Kırıkkale Keskin'de 1924 yılında Cin Ali adlı köyde Sefer adında bir erkek çocuk doğar.İlkokulunu köyünde okuyan Sefer, 15 yaşına geldiğinde ailesinin yükünü sırtlanır ve tüm işlere yardım eder.
Henüz küçük yaşta olmasına rağmen oldukça kuvvetli olan Sefer, bir o kadar da saygılıdır. Köy halkı tarafından oldukça sevilen Sefer, köydeki her işe koşturur. 20 yaşına basıp artık evlenmek isteyen delikanlı bu kez Seyfli köyünden Hatice'ye ilk görüşte aşık olur. Sefer'in ailesi Hatice'yi usulüne göre ister. Söz kesilir Hatice ve Sefer evlenir. Henüz gençliğinin baharında olan Sefer 3 ay sonra o zamanlar ince hastalık denilen vereme yakalanır. Tabi doktorlar bir çare bulamaz. Fakat son bir şanslarını Ankara'da denemek ister. Tedavi olması gereken Sefer, karısıyla birlikte Ankara yoluna düşer. Fakat tarihler 20 Haziran 1944'ü gösterdiğinde Sefer tedavi olamadan Ankara'da bir bağda hayatını kaybeder. Geriye ise gözü yaşlı Hatice kalır. Hatice'nin acısına hiç kimse dayanamaz. Köy halkı Hatice'ye destek olsa da Hatice Sefer'in yasını tutmaya devam eder... Ankara'nın bağlarında 20 yaşında veremden ölen Sefer böylece türkülere konu olmuş ve yıllarca dilimize doladığımız, zamanla da düğünlerimize giren yaslı şarkı sözleri şu şekildedir.
İp attım ucu kaldı da
Daraz da gücü kaldı
Ben sevdim eller aldı
İçimde acı kaldı
Ankaranın bağları da
Büklüm büklüm yolları
Ne zaman sarhoş oldun da
Kaldıramıyon kolları
Almayı yüke koydun da
Ağzını büke koydun
Aldın yari elimden
Boynumu büke koydun
Ankaranın bağları da
Büklüm büklüm yolları
Ne zaman sarhoş oldun da
Kaldıramıyon kolları
Astarda urganım var da
Yün basma yorganım var
O yar senin derlerse de
On koyun kurbanım var
O yar benim derlerse
On koyun kurbanım var
Ankaranın bağları da
Büklüm büklüm yolları
Ne zaman sarhoş oldun da
Kaldıramıyon kolları.
Sefer ile yola çıktık, Hatice ile buluştuk, Sefer’in vahim hastalığı ile Ankara’ya yol aldık ve yıllarca dilimizden düşürmediğimiz türküye yol olduk.