İlim, bilim kavramı çok farklı, geniş, derin, düşünülmesi, araştırılması, incelenmesi gereken bir konudur. İlim, bilim insanı olgun, muazzam, muhteşem, mükemmel, akıllı, zeki, anlayışlı yapan bir olgudur. İlim son yüzyıllarca çok hızlı bir şekilde arttı. Daha çok bilgi, ilim, bilim, sanat, kültür, teknolojik değer ortaya çıktı. Eskiden sadece “ilim” kavramı kullanırken, son dönemlerde bilim kavramı da kullanılmaya başlandı. Her gün ilim, bilim, sanat, kültür, teknoloji konusunda binlerce değer ortaya çıkmaktadır. İlim, bilim geliştikçe de yeni dallar, kollar, branşlar ortaya çıkarılmaktadır.

Bilim; temelde deneme, deney, gözlem, araştırma, inceleme, gözleme dayanır. Düşünceler arasında düzenli uygunluk sağlanır. Akıl yürütme, araştırma, geliştirme, İnovasyon yapma ile belirlenen yasalardır. Deneye, araştırmaya, incelemeye, laboratuvar, atölye çalışmasına dayanan sonuçlardır. Bu sonuçların gerçek ve doğru olanına bilim denir. Bilim, bilmek anlamındadır. Bilimi bilene bilgin, bilge denir. Bilim düzenli, sistemli, sistematik çalışmayı gerektirir. Doğru ve gerçekleri ortaya çıkarır. Her zaman böyle olmadığını da görüyoruz. Her söylenene en doğru, en gerçek, en bilimsel diye de sarılmamalıyız. Bilim bir süreçtir. Bugün doğru dediği binlerce olaya, olguya, sonuca daha sonra yanlış diyebiliyor. Bilimin daha çok ucu açıktır.

Bilimden sanat, kültür, teknoloji, gelişme, ilerleme, yükselme, zenginlik, kalkınma, güçlülük ortaya çıkar. Sanayiyi, endüstriyi oluşturur. Üretimi artırır. Tasarım, teknoloji, plan, proje gerçekleştirme, büyük yapıtlar, eserler yapma ortaya çıkar. Üretim artar. Tarımda bire karşılık 700 bile alma olanağı oluşur.  Havada, karada, denizlerde, yeraltında, uzayda daha rahat çalışmalar yürütülür. Bunun için dünyanın, evrenin her zerresi araştırılıp, incelenmeli. Deneylere, araştırmaya, geliştirmeye, yenilenmeye, değişime uğratılmalı. Pratik uygulamalar, çalışmalar yapmalı. Her çağda bilim olmuş. Her çağda gelişme, ilerleme olmuş. Ama 1750 yılında Sanayi Devrimi ile bilimsel gelişmeler, ürünler, icatlar, keşifler, materyaller daha çok ortaya çıkmıştır. Bilim ve teknolojinin yararları olduğu gibi zararda da kullanılmıştır. Bu zararlı gidişatla insanlığın sonu yakındır! İnsanı, varlıkları yaşatmaktan çok, yok etmek için çalışmalar sürdürülmektedir!

Bilim güçtür, kuvvettir, gelişmedir, kalkınmadır, servettir, başarmaktır. İyi yaşama, varlıklı, güzel, kolay, ferahlık içinde olanaklarla yaşamadır. Bilim evrenseldir. Bilim ilkelliklerden kurtulmaktır. Zenginleşmedir. Kötü kullanıldığında yok olmaktır! Silah yapımında kullanıldığında yok etmek, yok olmaktır! Bilim aydınlıktır. Bazen de yıldırımdır! Hem aydınlık, ışık, nur yararlıdır. Hem de yıldırım gibi öldürücü, yok edicidir! Bilim efendi yapabilir ama zelil, rezil, perişan, yok da edebilir! İyi, güzel, doğru, insancıl yolda yararlı şekilde kullanmak; meziyet, marifettir. Bilim doğru ve gerçeğe ulaştırır. Bilimi yanlış kullananlarda vardır. Bilim, sanat, teknoloji, gelişme, kalkınma kardeştir. Yükselttiği gibi alçaltır da! Kötülüğe, zarara, yanlışa, vahşet için, dehşet saçmak için kullanmamak insanlık dışıdır. Bunu da insana ilim öğretir. Bilim, cahilliği, cehaleti, vahşiliği, dehşet vericiliği, insanlık dışılığı yok etmeyebilir. Bunu da ilim başarır. İlim, bilim sonsuzdur. Yararı ile zararı ile sonsuz olumlu, olumsuz etkileri olur.

İlim, bilim akıllı insanların elinde olmalı. Art niyetli, kötü niyetli kişiler olanakları kötülüğe kullandığında hep zarar verirler. Bugün dünyada yaşatanlar kadar öldürülenlerde olmuştur. Bu öldürme işinde bilim, teknoloji, sanat, kötü niyet ve de düşünce kullanılmıştır. İlim bilmek, bilgili olmak, bilinçli olmak, sağlam ve kesin biçimde doğru bilmek, doğru ve gerçekleri bilmeyi gerektirir. Zaten ilim de bu demektir. Kur’ân-ı Kerim’de 750 ayet ilim ve ilim türevlerini oluşturur. İlim, Allah’ın sıfatlarındadır. Allah cc. İlim sahibidir. Allah’ın bunun için “âlim” sıfatı vardır. Bunun için Allah cc. Sonsuz ilme, iradeye, güce, kuvvete, yapma, yaratma gücüne sahiptir. Bizde ilim öğrenerek âlim, arif olabiliriz. Tabii ki bizim alımlığımız, arifliğimiz sınırlı, kısıtlı olur.

İlim aklı, beyni, gönlü, kalbi, bedeni, ruhu aydınlatır, canlandırır, diri tutar. Cahillikten, zalimlikten korur. İlim, bilim öğrenmek ibadettir. Tabii ki iyi niyet, duygu, düşünce, eylem içinde çalışma yaparsak, kullanırsak ibadettir. Bilim; deney, düşünme, gözlem aracılığı ile elde edilir. Deney, araştırma, inceleme, bulma yöntemleri ile gerçeğe ulaşır. Gözleme, geziye, düşünce üretmeye, doğru akıl yürütmeye dayalı buluşlar, icatlar, keşifler yapar.

Bilim dalları şunlardır: “Cebir, geometri, fizik, kimya, matematik, astronomi, jeoloji, biyoloji, sosyoloji, dil bilimi, hukuk, siyaset bilimi, uluslararası bilimler, coğrafya, tıp bilim dalıdır.” Bunlara yeni tabirle bilim diyoruz.

İlim dalları da şunlardır: “ Kur’ân-ı Kerim, Hadis, Sünnet, Kelam- Akait, Siyer, Tefsir, Fıkıh, Fıkıh Usulü, İslam Hukuku, Tasavvuf, Mezhepler Tarihi, Dinler Tarihi, İslam Tarihi, İslam Ahlakı, felsefe, mantık, tarih gibi ilimler vardır. Âlimler, bilgeleri İslam’ı ilimlerde Aklı İlimler, nakli ilimler diye ikiye ayırır. Nakli İlimler: “ Tefsir, hadis, Kelam- Akait, Fıkıh, Fıkıh Usulü, Tasavvuf, Din ve Ahlak Bilgileri gibi ilim dallarıdır. Akli ilimler de: “ Akıl ile incelenerek, araştırılarak ortaya çıkar. Bunlarda Fen İlimleri, matematik, mantık, felsefe gibi ilimlerdir. Tarih ve Matematik ilminin bilim olmadığı söylenmektedir.

Dini ilimlerde gelişme, bilgiyi daha anlaşılır yapma; Kur’ân, Hadis, Sünnet, Kıyas, İlmihal, İbadetler, Muamelat, İslam Hukuku, İslam Ceza Hukuku konusunda araştırmalar yapma ile daha detaylı, teferruatlı, iyi, doğru, güzel, kolay anlaşılır olur. Bu konuda İslam bilginleri, âlimleri, bilgeleri çalışmamalarını sürdürmektedir.

“İlimsiz bilim kördür, göremez. Bilimsiz ilim topaldır, yürüyemez.” İlim, bilimi aydınlatır. Doğru ve gerçeğe ulaştırır. Farabi, İbn-i Sina, Ali Kuşçu, El - Buruni, Suyuti, Mimar Sinan, Kindi, Battani, Razi, Sabit Bin Kurra, Nurettin Batruci hem ilim hem de bilim insanıdır. İslam dünyasında böylesi binlerce bilgin, bilge vardır. Var olanı bilmemek, bilmeyenin suçu günahıdır. İnsan ilim ile kendilerini, Rabbini, hadlerini, sınırlarını, akıllarını bilmişler ve korumuşlar. İlimsiz ibadet olmaz. Sanat, meslek, zanaatsız yaşama olmaz.  Hak, hakikat, gerçek ve doğrular bilinemez. Bunun için batıl batıda binlerce sapık, sapkın, batıl, şaşırmış, sapıtmış sözde ilim, bilim insanları yetişmiş. Hala bugün maymundan, çekirgeden ürediğini, türediğini, meydana geldiğini söyleyen akılsız kafalar, beyinsiz başlar, kirli kalpler vardır. Hala fareyi, maymunu, ineği, güneşi, ateşi, şeytanı İlah edinenler var. Kutsal kabul edenler var. Bununun içindir ki ilim ile bilimi birlikte öğrenmeliyiz. Öğrendiğimiz doğrularla, gerçeklerle, iyi, güzel ve yararlıklarla yaşamalıyız. Yaşamadıktan sonra bilmenin, öğrenmenin bir anlamı, önemi, yararı olmaz. Bugün insanlığın sorunu bilmemek değildir. Bildiğini yaşamamasıdır. Bugün dünyada okumamışlardan çok; okumuş, yükseköğrenim görmüş insanlar zarar vermektedir. Bunlar cennet, cehennemi, helali, haramı, doğruyu, yanlışı bilmelerine rağmen kötülük yapmaktadır. Sorun; bilmemekte değildir. Bildiği doğrularla yaşamamasıdır.

- - - -