Önce bizler, kendimiz en iyi şekilde; eğitim- öğrenim görmeliyiz. İslam dininin ve bilimin bütün değerlerini, bilgilerini öğrenip; yaşam tarzı yapmalıyız
Önce bizler, kendimiz en iyi şekilde; eğitim- öğrenim görmeliyiz. İslam dininin ve bilimin bütün değerlerini, bilgilerini öğrenip; yaşam tarzı yapmalıyız. Bizler, anne, baba, öğretmen, imam- hatip, insan olarak, en iyi şekilde yetişmeliyiz ki; çocuklarımıza, akrabalarımıza, komşularımıza, çevremize, vatandaşlarımıza, insanlığa, varlığa iyiliğimiz, hizmetimiz, yararımız olsun. Cahil cühela çapulcudan hayır gelmez. Zarar- ziyan gelir. O kötü, çirkin, zararlı duruma düşmemek için; ilim de ilim, bilim de bilim, sanat ve meslek öğrenelim, diyoruz. Çağa uygun en güzel şekilde kendimizi yetiştirelim.
Bir bireyin yetişmesinde; anne, baba, öğretmen, imam- hatip, bilgililer, toplum, devlet birinci derecede, öncelikle sorumludur, yükümlüdür, görevlidir. Başta gelen ödevidir. Bugün toplumların ve devletlerin çok büyük çoğunluğu, bu görev ve sorumluluğu üzgünüm ki, ne yazık ki, yapmamaktadır. İdeolojik sapıklıkla, sapkınlıkla, aksini bilerek, planlayarak yapmaktadır. Bunun içindir ki, vatan, millet, devlet, bayrak, insanlık, İslam, Müslüman düşmanı hainler yetişmektedir.
Öncelikle biz yaşça büyük olanlar, diğer insanlara, çocuklara ve gençlere en güzel örnek olmalıyız. Onlar bizlerden sözlü, yazılı ve görsel olarak çok güzel değerleri öğrenmelidir. Yeni kuşakların günahına girmemeliyiz. Onları günaha yönlendirmemeliyiz.
Okullarımızda çok zamandan beri Din Dersi, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersleri vardı. Yetersiz olsa da, vardı. “ 2012 yılından beri okullarımızda seçmeli ders olarak; Peygamberimizin Hayatı – Siyer-i Nebi, Arapça, Temel İslam’ı Bilgiler, Kur’an’ı Kerim dersleri vardır. Ama b u dersleri öğrencilerin ancak %10’u seçmeli, ders alarak, almaktadır.
Yaz tatili günümüzde öğrenciler için 3 aydır. Yaz okulları camilerde açılmaktadır. Ama bu 8 haftalık Dini bilgiler verme kursuna katılanların oranı bile, öğrencilerin %10’u bile değildir. Çoğu Din görevlisi imam- hatip, yaz okullarında ek saat ücreti almasına rağmen, kurs vermemektedir. Dava insani değildirler! Başka işlerle uğraşmaktadırlar! Doğru dürüst, kendine verilen görevleri yapmamaktadırlar. Ülkemizde 19 milyon ilkokul, ortaokul, lise öğrencisi bulunmaktadır. 8,5 milyon kadar üniversite öğrencisi vardır. Bunlar İslam öğrenemediğinden; ideal bir yapıya sahip değillerdir! Ülkemizde çok büyük çoğunluk, kendilerine verilen görevi üzgünüm ki, ne yazık ki, yapmaktadır. Ama bunun hesabı; er- geç sorulacak! Sorgulanacak! Hesap mutlaka ama muhakkak verilecektir.
T. C. 100 yıl önce kurulduğunda, Türkiye’mizin nüfusu 13,5 milyondu. 100 yıl sonra, 2023 yılında, ülkemizin nüfusu 86 milyona ulaştı. Ama nüfusumuzu olması gereken kadar, yeterince, ideal şekilde eğitim- öğretim gördüremedik. Daha çok yoksul, okumamış, gelişmemiş aileler, çok çocuk sahibi oldu. Bunlara da yükseköğrenim, iyi bir eğitim kazandıramadı. Bazı ailelerde, ideolojik sapkın sapık ideolojileri yüzünden, iyi bir eğitim kazandırmadı. Sadece ülkemiz böyle değildir. Tüm dünya ülkelerinde benzer sorunlar artarak devam etmektedir! Bunda devlet yönetimlerinin ve aile büyüklerinin rolü çok büyüktür. Bir haftadır, Fransa’nın cadde ve sokakları, kentlerini halk yakıp, yıkmaktadır. Bu devletin kötü, ayrımcı yönetiminden kaynaklanmaktadır. Doğru ve adil bir yönetim olmayan ülkeler mutlaka ama muhakkak kaos, karışıklık, isyanla karşılaşır!
Âlemlerin Rabbi Yüce Allah cc. ayet-i kerimede, Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor: “Biliniz ki mallarınız ve çocuklarınız sizin için birer imtihan- sınav vesilesidir. Büyük mükâfat Allah’ın katındadır.”
Peygamberimiz bir hadisi şerifinde (sas) şöyle buyuruyor: “Hiçbir anne baba, çocuğuna güzel terbiyeden daha kıymetli bir bağışta bulunmamıştır.”
Çocuklarımız, Cenabi Hakk’ın bizlere bahşettiği en güzel nimetlerinden, en değerli hediyelerinden biridir. Onlar, bize Rabbimizin emanetidir. Evlerimizin süsü, ailemizin neşesidir. Göz aydınlığımız, geleceğe bırakacağımız en değerli mirasımızdır. Çocuklarımızı, özellikle kız çocuklarımızı; en güzel, iyi, doğru, yararlı şekilde yetiştirme azim, gayret, kararlığında olmalıyız. Tutarlı ve dosdoğru davranmalıyız. Yanlışa asla düşmemeliyiz.
Çocuklarımız tertemiz bir fıtratla dünyaya gözlerini açarlar. Onların özünde doğruluk, ruhunda iyilik vardır. Çocuklar, anne babalarını takip ederler. Bu yüzden, yavrularımızın saf ve temiz fıtratlarını korumaları için bize düşen sorumluluklar vardır. Milli ve manevi değerlerimizin ışığında yetişmeleri için hepimize düşen görevler vardır.
Peygamber Efendimiz (sas) bir hadislerinde; “Çocuğunun senin üzerinde hakkı var,” buyurmaktadır.
Çocuklarımıza helal lokma yedirmek, güzel ve temiz elbiseler giydirmek, iyi bir eğitim almalarını sağlamak öncelikli görevimizdir. Evlatlarımızı Allah’a iyi bir kul, milletine ve insanlığa faydalı bir kişi olarak yetiştirmek, çok önemli görevimizdir. Şahsiyet ve karakterlerini, İslam ahlakıyla şekillendirmek, örf ve adetlerimizi öğrenmelerine rehberlik- kılavuzluk etmek, onların üzerimizdeki hakkıdır.
Çocuklarımızı en iyi okullarda, en güzel öğretmenlerde, en iyi ve geçerli mesleklerde eğitim- öğretim gördürmeliyiz. Yaz tatillerinde de; Yaz Kur’an kursları, çocuklarımızın yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’i ve temel dini bilgileri öğrenmeleri, Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (sas)’i tanımaları için iyi bir fırsattır. Caminin manevi havasını teneffüs etmeleri, yeni arkadaşlar edinmeleri, ibadetlerin huzurunu keşfetmeleri için güzel bir imkândır.
Yaz tatili çocuklarımızın, zamanını telefon ve bilgisayarla ya da faydasız- yararsız meşguliyetlerle heba ettikleri günler olmasın. Bu yaz, sevgili yavrularımızın ellerinde Elif-ba cüzleri ve Kur’an-ı Kerimlerle camilere koştukları güzel bir mevsim olsun. Bu yaz, biricik evlatlarımızın minik kalplerinin Kur’an’ı öğrenme heyecanı ile çarptığı müstesna bir zaman dilimi olsun. Bu yaz, çocuklarımızın saf yüreklerine iman mayası çaldığımız, ruhlarını Kur’an ahlakı ve Peygamber sevgisi ile bezediğimiz bereketli günler olsun. Bu yaz ve her yaz göz aydınlığı çocuklarımızın pırıl pırıl kalplerine İslam’ın güzelliklerinin nakış nakış işlendiği güzide bir dönem olsun.
Dinsiz imansız, milli manevi değerlerden uzak bir kişinin; vatanımıza, milletimize, devletimize, insanlığa, hayvanlara, varlığa yararı olmaz. Bilhassa çok büyük zararı olur. Dini de, bilimi de dosdoğru ve gerçek anlamda iyi şekilde kazandırmalıyız. Yanlış, bozuk yol ve yöntemlerden hayır, güzellik, iyilik gelmeyeceğini bilmeliyiz. Dinsiz- imansız kişi; yaratılış gayesine, yaratılış amacına; ters – zıt hareket eder. İnsani, insanlıklı, insancıl davranmaz. İyiliği, hizmeti, yararlı olmayı, özverili ve fedakâr davranmayı hedeflemez.
Dinsiz, imansız bilim kazanılmaz. Bilim öğrenme, dinsiz imansız, ateist şekilde yapılamaz. Din de bilimsiz öğrenilmez. Din de, bilimde Allah cc. Katındandır. Hak din İslam da, bilim de, Allah cc. Katındadır. Allah’ın yaratmasıdır. Allah’ın âlim sıfatının sonucudur. Bir insan sadece İslam dinini öğrense, tek kanatlı kuşa benzer! Bir insan sadece bilim öğrense, yine tek kanatlı kuşa benzer. İki kanatlı güzel kuş gibi olmak isterse, hak din İslam dinini ve bilimi birlikte öğrenip, yaşam tarzı yapmalıdır. Bugün bunlardan birini yanlış şekilde öğrenen kişi ve gruplar çok zararlı yaratık durumundadır.
Âlemlerin Rabbi olan Yüce Allah’a, âlemleri yaratan ve yaşatan Yüce Allah’a şükretmeli, hamt etmeli, dua etmeli, zikretmeli, tövbe etmeli, dua etmeli, itaat etmeli, sevmeli, saymalı, saygı duymalı, ibadetleri Kur’an merkezli, peygamberimiz sas. Eksenli yapmalı. Allah’ın emirlerini tutmalı. Yasakladıklarından sakınmalı. İyilikleri, hizmetleri artırarak, çoğaltmalı ve yaymalı. Kötülükleri azaltarak, yok etmeli. Gerektiğinde herkes görevini yapsın ve yasaklasın. Kötülük, çirkinlik, zarar- ziyan verenler; zarar vermesin. İnsanlık egemen olsun.
Allah cc. Enbiya suresi 22. Ayetinde mealen buyuruyor: “ Eğer yerde ve gökte Allah’tan başka ilahlar- tanrılar bulunsaydı, kesinlikle yerin ve göğün düzeni bozulurdu.”
Bakara suresi 2/ 255. Ayette de, Allah cc. Kendini anlatıyor. Kur’ân mealinden lütfen bakınız.
İbrahim suresi 14/ 34. Ayetin mealine de, lütfen bakıp, derinlemesine dosdoğru anlamaya çalışınız.
Rum suresi 30/ 8. Ayet:” Hiç mi kendi içlerinde düşünmediler?”
Meryem suresi 67. Ayet: “ İnsan hatırlamıyor mu? Onu biz yarattık. Nitekim öncesinde hiçbir şey değildi!”
Müslüman veya insan; fıtratına, yaratılış özelliğine uygun düşünmelidir. Allah’a vefa göstererek, yol ve sonucu; peygamberler gibi görmeli. Allah’ın mesajlarına ulaşmak için azmetmeli, gayret etmeli, çaba göstermeli. Allah’ı sevme, sayma, saygı gösterme niyeti ile hareket ettiğinde; hak yolu, Allah cc. Yolunu, hak dinini bulur. Kalbine, beynine danışarak; insafla, vicdanla, merhametle davranmalı. Allah’ı tanıma için önce Kur’an üzere hareket etmeli. Sonra bilimin değerlerini de kullanmalı. Allah’ı yanlış tanımamalı. Bugün Allah’ı yanlış tanıyanlar içinde, başta Diyanette ve ilahiyatta binlerce din adamı vardır. Yazdıklarında, sözlerinde hep “tanrı” sözcüğü kullanmaktadırlar. Putperest, sapkın eski Türkler gibi sözcükler kullanmaktadırlar.
Allah cc. Düşüncesi Kur’ân üzere olmalı. Esma’ül Hüsna kullanılmalı. Gerçeklikle söylenceyi, hak ile batılı birbirine karıştırmamalı. İslam dinin dosdoğru ve gerçekçi deyimlerini kullanmalı. Tarihsel süreç içindeki, sapkın, sapık düşünceleri atmalı.
İslam değerlerine, kavramlarına özenle uymalı. Bu değerleri öğrenip, yaşamın her alanına uygulamalı. İnsafla, vicdanla, iyilikle, doğrulukla, dürüstlükle, hakkaniyetle, en güzel İslam ahlakıyla, hak- hukuk, adaletle, özgürlükle yaşamalı. Hiç kimseye haksızlık etmemeli. Irkçı, dinci, mezhepçi, tarikatçı, cemaatçi, ideolojik sapkınlıklı, batıl inanışlı, kötü davranışlı olmamalı. Böyle olanlar; İslam dünyasında, Hıristiyan dünyasında, diğer batıl inanışlarda birbirini yerlerken, dürüst insanlarda çok büyük zararlar vermektedirler!
Allah cc. Gerçeği, Yahudilerin, Hıristiyanların, pagan inanışlarının, ateistlerin, sapkınların düşünüp, dillendirdiği gibi bir tanrı, Allah değildir. Allah cc. Düşüncesini sadece Allah’ın sözleri olan Kur’ân’dan öğrenmemiz mümkündür. Allah’ı Allah’ın anlatımından anlamalıyız. Aksi halde kendi söyler kendi inanır!
Allah cc. Kavramı sadece sevdiğimiz, saydığımız, saygı gösterdiğimiz, iradi bir varlık değildir. Allah cc. Düşüncesi; yaratan, yaşatan, var eden, şekil veren, güç veren, bilen, duyan, yapan, gören, takdir eden, adaletli olan, binlerce sıfatı bulunan bir varlıktır. En iyisi, Allah’ı ad ve sıfatlarıyla tanımaktır. En güzel adlar, en güzel sıfatlar, özellikler, nitelikler Allah’ındır.
Taha suresi 8. Ayet: “ Allah, kendisinden başka ilah- tanrı yoktur. En güzel adlar Allah’a aittir.”
Araf suresi 180. Ayet: “ En güzel isimler- adlar Allah’ındır. Bu güzel adlarla O’na dua edin.”
İnsan, Allah’ı bildikçe, tanıdıkça, sevdikçe, saydıkça, O’na daha da bağlanır. Bağını güçlendirir. Yaşantısı değişir ve gittikçe çok daha güzelleşir. Daha da rabbine yaklaşır. Daha sevmeye, emir ve yasaklarına uymaya başlar. Zalimlikten, kâfir özelliklerinden, gâvur gibi olmaktan gittikçe uzaklaşır. Hak mümin ve hakiki Müslüman olur.
Evrendeki, düzen, nizam, intizam, yaratılış özellikleri yüce bir yaratıcıyı işaret ediyor. Her varlık; beni Yüce Allah cc. Yarattı diyor. Her varlık bir farklı güzelliktedir. Varlıklar arasında bir uyum, nizam, intizam, iletişim vardır. Her varlık farklı özelliktedir.
Evreni yaratan, yaşatan, yoktan var eden, şekil veren, âlemlerin Rabbi Yüce Allah’ıma sonsuz kere şükrediyorum, hamt ediyorum, zikrediyorum, dua ediyorum, tövbe ediyorum, itaat ediyorum, ibadet ediyorum, kulluk ediyorum. İnsanların, hayvanların, bitkilerin yaşayacağı şekile getiren Rabbime her istediğini, emrettiğini yapmaya çalışıyorum. Allah’ımın beni, müminleri, Müslümanları mağfiret etmesini, bağışlamasını, affetmesini, sevmesini canımın derinliğinden istiyorum.
Evrendeki tüm varlıkları, olayları, işleyişlerini hayranlık içinde, belli bir uyum, ahenk, düzen, nizam, intizam içinde oluştura Rabbim Allah cc. En büyüktür. Allah’ımı Kur’an’da ve evrende her an görüyorum ve secde ediyorum. Tüm evrendeki varlıkları devamlı yapan, öldüren, yenilerini yaratan, insanları bir bitki tohumu gibi öldüren ve tekrar yaratacak ola Yüce Rabbime sonsuz itaat ediyorum. Sevgi, saygı duyuyorum.
Bir insanın, dünya ve ahiret mutluluğu, gerçek anlamda bir Allah cc. Düşüncesine bağlı olmasına bağlıdır. Allah cc. Düşüncesi, bir insanın iman ve İslam esaslarına bağlı olmasına, salih- iyi- güzel amellerde bulunmasını oluşturur. Gerçek anlamda İslam dinine inanan kişi; salih amel işler. Allah’ın rızasını- hoşnutluğunu kazanmaya azmederek, gayret ederek, çalışır. Hedefini, hak ve hakikat üzere koyar. Bir Müslüman, Müslüman gibi olmalıdır. İslam dininden başka din, Allah’tan başka tanrı, peygamberimizden başka önder, lider kabul etmemelidir. Öyle hem Müslümanım hem demokrat, sosyalist, komünist, kapitalist, kapitalist, liberal, ırkçı, zalim olunmaz!
İnsan, varlık, dünya, evren geçicidir, ölümlüdür. Sadece Allah cc. Bakıdır. Hesap gününde, Allah cc. Her insana yaptıklarından, yapmadıklarından hesap soracak, soruşturulacak, yargılayacaktır. Bu onlarca ayette anlatılmaktadır. Ayetler, Allah cc. Sözdür, anlatımıdır. Hala peygamberimiz yazmış diye düşünen cahil cühela sözde Müslümanlar vardır.
Müslüman, Allah’ı kalbi, beyni, ruhu, genleri ile Esma’ül Hüsna üzere bilmelidir. Allah inancı, ad ve sıfatlar ile kapsamlı ve dosdoğru bilinmelidir. İman esaslarında eksiklik, şüphe, yanlışlık olmaz, olmamalıdır. İnsan mutlaka ama muhakkak kendi sorumluluklarını bilmelidir. Öyle başıboş serseri mayın gibi ol orta yerlerde dolaşmamalıdır.
Âlemlerin Rabbi Yüce Allah’a iman eden bir mümin, imanın kendine yüklediği iman sayesinde tam bir dini bütün Müslüman olmalıdır. Allah cc. İçin sevmeli, Allah cc. İçin buğzetmelidir. Her işinde, işleminde Allah cc. Rızası aramalıdır.
İnsan kendi hayatını Allah’ı dinleyerek yaşamalı. Allah’ın emirlerine uymalı. Yasakladıklarından sakınmalı. İyilikleri, hizmetleri artırarak, çoğaltmalı ve de yaymalı. Kötülükleri azaltmalı ve de yasaklamalı. Sağlığına dikkat etmeli. Yediklerine, içtiklerine, yaptıklarına dikkat etmeli. Dinimize ve sağlık kurallarına uyarak, yaşamalı. Sağlık çok önemlidir. Sağlık olmadığında yaşam kalitesi düşer. Pek çok iş, işlem, ibadet yapılamaz hale gelir. Sağlıklı olmalıyız. Hastalandığımızda en iyi şekilde tedavi olup, iyileşmeliyiz. İman ile ibadet ile dua ile hayata devam etmeliyiz.
Dünyada yaşarken, hayırlı, iyi, güzel, salih amel ile yaşayınız. İlim öğreniniz. Hele iman ve İslam şartlarının fıkhını, ilmihalini mutlaka ama muhakkak öğrenip, amel ediniz. Bunları öğrenmek farzdır. İki rekât anmaz kılmak, tüm dünya üzerindeki eşyalardan, maddelerden çok daha hayırlıdır. İbadetleri özenle, dikkatle, hassasiyetle, tadili erkân ile yanı yerli yerinde tam yapınız. Tadil-i erkân ile ibadet etmek, namaz kılmak, farzdır. Sakin ha! Sapkın sapık batıl içinde olan küfür ehline aldanıp, kanmayınız.
Kur’ân okurken, sadece aslını okumak ile yetinmeyiniz. Mealini, Türkçesini de okuyunuz. Anlamaya çalışınız. Eğer anlamakta zorluk çekiyorsanız; tefsirine, yorumuna da bakınız. İnsanımız sadece vakit namazlarda, günde 40 defa Fatiha suresini okur. Ama anlamını bilmeden okur. Bunun içinde kıldığı namazlardan bir hayır, iyilik görmez. Hala kötülük yapmaya devam eder. Bilgisiz, bilinçsiz okumak, anlamadan okumak; yarar sağlamaz. Fatiha suresi; Allah cc. İle kul arasında bir çeşit sözleşme olarak değerlendirilebilir. Müslüman, Fatiha suresini her okuyuşunda, Allah cc. İle manevi anlamda bir iletişim, irtibat kurar. Onu zikreder, ona şükreder, hamt eder, sapkınlığa düşmemek için dua eder. Dua ve niyazda bulunur.