Çaykur Rizespor ligin ikinci yarısının başından beri süregelen düşüşünü Trabzon'da da sürdürdü

Süper Lig'de en son 2021 yılının Ekim ayında mağlup olduğu Trabzonspor'a, rakibinin son yıllardaki en zor süreçlerinden birini yaşadığı dönemde deplasmanda 2-0 mağlup olarak, 15. sıraya ve dolayısıyla küme düşme potasının bir sıra üstüne yerleşmiş oldu. Maça gelirken Trabzonspor, Fatih Tekke'yle başladığı süreçte ligde çıktığı 3 maçta 1 galibiyet 1 beraberlik ve 1 mağlubiyet almış, bu maçlardan sonuncusunda, Tekke'nin başarılı bir karnesinin olduğu Fenerbahçe deplasmanında rakibine 4-1 mağlup olmuştu. Buna karşın, Fenerbahçe maçından önceki haftaiçi Bodrum FK'yı Ziraat Türkiye Kupası Çeyrek Finali'nde mağlup eden Trabzonspor, kupada yarı final biletini almıştı. Zor bir görevi devralan Fatih Tekke'nin misyonu ve yaklaşımı, ligdeki ivmesi üzerinden yanaşması güç bir hale gelen Avrupa biletine Türkiye Kupası üzerinden yanaşmak, bunu yaparken de halihazırda ligde iyi bir konumda olmayan takımına oyun anlamında bir kimlik kazandırmak ve en azından ligin aşağı tarafından uzaklaşmak gibi görünüyor. Her ne kadar, matematiksel olarak kümede kalma yarışıyla da arasındaki puan makası dar olsa da, Trabzonspor adına kümede kalma mücadelesi veriyor veya verebilir gibi bir tahminde bulunmak gerçekçi bir yorum olmazdı. Dolayısıyla maçtan önce işin realitesine bakıldığında, Rizespor adına bu maçtan puan çıkarmak çok daha hayati bir yer tutuyordu. Hatta bu maçtan alınabilecek bir puan, iki takım arasında indirgeyebileceğimiz bir "Karadeniz rekabeti" tablosunu da etkileyebilir, Rizespor alabileceği 3 puanla Trabzonspor'un üstüne çıkabilirdi. Son Ziraat Türkiye Kupası maçında da rakibine karşı istenmeyen bir sonuç elde eden İlhan Palut adına bu maç güven tazelemek adına önemli bir sınavdı. Kadro tercihlerinde Fatih Tekke, Fenerbahçe maçında yaptığı hatadan dönerek, ideale yakın yapısını tekrar edinmişti. Mustafa Eskihellaç ve Malheiro'nun kenarlarda, Savic ve Batagov'un merkezde olduğu arka dörtlüyle başlayan Tekke, Folcarelli'yi ilk defa ilk 11'e montelemiş, Okay, Mendy ve Lundstram'a da kesik atmıştı. Öte yandan Anthony Nwakaeme de ilk 11'e dönme fırsatı edindi. Çaykur Rizespor'da ise, Sivasspor maçında ilk defa tercih edilen üçlü savunmadan dönülmüş, Tarık Çetin'in yerine kaleye Grbic, savunmada tandemde Samet-Mocsi ikilisi, kenarlarda Hojer ve Taha Şahin tercih edilmişti. Merkezde Berkay Özcan'ın yanına Alikulov'u koyan İlhan Palut, bu sezon Özbek oyuncuyu ikinci kez bu mevkide tercih ediyordu. Olawoyin, hemen hemen 1 aya yakın sürenin ardından kadroya dönerken, Zeqiri, Akintola ve Ali Sowe'dan oluşan hücum üçlüsü sahadaydı. Rizespor maça topa sahip olarak başladıysa da, Trabzonspor'un oyunun kontrolünü alıp, vitesi yükseltmesi hızlı oldu. 10. dakikadan itibaren başlayan tempo, 15 ve 21. dakikada Zubkov'un attığı iki golle sonuçlanan iki organize atakla bir anda skor boydan boya değişiyordu. 2-0'a geldikten sonra, Trabzonspor adına işler tümüyle rahattı. Dizilişine bağlı, rakibini doğru karşılayan ve pas kurgusunu rahat yapabilen bir Trabzonspor'a karşı, hücum bağlantısını yapmakta zorlanan, oyunu tıkanan bir Rizespor söz konusuydu. İlk yarıda Rizespor'un girdiği somut bir pozisyonun olmaması da sahadaki bu tablonun bir sonucuydu. Maçın henüz ilk 30 dakikasında iki önemli değişiklik yaparak merkeze Varesanovic ve ileri uca Jurecka hamlelerini yapan İlhan Palut'un hamleleri tabiri caizse, hücum gücünü arttırmaya yönelik en ilkel yaklaşımlardan bir tanesiydi. "Hücumu kalabalıklaştırma" amacı taşıyan bu hamlelerle Trabzonspor'un organizasyonunu bozma çabası da etki etmiyor, ilk yarıya 2-0'lık skorla giriliyordu. Tabeladaki skora rağmen, ikinci yarıda da Rizespor'un oyuna ağırlığı koyacak kıpırdanmayı koyduğunu söylemek güç olur. Zira halen istasyonlarını kullanabilen, hareketlilik kazanan ve skor arayan taraf Trabzonspor olmuştu. Varesanovic'in atılmasından sonra yekten Rizespor'un düzeni bozulacak, mukabele edecek, isyan edecek bir hâl kalmayacaktı. Nitekim maç, 21. dakikada geldiği görüntüde bitiyor ve Trabzonspor istediğini alıyordu. Artık Çaykur Rizespor resmen tehlikeli bölgede... Bu gerçeği kabul ederek hareket etmek gerektiğinin altını çizmek lazım. Sezon başında Rizespor son düzlüğü 15. sırada girer, düşmeme mücadelesi verir gibi bir cümle edilse, buna inanmayacağımı net bir biçimde söyleyebilirim ancak oyundaki istikrarsızlık durumu buraya getirdi. Artık takımı eğip bükmeden, aksiyona girmeden, verim alınan yapıyı bozmadan son düzlüğe girmek gerekiyor. Savunma ikilisini sezon ortasında Samet Akaydın'la bozmak süreci buraya getiren ilk intihardı. Akabinde Olawoyin'in rolü üzerinde esnetme yoluna gidildi, ki bu bence ikinci intihardı. Rizespor'un çözümü oyun akışkanlığı ve savunma güvenliği... Rizespor'un tempoyu kolay kazanacağına inanıyorum, gerekli olan kolay gol yemeyen bir takım yaratmak. Yoksa, bu kadar ciddi potansiyeli olan bir takıma çok yazık olacak. Başarılar diliyorum.