Peygamberimiz buyuruyor: “ Sizin en hayırlınız, ailesine karşı en hayırlı olanınızdır. Ben de aileme karşı en hayırlı olanınızım.”
“Sizin en hayırlınız Kur’ân’ı öğrenen ve öğretendir.”
“Gerçekten Allah cc. Katında sizin en değerliniz; dinde takva üzere olanınızdır.”
“Mümin cana yakındır. İnsanlarla yakınlık kurmayan ve kendi ile yakınlık kurulamayan kimsede hayır yoktur.”
“ Mümin bir delikten iki defa ısırılmaz.”
“Müslüman, Müslümanın kardeşidir. Ona ihanet etmez. Ona yalan söylemez. Onu yüzüstü bırakmaz. Her Müslümanın ırzı, malı, kanı bir diğer Müslüman için dokunulmazdır.”
“Allah’ı Rab, İslam’ı din, Muhammed’i sav. Peygamber olarak gönülden benimseyen kimse imanın tadını almış olur.”
Taha süresi 132. Ayet: “ Ailene namazı emret; kendinde ona sabırla devam et.”
Bakara süresi 216. Ayet: “ Olur ki, bir şey sizin için hayırlı iken, siz onu hoş görmezsiniz. Yine olur ki, bir şey sizin için kötü iken, siz onu seversiniz. Allah bilir, siz bilmezsiniz.”
Hac süresi 38. Ayet: “ Biliniz ki, Allah, iman edenleri korur. Şu da muhakkak ki, Allah hiçbir haini, hiçbir nankörü sevmez.”
Bakara süresi 11- 12. Ayet: “ Onlara, yeryüzünde fesat- bozgunculuk çıkarmayın dendiğinde; biz ancak ıslah (iyileştirici- düzeltici) edicileriz, derler. Şunu bilin ki, onlar bozguncuların ta kendileridir. Lakin anlamak istemezler.”
Tin süresi 4- 6. Ayet: “ Biz, insanı en güzel biçimde yarattık. Sonra onu aşağıların aşağısına indirdik. Ancak iman edip, yararlı işler yapanlar, müstesna! Onlar için kesintisiz bir ödül vardır.”
Al-i İmran süresi 19. Ayet: “ Kuşkusuz Allah katında din sadece İslam’dır.”
Al-i İmran süresi 85. Ayet: “ Kim, İslâm dininden başka bir din arama çabası içine girerse, bilsin ki, bu kendinden asla kabul edilmeyecek. Onlar ahirette ziyan edenlerden olacaklardır.”
Hucurat süresi 13. Ayette mealen; “ …En üstün insanın takva sahibi olduğu bildirilmektedir…”
Mümin’in en önemli pek çok sıfatı vardır. Sıfatsız, niteliksiz, özelliksiz mümin olmaz. Müslüman; “doğru, dürüst, adil, eşitlikçi, özgürlükçü, İslam dinine samimiyetle bağlı, ilmi yönü ile bilge, çalışkan olmalı. Hak, hukuk, doğruluk, dürüstlük, adalet, hakkaniyet, güzel İslâm ahlâkı, edep, hayâ sahibi efendi olmalı. Bu ve benzeri sıfatlardan katiyen, asla uzak olmamalı. Yalancı, kibirli, hakkı yalanlayan, hak ve hakikatin üstünü örten, kesinlikle olmamalı. Kâfirlerle, münafıklarla, müşriklerle, sapkın düşüncelilerle, bozuk felsefi görüşü olanlarla asla ve kat’a; ortak, bir, beraber hareket etmemeli. Ayrılıkçı, ayrımcı, bölücü, yalancı, hileci, sahteci, tuzakçı olmamalı. Milli, manevi, ilmi, evrensel, dinsel ilkelere bağlı olmalı. Allah’ın yarattığı her güzel, iyi, yararlı bilgiye sahip olmalı. Doğruluktan, dürüstlükten iyilik yapmaktan, kötülüğü def etmekten uzak durmamalı.”
İslam olmak; iman etmekle olur. İman etmek, imanın hakikatlerini yaşamakla olmaktadır. “Doğruluk, iyiliğe, iyilik cennete götürür. Kötülük, batıl, küfür, İslam karşıtlığı, felsefi ve ideolojik sapkınlık; cehenneme götürür!”
“Müslüman, abartılı, görkemli, şaşalı bir yaşam sürdürmemeli. Çok zengin olsa da; israf, haram, günah, lüks, konfor, yıldızlı, yaldızlı hayat sürdürmemeli. Başkalarını kıskandıracak, düşmanlarını artıracak, kendine düşmanlık ettirecek, bir yaşantıyı seçmemeli. Başkaları aç, açık, çıplak, ekmeksiz, susuz, dar ve zor geçimli iken; onların yaşadığı toplumda halkın üstüne çıkmamalı. Mütevazı, sade, normal, zekât veren, sadaka veren, infak eden, vakıf insanı olan; harika ve harikulade insan olmalı.”
“Bir insanın, üzerine; çocuklarının, aile halkının, akraba, komşu ve diğer insanların hakkı vardır. Ebeveyn, bakmakla yükümlü olduğu kişilere olan görevini asla ihmal etmemeli. Onlar, bizlere Allah’ın emanetidir. Anne ve babaya bakmakla da görevliyiz. Fakirleri koruyup, gözetmekle yükümlüyüz. Çocuklarımızı en iyi, güzel, doğru, dürüst, yüksek ahlak, yükseköğrenim, iyi eğitim gördürmekle görevliyiz.”
“Öyle yap, 5-10-15- 65-75 çocuk! İlim- bilim- bilgi, teknik, teknoloji yok, bilgi yok, meslek yok, sanat yok, meslek yok, hayata hazırlamak yok! Öyle anne ve baba olmaz, olmamalı. Çocuklarımıza, büyüklerimize sevgi, saygı, merhamet, müşfik davranmalıyız. Saldırgan yabanı hayvan durumuna düşmemeliyiz. “Elimizden, dilimizden, kendimizden asla kimse zarar, ziyan görmemeli.”
Harama, günaha yaklaşmamalı. Helal, mubah olmayan söz ve eylemlerden kaçınmalıyız. Dengeli, ölçülü, yeterli, yetkin, mükemmel hareket etmeliyiz. Niyetimiz her zaman iyi, güzel, halis, muhlis olmalı. “Ameller niyetlere göre değerlendirilir, bunu asla unutmamalı.” “Gösteriş- riya için iş, işlem yapmamalı. Sadece Allah cc. Rızası gözetilerek; iş, işlem yapmalı.” “ İslam’ı tebliği önce kendimize yapmalı. Önce İslam dinini kendimiz yaşayarak, güzel örnek olmalıyız. Daha sonrada tebliğ edip, güzel öğüt ve ders vermeliyiz.”
Her iyi, güzel, mubah işe “besmele” ile başlamalıyız. Besmele de, “Kelime-i şahadet” ve “Kelime-i tevhit” gibi İslam dininin en önde, önemli, değerli, olmazsa olmaz, semboldür. Bunlar İslam dininin asıl ve başta gelen esasıdır. Bir Müslüman’ın en başta yapması gereken görevidir. Müslüman ilmi, dini bilerek yaşamalı. Cahil, cühela, çapulcu gibi yaşamak Müslüman sıfatlarından değildir.
“Allah’ın Kur’ân’da ilk emri; Alak süresinin ilk 5 ayetidir.” “Oku” emri ile başlar. Oku, der. Emreder. Kur’ân oku, demez. Zaten o anda Kur’ân’ın ilk beş ayeti geliyor. Kur’ân, peygamberimize daha önce gelmemiş. Oku, öğren, bil, ilim= bilim= bilgi öğren. Kendini, ilmi, Kur’ân’ı, dünyayı, evreni, her bilgiyi öğren, emri gönderilir.
Allah’ın emrettiği, istediği şekilde, peygamberimizin yaptığı biçimde O’na ibadet etmeli. “İbadet; Allah’ın kulları üzerindeki, hakkıdır.” Bir teşekkür, şükür, hamt, dua, tövbe, zikir, tövbe etmedir. “Allah’a ibadet etmeyenden, Allah’a iyi bir kul olmaz. Allah’a iyi bir kul olmalı. İnsanlara ve tüm varlıklara iyi davranan, güzel iletişim kuran, şahane bir mümin olmalı.” Eğer kendimizi iyi yetiştirmemiş isek; hemen ama şimdi kitap okumaya, kurslara gitmeye, ders almaya başlamalıyız. Dünya hayatımızda kör, sağır, dilsiz, zalim, bilgisiz hanzo, kapkara moloz cahil olmamalıyız.
İdeal güzel bir model olan peygamberimize uymalı. Peygamberimiz, Kur’ân’ı en iyi uygulayan, gerçekleştirendi. Allah cc. İnsanların kalplerine ve amellerine bakar. Kalp, beyin, amel üsve-i hasene olmalı. Onur, saygınlık- haysiyet, hürriyet olmalı. Liyakat, yetenek, beceri, bilgi, akıl, merhamet, adalet olmalı. Sevgi, şefkat, merhametle aile halkına ve insanlığa davranmalı.
Kur’ân’dan şaşmamalı. Peygamberimizi örnek almaktan uzaklaşmamalı. İnsanlar ancak Kur’ân ve peygamberimiz ile doğru yola varabilir. “Kur’an, hak ile batılı, doğru ile yanlışı, iyi ile kötüyü, ayırt eden Furkan’dır.” Kıyamete kadar insanlığa doğru yolu gösteren ışık, kılavuz, kutup yıldızı, pusula olacaktır. O bir navigasyon- yol kılavuzudur. Güzel ahlak, nur, şifa, hak ve hakikat göstericidir. 6,236 ayeti, 114 süresi ile bize gereken her bilgiyi kazandırır. “Peygamberimiz en iyi şekilde Kur’ân’ı anlayıp, yaşadığı için; peygamberimizi örnek almalıyız.” Peygamberimizi örnek almayanlar; Kur’ân’ın anlam, yorum ve açıklamalarında sapmakta, saçmalamaktadırlar! Allah cc. Pek çok ayette; “ Resulüne itaat edilmesini emretmektedir. Uyulmasını emretmektedir.” Sadece sözle değil, fiili olarak da uymalı. Fiili olarak, sözlerimizi yaşamalıyız. Duayı da sözlü ve fiili yapmalıyız. Sadece laf ile söz ile gemi yürümez.
İnsan-ı kâmil olmak için olgun mümin, iyi insan olmak için dini bütün Müslüman olmalı. İslam dininde olan tüm güzellikleri yaşamakla olgun insan olunur. Dinimizin isim- ad ve sıfatlarını yaşam tarzı etmeden, insan olgunlaşamaz. Dünya nüfusu 2020 yılı itibarı ile 8 milyara yaklaştı ama sekiz bin tane insan-i kâmil bulmak mümkün değildir! Batıl Batı dünyasında bir yetkin lider bile yoktur! Dini bütün mümin olmadan, insan-ı kâmil olunmamaktadır.
İnsan, maddi, manevi anlamda tertemiz olmalıdır. Temizlik sadece İslam dini yaşamakla olmaktadır. Müslüman’ın bedeni, fiziki çevresi, evi, kalbi, beyni, kendi tertemiz olmalı. Boy abdestli ve namaz abdestli olmalı. Şirk, küfür, batıl pisliği ile mundar olmamalı.
Peygamberimiz buyuruyor: “ Temizlik, imanın yarısıdır.” “ Temizlik imandandır.”
Allah cc. Her varlığı bir gerekçe ve lüzum üzere yaratmıştır. Her varlık bir amaca yönelik yaratılmıştır. Her varlığın yaşaması için uygun ortam ve çevreyi bozmamalı. Korumalıyız.
Âlemlere rahmet, takva ehline önder, kılavuz gönderilen peygamberimize uymayandan, mümin olmaz. Böylesi İlahiyatçılar saçmalamakta, safsata anlatmakta, sapıtmakta, sapmaktadır. Allah cc ; “biz, seni ancak Âlemlere rahmet olarak gönderdik,” buyurmaktadır. Tevhit tümlecini yarım, eksik söyleyenden, mümin ve Müslüman olmaz. Herkes aklını başına toplamalıdır. Fetö da Kelime-i tevhidi yarım, eksik söylüyordu. İbrahim’in dinine uyarak, tüm dinlerin mensuplarını kardeş yapalım, diyordu. 15 Temmuz 2016 darbesi ile kripto Vatikan Papazı olduğu anlaşıldı.
Sağlıklı doğru bilgi edinmeli. Sağlıklı bilgi ile sağlıklı iletişim ve diyalog kurmalı. Sapıtmamak için beşeri, felsefi, ideolojik doktrinlere kapılmamalı. Irkçı, cemaatçi, tarikatçı olmamalı. Aynen peygamberimiz gibi Kur’an’a bağlı olmalı. Sapıtmışlara, şarlatanlara bağlanmamalı. “İslam cemaatinden olmalı.” Şarlatanları lider, önder, kılavuz edinmemeli. Batıl, küfür ardına takılan; çıkarcı şeyh, derviş, Şeyda, önder, lider, üstat dediklerine aldanıp, kanmamalı. “Müslümanları din ile kandırmaktadırlar!” Uyanık, bilgili, bilinçli olmalı. Aldanıp, kanmamalı. “Ne aldatan ol, ne de aldatan olmalı.” “Peygamberimiz, onun bunun yolunda değil; Allah cc. Kur’ân yolunda olmuştur.”
Müslüman, akıllı, zeki, bilgili, gücünü kontrollü kullanan, cesaretli olmalı. En cesaretli olmalı. Ama kendini ateşe atmamalı. İlmi, hukuka uygun çalışmalarını ekip halinde yürütmeli. Çetin mücadeleci olmalı. Bugün Müslümanların çok büyük çoğunluğu bilgisiz, bilinçsiz, uyuşuk, pısırık, silik, savrulan durumundadır! İlgisiz, bilgisiz, duyarsızıdır. Böyle olmamalı. Çok cesur, atılgan, atılımcı, yetenekli, becerikli, İslam cemaat birliği halinde olmalı. Her biri bir cahilin, şarlatanın peşine akılsızca takılmış, sapmıştır! Sorumluklarının bilincinde olmalı. Uyumlu, iyi geçimli, güler yüzlü, tatlı dilli, ne konuştuğun bilincinde olmalı. Kaba, kırıcı, asla olmamalı. Eleştirilerde yapıcı, olumlu olmalı. Her ağıza geleni; kabaca, sapkınca söylemek, eleştiri değildir.
Müslüman, emanete riayet etmeli. Emanete ihanet- hainlik etmemeli. Emanete hainlik yapandan mümin olmaz. Adi, alçak, kahpe, kalleş, nankör, satılmış olur. İslam dini ve değerleri bize emanettir. Korumalıyız.
Müslüman, fedakâr olmalı. Vefalı olmalı. “İsar sahibi olmalı. Yanı başkalarının çıkarlarını kendi çıkarı önünde tutmalı.” Diğerkâm olmalı. Bencil, egoist, hodkâm, sadist, narsis kesinlikle olmamalı. Kötü, çirkin, zararlı alışkanlıklar edinmemeli. “Dinin ve sağlığın ilke ve kurallarına uymalı. İslam dinini yaşarken, pozitif ilminde kurallarına uymalı. Hem dini hem de bilimi bilip, yaşamalı.” Bugün pek çok cemaatin ve tarikatın liderleri ilkokul bile okumamış. Din anlatıyorum, diye saçma sapan konuşmaktadır. Ülkemizde tüm cemaat ve tarikat liderleri birbirine karşıdır. Birbirinin aleyhindedir. İlahiyat Fakülteleri de çıkıp, bu cahillerle, cahilce halk önünde tartışmaktadırlar. Büyük çoğunluğu dini temsil edememekte, güzel örnek olamamaktadır. Halk nezdinde sınavı- imtihanı kaybetmektedirler! Avam olan halk bile din adına çıkıp, sapkınca konuşanların; sapkın olduğunu, sapıttığını bilmektedir.
“Kur’ân-ı Kerim’in; ilk emri Oku! Olmuştur. Varlığı Oku, denmiştir. İlmi oku, öğren denmiştir. Bilgi öğren denmiştir. “Öğrenen ol, öğreten ol, dinleyen ol, yazan ol, ilmi seven ol, altıncısı olma; helak olursun, denmiştir.” İlim öğrenmek, her mümine farzdır. Kadın, erkek herkese farzdır. Çocuklarımızı en iyi, en güzel şekilde üstün öğrenim ve eğitim aldırmalıyız. “Allah cc. çocuklarımız arasında adil, eşit davranmamızı emredilmektedir.”
Her doğan çocuk temiz, günahsız doğar. Ruhu ile bedeni ile tertemiz doğar. İslam fıtratı üzere doğar. İman ve İslam dinine yakın yaratılışta doğar. Ancak dış müdahalelerle olumsuz durum aldırılır. Olumsuz öğrenim ve eğitim ile İslam dininden ayrı düşürülür. Çocuklarımızın günahına girip; dünyasını perişan, ahiretini cehennem yapmayalım.
Hayatımızın kıymetini bilmeliyiz. Bedenimiz ve çocuklarımız bize emanettir. Onurlu, iyi, güzel, dünyayı imâr ederek, ahirete hazırlanarak, helal nimetlerden yararlanarak, yaşamalıyız. Allah’a kul, varlıklara iyilik, hizmet, infak etmeliyiz. Zararlı, kötü alışkanlıklar edinmemeliyiz. İslam dini dışında, Kur’ân yolu dışında yol aramamalı. Allah’tan başka ilahlar, ikonlar edinmemeli. Sağlıklı olmak için bilgi ile yaşamalıyız. İmandan sonra en büyük nimet; sağlıktır, sağlıklı olmaktır.
Peygamberimiz buyuruyor: “ Beş şey gelmeden önce beş şeyin değerini bil. İhtiyarlıktan önce gençliğin, hastalıktan önce sağlığın, fakirlikten önce zenginliğin, meşguliyetten önce boş vaktin ve ölümden önce hayatın kıymetini biliniz.”
Önce bizler, ebeveynler, öğretmenler, imam- hatipler, eğitimciler, akademisyenler çok iyi yetişmeli. Sonra çocuklarımızı, gençlerimizi çok iyi; hak yolda, ilimle, bilimle, meslekle yetiştirmeliyiz. “Hainlik edene hakkımı helal etmiyorum. Bu millette helâl etmez. Bugün hainler, insanlığa hakkı, hakikati öğretmeyip; kula kul etmektedir. Batıla, küfre, sapıklığa, hainliğe sürüklemektedir! Görevini hakkıyla ve layığıyla yapmamaktadırlar. Kendileri yetersiz durumdadırlar!”
Allah’ın rızası- hoşnutluğu her şeyden büyüktür ve çok daha önemlidir. Allah’ın rızasını kazanmayandan, dünya ve ahirette bir değer olmaz. Allah’ın rızası; O’nun emir ve yasaklarına uymakla olur. Cennet ehli, O’nun yolunda yaşamakla olunur. Habil olmak, Kabil olmamak, İslam dinini yaşamakla olur. Bugün Kabillerden milyonlarca daha katil, katliamcı olanlar vardır! Onları pek çok yönü ile destekleyen zalimler, sapkınlar bulunmaktadır! Melek olacağına şeytan olmuş, şeytanlaşmış olanlar bulunmaktadır! Nefis muhasebesini doğru, dürüst yapmayanlar; sapkınlıkta her geçen gün daha da zalimleşip, sapkınlaşmaktadır. Allah cc. Akıl, fikir, hidayet nasip eder, inşallah. Sapkınlarda hidayet ister, inşallah.
“Müslümanın her işi; Kur’ân ve sünnete, akla, ilme, irfana uygun olmalı. Allah’ın emir ve yasaklarına samimiyetle eksiksiz uymalı. Doğru sözlü, yazılı, güzel davranışlı olmalı. İmanın ve İslam’ın şartlarını bilip, harfiyen uymalı. Allah’ı görüyormuş gibi O’na kulluk etmeli.”
“İman ve İslam kardeşliği içinde yaşamalı. Eşimizi en güzel, iyi, dürüst, eğitimli karşıt cins insanlardan seçmeli. Çocuklarımızı en güzel şekilde yetiştirmeli. Başıboş bırakmamalı. İbadetlerimizi ihlas ve huşu içinde samimiyetle, Hakk’a ve resulüne uyarak yapmalı. En büyük zulüm; şirktir. Allah’a ve dinine ortak koşmamalı. Ortak veya ortaklar bulmamalı. Allah’ı bırakıp, ilahlar edinmemeli. İslam dinini bırakıp; sapkın felsefi görüş ve ideolojiler edinmemeli. Kendi nefsinizi ilah etmemeli. Eğer sapık, sapkın, sapan olmuş isek; bir an önce, hemen şimdi tövbe etmeli. Tövbe etmek; en büyük ibadettir. Tövbe etmek; sapkınlıktan dönmek, pişman olmaktır. Haramdan, günahtan kurtulmaktır. Cennet yurduna, esenlik yurduna ancak ve sadece tövbe ile Hakk’a uymakla, peygamberimiz gibi yaşamakla varılır. İki âlemin huzur ve mutluluğu sadece ve ancak İslam dininin yaşanması ile kazanılır. Doğru bilgi, güzel ahlak sahibi olmalı. Sapkınlara, sapıklara, zalimlere asla uymamalı.”
“ Tarihe bir not düşelim. Şöyle ki; 24 Temmuz 2020 Cuma günü, ilk Cuma namazı, İstanbul Büyük Ayasofya Camisi’nde 350 bin kişi ile birlikte kılındı. Bendeniz, şahsim olarak çok kalabalık olacağını düşündüğümden, açılışa ve Cuma namazına katılamadım. Gün boyunca televizyonlardan canlı izledim. Zaten 350 bin insan, Korona virüs pandemi salgın hastalık nedeni ile 1,5 metre aralıklı durdular. Alan dolduğunda, Ayasofya’ya ulaşım seferleri durduruldu. Alan girişlere kapatıldı. Müminler, Ayasofya Müzesi’nin camiye dönüştürülüp, ibadete açılmasına, çok sevindi. Hıristiyan dünyadan öyle çok büyük tepki sesleri duyulmadı. Pek çok Batılı ülke, namazı ve açılışı televizyonlardan naklen canlı yayınladı. “Yunanistan’da protesto, bir günlük yas ilanı, matem çanları çaldı.” Ama onlar, Ayasofya’ya bakacağına, kendi yaptıklarına baksınlar. Biz kiliseyi, camiye dönüştürmedik. Müzeyi, camii yaptık. İki gün sonrada Trabzon’daki, Ayasofya Müzesi’ni, camiye dönüştürüp, ibadete açacağız, inşallah. “Zaten Avrupa’da da cemaatsizlikten kapanan kiliseleri- katedralleri müminler satın alıp, cami yapıyor.”
Kilisede eğer Allah’a ibadet ediliyorsa, camide daha alası, hak olanı yapılmaktadır. Zaten bir kilisenin, müze olarak ayaklar altında çiğnenmesi, ezilmesi de hoş bir durum değildir.
Ortodokslardan pek tepki gelmedi. Zira Ayasofya daha önce Ortodoks katedrali idi. Katolikler zorla alıp, Katolik kilisesine dönüştürdü. Hatta çevredeki birbirine ait olan kiliseleri yaktılar!
Ruslar: “ Bizim vatandaşlarımız 100 lira verip, ziyaret ediyordu. Şimdi bedava, ücretsiz ziyaret edecekler, açıklamasında bulundular.”
“Amerika’da, Ermeniler ile Yunanlılar birlikte protestolar yaptılar. Oysa Ermeniler Gregoryen kilisesine bağlıdır. Katolikler, Ermenileri, İstanbul’a sokmadığından, Bursa’da yaşıyorlardı. Fatih, onları İstanbul’a aldırdı. Ama Türk ve Müslüman düşmanlığında birleşiyorlar.”
Biz, bütün dinlere saygılıyız. Herkesin dini kendine, deriz. Ülkemizde 200 bin Müslüman olmayan yaşamaktadır. Ama bu 200 bin kişinin 435 kilise ve havrası ibadete açıktır ve vardır. Kendi ülkeleri olsa bu kadar nüfusa ancak beş tane kilise veya havra olurdu.
On sekiz Batılı gayrı Müslim ülkede, Müslüman cemaati olmasına rağmen, Türk mimarisi ile yapılmış, 329 camiyi; kiliseye çevirdiler. Diğer Türk yapısı hizmet, kültür binalarını da farklı işletmelere çevirdiler. Savaşlarda ise öncelikle Müslümanlara ait camii, okul, hastane, pazar yerleri, şehirleri, sivilleri vurmaktadırlar! Oysa biz müminler bu gibi yerlere İslam hukukuna uyarak asla dokunmayız.
Çarlık Rusya’sında 1917 yılı öncesinde, 1917- 1940 yıllarında 30 bin camii- mescit vardı. Komünizm- Bolşeviklik katılaşınca, 1942 yılında 1,200 taneye camii sayısı düştü! Stalin olduğunda da 1,200 tane camii vardı. 1958 yılında Kruşçev köy camilerini kapattı. 1966 yılında da açık camii sayısı 400 taneye düştü. 1976 Mayıs ayında resmen 300 cami kalmıştı. Diğerleri komünizmin barbarlığı, vahşeti, sapkınlığı ile kapatılmıştı. Sadece camiler değil kilise, havra, sinagoglarda aynı akıbete uğratılmıştı. Pek çoğu dinamitlenerek, havaya uçurulmuştu. Bunun belgesellerini televizyondan izlemiştim.
SSCB dediğimiz Slav devleti, 350 milyon nüfusa, 21 milyon kilometrekare toprağa sahipti. Polonya’dan Çin Denizi’ne kadar SSCB toprakları uzanıyordu. Yedi Türk Cumhuriyeti vardı. Ayrıca Tatarlar, Çerkezler, Çeçenler, Kafkaslar ve pek çok Müslüman kavim vardı.
Dağıstan Cumhuriyeti’nde 1917 yılında 1,4 milyon Müslüman yaşıyordu. 1917 yılında 360 tanesi büyük camii olmak üzere 1,700 cami vardı. 1975 yılında ise 27 camii kaldı.
Çeçen- İnguş ‘da 1917 yılında 900 camii vardı. 1978 yılında 2 camiye düştü.
Azerbaycan’da 1917 yılında 2 bin camii vardı. 1928 de 969 Şii- Şia ve 400 Sünni camisi kaldı. 1978 de bunların sayısı 14 Şii Camisi, 2 Sünni camii kaldı.
Tacikistan’da 18 camii, Türkmenistan’da 4 camii kaldı.
17 Ekim 1917 yılı 17 Ekim komünist- Bolşevik devrimi sürecinde, SSCB İstihbarat örgütü KGB’ye göre; 43,5 milyon insan öldürülmüş, katledilmiştir!
“Lütfen! İnternetten araştırınız. Hangi zalim yönetici, kaç milyon insanı katletmiştir?”
Belarus Başkenti Minsk’de 54 yıl önce SSCB’nin yıktığı camiyi, Türkiye 3 yıl kadar önce tekrar yeniden temelden yaptırarak, yaptırdı. Cumhurbaşkanımız R. T. Erdoğan açılışa gitti. 1991 yılı sonrasında SSCB denilen ülke, 15 bağımsız devlete bölünerek, parçalandı. Ana parça Rusya Federasyonu diye anılmaktadır.
Ülkemizde 57 bin okul, 586 bin sınıf- dershane vardır. 3,450 meslek lisesi bulunmaktadır. 27 milyon öğrenci tüm okullarımızda öğrenim görmektedir. 27 milyon öğrencinin yaklaşık 8 milyonu yükseköğrenim görmektedir. Vatandaşlarımızı; milli, manevi, dini, ilmi, insani, evrensel değerlerle en güzel şekilde yetiştirmeliyiz. Olgun insan olarak hayata başlatmalıyız. Dünyanın barışını, sağlığını, huzurunu, mutluluğunu kazandırmalıdırlar. İnsanlığa hizmet etme, iyilik etme, hakça, hukukça yaşama bilgisi, bilinci kazandırmalıyız. “Bizler, görevlerimizi yapıp, yapmadığımızdan, niçin yapmadığımızdan, neden yaptığımızdan; 5N 1K olarak sorgulanacağımızı hiçbir zaman unutmamalıyız.” Dünya barışının sadece ve ancak İslam anlayış ve yaşayışı ile sağlanacağını öğretmeliyiz. Önce bunu güzel örnek olarak davranışlarımızla göstermeliyiz.
Önce kendimiz medeni insan, aile, toplum, devlet olmalıyız. Sonrasında televizyon, radyo, dergi, gazete gibi iletişim araçları ile tüm dünyayı aydınlatmalıyız. Dünyaya; Çince, İngilizce, İspanyolca, Hintçe, Türkçe, Arapça, Portekizce, Bengalce, Rusça, Japonca, Almanca, Fransızca gibi Yaygın dillerce yayın yapmalıyız.
Türk Dil Kurumu güncel sözcüğünde 111 bin 27 sözcük- kelime bulunmaktadır. 14,1981 sözcük ise yabancı dilden gelmiştir. Batı emperyalizmin hiçbir öğesini içimize sokmamalıyız. Batı emperyalizmi virüsten çok daha tehlikelidir. Girdiği yeri kangren yapar ve çürütür.
İdeolojilerin hepsi insanlık doğasına terstir, zıttır. İnsanlığa karşıdırlar. İnsanlık bunlardan hep zarar görmektedir. Siyonizm, Haçlı felsefesi, Faşizm, Komünizm, kapitalizm, putperest felsefe insanlık düşmanıdır.
Amerika’da Amazon Şirketi’nin sermayesi 173 milyar dolara ulaştı. Sahibi, boşanan eşine tazminat ödemesine rağmen, Kovit 19 salgın pandemi virüs hastalığını da çıkara dönüştürerek, sermayesini artırdı. 173 milyar dolar, ülkemizin yıllık bütçesidir. Türkiye’miz, dünyanın 16. Büyük ekonomisidir. İşte emperyalizm, komünizm böylesi sömürücü, kan emici, hak yiyici, hak- hukuk tanımayandır. Komünizm, faşizm de insanlık düşmanıdır. Zorbalık, şiddet, baskı, hak- hukuk tanımama yönüyle komünizm ile faşizm birbirine eşittir. “Adolf Hitler ile Stalin ve Mao Zedung birbirinin benzeridir. İnsanlık düşmanıdırlar. Her biri yaklaşık 50’şer milyon insanı katletmiştir. Bu üç katliamcı zalim katilleri çok iyi tanıyınız.”
Halkları materyalist inançsızlıktan, her tülü sapkınlıktan, zalimlerden ve zulümlerden korumak için farklı ilmi mücadele vermeliyiz.
Allah cc. 18. Ayette buyuruyor: “ Allah’ın mescitlerini ancak Allah’a ve ahiret gününe iman eden, namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren ve Allah’tan başkasından korkmayan kimseler imar eder. İşte doğru yolda oldukları umulanlar bunlardır.”
Peygamberimiz buyuruyor: “ Her kim Allah için mescit bina ederse, Allah’ta ona cennette bu mescidin benzeri bir köşk bina eder.”
Hadis-i şerif: “ Konstantin’ine mutlaka fetholunacaktır. Onu fetheden komutan ne güzel komutan! Askeri ne güzel askerdir!”