Öncelikle kendimiz doğru bilgi edinmemeliyiz. Doğru, gerçekçi, yararlı, uygulanabilir bilgilerle eğitim ve öğretim görmeliyiz. Kendimizi, aile bireylerimizi doğru, gerçekçi, yararlı, olumlu bilgilerle yetiştirmeliyiz. Kendimize, aile bireylerimize, akraba, komşu, arkadaş, vatan, millet, devletimize zarar verici; haince, düşmanca, kahpece, canice, adice, kalleşçe davranışlardan sakınmalıyız. Aksi halde başımıza pislik yağar! Dertten, beladan, musibetten, kötülüklerden, çirkinliklerden, yanlışlardan, olumsuzluklardan kurtulamayız! Ahretimizde Gayya kuyusu olur! Ateş, duman, irin çukurunda sonsuza dek kalırız, Allah cc. Korusun.
İyi, doğru, dürüst, hakça olmayan, bir ebeveynin, nesli de berbat ve harap olur! Kendimizi, aklımızı, zekâmızı, neslimizi, iffet değerlerimizi, sevdiklerimizi korumak için elimizden gelen tüm iyilikleri, güzellikleri yapmalıyız. Allah’a ve peygamberine uymalıyız.
“Allah’ın emirlerini yapmalıyız. Yasakladıklarından sakınmalıyız. Peygamberini kendimize örnek almalıyız.” Sapanlardan, sapıklardan, sapkınlardan, zalimlerden, katillerden, fitnecilerden, bozgunculardan, saldırganlardan, anarşistlerden, şiddetçilerden, teröristlerden uzak kalmalıyız. Hak, hukuk içinde bu lanetliklerle amansız, sürekli bir hak, hukuk mücadelesi vermeliyiz. Eğer mücadele vermezsek, onların kötülükleri içinde tüm iffet, namus, inanç değerlerimizi yitiririz.
İslam inanç, bilgi, bilincinde olmalıyız. İslam ahlakı yaşatışında bulunmalıyız. İslam fazilet değerleri davranışımız olmalı. İslam değerlerini benimsemeli, özümsemeli, içselleştirmeli. İnsanları, inanç değerlerimizle kollamalı, korumalı, güvenliğini sağlamalı.
Herkese yardımcı olmalı. Yoksullara ve düşkünlere sahip çıkmalı. Eli açık, cömert, şefkatli, merhametli, müşfik olmalıyız. Yolda kalmışlara, zalimin zulmüne uğrayanlara, konuklara, kimsesizlere, yetimlere sahip çıkmalıyız. Açları doyurmalı. Soframız insanlara açık olmalı.
“Hayvanları da mutlaka korumalıyız. Yeşile, bitkiye, ormanlara zarar veren alçak, hain, insanlık düşmanı adiler gibi katiyen olmamalıyız.”
Milli birliğimize, bütünlüğümüze, kardeşliğimize, toplumsal ahlakımıza, hak, hukuk ve adalet değerlerimize zarar veren, satılmışlara karşı amansız bir hak, hukuk mücadelesi verilmeliyiz. Kutsal değerlerimiz korumalıyız. Özgüven içinde etkin, aktif, proaktif, reaktif hareket etmeliyiz. Ekip, takım çalışmaları ile hedefe ulaşmak için hak, hukuk içinde ahlakı mücadele vermeliyiz.
Toplumumuz güvende olmalı. Maddi, manevi değerleri korunmalı. Milli, manevi, dini terbiye ve ahlak ile yaşamalı. Ekonomimiz ve eğitimimiz doğru ve güçlü olmalı. Ordumuz güçlü olmalı. Millet, devlet olarak bir, beraber, yardımlaşma, dayanışma içinde olmalıyız. Her işi meşru, yasal, hukuki, ahlakı, İslam terbiyesi içinde yapmalıyız. Eğitim ve öğretim hayatımız, çalışma, ticaret hayatımız doğru, dürüst olmalı. Ahlak ve terbiye dışına çıkmamalı. Aksi halde başımıza pislik, kötülük, çirkinlik, lanet, bela, dert, sıkıntı, musibet yağar, demiştik. İki dünyamızda, neslimizde perişan olur!
İslam medeniyetini tekrar kurmalıyız. Medeniyetsiz bir toplumda doğru, düzgün nesil yetiştirmek mümkün değildir. Ancak anarşist, şiddetçi, terörist, cani, katil, katliamcı, kötülük eden, hain, kalleş, kahpe, alçaklar. Fitneci, bozguncu, bozuk insanlar yetiştiğini izliyoruz, görüyoruz, işitiyoruz. Olumsuz bir eğitim- öğretim sistemi ile insanlığı kazanamamış bir ebeveynle, görevini yapmayan devlet görevlileriyle, topluma; ideal nesil yetiştirmek mümkün değildir. Bunun için insanlığın başı olumsuzluklarla beladadır!
İyi yetiştirilmiş insanlar etkin olmadan, iyilik olmaz. Yararlılık, olumluluk toplumları kuşatmaz. Hak, hukuk, doğruluk, adalet olmadan; zenginleşme, büyüme, gelişme, kalkınma, refah, bolluk, barış, huzur, mutluluk olmaz, olmamaktadır. Şu anda dünyada, BM açıkladı: 270 milyon insan açlıktan ölmek üzeredir! İki milyar insanda açtır! Bu şekilde huzur, sükûnet, barış, sevgi, saygı, muhabbet oluşturulamaz.
Dünya insanlığı, emperyalizmin, Siyonizm’in, şer güçlerin kışkırtması, eğitimsizliği yüzünden, mankut gibi kullanma yüzünden, belalar içinde kahrolmaktadır! Her zayıf, bozuk yeri kendi lehlerine kullanmaktadırlar. Kavga, çatışma, savaştırma, terör yaptırmaktadırlar. Fitne, fesat- bozukluk- bozgunculuk, nifaklarla- ayrılıklarla; ayrılık çıkarıp; çatıştırmakta, savaştırmaktadırlar! Akılı, zeki, öngörülü, analitik düşünceli olup; aldanıp, kanmamalı. Ahmak, budala durumuna düşmemeli. İki dünyada ceza çekmemeli!
Önce kendimizi çok iyi yetiştirmeliyiz. İnsan her yaşta iyi yetişir ama eğitim çağında daha iyi yetişir. Eğitim çağımızı çok iyi değerlendirmeliyiz. Örgün ve yaygın eğitim- öğretim almalıyız. Dünyada iyi yaşayacak meziyete, maharete, hünere, yetenek ve beceriye sahip olmalıyız.
Yarın aile sahibi olacağız. Aile geçimimiz kolay olmalı. Neslimize en iyi şekilde öğrenim ve eğitim gördürebilmeliyiz. Elektrik, su, doğalgaz, yiyecek, içecek, giyecek, zorunlu gereksinimlerimizi kolay karşılayabilmeliyiz. Gelirimiz olmalı. El âleme muhtaç olmamalı. Başkalarına el avuç açmamalı. Devletten haybeden yardım dilenmemeli.
Üretme becerisi ve yeteneğine sahip olmalıyız. Daha çok kendi hesabımıza çalışmalıyız. Üretmeliyiz ve kazanmalıyız. Üretimimizden başkaları da yararlanmalı. Üretim eksenli çalışmalıyız. İsraf etmeden, üretmeli ve helalinden, israf etmeden tüketmeliyiz. “Dünyanın kaynakları sınırlıdır. Gelecek nesillere temiz ve doyabilecekleri bir dünya bırakmalıyız.”
Vatan topraklarımızı korumalıyız. Aç göz, nankör, sömürücü zenginlere toprak, emlak kesinlikle satmamalıyız. Emperyalistlerden, Siyonistlerden, sömürgecilerden, canavardan kaçar gibi kaçmalıyız. Onların rüşveti, yolsuzluğu, hırsızlığı, aldatmasıyla iş yapmamalıyız. Onlar vurguncu ve talancıdır. Onlar ateş gibi yakar ve yok eder!
Hangi görev ve işimizde olursak, olalım; işimizi en iyi şekilde bilerek, yapmalıyız. Tarım, hayvancılık, üretim, sanayi, teknoloji, askeri, ekonomik olarak çok üretici çok güçlü olmalıyız. Her işimizde hak, hukuk, adalet olmalı. Ezen, ezilen, sömüren, sömürülen olmamalı. Herkes hak ettiğini; hakça, hukukça alabilmeli. Her şart ve durumda; hak, hukuk ve adaletten ayrılmamalıyız. Yapıcı, olumlu siyaset uygulayarak, toplum düzenini en iyi şekilde kurmalıyız. Olumlu, yapıcılıkla yol almalıyız. Doğru ve yararlı işlerde ilerlemeliyiz. Eksiklerimizi gidermeliyiz. Hata ve yanlışlarımızı düzeltmeliyiz. Sevgi, şefkati, barış ortamında dünya kurmalıyız. Barış ortamı olamazsa, hiçbir iş yolunda gitmez. Milletimize karşı yöneticiler ve bireyler olarak daima sevgi, saygı, dürüst, güvenilir, şeffaf olmalıyız. Adalet, refah, barış, kardeşlik, huzur içinde insanlıkta ilerlemeli, kalkınmalı, gelişmeliyiz. İzzet ve onurumuzu ancak böylece koruyabiliriz. Böylece barış içinde yaşayabiliriz.
İnsan haklarını koruyarak, iki dünyamızda huzurlu, mutlu oluruz. Başkalarına itlik- köpeklik eden hainlere aldanıp, kanmamalı. Onlara uşak, piyon, malzeme olmamalı. Bizleri istismar edenlere, fırsat tanımamalı. Açık, eksik yanlarımızdan yararlanmalarına olanak tanımamalı.
Ülke olarak yüksek ileri teknoloji uygulamalıyız. Dostlarımızla yardımlaşmalı, paylaşmalıyız. Ağır sanayide, ileri nano teknolojide, üretimimizde ileri teknoloji kullanmalıyız. Milletimizi ve dostlarımızı korumalıyız. Her ilimizi özellikle koyup, gözetmeliyiz. Bizim düşmanlarımız savaşta sivil halka saldırmaktadır. Cephede savaşmaktan kaçıp, sivil halka saldırmakta, bombalamaktadır. Her ilimiz hava, kara, deniz, uzay saldırılarına karşı korunmalı. Asma köprüler, köprüler, viyadükler, tüneller, stratejik önemde olanlar özel korumaya alınmalı.
“Bugün 27.09.2020 günüdür. Sabah saat: 06.00’da Ermenistan, Dağlık Karabağ Bölgesi’nden Azerbaycan’a saldırdı. Sivil yerleri vurdu. Bu gâvurlar hep sivilleri vurur! Savaş bugün, gün boyunca devam ediyor. Türkiye her türlü desteğini veriyor. Diplomasiyi kullanıyor. Azerbaycan 7 köyü ve önemli bir tepeyi ele geçirdi. Azerbaycan ordusunu, Türkiye eğitiyor, silahlandırıyor. Geçen ayda bir ay boyunca Azerbaycan ordusu ile Ermeni saldırılarına karşı ortak askeri tatbikat yapılmıştı. Bu konuda yine yazarım inşallah. Müslümanlara her zaman desteğim açık, nettir. Zalim kâfire kınama ve lanetim vardır.
Ermenistan, 1992- 1994 yılında Rusya, Amerika, Avrupa ülkelerinin destekleri ile Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ Bölgesi’ndeki 150 köyü işgal edip, bir milyon Azeri’yi bölgeden çıkardı. Azerbaycan’ın %20 toprağını işgal etti. Bölgeye Lübnan’dan Ermeni getirip, yerleştirdi. Aradan 28 yıl geçti. Minsk grubu ülkeleri dediğimiz; Rusya, Fransa, Amerika’nın, iki ülke arasında anlaşma yapma girişimleri, çözüm olmadı. Zira hepsi Ermenistan tarafında yer aldı.
Azerbaycan, 1991 yılı sonunda bağımsızlığını, SSCB denilen komünist Rusya’dan, diğer 15 ülke ile birlikte kazandı. Ordusu, silahı, askeri yoktu. Zira SSCB, Müslüman ülkelerden asker almıyordu. Onlara askerlik, subaylık, stratejik görev vermiyordu. Ama Ermeniler, asker ve subaydı. Birde tüm zalimlerin her türlü desteğini alıyordu. Rus askerleri Azerbaycan’a karşı savaştı. Şu anda Ermenistan anayasasında, “Rusya askerlerinin, Ermenistan topraklarında bulunma hakkı vardır. Rus askerleri Ermenistan’da korumacıdır. Müttefiktirler.
Azerbaycan’a Türkiye her türlü desteği vermektedir. Azerbaycan 10,5 milyon nüfusa sahiptir. Ermenistan’ın 2 milyon kadın, bir milyon erkek nüfusu vardır. Erkekler ekmek parası kazanmak için gurbettedir. Ülkemizde de 100 binden fazla Ermenistanlı ekmek parası için kaçak çalışmaktadır. Askeri açıdan Azerbaycan, Ermenistan’dan %80 daha güçlüdür. Askerleri, Türk subaylar tarafından ülkemizde ve Azerbaycan’da eğitilmektedir.
Ermenistan saldırısının üzerinden 24 saat geçti. Ermenistan 550 asker kayıbı ile birlikte çok sayıda farklı savaş araçları kayıbı verdi. Güney Karabağ bölgesi, Azerbaycan tarafından geri alındı. Karabağ bölgesi, Ermenistan tarafından 1992 yılında işgal edilmişti. Bir milyon Azeri sivil halk bölgeyi terk etmişti. Ermenistan, sivil katliamlarla birlikte Hocalı beldesinde 650 kadar sivili 1992 de katletmişlerdi! Batılı ülkeler; Rusya, Amerika, Avrupa, Fransa gibi ülkeler ateşkes istiyor. Müzakereye, masaya çağırıyorlar. Ama 28 yıldır Minsk grubu olarak masada onlar vardı. Hiç ilerleme olmadı. Karabağ bölgesi işgali bitirilmedi. Şu anda savaşı canlı izleyebiliyoruz. Azerbaycan’a verdiğimiz silahlar ve insansız hava araçları çok büyük başarı elde ediyor. Havadan düşman hedeflerini, tespit edip, vuruyor. Mevzilerde ağır silahlar darmadağın ediliyor.
Osmanlı yıkılmak üzereyken bile, Nuri Paşamız 1918’de Azerbaycan’ı kurtarmak için cansiperane savaşıp, başarı kazanmıştı. Ermeniler yalan ve sahte haberlerle dünya ülkelerini şimdi kendi yanına çekmeye çalışıyorlar. Türkiye’de; cephede, diplomaside, dünyaya farklı dillerde yaptığı radyo, televizyon haberleri ile tüm insanlığı bilgilendiriyor. Uzay vericileri ile tüm dünyaya sesimizi duyurabiliyoruz.
İnsanlarımıza iş alanları, istihdam açmalıyız. Önemli fakültelerde okutmalıyız. İşe yaramayan fakülte veya yüksekokullarda okutmamalıyız. Üreteceğiz, satacağız. Kazanacağız. Güçleneceğiz. Lider ülke olmalıyız. Dost ülkelerle beraber gelişip, kalkınacağız. Sanayi ve enerji alanında iyileşmeliyiz. Finans ve ekonomi konusunda güçlü olmalıyız. %100 yerli ve milli hamleler yapmalıyız. Satın alımları- ithalatları azaltmalıyız. Kendimize yeter olmalıyız. Her konuda kendimize yetmeliyiz. Enerji, akaryakıt, doğalgaz, petrol, gübre, hayvansal gıda, tarım, hayvancılık, gübre konusunda da biz bize yetmeliyiz. Çiftçiye, köylümüze destek vermeliyiz. Tarım ürünü üretenleri halcılara- kabzımalcılara, aracılara yedirtmemeliyiz. Şu anda üreticiden çok aracı, fırsatçı kazanmaktadır. Bunun önüne geçilemedi. Gıda, sebze, meyve taşımasında ve satmasında soğuk zincir oluşturulamadı. Sıcaktan, soğuktan sebze ve meyvemiz %35 oranında telef olmakta, çöpe gitmektedir!
Kaliteli, verimli, stratejik önemde plan, program, projelerle milli, yerli projeler gerçekleştirmeliyiz. Dünyanın en iyisi olmalıyız. İyi mümin ve Müslümanca davranırsak, bunu başarırız. Bunu devlet, millet çalışmaları ile sağlamalıyız. Devlet, millet el ele olmalı. Birlikte çalışıp, dayanışıp, yükselmeliyiz. Yanı kamu sektörü ile özel sektör birlikte yükselmeli. Herkes var gücü ile bedeni, beyni, kalbi, azmi ile çalışmalarını sürekli sürdürmeli. Ben, kendimden çok; milletim ve devletim için varım. Vatanım ve memleketim için varım. Her şeyim milletime, devletime feda olsun, kurban olsun. Değerlerimizi çok, çok, çok seviyorum. Dinim sev diyor, bende seviyorum.
Mevla’dan bir şiir kıtası yazalım:
“Canım bende oldukça, Kur’ân’ın kuluyum.
Seçilmiş, Muhammed’in yolunun toprağıyım.
Birisi sözlerimden bundan başka söz naklederse,
O nakledenden de bezmişim, ben, bu sözlerden de bezmişim.”
Hoca Ahmet Yesevi bir beyitinde diyor ki:
“ Benim hikmetlerim ferman-ı sübhan,
Okuyup, anlaşan, manayı Kur’ân.”
Mehmet Akif Ersoy, İstiklal Marşı’nda bir kıtada diyor ki:
“Bastığın yerleri toprak diyerek geçme tanı,
Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı.
Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır, atanı,
Verme, dünyaları alsan da, bu cennet vatanı.”
“Azerbaycan televizyonlarında “Çırpınırdır Karadeniz” türküsü okunuyor. Geçen ay yapılan Azerbaycan, Türkiye askeri tatbikatı gösteriliyor. Bir ay boyunca askeri tatbikatı birlikte yapmıştık. 2,5 aydan beri Ermeni ordusu can Azerbaycan’ı taciz ediyordu. Provokasyon yapıyordu. Subay, askerlerini şehit ediyordu. Yanı 2020 Temmuz ayı ortalarından beri çatışmalar devam ediyordu.
Dünyada büyük terörist devletler, küçük terörist ülkeler yapmışlar. Büyük eşkıya, haydutlar; küçüklerini kullanıyor.
Arapların başına bela edilen İsrail var!
Türkiye’nin başına bela edilen, Yunanistan var!
Azerbaycan’ın başına bela edilen, Ermenistan var.
Birde terör örgütleri, Müslüman ülkelerin başına bela edilmiş! Faşistinden, komünistine, din kisvesi altında terör yapan binlerce terör örgütü kullanılmaktadır. Hepsinin cani cehenneme!
Sizlere şiir öneriyim. Sizlerde o şiirleri lütfen okuyunuz:
1- Mehmet Akif Ersoy’un İstiklal Marşı’nı lütfen okuyunuz.
2- Ersoy’un “Çanakkale” şiirini lütfen okuyunuz.
3- Necip Fazıl Kısakürek’in “Sakarya” şiirini lütfen okuyunuz.
4- “Gençlik Marşını” lütfen okuyunuz.
5- Arif Nihat Asya’nın “Bayrak” şiirini lütfen okuyunuz.
6- Mehmet Emin Yurdakul’un; “ Bırak Beni haykırayım,” şiirini lütfen okuyunuz.
Oku! Oku! Oku! Lütfen! Doğru, gerçek, yararlı, önemli, değerli, gerekli, lazım olan tüm iyilikleri, güzellikleri oku ve hayatında uygula, yaşantında gerçekleştir. Bilim, ilim, bilgi sahibi ol ve teknolojiye dönüştür. En yüksek, en iyi, en güzel, en yararlı sen ol. Ezme, ezilme, sömürme, sömürülme, hak yeme, yedirtme, aldatma, aldanma! Dosdoğru olan hak yolda; hakikatçe, samimice yürümeye devam et. Allah cc. Yardımcınız olsun. İki âlemde huzurlu, mutlu, başarılı kılsın, inşallah.