Lütfen! Kur’ân-ı Kerim’i tanıyalım ve peygamberimiz gibi yaşayalım. Bugün Müslümanlar Kur’ân-ı tanımamaktadır. Namazda bile okuduğu dua ve sürelerin anlamını bilmemektedir. Her gün okunan ezanın bile anlamını bilmemektedir. Bu şekilde olunca da; Kur’ân, akla, beyne, zekâya, kalbe, ruha, genlere etki etmemektedir. Kur’ân özümsenmemekte, benimsenmemekte, içselleştirilmemektedir. Cahil- cühela, çapulcu olunca da, mankut- bilinçsiz köle olunmaktadır. Başkaları cahili, kendi dini- imanı, kutsal değerleri aleyhinde kolayca kullanmaktadır!
Bilgili olmak için; doğru bilgileri, ilmi, bilimi, sanatı, tekniği, kültürü, geçmişi, bugünü, yarını, dini- imanı tam anlamı ile dosdoğru bilmek, öğrenmek, yaşamak gerekir.
Bizler, sizlere yine Kur’ân-ı Kerim’i bilgimin yettiği kadar yazmaya çalışacağım. Bendeniz bir beşerim. Şaşabilirim. Yanlış, hatalı, eksik yazabilirim. Ben bir yol, çığır açayım. Sizler de bu konuda ilerlemeye lütfen çalışınız. Unutmayalım ki, “Allah cc. en doğruyu söyler. Allah’ın söylediği en doğrudur. Allah’ın sözü üzerine hiç kimsenin sözünü asla kabul etmemeli.”
“İnsan ancak kalben ve aklen tam olarak anladığına iman edebilir.” Peygamberimizin en büyük mucizesi; Allah cc. tarafından, Cebrail aracılığı ile- vahiy yolu ile kendine ayet ayet, süre süre gelen Kur’ân-ı Kerim’dir. Biz insanlar olarak, Kur’an-ı Kerim’i ilim ile öğrenip, yaşam tarzı edinmeliyiz. Kur’ân’ın yaşanmasını, peygamberimizden öğrenmeliyiz. İbadetlerimizi peygamberimiz gibi yapmalıyız. Aksi halde yaptıklarımızın bir önemi, değeri, efdallığı, makbullüğü hiç olmaz. Değer verilmez. Ödüllendirilmez.
Kur’ân-ı Kerim, Allah cc. sözü olduğu için en üstündür. En doğrudur. Kur’an öğrenme, okuma, dinleme, ibadet etme sevaptır. Kur’ân, hayat kitabıdır. Bizlerin dünyasını düzenler ve iyileştirir. Bizleri ahiret hayatına hazırlar. Kısacası, Kur’an hem dünyamızı hem de ahiret hayatımızı iyi, güzel, rahat, huzurlu, mutlu, kolay eder. Kur’ân sesli ve sessiz okunur. İbadetlerde okunur. Kur’an anlatımı ile yaşanılır. Sözleri Allah cc. sözü olduğu için harfiyen, eksiksiz, tam uyulur.
Kur’ân’a karşı olmamalı. Reddetmemeli. İnkâr etmemeli. Hakkında ileri- geri konuşmamalı. Haddi, hukuku bilmeli. Kendimizi, sınırlarımız bilmeli. Aksi halde haddimizi, sınırlarımızı bize bir gün öğretirler. Hiçbir kötülük ve nankörlük karşılıksız kalmaz. Bu dünya etme- bulma dünyasıdır. Herkes ektiğini biçer. Yaptığının karşılığı ne ise onu eksiksiz bulur. Aklımızı başımıza almalıyız. Doğru öğrenim, eğitim almalıyız. Şaşırıp, sapıtanlardan, sapkınlardan, sapıklardan, asilerden asla olmamalıyız. Kur’ân ile yaşamayı; bilgili, bilinçli olmayı, amaç, gaye, hedef edinmeliyiz.
Peygamberimizin hayatını çok iyi öğrenmeliyiz. Peygamberimiz, Kur’ân’ı nasıl öğrendi, anladı, öğretti, eğitti, yaşadı ise; bizlerde aynen öyle yapmalıyız. Onun dışında sapkın, sapıtmışların söylediklerini asla dikkate alıp, önemsememeliyiz. “Kur’ân ve peygamberimizin anlayışı dışında kalanlar; kesinlikle sapıtmış, sapkın, sapık, bozuk, yıkıcı, kötü olurlar. Onlara iyi denilmez.” Zira iyi, güzel, doğru, dürüst, yararlı, önemli, değerli, acıyan, sevgi- saygı duyan, müşfik olan olamazlar. Zaten hiç de olmamışlardır. Bu bir niyet, duygu, düşünce, fikir, anlayış meselesidir. “İnsan ne öğrenmiş ise onu yapar. Niyetler duygularını, duygular düşüncelerini, düşünceler eylem ve davranışlarını, davranışlar huylarını oluşturur.”
Kur’an, insana gereken her bilgiyi sunmuştur. Sunmadığını, aklı, zekâsı, araştırma, inceleme, gözlemleme, deneyleme, yapma ile öğrenir. Kur’an, kısa, öz, anlaşılır, anlamlı olarak sunulmuştur. İnsanı yaratan Yüce Allah cc. insanın yaşam kılavuzunu da göndermiştir. 104 sayfa ve kitap göndermiş. En son gönderdiği de Kur’ân-ı Kerim olmuştur. Kıyamete kadar bizler Kur’an ile yaşayacağız inşallah.
Referansı, ahlakı Kur’ân olmayanların; hayatı yalan, dolan, fitne, fesat, nifak, ayrımcılık, kötülük, çirkinlik, yanlışlık, zarar verme, vahşet, dehşet, barbarlık, ilkellik, insanlık düşmanlığı gibi kötü hal ve hareketlerle geçer, geçmektedir. “ İnsan ne kadar İslam ise o kadar insandır, insanlıklıdır.”
“Kur’ân her konuyu çok kısa, öz, anlaşılır olarak anlatmaktadır. Yanı icar anlatıma sahiptir.” Kur’an; astronomi, jeoloji, gökler, yerler, yıldızlar, gezegenler, evren, güney, ay, evrenin genişlemesinden söz eder. Hassas bir yaratılış olduğunu açıklar. Fizik, kimya, biyoloji, tip, sağlık bilgisi, beslenme, hayvanlar topluluğu, insanın yaratılışını anlatır. Nasıl çalışmamızı, kazanmamızı, üretmemizi anlatır. “Bunları, gerçekleri inkâr etmeyin, diye uyarıda bulunur. Aklınızı çalıştırın. Düşünün. Okuyun, öğrenin, bilgili olun ve dürüstçe yaşayın öğüdünde bulunur. Kur’ân’ın özelliklerini açıklar. Kur’ân’ın insanı iyileştirme, düzeltme, dünya ve ahiret hayatını güzelleştirmeyi anlatır.”
Kur’an en çok ahlaka, iyi, güzel, üstün ahlaka değer ve önem verir. En çok güzel ahlaklı olma konusunda ayet vardır. Bireyin, ailenin, toplumun, devletin ahlaklı, adaletli, doğru, dürüst, hakkaniyetli, edepli, hayâlı, merhametli, cömert, ekonomik davranan, helalinden çalışan olmasını istemektedir. Allah, Kur’ân, peygamber, ilim, bilim, ahretin bilinmesini emreder. Dünyada iken ahiret hayatı için hazırlık yapılmasını öğütler. Nasıl hazırlık yapılmasını da, Kur’an ve peygamber ile gösterir. Her konu ana hatları ile gösterilmektedir. İlim ile akıl ile daha kapsamlı düşünüp, gelişmemizi öğütler.
Bizler, Kur’an biçemi- usulü ile hareket etmeliyiz. Yaşamalıyız. İyileştirme, düzeltme yapmalıyız. Asla yıkıcı, yok edici, bozguncu, fitneci, fesatçı- bozguncu, nifakçı- ayrılıkçı olmamalıyız. Bu haller, Müslüman halleri değildir. “Biz Müslümanlar, özellik, nitelik, sıfat olarak peygamberimize benzemeliyiz.” Gidip de elin gâvuruna, kâfirine, katiline, katliamcısına, ateistine, müşrikine, münafığına, zalimine, yalancısına, şeytanlaşmışına asla, kat’a, asla, katiyen, kesinlikle hiçbir şekilde, dolaylı ve de dolaysız uymamalıyız. “Yolumuz Kur’an, peygamber, İslam, bilim yolu olmalıdır.” Rabbimiz Allah cc. peygamberimiz Hazreti Muhammet sav. Dinimiz İslam olmalı. Yaşantımızda bu merkezle ilerlemelidir.
Bizler, önce ilim, bilim, bilgi sahibi olmalıyız. Aynı zamanda Kur’an, peygamber, İslam öğrenip, yaşamalıyız. Akli ve İslam ilimlerini öğrenmeliyiz. Teknik ve teknoloji ilimlerini öğrenmeliyiz. Ziraat ve hayvancılık ilimlerini öğrenmeliyiz. Kör, sapsız kazma olmamalıyız. Önce aile büyükleri olarak kendimiz hak dinimizi öğrenmeliyiz. Sonrasında çocuklarımıza, akraba, komşularımıza öğretmeliyiz. İnsanlığa yararlı olma azmi ile yaşamalıyız. Allah’ın, biz insanları hangi gaye ile yarattığını da mutlaka öğrenmeliyiz. “Başıboş, başıbozuk hayvanlar sürüsü olmadığımızın bilincinde bulunmalıyız.”
Allah cc. tüm güzellikleri, iyilikleri, yarayışlılıkları, önemlileri, değerlileri bizler için yarattı. Onlardan yararlanmayı becermeliyiz. Sadece gaibi Allah cc. bilir ve bizlere bazı bilgiler verdi. Onları da öğrenmeliyiz. Evreni, dünyayı, kendimizi de tanımalıyız. Cahil, bilgisiz kalmamalıyız. En güzel öğrenimi, eğitimi mutlaka almalıyız.
Bugün cahillerin hallerine bir bakınız! Berbat ve harap olmakta, felaket, fecaat yaşamaktadırlar. Tarih bilgisine mutlaka sahip olmalıyız. İyilik insani, vakıf, hayırlı, yardım eden dernek insanı olmalıyız. Her ilmi, bilimi, sanatı, sanatkârlığı, zanaatı, tekniği, teknolojiyi insanlık yararına öğrenmeliyiz. Medeni, güzel insanlar olmalıyız. Müslümanlar ve Müslüman olmayanlara peygamberimiz gibi davranmalıyız. Adalet ve eşitlik ilkelerine göre hoşgörülü davranmalıyız. Peygamberimiz ve peygamberleri kendimize örnek, rol model yapmalıyız. Kur’an’ı peygamberimiz gibi yaşamalıyız. Kurtuluşumuz sadece bundadır. Diğerleri cehenneme çıkar! Kur’an, sünnet, İslam dışı düşünceler, davranışlar; sapıklık, sapıtmışlık, sapkınlıktır. Kötüdür, çirkindir, zararlıdır. İki dünyamızı cehenneme dönüştürür!
İslam dini, Kur’ân ve sünnet üzerine kuruludur. İlim sahipleri, İslam dinini daha iyi anlar, kavrar ve yaşar. Allah’a ve peygamberine iman- inanma, Kur’ân’ın asıl ve esas temelidir. “İhlâs süresi ile Allah’ı tanırız. Esma’ül Hüsna ile de tanımamızı geliştiririz.”
İhlâs süresinde: “ De ki, O, Allah bir tektir. Allah, Samed’dir. Her şey O’na muhtaçtır. O, hiçbir şeye muhtaç değildir. Kimseyi doğurmamış ve kimseden doğmamıştır. Hiçbir şey O’na denk ve benzer değildir.”
“Allah’ı, Esma’ül Hüsna dediğimiz, Allah’ın güzel ad ve sıfatları ile daha iyi tanımamız mümkündür.” Göklerde ve yerde olanları tanıdıkça, daha da iyi tanıyıp, anlamamız gelişmektedir. Göklerde, evrende, yerde olanların hepsini Yüce yaratıcı, âlemlerin yaratıcısı Allah cc. yarattı. Hepsi Allah’a muhtaçtır. Allah cc. her an yaratmaktadır.
Sadece dünyamızda bilinen kadarı ile 1 milyon kadar bitki çeşidi, 2 milyon kadar hayvan çeşidi vardır. Bunların bazılarının nesli, insan müdahalesi ile yok olmaktadır ama yine başka yeni farklı canlılar yaratılmaktadır. Evren büyük oluşu nedeni ile tam anlamı ile bilinememektedir.
Allah’a iman- inanmak, Müslümanlığın ilk koşuludur. Allah’ın varlığına, birliğine, eşi, benzeri, ortağı olmadığına inanmak durumundayız. Tevhit inancını kabul etmeden, Müslüman olunmamaktadır. İman etmenin esaslarını bilip, kuşkusuz inanmak durumundayız. “Kur’an dışı bir Allah, tanrı, İlah inancı kabul görmemektedir.” En doğruyu Allah cc. söyler. Allah cc. ne söylerse o doğrudur. “Bugün bozuk felsefi akımlarla, sapkın ideolojilerle düşünenler; sapıtmıştır, şaşırmıştır, sapkın olmuşlardır.”
Allah cc. Kur’ân’da, Hazreti Muhammed’e peygamber olarak uymayı emretmektedir. Peygamberimiz gibi Kur’an’ı yaşamamızı emretmektedir. Kur’an ahlakında, peygamberimiz sünnetinde yaşantımız olmasını istemektedir. “Bizler; Allah’ın emrini tutmakla, yasakladıklarından sakınmakla yükümlüyüz.”
Allah’ın çizdiği sınırlar içinde yaşantımızı sürdürmeliyiz. Sınır dışına çıkanlar; harama, günaha girer. Haddi aşarlar. Hakkı, hakikati bulamazlar. Serseri mayın gibi tehlike oluştururlar. Bugün dünyada bu serseri mayınlar, insanlığı perişan etmektedir! Günümüzde dünyanın 69 yerinde çatışma ve savaşlar vardır. 72 milyon insan evlerini, yurtlarını bırakmış. Mülteci- sığınmacı durumunda perişan olmaktadır. Birey, aile, toplum, devletler; birer sapkın, hastalıklı hayvanatlı yaratık olmuş. Sosyal yaşantısını sürdürememektedir.
İman etmek; Allah cc, Kur’an, peygamberi tanımaktır. Ahirete hazırlanmaktır. Allah’a iman etmekle, Müslüman olunur. Allah’a, Kur’an’a, peygamber’e sav. Uymakla insan dünya ve ahirette onur, anlam, önem, değer kazanır. İki dünyada huzurlu, mutlu, kolaylık, rahatlık, kurtuluş görür.
Müslüman tüm canlılara, canlı, cansız denilen varlıklara merhametle, şefkatle, müşfiklikle davranmalı. Aksi halde zalim, gaddar, hain olur. Zalimler ve kâfirler cennete giremezler. Onların yerleri sonsuz cehennem ateşi, dumanı, irini, azabı çekmektir!
İslam dini öyle 3 - 5 kitap okumakla, 5 - 10 makale yazısı okumakla kazanılmaz. İslam dini ve İslam ilimlerini tahsil etmeli, öğrenimini görmeli. Bugün İslam dinini bilmeyenler; acizlik, zaaf, perişan, felaket, fecaat, aciz durumdadır. İslam dinini bilmediklerinden; ilim, bilim, bilgi, teknik, teknoloji, tarım, hayvancılık, üretme, tüketme, insanca yaşamayı da becerememektedirler. Oysa İslam dinini gerçek anlamda bilselerdi; bilim, sanat, sanatkâr, teknik, teknoloji, üretim sahibi olurlardı. İslam’ca ve insanca yaşarlardı. İki dünyalarını mamur, bayındır, imar ederlerdi.
“Allah’a gerçek anlamda iman eden, Rabbin hoşnutluğunu kazanmak için farz ibadetleri yapar. Haramlardan sakınır. Helallinden güzel yaşar. Görev, ödev, yükümlülük, sorumluluklarını yerine getirir. Hayrın ödülü, kötülüğün cezası olduğuna kuşkusuz inanır. Ona göre hak yolda yürür.”
Müslüman, dinine, imanına samimiyetle bağlı olur. Vatanına, milletine, devletine, memleketine, ülkesine, varlığa asla zarar vermez. Malını, canını; mukaddes, kutsal, milli, manevi, dini değerleri için, Allah cc. rızası için feda eder. İstikameti hak, yolu Allah cc. yolu, önderi peygamberimiz olur. Allah cc. ve peygamberinin yolunda yürür ve de yaşar.
Kur’an sağlam bir kılavuz, peygamberimiz güzel, iyi bir önderdir. Başka yol bulanlar, önder, lider bulanlar şaşırmıştır. Sapıtmıştır. Sapkın olmuştur. Sapık olmuştur. Azgın, yıkıcı, katil olmuşlardır. Dolaylı ve dolaysız bu haram işleri işleyenlerin yeri cehennemdir. Cehennem ateştir, dumandır, irindir, azaptır.
Allah cc. sıratı müstakime ulaştıracak; akıl, fikir, davranış nasip eder inşallah. Bize düşen, Nasuh tövbesi edep, Hakk’a, hakka, hakikate, dosdoğru yola yönelmektir. Biz, sadece tebliğ ediyoruz. Herkes kendinden sorumludur. Kendi bilir, diyoruz. Kafir’un süresine inanıyoruz. İslam’da baskı, zorlama, dayatma yoktur. Tebliğ, öğretme, eğitim, bilgilendirme, güzel örnek olma vardır. Peygamberimizde böyle yapmıştır.
Müslüman olarak; ilerici, gelişimci, atılımcı, onurlu, inovasyon, değişim, yenilik, bilim, teknoloji, üretim, ekonomik, sağlamlık sahibi olmalıyız. Çağa, zamana göre; bilim, sanat, teknik, teknoloji üretmeliyiz. Her yönü ile en güçlü bizler olmalıyız. Gücümüzden her varlık yararlanmalı. Zayıflar güçlenmeli. Hak, hukuk, doğruluk, adalet, dürüstlük, hakkaniyet, güzel ahlak, edep, hayâ, ilim, bilim, teknik, teknoloji, tarım, hayvancılık yapan; kaliteli, verimli, üstün insan olmalıyız. El âleme avuç açmamalıyız. Veren el, infak eden, cömert olan, bizler olmalıyız.