Dünyada rahat, ahirette huzurlu olabilmenin yolu; ilim, irfan, meslek, sanat, din- iman, güzel ahlâk ve kurallara uygun yaşamaktan geçer. İnsanın kendi; ilim, bilim, bilgi, irfan, sanat, meslek, akıl, zekâ, mantık, makul olma, sağduyu sahibi olmalı. Sabırlı olmalı. Sabretmesini bilmeli. Kendini geliştirdikten sonra ailesine, akrabalarına, komşularına, çevresine, müminlere, insanlığa, varlığa iyilik, hizmet, infak etmeli. Maddi, manevi anlamda her türlü hizmeti yapmalı. Hedefi koymalı. Hedef: Mükemmel, yetkin, etkin, yararlı insan olmak olmalı. İlim, din- iman, sanat ile yaşayan olmalı. Her an gelişme, araştırma, inceleme, yükselme hak yolda sürdürülmeli.
Gerçek anlamda akıllı, zeki olan kişiler, Hakk’ın yolunda, Kur’ân ve peygamber yolunda yaşar. Bilgileri bilginin ışığında değerlendirir. Hem dini ilimleri hem de pozitif ilimleri birlikte öğrenir. Kur’ân ve sünneti ruhuna işletir. Tüm olanaklarını kendinin, ailesinin, insanlığın gelişmesi için değerlendirir. İnsanlık gelişmeden, hiçbir varlık; rahatlık, huzur, mutluluk, kolaylık, güvenlik içinde olmaz. Sapan sapkınlar, varlığın huzuruna bir kurşun gibi saplanır! Zalimler kartal, mazlumlar serçe oldukça; serçelere yaşama hakkı tanınmaz!
Allah cc. Tin süresi 4. Ayette: “ Biz, insanı en güzel biçimde yarattık,” buyuruyor.
Güzel ve onurlu yaratılan insana pislik, kirlilik, kötülük, çirkinlik, yaramazlık, olumsuzluk yüklersek; insan denilen varlık doğru iş yapmaz, yaşayamaz!
Allah cc. Zariyât süresi 56. Ayette: “ Ben cinleri ve insanları sırf beni tanıyıp, yalnız bana ibadet etsinler, diye yarattım,” buyurmaktadır.
Bugün, Müslümanlar ve diğer insanların çoğunluğu Allah’tan başka efendiler bulmuşlar! Onların emrine girmişler. Onların görüşleri, söyledikleri ile hareket etmekte, yaşamaktadırlar! Müslüman olduğu sanılan bireyler, gruplar bile İslam dininin, Müslümanlığın bütün değerlerine karşı çıkmaktadırlar! Kendini Müslüman sanan milyonlarca kişide bu sapık, sapkınların izinde, ardına takılmış! İki dünyalarını Cehenneme çevirmektedirler! Akıl, zekâ doğru kullanılamadığından; fikir bozuk, düşünce sapkın olmaktadır. Fikir bozuk, düşünce sapkın olunca da; hal, hareket, davranış, eylemler olumsuz olmaktadır.
Bilgili, bilinçli gerçek mümin, dosdoğru Müslüman birey, bu sapanlara aldanmaz, kanmaz, inanmaz. Dolaylı, dolaysız hiçbir şekilde destek olmaz.
Mümin tüm kalbi, beyni, ruhu, genleri ile şöyle diyebilmeli:
“Elhamdülillah, Hakk’a mümin ve Müslümanım.
Rabbim; âlemlerin Rabbi Yüce Allah’tır.
Dinim: İslâm
Kitabım: Kur’ân-ı Kerim,
Kıblem: Kâbe-i Muazzama,
İlk atam: Hazreti Âdem as. Peygamber
İlk annemiz: Hazreti Havva ra.
Kardeşlerim: Hazreti Muhammet ümmeti,
Peygamberim: Hazreti Muhammed Mustafa sav.”
Karındaşlarım: Karındaşlarım olan insanlar.
Ben, Allah’ın sözlerini tutarım. Dediklerine harfiyen uyarım. Sadece ve ancak Kur’ân yolunda yaşarım. Peygamberimizi kendime örnek alır, rol model yaparım. Kendime başka yol, iz, çığır, önder, lider edinmem. Katliamcı, katil, sapkın insanlık düşmanlarımı kendime kılavuz edinmem. Dinin hak din İslam dinidir. Dinim, peygamberim Hazreti Muhammet’in dinidir. Dinimi çok, çok, çok, çok severim. Onu bütün inanışlardan üstün tutar, överim. Ben ancak dinimi severim. Öyle gidip sapkın, sapıkların bozuk felsefelerini yol edinmem. İzlerinde yürümem. Yüce Allah’ımın yanında başka tanrılar edinmem. Önderim, liderim, peygamberim Hazreti Muhammet’tir. Karl Marks, Lenin, Stalin, Che Guavere, Benita Musolini, Adolf Hitler, Mao Zedong, Adam Smith gibilerini kendime önder, lider, mürşit edinmem. Gerçek din İslam ve gerçek ilim yolunda; aklımı, zekâmı dosdoğru işlevli kılarak yaşarım. Benim dinim İslâm, hak dindir. Allah’a imanı esas alır. Sadece Allah’ın istediği yolda yaşarım. Batıla, küfre, sapkınlığa düşmem.
Ben dinimi severim, överim, yüksek tutar, korurum, öğrenirim, yaşarım.
Nefsimi, kendimi haram, günah, kötü, zararlı, çirkin, mekruh işlerden korurum.
Aklımı bozuk felsefelerle, sapkın ideolojilerle, sapkın düşüncelerle kirletmem.
Neslimi tüm sapkınlıklardan, sapıklıklardan, bozukluklardan, iffetsizliklerden korurum.
Malımı, mülkümü, sermayemi, servetimi hak yoldan kazanırım. Hakça, israf etmeden, yerinde, öncelik sırasına göre, bir kısmını harcarım.
Akıllı, zekâsı normal olan insanlar, İslâm dinini öğrenip, yaşamakla sorumludur. Çocukların ve akli kıt olan insanların hak – hukuklarını velileri veya vasileri takıp ederler. İnsanın iki âlemde huzurlu, mutlu, rahat, kolay, refah, felah, ferah yaşaması için ilim ve İslam dinini yaşantısına uygulaması gerekir. Akılsız, zekâsız, ilimsiz, dinsiz yaşantı normal düzeyde sürdürülemez.
İslam dini, Allah’ı, Esma’ül Hüsna ile tanıma ile başlar. Kur’ân’ı kılavuz edinme ile devam eder. Peygamberimizi, Allah’ın resulü olarak tanımakla ve ona uymakla sürdürülür. İslam dini, akılsız, ilimsiz yaşanılmaz. Bilgisiz, zekâsız yaşanılmaz. Gerçek anlamda aklını doğru kullananlar, mutlaka ama muhakkak İslâm, mümin, Müslüman olur, olmaktadır.
Bugün, sadece din ilimleri öğrenip; okula gitmeyen, pozitif ilim öğrenmeyen, tarikat, cemaat liderleri vardır. Ne dosdoğru olan İslam dinini dosdoğru şekilde anlatabilmektedirler. Ne de pozitif ilim anlatarak, insanlara yararlı olabilmektedirler. Ama bunların peşine, ardına takılan milyonlarca mankut ( bilinçsiz köle) vardır!
Pozitif ilim profesörü olan, dinden habersiz kişilerde zarar, ziyan vermekten başka, yararları olmamaktadır. Materyalistler ancak anarşiye, şiddete, teröre, savaşa, çatışmaya, zorbalığa, bozgunculuğa hizmet etmektedirler.
Bu iki grubun oluşturduğu kitlelerini örgüt, yönetim merkezleri yabancı ülkelerdir. Mankut, angut gibidirler. Haindirler. Alçaktırlar. Kahpedirler, emanete hainlik ederler. Adidirler. Milletimizin maddi, manevi, dini değerlerinin düşmanıdırlar. Bunların gerçek anlamda doğru bildikleri hak, hakikat, ilim, irfan, bilim, bilgi yoktur. Bunlar materyalist felsefe, sapkın ideoloji, bozuk fikir, zararlı düşünce içindedirler. Elli milyon insanı katleden Adolf Hitler, Mao Zedong, Lenin, Stalin ve aynı sapıklıkta olanların artlarına takılıp, bilinçsiz köle gibi yürürler. Bu akılsız, zekâsız kalabalıklar, insanlara fare üzerindeki pire, sivrisinek kadar zararlı olmuş, olmaktadırlar. Veba ve Sıtma virüsü gibi zararlıdırlar.
Ülkemizde bu tip sapıklar çok vardır. Deniz Gezmiş, Mahir Çayan, Abdullah Öcalan gibi terörist başlarının peşine milyonlarca insan gitmektedir! Bu gibilerin hiç birine sevgi, saygı, muhabbet asla duymadım, duymam.
Allah cc. Zümer süresi 9. Ayette buyuruyor: “ De ki, bilenlerle bilmeyenler bir olur mu? “
O sapık, sapkın, bozuk düşüncelilerle, sapkın fikirlilerle; mümin, Müslüman, bilge bir olmaz. Bu sapıklar, tüm dünyada belli örgütler çerçevesinde yer alarak; yıkıcı, bozucu çalışma yapmaktadırlar. Bilgiyi nereden, nasıl alacağımızı bilmeliyiz.
Bugün, bu sapkın düşünceli, yıkıcı davranışlı olanları; anneleri, babaları, öğretmenler, devlet politikaları, medya, yıkıcı örgütler yetiştirmektedir! Müslümanlar tüm konularda, insan yetiştirme konusunda çok başarısızdır. Çocuklarını bile kendilerinden çok; alçak, kahpe, hainler yetiştirmektedir.
“Öğretmenlerin yetiştiği hainler, yetiştirdiği yararlı insanlardan azdır.”
“ İmam- Hatipler ve Diyanet görevlileri çok etkisiz, yetersiz, uyuşuktur. Büyük çoğunluğu namaz kıldırma memuru olmuştur. Hatta namaz kıldırmayı bile doğru yapan azdır! Çok başarısız şekilde görev yapmaktadırlar. Büyük bir kısmı namaz kıldırma yerine başka işlerle ilgilenip, artı para kazanma peşine düşmüşler. Oysa diğer memurlarla eşit ücret almaktadırlar. Düzenli, planlı bir halk ve çocuk eğitim- öğretim programları uygulamada yoktur. Müslümanların hedefi; “Allah’ın dinini öğretip, insanlığa hizmet olmamış!” Ülkemizde öğreticilerden olan öğretmenler, imamlar çok yetersizdir. Okulda öğrendiği ile 65 yaşına kadar görev yapmaktadırlar! ( Her yazımda, sözümde; görev ve sorumluklarını tam, eksiksiz, yerinde yapanları, müstesna, istisna tutuyorum.)
Öğretmenler, imamlar, din öğreticiler, ilim öğretirken, uygulamalı öğretim, eğitim yapmalı. İnsanları ilimden, dinden- imandan soğutmamalı. Saygılı, değer yargılı bir nesil yetiştirme hedeflenmeli ve de hedefe ulaşılmalı.
Yararlı, değerli bilgi, insanı yükseltir. Yalan, yanlışlar mahveder, perişan eder! İnsanı iyileştirip, güzelleştiren, yararlı ilim ve yararlı ilimle yaşamaktır.
İnsanın, İslam dinine ve ilme, sanata, mesleğe, insanlığa gereksinimi vardır. Gidip de katil, katliamcı, vahşi, barbar, dehşet saçan teröristlere, alçaklara bağlanacağına; Allah’a bağlanmalı. Kur’ân’a bağlanmalı. Peygamberimize uyarak, yaşamalı.
İslam dininde insanlar hak, hukuk karşısında eşittir. Bu durum Hucurat süresi 13. Ayette ve Veda Hutbesinden açıkça, net bildirilmektedir. Böyle bir dinden- imandan, ilimden, irfandan, güzel ahlaktan kaçıp; saçma sapanlığa, sapkın düşüncelere uymak, akıl, zekâ işi değildir.
İmanın, İslam’ın esaslarını doğru bilmeli. Doğruyu bilmeden, dürüst yaşanılmaz. Bilmeden iş, ibadet yapılmaz. Öğrenmek farzdır. İlmi, dini tüm detayı ile dosdoğru şekilde öğrenmeli.
Müslüman olan kişi; her gün 5 vakit namaz kılmalı.
Ramazan ayında oruç tutmalı.
Her yıl malının, servetinin zekâtını vermeli.
Sağlıklı ve varlıklı ise Hac yapmalı. Hac yapma olanağı yoksa Umre yapmalı.
İman; Kur’ân’dır. Kur’an’ın bütünüdür. Kur’ân’ı bilip, peygamberimiz gibi yaşamalı.
Dini değerlere, eşyalara, objelere değer, önem verip; sevgi, saygı duymalı.
Dikkat edin! Eğer adaleti, hakkı, hukuku, hakkaniyeti, güzel ahlakı, edebi, hayâyı kendinizde, toplumda, devlette sağlayamıyorsanız; baştan kaybettiniz, demektir! Ağzınız ile kuş tutsanız, başarılı kabul edilmezsiniz. Adalet, her işin başıdır. Siyasetin, ekonomin, kalkınmanın, refahın, huzurun, mutluluğun önde gelen öğesidir. Halk, adalet ister ve bekler.
Allah cc. Adaletle davrananları ve adaleti gözetenleri sever. Çok tövbe edenleri, güzel davrananları, iyilik edenleri, sabredenleri, maddi- manevi anlamda temizlenenleri, Allah’ın emirlerine saygılı olanları, Allah cc. sever.
Allah cc. bozguncuları, kibirlileri, nankörleri, haddi aşanları, hainleri, hakkı inkâr edenleri, israf edenleri, zalimleri, katilleri ve destekleyenleri sevmez.
Allah cc. Adaletli, ağırbaşlı, alçak gönüllü, anne ve babaya iyilik yapan, bağışlayıcı olan, olumlu düşünen, olumlu iş yapan, cesaretli olan, cömert, çalışkan, doğru, dürüst, fedakâr, diğerkâm insanları sever.
Allah cc. Güven verenleri, hoşgörülü olanları, ölçülü ve dengeli olanları, iyi niyetlileri, iyilik yapanları, kanaat edenleri, kardeşlik duygusu taşıyanları, konukseverleri, özverili olanları, sabırlı olanları sever.
Allah cc. Sevgi, saygı taşıyanları, huzur, barış sağlayanları, selamlaşanları, sorumluklarını yerine getirenleri, şefkatli ve merhametlileri, şükredenleri, hamt edenleri, zikredenleri, tövbe edenleri, dua edenleri, kulluk edenleri sever. Yardımlaşma, dayanışma, paylaşma, destekleme yapanları sever. En çok da güzel ahlaklı olanları sever.
Müslüman nasıl davranacağını, İslam ilimlerinden ve ilim ve irfandan geniş ve derin olarak öğrenmelidir.
1- Farzları yapmalıdır.
2- Vacipleri yapmalıdır.
3- Sünnetleri yapmalıdır.
4- Müstehapları yapmalıdır.
5- Mubah olan işleri yapmalıdır.
6- Haramlardan sakınmalı ki, günah almasın. Günahlarla, sevaplar silinmesin.
7- Mekruh olanlardan uzak durmalı.
8- Müfsit olmamalı.
9- Cihadın her türlüsünü gerektiğinde en iyi şekilde yapmalı. Cihat; İslâm dinini bireyin kendine ve toplumlara egemen kılmasıdır.
İbadet; “Allah’a karşı olan kulluk borcumuzdur. Allah’ın emrettiği, peygamberimizin yaptığı şekilde ibadet yapmalıyız.”
İslam; “Allah’a ibadet etme, varlıklara iyilik etme, hiçbir varlığa zarar vermemedir.” Allah’a istendiği şekilde ibadet etmeyenler yanmıştır! Kullara iyilik etmeyenler, insanlıktan nasiplenememiştir. Varlıklara zarar verenler, yaptığının cezasını çekecektir!
“Aynı peygamber yolunda yürüyen insanlara ümmet denir. Bizler, Hazreti Muhammed sav. Ümmetiyiz.”
Allah cc. Al-i İmran süresi 110.ayette buyuruyor: “ Siz, ümmetlerin en iyisi oldunuz. İnsanların iyiliği için yaratıldınız. İyilik yapılmasını emreder, kötülüklerden alıkoyarsınız, kaçındırırsınız.”
Peygamberimiz buyuruyor: “Ümmetlerimin âlimleri, İsrail Oğullarının peygamberleri gibidirler.”
Güzel, yüksek İslam ahlakında olmak, çok önemlidir. İslam’da; iman, güzel ahlak, maddi, manevi temiz olmak, ibadet etmek, iyilik etmek çok önemlidir. Bunlar Allah cc. Rızası için yapılmalı. Kâr, yarar, çıkar, kandırma, aldatma, kendi tarafına çekme gibi temiz olmayan niyetlerle yapılmamalı.
Ahlak; “insandaki manevi değerler ve davranış şeklidir. İnsanın kendine ve başkalarına yararlı olmasıdır.” Güzel ahlaklı kişi haram, günah işlemez.
Hazreti ibn-i Abbas diyor ki; “her binanın bir temeli var. İslam dininin temeli de güzel ahlaktır.”
Hazreti Ali diyor ki: “ En büyük şeref- onur, güzel ahlâktır.”
Yunus Emre diyor ki:
“ Benlik davasını bırak,
Muhabbetten olma ırak,
Sevgi ile dolsun yürek,
Hoşgörülü olmaya bak.”