Müslümanların ilk görevlerinden biride; iyiliği emredip, kötülükten sakındırmadır. İnsanları eğitim- öğretim, kültür, sanat, meslek, ahlak olarak en güzel şekilde yetiştirmektir.
Emanete ihanet etmemek, hainlik yapmamaktır. Kendi bedenine, anne, baba, eş, çocuklarına bir emanet gibi davranmaktır. Emaneti gözetmek, kollamak, esirgemek, bağışlamak, özenle bakmaktır. Özel mallara ve kamu mallarına emanet gözü ile bakmaktır. Emanete hainlik edenler, iki âlemde en acı şekilde cezasını çekecek, sorgu ve hesabını zor verecektir.
İslam dininde; nemelazımcılık, bana ne, beni ilgilendirmez, ne olursa, olsun, gibi vurdumduymaz düşüncelere yer yoktur. Her şey insanı ilgilendirir. Müslüman bencil, hodkâm, sadist, narsist, sorumsuz hareket edemez. Müslüman, Allah’ın dünyada görevlendirdiği görevlisidir. Emanetleri korumak, kollamak, yaşatmak, esirgemek, bakmakla yükümlüdür. Emanet ahlakı olmayandan; dürüst, olgun Müslüman olmaz. İnsan dünyayı imar etmekle, mamur etmekle, bayındır kılmakla görevlidir. Bozmakla, yıkmakla, zarar vermekle görevlendirmemiştir. Böyle olumsuzluk yapanlar, mutlaka ama muhakkak hesabını adil olan Yüce Allah’a mutlaka vereceklerdir. Hiçbir kötülük, yanlışlık, olumsuzluk, insanın kendi yanına kâr kalmayacaktır. Bu dünyada adalet işlemediğinden, yararlananlar; hesabı ahirette mutlaka vereceklerdir.
İslam dininden bütün insanlar sorumludur. İslam dini evrensel bir ilahi hak dindir. Tüm insanlığa gelmiştir. Herkes bu ilahi kitaba göre sorgulanacak, yargılanacaktır. İyi ve kötüyü belirleyen, İlahi hak hakikat kitabı olan Kur’ân’dır. Kur’ân’a göre iman edip- inanıp; Kur’ân ve sünnete göre ibadet etmeliyiz. Toplumsal hal ve hareketimizi belirlemeliyiz.
Bir Müslüman; insanların, hayvanların, bitkilerin, çevrenin, özel kişilerin, kamunun- devletin hak ve hukukuna saygılı hareket etmeli. Kamu mallarına zarar- ziyan asla vermemeli. Bir düşünelim; devletin malına zarar veren, bugün 85,3 milyon vatandaşın hakkına tecavüz etmiştir. Gelecek nesilleri hakkından yoksun bırakmıştır. Ya dünyaya zarar- ziyan verenler, bugün 8,2 milyar insanın hakkını – hukukunu çiğnemiştir. Gelecek nesillerin haklarını çiğnemiştir. Bunun hesabı kolay verilmez. Namaz, oruç, zekât, hac, kurban, sadaka vermekle, bu haklar ödenemez. Cehennemde azabını, hesabını vermek zorunda kalır.
Devleti yönetenler, emanete özenle dikkat etmelidir. Güvenilir, ehil, ehliyetli, liyakatli, Hazreti Ömer gibi yöneticiler olmalıdır. Hazreti Ömer bile, kendini sürekli uyaran, bir kişiyi yanında görevli tutmuştu. Kendine her gün; Ya Ömer, ölüm var! Diye söylerdi.
Nisa suresi 58. Ayette Allah cc. Mealen buyuruyor ki: “Allah size emanetleri ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman, adaletle hükmetmenizi emreder.”
İslam dininde hukuk olarak, emanet ve adalet olarak çok önemlidir. Emanet ve adalet konusunda pek çok ayet bulunmaktadır. Verilen sözler, anlaşmalar, çocuklar, eşler, âlem bize birer emanettir. Peygamberimiz emanete hassasiyetle ilgi göstermemizi istemektedir. Emanet aynı zamanda peygamberimizin sıfatlarından biridir. Ancak takva bilge bilinçli müminler, emin- güvenilir kişiler olur. Bu işler içtenlik, hak davayı özümseme, İslam dinini benimseme, hak ve hukuku içselleştirme ile olmaktadır. Kanaatkâr olmakla olmaktadır. Bugün bunu beceremeyen insanlar, haram ile 100 milyon nüfuslu ülkelerden daha çok servetli durumdadır.
Peygamberimiz sav. Buyuruyor: “ Mümin, insanların canlarına ve mallarına zarar vermeyeceğinden, emin- güvende oldukları kimsedir.”
İslam dininde güven, adalet, hukuk, emanet kavramları çok önemlidir.
İşlerin iyi, düzgün, doğru gitmesi için; işlerin ehil, uzman, akıllı, zeki, dürüst insanlara verilmesi gerekir. Görev alanların doğru, dürüst olması yanında güvenilir olması gerekir. Sorumluluklarını yerine getirmesi, görevini; hak, hukuk, doğruluk, dürüstlük, adalet, güzel ahlak, edep, hayâ anlayışıyla yapması gerekir. Sadece uzman olması yetmez. Vatan, millet, devlet, bayrak, bağımsızlık, özgürlük, hak anlayışında olmalıdır. İlim- bilim sahibi olmalıdır. Ülkemizden ve dünyadan haberdar olmalı. Vahye uyduğu gibi bilime de uymalıdır. Vahye ve bilime uyayım, derken; nefsine uymamalıdır. Bugün pek çok lider yönetici nefsini, nefsinin tatminini yapmaya çalışmaktadır. Nefsi her şeyden öne geçmiştir. Bunlar zalim olmuş, zulmetmekte, haksızlık etmektedirler. Bu kişiler gerçek anlamda iman etmemiş, demektir.
Allah cc. İçin halk için hakça, hukukça görev yapmalı. Kul hakkını çiğnememeli. İnsanların hakkına girmemeli. Kul hakkına uymayanlar, cehennemin ateşini görürler. Zalimler cehennemdedir, diyen Yüce Allah’ımızdır. Muhammed’ül emin gibi olmalı. Asla, katiyen, kesinlikle zalimler gibi olmamalı. Zalimler cehennemde olacaktır. Bunu asla akıldan çıkarmamalı.
Yüce Allah’ın yarattığı her şey, her varlık bizlere birer emanettir. Dünya, evren, çevre, doğa, kendimiz, malımız, servetimiz, eşimiz, canımız, evlatlarımız, anne ve babamız, insanlar, hayvanlar bizlere birer emanettir. Bunları korumakla yükümlüyüz. Vatan, millet, devlet, bayrak bizlere emanettir. Canlı ve cansız her varlık bizlere emanettir. Bizler bu varlıkları korumakla, kollamakla görevliyiz. Zarar verdiğimizde, Allah cc. Bunun hesabını mutlaka soracaktır. Bugün milyarlarca insan bu bilinçten yoksundur. Yoksun olduğu içinde dünyayı yaşanmaz kılmaktadırlar. 2024 yılı yaz ayları iklim değişikliği nedeniyle en sıcak yıl oluyor. Orman yangınları da çok oluyor. İnsan yaptığının cezasını sadece ahirette çekmeyecek. Dünyada da görecektir, görüyor!
İnsanlara insanlığı ve İslam dinini öğretmeli ki, kul hakkına uysun, riayet etsin. Bu sorunlar ahlakı yoksunluktan, eksiklikten kaynaklanmaktadır. Her alanda etik, ahlak kuralları kazandırılmalı. En küçük bir zarar vermenin, kul hakkı olduğu bilinci kazandırılmalı. Emanet ahlakı verilmeli, kazandırılmalı. Bu gibi ahlak kazandırmalar, güzel ahlak kazandırma ile olmaktadır. Dünyevileşen insan ise sadece bozuk olmakta, bozmakta, kişisel çıkarı için her türlü zararı vermektedir. Sadece sahip olma düşüncesi dünyayı yaşanılmaz kılmaktadır.
İnsan iyi niyetli, güzel duygulu, doğru düşünceli, yararlı eylemli olmalı. Bozuk olmamalı. Bozguncu olmamalı. Bozgunculuk yapıp; ben iyi yapıyorum, dememeli. Bozguncu ve yıkıcılar daha çok yaptıklarının iyileştirme olduğunu söylerler. Bunlar iyi niyetli değildir.
Bize emanet olan değerlere, zarar evrenleri, kendiniz zarar görmeyecek şekilde, ilgili birimlere bildirmek bir görevdir. Aksi halde görev yapılmamış, Hakk katında sorumlu düşeriz. Bugün bunu ülkemizde ki, insanlar çok az yaptığından, emanetlere çok zarar verilmektedir.
Allah cc. Yolunda, peygamberimiz sav. Yolunda yaşamalı.
“ Canım kurban olsun, senin yoluna.
Adı güzel, kendi güzel Muhammed sav.”
İnsanların bozulan hafızasını düzeltmeli. Bilgileri doğru ve gerçekçi olarak, insanlara aktarmalı. İnsan yaratılışını, fıtratını- kalıtımını bozmamalı.
Tevhit, iman, İslam, bilim, sanat, meslek, teknoloji bilgilerini, pedagojik yol ve yöntemlerle insanlara aktarmalı, kazandırmalı.
İnsanları, dünyada onurlu yere yerleştirmeli. Karakter- huy, ahlak olarak bozulmamasını sağlamalı.
Örnek birey, aile, toplum, devlet yapısı oluşturmalı.
Gizli, açık her türlü şirkin önlenmesi sağlanmalı.
Hak ve gerçek bilgiler içe ve dışa etki ettirilmeli. Ruha, genlere, karaktere etki yapmalı.
Peygamberimiz sav. Buyuruyor: “ İnsanların hayırlısı insanlara faydalı olandır. İyiliği ehil olana da olmayana da yap. İyilikten hiçbir şeyi küçük görme. Her iyilik sadakadır. Bilmediğini, bilenlere danış.”
Nahl suresi 105. Ayet: “ Yalanı, yalnızca Allah’ın ayetlerine inanmayanlar uydurur. İşte yalancıların asıl kendileri onlardır.”
Peygamberimiz sav. En faziletli amelin; yumuşak söz, yemek yedirmek, hoşgörü ve güzel huy olduğunu buyurmuştur.”
Âlemlerin Rabbi olan yüce Allah’ı ve peygamberini sav. Anlayan kişi, dünya ve ahirette zarar edenlerden inşallah olmayacaktır.
Al-i İmran suresi 132. Ayet: “ Allah’a ve peygamberine itaat ediniz. Umulur ki, bu sayede merhamet olunursunuz.”
Nisa suresi 13. Ayet: “ Kim Allah’a ve peygamberine itaat ederse, Allah onu altından ırmaklar akan, cennete sürekli kalmak üzere sokar. Bu büyük bir kurtuluştur.”
Allah cc. Bir ayetinde buyuruyor ki: “ Kim Resule itaat ederse, Allah’a itaat etmiş olur. Kim de yüz çevirirse,( çevirsin); biz seni onların üzerine bekçi göndermedik.”
Bugün peygamberimizi dışlayan, önemsiz sayan, adını etmeyen, biz Kur’ân’a bağlıyız, diyen, pek çok akdemiysen ilahiyatçı vardır. Oysa peygamberimiz olmazsa, olmaz. Kur’an’ı insanlığa bildiren, peygamberimizdir. Kur’ân ’da emredilen ibadetlerin yapılmasını öğreten peygamberimizdir. Hazreti Muhammed’i peygamber olarak kabul etmeyen zaten mümin Müslüman olmaz.
Peygamberimiz sav. Buyuruyor:
1- “Çocuk doğduğu zaman ona güzel bir isim- ad koyunuz.
2- Sünnet çağına gelince, sünnet ettiriniz.
3- Faydalı ve helal gıdalarla besleyiniz.
4- Güzel terbiye, ahlak kazandırınız.
5- İlim- bilim öğrenme yaşına geldiğinde, dini ve dünyevi ilimleri öğretiniz.
6- Bir sanat, meslek sahibi olması için çalışınız.
7- Evlenmesine, ev, bark sahibi olmasına yardımcı olunuz.
8- Askerlik çağına geldiğinde gerekli desteği sağlayınız. Güzel nasihatlerde – öğütlerde bulununuz. Çocuklarınıza sahip çıkınız.
9- Hiçbir baba, çocuğuna güzel terbiyeden daha üstün bir hediye vermiş olamaz.
10- Çocuklarınızı cehennem ateşinden koruyunuz.
11- Helal rızık, anne ve babasını kendinden memnun etmekle elde edilir.
12- Anne ve babaya itaat, Allah’a itaattir. Anne ve babaya isyan etmek, Allah’a isyan etmektir.
13- Anne ve babasını üzen, onlara isyan etmiş, büyük günah kazanmış olur.”
Müslüman, İslam dinine ve bilimin verilerine uygun yaşamalıdır. Örnek güzel kişiliğe, şahsiyete sahip olmalı. İslam ahlakına ters; iş, işlem, muamele yapmamalı. Örnek insan olmalı. Kendine, aile halkına, başkalarına yararı olmalı. Zarar vermemeli. Yapacağı her işi derinlemesine, kapsamlı düşünerek, iyi şekilde yapmalı.
Bugün orman yangınları insanlara, doğaya, kentlere büyük zararlar vermektedir. Bu düşüncesizliğin sonucu olmaktadır. Ormanlarımız, köylerimiz, kentlerimiz, insanlarımız, hayvanlarımız, milyonlarca canlımız yok olmaktadır. Bu kötü durum devletimize ve milletimize çok pahalıya mal olmaktadır. Her yıl 3 bin orman yangını bir ülkede çıkıyorsa, o ülkede düşüncesiz insan çok var, demektir. 2021 yılında ki, orman yangınlarında köylerimiz yanında, şehirlerimizde yandı. Ama hala bilgilenme, bilinçlenme yeterli olmadığı için, yangınlar her yıl 3 bin civarında devam etmektedir.
Doğaya verilen tüm zararlar, insanlara zarar- ziyan olarak dönmektedir. Çevreci anlayış yeterli olmadığından, sularımız kirletildi. Kirletilen sularla; tarım, çiftçilik, hayvancılık yapılmaktadır. Bu durum insanlara hastalık olarak yansımaktadır. İklim değişikliği ile tüm canlılar zarar görmektedir.
Oysa bilgili, bilinçli insan, çevreye en küçük bir zarar vermez. Kirletmez. Çöpünü atmaz. Balkonundan halı, bez silkeleyip, insanların soluduğu havayı pisletmez. Başkalarına ses ile çöpü ile atığı ile artığı ile hareketleri ile zarar vermez. İyi insan olur. İyi örnek insan olur, olmalıdır. Bir iş yapmadan önce derinlemesine düşünmelidir. Yaptığım bu işe Allah cc. Ne der? Peygamberimiz ne der? İnsanlar nasıl karşılar? İyi insan böyle yapar mı? Gibi sorgulayıcı şekilde düşünerek; iş, işlem yapmalı. Hem kendimiz, aile halkımız, başkaları yaptığımız işlerden zarar görmemeli.
İyi insanları örnek alarak; iş, işlem yapmalı. Kötülük yapanları asla örnek almamalı. Allah cc. “Onlardan- cahillerden yüz çevir,” buyurmaktadır. Etkisine girmeme emredilmektedir. Onlar bozuk kişiler, bozguncu, yıkıcı kimseler olmasına rağmen, kendilerini iyileştirici olarak tanıtırlar. İnsanları etkilerine alıp, kötülükte kullanırlar. İnsanları şeytanlaştırıp; tüm varlıklara zararlı hale getirirler. Aldanmamak, kanmamak, tuzağa düşmemek için; çok bilgili, bilinçli, derin düşünceli olmalı. Yapılacak işin; başını, sonunu, sonuçlarını derinlemesine düşündükten sonra yapmalı. Aksi halde keşke yapmasaydım, demenin; iş işten geçtikten sonra faydası olmaz, olmamaktadır.
Olgun insan= mümin ve Müslüman başkaları ile tartışmaz, münakaşa etmez, kavga etmez, sürtüşmeye, inada girmez. Dinlemek isteyene; ilim, bilim, doğru bilgi, hak ve hakikati anlatır, bildirir. Başkalarını ısrarla mümin etmeye çalışmaz. Hak ve hakikati pedagojik yol ve yöntemlerle isteyene anlatır. Kâfurun suresinde anlatıldığı şekilde; herkesin dini kendinedir.
Ülkemizde onlarca televizyon kanalı haber vermektedir. Aile içi şiddetten tutunda, vatandaşlar arasında şiddet, kavga çok olmaktadır. Bu şiddet, kavga, dövüş hep doğru dürüst konuşmasını, anlatmasını beceremediğimizden, kaynaklanmaktadır. Empati yapmalı. Edebi, adabı, usulü, kuralı, kaidesi ile güzel konuşmalı. Güzel davranmalı. Sorun varsa; iyi dille, tatlı dille anlatmalı. Gerekirse uzmanlardan yardım, destek almalı. Sorumlu hareket etmeli. Kin, nefret duymamalı.
Başkalarının, dizi filmlerinin, sinema filmlerinin, kışkırtanların, olumsuz medyanın etkisinde kalmamalı. Aklı, zekâyı en güzel, iyi, doğru şekilde kullanmalı. Dolduruşa gelmemeli.
Trafikte bile gruplar halinde; yol vermedin, kavgası olmaktadır. Bu gibi davranışlar; bozuk, anormal, kötü davranışlardır. Bizler asıl, esaslı, diğerkâm bir milletiz. Bir başkası için yeri geldiğinde, canımızı vermiş, asıl milletiz. Böyle basit, incir çekirdeği doldurmayacak meseleler yüzünden; sopalı, bıçaklı, silahlı kavga olmamalı. Hızlı gitmenin anlamı yok! Biraz sonra kırmızı ışıkta takılmak veya bir kaza ile acı şekilde karşılaşmak mümkündür. Temkinli, önlemli, anlayışlı taşıt kullanmalı. Birbirimize sevgi, saygı içinde hareket etmeli.
Aile içi miras kavgası, küsmeleri, dargınlıkları çok olmaktadır. Bunun için pek çok akraba birbiri ile iletişim halinde değildir. Müslüman bencil, egoist, hodkâm, çıkarcı, hep kendine isteyici olmamalı. Hak hukuk neyi gerektiriyorsa, onu yapmalı. Hak, hukuk, doğruluk, dürüstlük, adalet, hakkaniyet, güzel ahlak, edep, hayâ, güzel iletişim, hakça muamele ile davranmalı. Böylece iki âlemde huzurlu, mutlu, rahat olmalı. Peygamberimiz sav. Dünyanın en iyi insanıydı. Bizlerde dünyanın çok iyi insanı olmayı hedeflemeli, amaçlamalı, gaye edinmeli. İki dünya kurtuluşu bundadır.