Enbiya süresi 47. Ayet: “ Biz, Kıyamet Günü’ne özel ahiret terazileri koyacağız. Artık hiçbir kimse, hiçbir şeyle haksızlığa uğramayacaklardır. ( O şey) Hardal Danesi kadar bile olsa, onu getiririz. ( Mizana koyarız.) Hesapçılar olarak da biz yeteriz.”
Kur’ân ve Sünnet’in açıklamalarına göre dünya yaşantısında, buhranlara ve ahirette de azaplara- eziyetlere birinci derece sebep olacak günah; kişi haklarına tecavüzdür. Bunun için mümin, insan, hayvan, bitki, canlı, cansız haklarına tecavüz etmemeli. Başkalarının öz haklarına zarar, ziyan vermemeli. İnsan haklarına ve diğer canlı haklarına tecavüz etmenin af edilmesi için öncelikle; Allah’tan af dilemelidir. Hakkına tecavüz ettiği varlıktan da helallik almalıdır. Hak sahibinin hakkı ödenmelidir. Öyle laf olsun diye; helal ede, demekle olmaz. Bu iş sadece laf ile olmaz. İçtenlikle olmalı. Hak ödenmeli.
Kul hakkı ile iki âlemde, dünya ve ahirette huzurlu, mutlu, rahat olunmaz. İbadetler kabul görmez. Makbul, efdal kabul edilmez. Ahlak güzelleşmez. İyi, hayırlı nesil yetiştirilemez. Birey, aile, toplum, devlet rahat edemez. Haram insandan bir şekilde acı ile çıkar! Hastalık, dert, bela, sıkıntı, kavga ile çıkar. Kimsenin yaptığı haksızlık yanında kâr, yarar olarak kalmaz.
Peygamberimiz buyuruyor, mealen: “ Her kim bir kişinin manevi şahsiyetine ve maddi varlığına tecavüz ederek, haksızlık günahını yüklenmişse, aman; altın ve gümüşün bulunmadığı, Kıyamet Günü gelmeden, hak sahibi ile helâlaşsın.”
Peygamberimiz buyuruyor: “ İki Müslüman vuruşmak için kılıçlarını çekerek, karşı karşıya geldiği zaman öldürende, ölende Cehennem’dedir!”
Peygamberimiz buyuruyor, mealen: “ En büyük zulüm- haksızlık, din kardeşinin toprağından bir kısmını zimmetine geçirmesidir. Kıyamet Günü’nde o toprak parçası, yerin dibine kadar olan kısmıyla onun boynuna dolatılacaktır. Toprak gaspı sürekli zulümdür. Sövmek, dövmek gibi geçici bir haksızlık değildir.”
Hadis-i şerif, mealen: “ Birey ve toplum hakkına tecavüz Cehennem’e götürür. Azda olsa zimmetine mal geçiren, haindir. Zimmetine hak geçirene, Cehennem vacip olur. Cezasını çekmeden, Cennet’e giremez. Kul hakkı sadece mümin, insan hakkı ile sınırlı değildir. Bir kuşu haksız yere öldürende, Kıyamet Günü’nde sorguya çekilecek. Gereksiz yere bir Serçe Kuşu’nu öldüren kişiyi, Serçe Kuşu, Kıyamet Günü’nde, Allah’a şöyle yalvararak, öldüreni dava eder: “ - Ya Rab, falan kişi, beni bir yarar sağlamak için değil, gereksiz olarak öldürdü! Bu kişiden davacıyım, der!”
Peygamberimiz buyuruyor: “ Zulme uğramış, güçsüz kişiler- müminler, Cennetliktir.”
Bugün, insanlar yaşantılarında İslam dinine pek yer vermiyorlar. Onun içindir ki, başlarına pislik yağıyor! “Sadece İslam dininin ibadetlerini yapmak yetmez. İslam ahlakında da olmak gerekir.”
Furkan süresi 68 - 69. Ayete harfiyen uymak gerekir.
Gerçek müminler, Allah’ın yanında başkalarını ilah edinmezler. Onlara uyup, kulluk etmezler. Allah’ın haram kıldığı cana kıymazlar. Zina etmezler. İnsanların ırz ve namuslarını helal görmezler. Deyyusluk yapmazlar. Hak yol İslam dininden sapıp, felsefi ve ideolojik görüş peşinde koşmazlar. Irz, namus, kadın sömürüsü yapmazlar. Cinsi istek peşinde gidip, sapıklaşmazlar. LGBTİ+ Ensest+ pedofili+ sapkın aruzular+ taşımazlar. Bugün bu cinsi sapkınlığa tüm dünyada; hainler, sapkınlar destek vermektedir. Dünyada ve ülkemizde de genellikle emperyalistler, masonlar ve solcular, cinsi sapıklığı desteklemektedirler! Bu sapkınlar; “onur!” yürüyüşü adı altında yürüyüşler yapmaktadırlar.
İslam dini neyi yasaklamış veya emretmiş ise o aslen de, esasen de, insanlık için çok doğrudur. Hiçbir zaman yanlış olmayacaktır. Çünkü İslam hükümleri insan doğasına uygundur. İnsan güzelliğine, onuruna, yaratılışına uygun hükümler taşımaktadır. İslam’dan sapanların güzellikleri, iyilikleri, onurları, saygınlıkları, yararları pek kalmaz. İslam’dan sapan, insanlıktan sapar; sapık, sapkın olur. Aklın pusulası, İslam dini olmalı. Sapıkların ürettikleri, sapmalar, sapkınlıklar asla olmamalı.
Müslüman günah, haram işlememeli. Yedi büyük günahtan sakınmalı. Peygamberimiz buyuruyor:
“Allah’ın yolunu, hükmünü bırakıp, başkalarının çizdiği yol ve hükümlere uymayınız. Allah’a ortak koşmayınız.
Sihir, büyü yapmayınız.
Allah’ın haram kıldığı cana kıymayınız; katil, cani olmayınız.
Faiz, rüşvet alıp, vermeyiniz.
Yetim malı, insan hak - hukuku çiğnemeyiniz. Kul hakkına dikkat ediniz.
Meşru savaştan kaçmayınız.
Zinadan uzak durunuz.”
Allah cc. Maide süresi 90. Ayette buyuruyor: “ Ey İman Edenler! İçki, kumar, putlar ve fal okları sadece şeytanın işinden birer pisliktirler. Bu pislikten kaçınınız ki, kurtuluşa eresiniz.”
İnsanlar için; Allah’tan başka ilah edinmek, tanrı edinmek, yol edinmek, içki, kumar, bağımlılık yapan madde kullanmak, fal bakmak, sihir, büyü yapmak, kumar oynamak felakettir! Birey, aile, toplum, devlet için fecaattir. Bu pisliklerle ilgilenen çok sayıda birey, aile, toplum, devlet mahvolmaktadır! Akıllı olmalı. Aklı, Allah cc. İradesine uyarak, hakça kullanmalı.
Müslüman anne ve baba, ebeveyn; çocuklarını Allah’ın ve peygamberinin istediği şekilde yetiştirmelidir. Çocukların, anne ve baba üzerine pek çok hakkı, hukuku vardır. Öyle her yıl birkaç çocuk yapıp, eğitimsiz- öğretimsiz, mesleksiz bırakıp, insanlığın başına bela etmemeli. Bugün sorumsuz ebeveynler, onlarca çocuk sahibi olup; rezil, kepaze, ekmeksiz, susuz, giysisiz, bakımsız, konutsuz bırakmaktadır. İki milyar aç insan sadece çocuk yapmasını, doğurmasını becermektedir! Oysa çocukların, anne ve baba üzerinde hak- hukuku vardır. Bunlar kısaca şunlardır:
“Peygamberimiz buyuruyor: “ Çocukların, ebeveyn üzerine, ebeveynlerin de çocuklar üzerinde hak- hukukları vardır. Çocuğa güzel bir ad- isim vermeli.
Okuma- yazma, eğitim- öğretim kazandırmalı.
İslam dinini öğretmeli.
Evlendirmeli.
Sünnet ettirmeli.
Güzel örnek olup, güzel terbiye etmeli.
Çocukları terk etmemeli.
İslam dinini öğretip, yaşam tarzı ettirmeli.
Helal lokma ile beslemeli.
Atıcılık, binicilik, güreş, spor yaptırmalı.
Çocuklar arasında haksızlık, adaletsizlik, eşitsizlik yapmamalı. Adil olmalı. Zalim olmamalı.
Anne ve baba, çocuklarına haksızlık etmemeli.
Kötülük etmemeli. Kötülük yapan, cennete giremez.
Allah cc. Mealen buyuruyor: “Anne ve babanıza of bile demeyiniz.”
Peygamberden sonra en büyük sevgiyi, saygıyı, insan olarak; anne ve babaya göstermeli. Anne ve babasına sevgi, saygı, muhabbet, iyilik göstermeyen; iki dünyada iflah etmez, iyilik görmez!
Komşusunu üzen cehennem’dedir! Komşusuna iyilik eden, hiç üzmeyen, kadın; cennettedir.”
Allah cc. Buyuruyor: “ Rabbimiz Allah’tır deyip, dosdoğru yaşayanlara hiçbir korku yoktur. Onlar üzülmeyeceklerdir. Onlar cennetliktirler. İşledikleri amellere- davranışlara ödül; orada sonsuz kalacaklardır.”
Peygamberimiz buyuruyor: “ Rabbim Allah’tır de; sonrada dosdoğru ol. Yanı Allah’ın emirlerini tut. Yasakladıklarından sakın.” Peygamberimiz gibi samimiyetle İslam dinini yaşa.
Allah cc. Zümer süresi 9. Ayette; akıl sahiplerinin ilim= bilim= bilgi öğrenmesini emrediyor. İslam dinini ve doğa- tabiat ilmini öğrenmeli. Çağa uygun bilgi, meslek, sanat, kültür, teknik, teknolojik, tarım, hayvancılık, çevre ilmi edinmeli. “İslam ilimlerini ve pozitif ilimleri bilen; ilim insanıdır. Doğru ve gerçekleri gören, bilen, en bilgili insandır.”
Peygamberimiz buyuruyor: “ İnsanların en kötüsü; bilgilerini toplum içinde kötüye kullanandır. Kıyamet gününde en şiddetli azaba uğrayacak insan, bilgisi kendine yarar sağlamayan bilgindir. Bilgisini öğretmeyen insanın ağzına kıyamet gününde ateşten bir gem vurulur.”
Allah cc. Katında olanların en değerlisi; en çok takva sahibi olanınızdır.
İnsana verilen nimetlerin en hayırlısı; güzel ahlaktır.
Hayrı tercih etmeyen, kötülüğe yönelir.
Peygamberimiz buyuruyor: “ İnsanlara zarar vermemeye çalışın. Bu da kendin için yaptığın bir hayırdır. Zarara zararla karşılık vermek doğru değildir. Mümine zarar veren ve onu aldatan; lanete uğramıştır. Her zarar veren ve üzen kişi cehennemdedir.”
“Mümin, Kur’ân ve sünnet ölçülerine göre değerlendirilir.”
Şu anda Kur’ân ve sünnet ölçülerine uygun; dünyada ideal, doğru, dürüst, adil, eşitlikçi, bir devlet yöneticisi yoktur. Eğer bir tane olsa, tüm dünyanın insanları, onun kendi yöneticisi olmasını tercih eder. Çünkü hiçbir kimse kendi yöneticisinden memnun değildir. Büyük emperyalist devletlerin yöneticileri daha kötü, çok daha zalimdir.
ABD’de 25 Mayıs 2020 gününden beri ırkçılık karşıtı gösteriler devam etmektedir. Irkçı kişilerin heykelleri yıkılmaktadır. Gösterilerde şiddet, yakma, yıkma, kırma, dökme tüm yasaklamalara rağmen 43 gündür aralıksız sürmektedir. Zencilere – siyahîlere yapılan haksız tutum ve öldürme nedeni ile olaylar başladı. Devam etmektedir. Avrupa ve diğer ülkelerde de devam ettiği yerler hala vardır. Demek ki, adil, eşitlikçi, insan haklarından yana olmalı. Zalim olup, zulmetmemeli. Müslüman, ayrımcılık, adaletsizlik, eşitsizlik, ayrıcalık yapmaz. Yaparsa, zalim olur. Zalim yeri cehennemin ateş, irin, duman olan derin çukurudur.
Şu anda biz salgın Kovid 19 pandemisi nedeni ile 126 ülkeye bedava, meccanen, karşılıksız, hibe malzeme, ekipman yardımı yaptık. Her ülkeye kendi kargo uçaklarımızla götürdük. Sırbistan’da “Yeni Pazar” halkı var. Müslüman olduğu için, ülkesinden iyileştirme tıbbi hizmet görmedi. Türkiye’den yardım istediler. Bizde bir uçak dolusu tıbbi medikal malzeme dün gönderdik.
Biz ülke, devlet olarak insancıl davranmamıza rağmen hala bize düşmanlık etmektedirler. Bize tüm ayrımcılık, kötülük, dışlama yapılmaktadır. Bize karşı terör örgütlerini savaştırmaktadırlar. Sonrada PKK ve PKK/YPG terör örgütüne karşı operasyonlarınızı durdurun, demektedirler. ABD denilen, dünyanın başına bela devlet, sadece PKK/YPG terör örgütüne, Suriye’de 40 bin TIR dolusu askeri malzeme ve 3 bin kargo uçağı dolusu silah, mühimmat verdi.
Ülkemizi yok etmeye çalışanlara karşı amansız bir mücadelenin, savaşın içindeyiz. Ülkemizde birden fazla terör örgütüne karşı mücadele devam etmektedir. Irak ve Suriye’de operasyonlarımız devam etmektedir. Havadan, karadan bu iki ülkeye girilmiştir. Batılıların silahları mağara ve yer altı depolarında yok edilmektedir.
Libya’da 2011 yılında “Muammer Kaddafi” denilen darbeci, zalim, kullanılan uşak; Batılıların askeri müdahalesi ile düşürüldü. İsyancılar, Kaddafi’yi yer altı kanal künkte bulup, öldürdü! Aradan 9 yıl geçti. Ülkede bir hükümet kuruldu. BM hükümeti yasal, meşru olarak kabul etti. Ama bu hükümeti; BAE, Suudi Arabistan, Bahreyn, Suriye, İsrail, Mısır, Fransa, Rusya istemiyor. “Hafter” denilen, darbeci generali her yönü ile destekleyip, hükümeti yıkmaya çalışıyorlar. Paralı asker, silah, asker, uçak verip; ülkenin %80’den fazlasını işgal ettirdiler. Başkent Trablus ele geçirilmek üzere iken; Libya meşru hükümeti 2019 Kasım ayında, Türkiye ile savunma anlaşması yaptı. Ülkemiz, askerlerini eğitecek, yönlendirecek eleman ve askeri donanım gönderdi. İnsansız Hava Uçaklarımız hem silahlı hem silahsız olanları var. Radara yakalanmıyor. Tespit edip, havadan vuruyor. Çok başarı sağladılar. Hafter” terörünü, darbecisini geri çekilmek zorunda bıraktı.
ABD ve Avrupa ülkeleri, ülkemizin kıta sahanlığını denizden daralttı. Doğu Akdeniz’de petrol ve doğalgaz araması yapmaya başladılar. Mısır, Yunanistan, İsrail, Kıbrıs Rum Devleti; batılı şirketlere arama izni verdi. Mısır, Bahreyn ve BAE denilen, Batı uşağı rejimlerde onlara destek oldu. Ülkemizde Libya ile kıta sahanlığını genişletme anlaşması yaptı. Libya ile Türkiye, denizden sınırlarını birleştirdi. Yanı Akdeniz’e denizden Fatih gibi zincir çekti. Bu durumu BM’ye bildirip, onaylattı. Bizden izinsiz çıkarılan petrol, doğalgaz; Batı’ya taşınılmayacak.
Kendi savaş ve savunma silah ve mühimmatını %70 oranında kendimiz üretiyoruz. Batı dünyası bize askeri silah ve donanım artık hiç vermiyor.
İslam ülkeleri, denilen, bir kavram yok! Arap ülkeleri 22 tanedir. Hemen hepsi İngiltere’de okur, kurgulanır, beyinleri yıkanır. Sömürge anlayışı ile yetiştirilir. Ülkesine gönderilip; devlet başkanı, veliaht, vali, subay yapılır. Birinci Dünya Savaşı’nda İngilizler sömürge yaptı. Hala sömürgecilik bu şekilde devam etmektedir.
Fransa, Afrika’da 26 ülkeyi sömürgeleştirmişti. Şimdi 14 Afrika ülkesinde hala askerleri var. O ülkeler hala Fransa sömürüsü altındadır. Amerika zaten dünyanın tümüne hükmetmektedir. Çin’ de daha çok Afrika ülkelerine 1990 yılından beri yayılmakta, sömürmektedir. Rusya’da buralardan pay kapma peşindedir. Bunların hepsi emperyalist, sömürgeci, zalimdir. Adidir, vahşidir, kahpedir, kalleştir, katildir, katliamcıdır. Her pisliği yapmaktadırlar. Biz ise daha çok mazlumdan, mağdurdan, ezilenden yana tavır alıyoruz. Bunun içinde emperyalistlerle çatışma ve mücadele içindeyiz. Bu 5 ülke yanı “ABD, Çin, Rusya, İngiltere, Fransa” aynı zamanda BM ( Birleşmiş Milletler) daimi üyesidir. Bu 5 ülkeden bir tanesi kararı veto ederse, karar çıkarılamaz. Dünyanın en emperyalist, çıkarcı, materyalist, yamyam, despot, vahşi, haydut, barbar ülkesi BM ile de insanlığın başına bela olmuştur.
Dünyada emperyalist ülkeler ve kullandıkları maşalar, dünyada huzuru, mutluluğu, barışı, esenliği, yaşantıyı bozuyor! Savaşlar, çatışmalar, iç savaşlar çıkarıyorlar! Sömürü, işgal ve savaşlar nedeni ile eğitim- öğretim, meslek edinme, üretim yapılamıyor. Dünyada “iki milyar insan açlığı yaşıyor!” 72 milyondan fazla insan mülteci olmuş, göç etmiş. Bu mültecilerden 5,5 milyonu ülkemize sığınmış. En çok mülteci- göçmen olan ülkeyiz. Bu bizi ekonomik, siyasi, güvenlik olarak bozmaktadır. Şu anda dünyada 38 ülkede savaş ve çatışma vardır.
İnsan, doğaya, çevreye zarar vermemeli. Doğanın düzeni bozulmamalı. Düzen bozulursa, insan ve diğer canlıların yaşamaları tehlikeye düşer! Son 10 yıl içinde insanlara bulaşan virüslerin %75’i hayvan kaynaklıdır. Yanı hayvanlardan bulaştı. Doğaya müdahale edilince, hayvanların yaşam alanlarına girilince, virüsler insanlara bulaşmaktadır. Allah’ın yarattığı düzen, nizam, sistem, çevre korunmalı.
İnsanlar bilerek veya aptallığından, salaklığından, düşünmediğinden, yanlış düşündüğünden, çıkarından, hainliğinden, çevreye çok büyük zarar vermektedir. İki gün önce Çanakkale, Gelibolu Yarımadası’nda ikinci yangın çıktı. 06.07.2020 günü 450 hektar= 4,500 dekar- dönüm ekili tarla, zeytinlik, orman yandı. Rüzgârın etkisinin fazla olması nedeni ile güçlükle söndürüldü. Söndürmede 20 helikopter, 2 uçak, yüzlerce iş makinesi ve insan görev yaptı. Aynı yerler, 11 Temmuz 1999 günü yine yanmıştı. Ağaçlandırılmıştı. Yine yakıldı!
Geçen yıl, 2019 yılının ilk 8 ayında ülkemizde 1,377 orman yangını çıktı. 3,191 hektar= 31,191 dekar- dönüm orman yandı! Geçen yıl tüm dünyada bilerek yakılan on binlerce orman yangını çıkarıldı. “Amazonlar da 9 ülkeyi kapsayan ve 3 aydan fazla süren orman yangını oldu.” “Sibirya ormanları, Avustralya ormanları, Afrika ormanları bilerek yakıldı.” Söndürülmesi için yarım çağrısı bile yapılmadı. Hepside 3 aydan fazla sürdü. Arazi açma amaçlı yapılmaktadır.
Ülkemizde 2009- 2018 yılları arasında 23,878 orman yangınında 58,333 hektar= 583,33 dekar orman yakıldı. Yaklaşık 24 bin orman yangını olmuş. 24 kişi bile tutuklanıp, ceza almamış! “Didim’de yangın çıkaran Murat Torayev de sınır dışı edilmiş!” “Birkaç PKK’lı orman yaktığı için tutuklanmış.” “ Birkaç kişide birkaç yıl ceza almış.” Yargı, adalet işlemiyor. Suçlular ceza almıyor! Bunun için her konuda ve alanda suç işleme oranı her zaman artıyor.
31 Ocak 2008 günü İstanbul- Davutpaşa’da, şehrin bitişik nizam yapısı içinde, 5 katlı binada izinsiz “Havai Fişek Fabrikası” üretim yapıyordu. Patlama oldu. Çevre zarar gördü. Bina kullanılmaz duruma geldi. 21 kişi öldü! Suçlular; “kusurlu olmaktan, ihmalden” çok az ceza almış!
05.07.2020 günü Sakarya, Hendek’te yine “Havai Fişek Fabrikası’nda” patlama oldu! 30 binadan, 10 tanesi tamamen tahrip oldu. Bu fabrikada 11 yıl içinde 4 patlama olmuş. İki gün önceki patlamada; 7 kişi öldü! 97 kişi yaralandı! Bu olaylarda canımız gidiyor. Paramız gidiyor. İnsanlar ölüyor! Aileler; annesiz, babasız kalıyor. Devlet ölenlere tazminat ödüyor. Emekli aylığı ödüyor. Çıkarcılar, sahteciler, sahtekârlar, işbirlikçileri köşe oluyor! Millet, devlet her yönü ile zorunu çekiyor! Bu binalarda yasada istenilen şekilde yapılmamış. Ama müfettişler hep “uygundur,” raporu vermiş!
Çevremizi, doğayı, suyu, havayı, toprağı çok iyi, özenle, dikkatle korumalıyız. İnsanların, hayvanların, bitkilerin; suya, temiz havaya, toprağa çok ihtiyaçları vardır. Su, hava, toprak olmazsa, olmazlardandır. “Dünya yüzeyinin %70’i sudur. Kullanabilir tatlı suların oranı sadece %2,6 kadardır. Tatlı su kaynakları azalmaktadır!” “Tatlı su kaynaklarının %70’i tarımda, %20’si fabrikalarda, %3’ü buharlaşmada, %7’si evlerde kullanılmaktadır.” Orman varsa su vardır. Toprak vardır. Temiz hava vardır. Tarım ve hayvancılık vardır. İnsanların medenice yaşantısı vardır. Orman olmayan yerde; su, temiz hava, toprak yoktur. Dünyanın emperyalist ülkeleri, düşmanlarının ormanlarını; mankutlara, uşaklarına, mallara, molozlara yaktırmaktadır!
Tatlı su kaynakları olsun, diğer su kaynakları, tuzlu ve sodalı su kaynakları olsun, sanayileşme ve nüfus artışı ile hızla kirletilmektedir! Hala beyinsizler, gelen tehlikenin ya farkında değil yada umursamamaktadır.
Her insan, hayvan, bitki su ile büyümektedir. Bir kilogram buğday üretiminde 1,600 litre, bir kg. et üretiminde 15,400 litre, bir kg. süt için 1,000 litre suya gereksinim vardır.
Avrupa halkı kişi başı yıllık 200 litre, ABD halkı 350 litre, Orta ve Güney Afrika halkı 10 - 20 lire su kullanmaktadır. 1,8 milyar insan su kıtlığı, sıkıntısı çekmektedir. Orman varsa su vardır. Orman yoksa çöl vardır. Çölde, su bulmak kolay değildir. Suyu, barajlarla depolamalı. Çok amaçlı kullanmalı. Asla israf etmemeli. Hiçbir nimeti, bereketi kesinlikle israf etmemeli. Çevreyi temiz tutmalı. Bozmamalı. Yakmamalı. Yıkmamalı. Allah’ın yarattığı düzene zarar vermemeli.