Al-i İmran Suresi 19. Ayet: “ Allah katında hak din şüphesiz İslamiyet’tir.”
Hadis-i Şerif: “ Ey insanlar! Şüphesiz ki, dünyada insanlara, iman ve sağlıktan daha kıymetli bir şey verilmemiştir. Böyle olunca, yaratan Yüce Allah’tan bunları isteyiniz.”
Hazreti Ali ra: “ Çalışkanlar kötülük yapmaya vakit bulamazlar. Tembeller ise kendilerini kötülükten kurtaramazlar.”
Hazreti Mevlana ra: “ Ey Müslüman! Edep nedir, diye arar, sorarsan, bil ki, edep;
edepsizlerin edepsizliğine sabır ve tahammül etmektir.”
İmam Kuşeyri Hazretleri buyurdular ki: “ Allah cc. Beş değeri beş yere yerleştirmiştir. Bunlar; izzeti, ibadet ve itaate vermiştir. Zilleti; günaha, haram işlemeye vermiştir. Hikmeti; ilme, irfana, ibadete vermiştir. Hikmeti; boş karına, ilim, irfan, hikmet, meslek, sanat öğrenmeye vermiştir. Zenginliği; kanaate vermiştir.”
NOEL: Hazreti İsa as. Peygamberin doğum günü, 25 Aralık günü olarak bazı Hristiyanlar tarafından kutlanmaktadır. Bu gün Hazreti İsa as. Peygamberin doğum günü değildir. Hazreti İsa peygamberin değil sadece doğum gününün bilinmesi, doğum yılı bile bilinmemektedir.
25 Aralık günü, Hazreti İsa’dan önce, güneşe tapan putperestlerin, günün uzaması nedeniyle azgınca, sapkınca kutladıkları gündü. Bu günü güneş bizimle daha uzun süre kalacak, sevinci ile dans, içki, alkol alma, ışıklandırma, yaparlar. Hindi keserler. Domuz başı yerler. Kaz kızartması yerlerdi. Bunlar güneşe tapan putperestlerin gelenek haline getirdikleri; sapkın, azgın, sapık davranışlardı.
25 Aralık günü Julian takvimine göre kış mevsiminin de başlangıcıdır. Bu putperest gelenekler benzer veya ayni şekliyle bugün Hristiyanlarca devam ettirilmektedir.
İlk Hristiyanlarda, Hazreti İsa’nın doğum günü kutlaması yoktu.
Roma İmparatorluğu putperest bir devletti. Ülkenin her yerinde güneşe ve farklı şekillerdeki, putlara taparlardı.
Roma İmparatoru Konstantin, Miladi 313 yılında Hristiyanlığı kabul etti. Putperestlikteki birçok düşünceyi, geleneği Hıristiyanlığa soktu. Güneş tanrısının doğum günü olan 25 Aralık gününü, Hristiyanlığa soktu. Hazreti İsa’ya inanan insanlarda, 25 Aralığı, Hazreti İsa’nın doğum günü olarak, artık devlet ve toplum kabul etti.
Efsanevi Hristiyan inanışına göre, Miladi 350 yılında, Myra, bugün ki, adıyla; Antalya – Demre yöresinde yaşamış olan “papaz Nikola, Noel baba” olarak kabul edilmektedir. Papaz Nikola adlı papazı sevdirmek için; çocuklara özel armağanlar getirdiğini, efsanevi bir kişi olduğunu yaydılar. Adına kiliseler yaptırdılar. Noel baba denilen bu papazı, şirin göstermek için ellerinden gelen güzellememeler yaptılar.
Noel yortusu – bayramı daha çok 24 Aralık gününün gecesi başlar. 6 Ocak günü biter. İki hafta boyunca Noel kutlanır.
Ermeni kilisesi hiçbir zaman Noel’i kabul etmemiş. Hazreti İsa’nın doğumunu hep 6 Ocak da kutlamaktadırlar.
Noel baba yortusunu kutlayanlar, yaprak dökmeyen ağaçları, özelliklede çam ağacını süslerler. Işıklandırırlar. Bu gelenek yine putperestlerden, eski Mısır, Çin, Yahudi geleneğinden gelmektedir. Bu gelenek Ortaçağ’da Almanya’nın Batı tarafından da alınmıştır.
Yılbaşı, Noel yortusu- bayramı hakkında sadece Müslümanlar eleştiri yazmıyor. Hıristiyan dünyasının biraz akıllı papazları da eleştiri ve kınamalarda bulunuyor.
Hazreti İsa as. Kudüs şehri yakınlarında doğmuş. Ama doğumu ile ilgili, o zamanın insanları tarafından hiçbir bilgi verilmemiş. Hiçbir kayıt, yazı, kitap, anlatımda yer almamış. Hatta ölümü konusunda bile açık, net anlatımlar yok. Ölümü, doğumu hakkında İncil’de anlatılanlar birer uydurma, kurgu, safsatadan oluşmaktadır.
İncil denilen kitaplarında; âlemlerin Rabbi olan Yüce Allah cc. İle hiçbir ilgisi- alakası yoktur. Bunu kendini Hristiyanlarda kabul ediyor.
İncil denilen kitapların, Hazreti İsa as. İle hiçbir ilgisi, alakası, yazması, anlatması değildir, yoktur. Hazreti İsa as. İncil kitabını tanımaz, bilmez. Yazanlarda, Hazreti İsa as. Peygamberi tanımaz, görmemiştir. Hristiyanlar, Hazreti İsa peygamberi gerçek anlamda tanısaydı, kabul etselerdi; böyle rezilliklerle doğumunu kutlamazlardı.
“ İncil Kitapları, Bursa ili İZNİK ilçesinde bulunan, Ayasofya mabedine papazlar M.S. 325 yılında bir toplantı yaptılar. Oraya gelen papazlar, beraberinde 400 tane kadar İncil kitabı getirdiler. Oradakiler, bu 400 İncil’den 4 tanesini seçtiler. Diğerlerini elediler. Bu konsil- toplantısı 2. Toplantıları olmuş.
Miladi takvim- Miladi tarih; Milattan sonra 525 yılında kullanılmaya başlandı.
Tarihçiler de, M.Ö. 525 yılını, Tevrat’ın kuruluşu olarak kabul ederler. Tevrat konusunda da uydurmalar, kurgular, yalanlar vardır. Tevrat’ın da Hazreti Musa as. Peygamberle hiçbir ilgisi yoktur. Kâhinlerce yazılmıştır.
Tevrat M.Ö. 525 yılında yazılmış. Oysa Hazreti Musa as. Milattan önce 13. Yüzyılda yaşamış. Yanı Hazreti Musa peygamberin ölümünden 800 yıl sonra yazılmış. Tevrat ne Hazreti Musa as. İle ne de Yüce Allah cc. İle ilgisi, alakası, bağlantısı yoktur. Uydurmadır.
Hıristiyanlar, Tevrat’ı kutsal kitap olarak kabul etmektedirler. Eski ahit diye okurlar.
Zebur ise Hazreti Davut as. Peygambere gelmiştir. Onunda aslı yoktur. Bugün var olan uydurma, yalanlarla dolu düzmecelerdir.
Bir Müslüman, Tevrat, Zebur, İncil, Hinduizm, Budizm gibi felsefi uydurmalara inanmaları, kutlamaları çok büyük günahtır.
Peygamberimiz sas. Buyuruyor: “ Bir kavim kime benzerse, onlardandır!”
Yusuf suresi 106. Ayeti ve Maide Suresi 51. Ayeti derinden düşünerek, doğru algılayınız.
“ ( Buraya kadar yazdıklarımda, Rehber Ansiklopedisi’nden yararlandım.)”
Yahudiliğin, Museviliğin kutsal kitabı; Tevrat’tır. Tevrat, bugün ki, şekliyle Allah cc. Ve hazreti Musa ile ilgisi yoktur. Müslümanlar, Tevrat, Zebur ve İncil’in aslına inanır. Uydurmalarına, yalan dolgularına inanmaz.
Yahudiler, Yüce Allah’a; “Yehova” derler. Yehova, Yahudilerin milli tanrısıdır. Sadece Yahudileri sever! Başka ırklardan olanların, Yahudi- Musevi olması yapılamaz. Tevrat binlerce kez değiştirilmiştir. Cumartesi gününü kutsal kabul ederler.
Yahudiler, Hazreti Üzeyir peygamberi de tanrı olarak kabul ederler.
Hristiyanlar, Hazreti İsa peygambere; Allah’ın oğlu derler. Hazreti İsa’yı ilahlaştırmışlar. Hatta üçleme yaparlar.
İznik konsülünde kabul edilen İncillerin adları şunlardır:
Matta,
Markos,
Luka,
Yuhanna İncilleridir.
Hıristiyanlık inanışında; üçleme inancı vardır. Teslis demek; üçleme demektir.
Teslis; baba dendiğinde, Allah akla gelir.
Allah’ın oğlu İsa Mesih’tir.
Kutsal ruh ise Hazreti Cebrail meleğidir.
Baba; yaratıcıdır.
İsa, kurtarıcıdır.
Kutsal ruh, takdis edici yanı kutsayıcıdır.
Papazlar, papalar, pastörleri, rahipler, keşişler gerçekleri bilse de, bu safsatalara dinlerinin gereği inanmış gözükürler.
Hinduizm, Budizm de yaygın inanışlardır. Bunların hepsi felsefidir. Din denilmez.
Şamanizm de eski Türklerin inanışları arasındadır. Şamanlar, kök tangri derler. Kök tengri özel ad- isim değildir. Cinsi isim- addır. Kök tengrinin yaratıcı Allah ile hiçbir ilgisi- alakası yoktur. Tapındıkları onlarca hayvana, eşyaya, maddeye kök tengri derlerdi.
Kısacası İslam dininin dışındaki hiçbir inanışta, Allah cc. İnancı bile doğru değildir. Sapıkçadır, sapkıncadır. Bu sapkın inanışlar, kendi içlerinden binlerce sapık düşünce ve eylem çıkarmışlar. Faşizm, sosyalizm, komünizm, liberalizm, demokrasi, feminizm, LGBTİ, Mor çatı ve binlercesi işte bu sapkın sapıkların düşünsel ve davranışsal üretmeleridir.
“( Bu bölümde de, Temel Bilgiler 2 – Ahmet Coşkun ve 4 arkadaşının yazdığı eserden kısmen yararlanılmıştır.)”