haramları da yapıyorsa, onun Müslümanlığından pek bir değer, önem çıkmaz. Takva olmayan ibadetin içi boştur. Bir de hiç farz yapmayıp, hep haram yapanlar ise, iki dünyasını fecaate, felakete dönüştürmüştür. Allah cc. İki tayfaya da hidayet verir, nasip eder inşallah.
Bir mümin tümü ile kutsal değerlere sahip olmalı. Değerler uğruna canını, malını, neslini şehit etmesini bilip, becermeli. Vatan, millet, devlet, ümmet, bayrak, bağımsızlık, özgürlük sevdalısı olmalı. Bu değerler ülkemizdeki pek çok dini denilen cemaat, tarikatta yoktur. Bu değerler kazandırılmamaktadır. Aynı zamanda dinsiz imansız Allah tanımaz komünistlerde de bu milli değerler, manevi, dini değerler hiç yoktur. Bu grupları milli, manevi, dini, ilmi, evrensel değerler çerçevesinde eğitmek gerekir.
İnsan dosdoğru olmalı. Söz ve eylemlerinde dürüst olmalı. Münafıklık, kâfirlik, gâvurluk, müşriklik, zalimlik alameti göstermemeli. Dünyevileşmemeli. Haram kazanç değildir. İnsanı iflasa, müflisliğe, perişan olmaya götürür. Dikkat etmeli. Gaflet ve sapıklık içinde olmamalı. Kötü eylem ve davranış içine düşmemeli. İffetli, namuslu, varsıl, gönül zengini olmalı. Kıskanç, çekemez olmamalı. Dua ederken, meşru olanı istemeli. Allah’a çağırmalı. “Haramlardan uzaklaştırmalı. Zalim olmamalı. Haksızlık etmemeli. Zulüm, adaletin zıddıdır. Atalettir. Allah’ın hesabını, sorgusunu, yargılamasını, hesap gününü unutmamalı. Allah cc. Hesaba çekmeden, herkes kendini hesaba çekmeli. Nefis muhasebesi yapmalı. Nefse uymamalı. Nefis insana kötülüğü emreder ve yaptırır! İyiliğin kaynağı Allah’tır. Allah’a bağlanmalı. Onun yolundan ayrılmamalı. Öğüt dinlemeli. Âlim kişilerden ders almalı.”
Korkak olmamalı. Cesaretli, cesur, atılgan, girişimci, atılımcı olmalı. İyi zanda bulunmalı. Hile, yalan, dedikodu, gıybet, gizlilik araştırma yapmamalı. Dini anlatmalı. En güzel örnek olmalı. Peygamberlerden dersler almalı. Peygamberleri, Allah dostlarını örnek almalı. Hakka, hakikate kin ve nefret duymamalı. Meşru olmayan, suç olan işlerde bulunmamalı. Peygamberimiz gibi Kur’ân’ı yaşamalı. Zalimlerden olmamalı. Zalimlerin ve kâfirlerin yeri cehennemin dibidir. Bunu asla akıldan çıkarmamalı.
İbadetlerimizi peygamberimizden gördüğümüz gibi yapmalı. Peygamberimiz ibadetleri nasıl yapmış ise öyle yapmalı. Kur’an’da farz ibadetlerin yapılış şekli, açıklaması yoktur. İbadetlerin yapılma şeklini, biçimini peygamberimizden öğreniyoruz.
Ülkemiz insanı ve İslam ülkeleri, İslam ülkeleri medeni toplum özelliği göstermiyor. Ak Parti Hükümetimize düşen öncelikle görev; toplumu yeniden düzenlemek, medeni toplum sıfatına kavuşturmaktır. Bunun için birey, aile, toplum, devlet kendine yeniden bir çekidüzen vermelidir. Bugün İslam toplumları ile diğerleri arasında yaşayış bakımından pek fark yoktur. Kur’an’da bildirilen 730 haram düşünmeden işlenebilmektedir! Haram, günah, mekruh işlemekte pek sakınca görülmemektedir. Ben seküler, laik, demokrat, solcu, sosyalist, komünist, kapitalist, liberal, milliyetçi- ırkçı kişiyim deyip, istediği gibi sapıtmışça davranmaktadır.
Önce devleti yönetenler kendine çekidüzen vermeli. Aile büyüklerini yaygın eğitimle olgunlaştırıp, geliştirmeli. Ebeveyn gelişmeden, bilgilenmeden, bilinçlenmeden insan yetiştirmek mümkün değildir. Anne ve baba; kızına, oğluna iyi bir öğretim, güzel bir eğitim, doğru bir terbiye, ahlak, edep, hayâ duygusu, güzel ahlak kazandırmalı. Ruhuna işletip, alışkanlık haline getirmeli. Din eğitimi vermeli, verdirmeli. Yüzeysel bir din eğitimi değil; kalıcı, ruha, genlere, kalbe, beyne etki eden bir din eğitimi vermeli. Zekâ, akıl gelişimini sağlamalı. Kutsal değerleri kazandırmalı. Allah, peygamber, Kur’ân, din -iman inancı ve yaşayışı benimsetilmeli. Niçin yaratıldığının bilincinde olmalı. İnsanileşmeli. Hayvanlaşmamalı. Bu geliştirme anne karnına düşmeden başlamalı. Anne karnında devam etmeli. Dünya hayatında sürekli sürdürülmeli. Anne ve baba bedeni temizlenmeden çocuk yapma girişimine girişmemeli. Temiz olmayan bir bedenden; temiz, sağlıklı bir çocuk dünyaya gelmez, unutmamalı.
Çocuk eğitim- öğretiminde, yetiştirilmesinde peygamberimiz örnek alınmalı. Çocuklara ibadet yapma öğretilmeli. Alışkanlık haline getirtilmeli. Ama anne ve baba güzel örnek olmadan bu eğitimin başarılı olması mümkün değildir. Çevre bozuk ise bu eğitimde başarılı olma pek sağlanamaz. İnsanı, aile, çevre, arkadaşları, komşuları, akrabaları, tüm dış etkenler etkiler.
Çocuk yetiştirmede her yaş grubunda eğitim- öğretim farklı verilmelidir. Hangi yaşta neyin, nasıl öğretileceği bilinmelidir. Kızlara tesettür öğretilip, benimsetilmeli. Mahrem duygusu kazandırılmalı. Hayâ, edep, güzel ahlak kız ve erkek çocuklara verilmeli. İffet, namus sadece kızlar için değildir. Kız ve erkekler iffetli, namuslu olmalıdır. Sosyal medyanın, medyanın, sapıtmış kişilerin etkilerinden kurtulma öğretilmeli. Okuldaki sapıtmış, materyalist kişilerden kurtulma, onlara karşı mücadele etme öğretilmeli. Sağlıklı iletişim kurma öğretilmeli. İletişim kurma, güzel konuşma kurslarına göndermeli. Başkalarının psikolojik etkilemesinden korunma öğretilmeli. Etki altına kalmasının önüne geçilmeli. Planlı ve olumlu hak eğitim kazandırılmalı.
Eğitim ve öğretimde yanlışlar yapmamalı. İnsanların akıllarının alabileceği, anlayabileceği şekilde anlatım, açıklama yapmalı. Zekâ, akıl, yaş dikkate alınmadan eğitim- öğretim yapmamalı. “Deneme- yanılma yöntemi ile doğru- yanlış bilgi vermemeli. Doğru bilgiler vermeli. İslam kutsal değerleri, ilmin fazilet değerleri, milli, manevi, evrensel değerler öğretilip, benimsetilmeli.” Öyle korkutarak, emir vererek, uyararak, yargılayarak, eleştirerek, alay ederek, sapıtarak, çarpıtarak eğitmeye asla çalışmamalı. Pedagojik eğitim kullanmalı. Sevgi, saygı içinde bir eğitim vermeli. Güven vermeli. Saygın olmalı. Saygı duymalı. Uzlaşmacı olmalı. İyi iletişim ve güzel diyalog kurmalı. Olgunluk esas olmalı. Yapıcı, yönlendirici, olumlu olmalı. Etkili olmalı. İlgi duymalı. Kendimize saygı duyacak sıfatta olmalı.
Eğitim ve öğretimde zamanlama önemlidir. Her şeyin belli zamanı vardır. Kur’an ve sünnet ile eğitime başlamalı. Din duygusunu benimseme kolaydır. Peygamberlerin güzel ahlakları öğretilmeli. Güzel örnek insanlar örnek olarak tanıtılmalı. Zararlı insanlar tanıtılmalı. Zararlarından korunma öğretilmeli. Dostluk ve güven içinde bilgi aktarılmalı. “Bilgi, ilgilerini çekmeli. İlgi olmadan bilgi kazandırılamaz.”
Çocuklara dini, aklı, nesli, kendilerini, nefsi, malı, canı, iffeti koruma mutlaka öğretilip, başarılmalı. İbadet i yapma sevdirilip, yapar hale getirilmeli. Şükretmesi, hamt etmesi, ibadet etmesi, zikretmesi, tövbe etmesi, dua etmesi, iyilik yapması öğretilip, benimsetilmeli. İbadetlerin yapılma nedeni, yararları, niçinler, hikmetleri de mutlaka öğretilmeli. Neyi, niçin, nasıl, niye yaptığını bilmeli. “Tabii ki anne, baba, öğretmen bilirse, öğretir. Bilmese öğretemez. Bilen bir ebeveyn, öğretmen yetiştirmeli. İnsanlar kendini öncelikle yetiştirmeli ki, çocuklarını, başkalarını da en güzel şekilde, biçimde yetiştirsinler.”