Türkmenler, Oğuz Türklerinden, Orta Asya'da Hazar Denizi'nin güney batısında çoğunlukla Türkmenistan'da ve İran'ın kuzey bölgelerinde yaşayan bir kavimdir.
Türkmen terimini ilk defa 10. yüzyılın sonlarında Makdisi kullanmıştır. Sultan Sencer zamanında, 1120’de Türkmenistan’ı gezen Şeref el-Zaman el-Mervezî, “Tabaiel-Havavan” adlı eserinde, Türkmen kelimesini; “İslâm ile şereflenen Türk” anlamında kullanıyor ve Türkmenler hakkında şu bilgileri sunuyor:
“Türkler, pek çok cinslere, kabilelere, oymaklara ayrılan büyük bir millettir. Bir kısmı şehirlerde ve köylerde, bir kısmı bozkırlarda ve çöllerde otururlar. Türkler ’in büyük kabilelerinden biri Oğuzlardır. Oğuzlar 12 kabileye ayrılırlar. Bir kısmına Oğuz, bir kısmına Uygur, bir kısmına Üçoğuz (üç ok) denir. Hükümdarlarına ise Tokuz-Hakan denir. Tokuz-Hakan’ın büyük bir ordusu vardı. Oğuzların siyaset hususunda yaptıkları güzel merasim ve kanunları vardır. Oğuzlar’ın bozkırlarının bir kısmı Maveraünnehr, bir kısmı Harezmı ile huduttur. Oğuzlar İslâm hudutlarına gelince, bir kısmı Müslüman oldu. Türkmen adını aldılar. Bu Türkmenlerle Müslüman olmayan Oğuzlar arasında muharebeler oldu. Daha sonra, onlardan Müslüman olanlar çoğaldı. Makbul Müslüman oldular. Bunun üzerine, Müslüman olmayan Oğuzlar, Harezm’den uzaklaşıp Peçenekler’ in ülkesine gittiler. Müslüman olanlar (Türkmenler) ise, İslâm ülkelerine dağıldılar. Oralarda iyi bir siyaset takip ederek İslâm topraklarının çoğunu ele geçirip, oraların hükümdarları ve sultanları oldular...” Kaynak: Tarih ve Medeniyet Dergisi