İslam dini, İlahi bir dindir. İslam dininin sahibi, âlemlerin Rabbi Yüce Allah’tır. Allah cc. Her türlü sıfatlarında sonsuz özelliklere, niteliklere, niceliklere, sıfatlara sahiptir. Bunun içindir ki, İslam dini, Kur’ân mutlak dosdoğrudur, mutlak gerçektir. İnsan söz ve yapısı ile karşılaştırma yapılamaz.
İslam dini hayatın- yaşantımızın doğal kurallarına uygun bir yaşam şeklidir. Hayatımızı- yaşamımızı İslam dinine göre ayarlarsak, iki âlemde; huzurlu, mutlu, rahat, kolay, iyi, güzel bir sonsuz hayata sahip oluruz. İslam dininin kurallarını Yüce Allah cc. Belirlemiştir. Bu kurallara uyanlar; iki âlemde huzurlu, mutlu, rahat olurlar. Aksi halde illet, zillet, perişan, felaket, fecaat içinde kalırlar.
İslam dinine; Kur’ân ve peygamberine sav. Uyanlar; gerçek yaratıcı olan, Allah cc. İle tanışırlar.
İnsanlara, kula kulluk yapmazlar. Yaratıcıya ibadet eder, insanlara ve varlıklara iyi davranırlar.
Kendileri İslam dininin kuralları ile yaşarlar.
Akıllarını İslam dinine, ilme, bilime, hikmete, güzel İslam ahlakına uyarak, işletirler. İdeolojik sapıklık, felsefi ve beşeri sapkınlık içine düşmezler.
İslam dininin binlerce değerini yaşarlar, yaşatmaya çalışırlar.
Dosdoğru, gerçekçi, adaletli, dürüst olurlar.
İslam dinine uydukça, hiçbir varlığa haksızlık etmezler.
Yeryüzünde canlı ve cansız tüm varlıkları korurlar. Ölçü ve dengelerini bozmazlar.
Dünya ve ahirette huzurlu, mutlu olmak için, Allah’ın ilminden yararlanırlar. İlim dışı, din dışı, akıl dışı hareket etmezler.
İslam dini tek hak ve hakikat olan dindir. Diğer din denilenlerin, din olma özellikleri yoktur. Diğerleri din değildir. İnsanların uydurduğu, kurduğu, düzmece yaptığı, edebi düşüncelerdir. İnsan doğasına, aklına zıt durumdadırlar. Yahudilik ve Hristiyanlık diye bir Allah cc. Dini yoktur. Tevrat, Zebur, İncil denilen kitapların İlahi özellikleri yoktur. İnsanlar tarafından yaşam öyküsü olarak yazılmışlardır.
“Allah cc. Katında din sadece ve ancak İslam dinidir.”
İslam dininden başka din arayanlar; yanlış, hata, kusur içindedirler. Cehenneme yol aramaktadırlar.
İslam’dan başka din arayanların, aradığı din kabul edilmeyecektir.
İslam dininden başka din yoktur, gelmeyecektir.
İslam dininin hükümleri kıyamete kadar geçerlidir.
İslam dinini tebliğ eden- bildiren, yaşamasını öğreten, Hazreti Muhammed sav. Peygamberimizdir.
İslam dini evrensel ilahi bir dindir. Tüm insanlara gelmiştir.
Önceki, İlahi kitaplar sadece bir bölgeye, ırka, bir kısım insanlara gelmişti.
Kur’ân, Yüce Allah’ın kelamı- sözleridir. İnsan sözü değildir. Kur’ân ’da, peygamberimizin sav. Sözü yoktur. Tüm insanlığa gelmiştir. Vahiy yolu ile gelmiştir.
İslam dini tüm insanların gereksinimlerini karşılar.
Kur’ân ve İslam dininde yenilik, reform, değişiklik olmaz. Zira Kur’ân, insan yaratılışına uygun genel özellikleri açıklar. İnsan doğası değişmediğinden, işleyiş tarzı da değişmez.
İslam dinin esasları tüm zaman ve mekânları kapsar, kuşatır.
İslam dini tüm peygamberleri ve ilahi kitapları doğrular.
Sadece İslam dinine inananlar, yaşayanlar, dosdoğru olurlar. Ama samimi bilgelikle, bilinçli, isteyerek yaşamak gerekir. İslam dini dışında kalanlar, diğerleri zalim olur. Zalimlerin cehenneme gideceği açıklanmaktadır.
İslam dini dışında kalan ideolojik, felsefi, beşeri, dini inanışlar; yalandadır, yanlıştadır, cehennemdedir.
Bir bireyin mümin ve Müslüman olması için sadece Kelime-i Tevhit ve Kelime-i Şehadet söylemesi, anlaması, inanması, açıklaması yeterlidir. ( Bu iki cümlenin anlamını internetten bakıp, öğrenelim)
İslam dini, insanların özellikle şu beş temel ilkeyi korumasını emreder. Bunlar şunlardır:
1- “İslam dinini korumak,
2- Aklı her türlü bozukluktan, bozgunculuktan, sapıklıktan, sapkınlıktan, kötülükten, çirkinlikten korumak,
3- Canı korumak,
4- Nesli korumak. İnsan neslini korumalı. Her türlü haram, günah, kötülükten korumalı.
5- Malı, serveti, mülkü, varlığı korumak; Allah cc. Emridir.”
Müslüman, tahkiki iman sahibi olmalı. Bilgili bilinçli Müslüman olmalı. Cahilden hiçbir değer çıkmaz. Cahilin Müslümanlığı bile zarar- ziyan verir. Bugün cahil Müslümanların çok büyük çoğunluğu İslam dininden çok sapkın batıl küfür ideolojik görüşlerin uşaklığını, sahipliğini yapmaktadır.
Müslüman ilim- bilim- doğru bilgide olsun, dini ilimlerde olsun, kendine ve başkalarına yetecek kadar maharetli, meziyetli olmalıdır.
Müslüman, din nedir, İslam dini nedir, neden gönderilmiştir? İnsanın dinde sorumluluğu nedir? İslam dininin özellikleri nelerdir? Dinimizin evrenselliğinin özellikleri hangileridir? İnsanın yaratılış gayesi nedir? İslam dininin değerleri, gerçekleri, doğrulukları hangileridir? Gibi konularda bilgi sahibi olmalıdır.
İmanın şartları hakkında geniş bilgiye sahip olunmalı. Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, ahiret gününe, kadere, hayrın ve kötülüğün Allah cc. Yaratması olduğu bilinmelidir. Açılımları, detayı ile doğru bilinmeli. Söylenen Arapça sözlerin Türkçesi de bilinmelidir.
Peygamberimiz gibi ulvi özelliklere sahip olmalı. Peygamberimiz gibi dosdoğru, dürüst, adil, güvenilir, güzel örnek olan, hakkı hakikati bildiren, akıllı, zeki, günah işlemeyen olmalı. Çapulcu, kullanılan aparat olmamalı.
Her ibadeti bilgiyle, bilinçle, samimice yapmalı. Zikri, zikiri çokça yapmalı. Zikir yapmak, farz bir ibadettir. Kelime-i Tevhit ve Kelime-i Şehadet ile başlayıp, diğer zikir cümleleri ile sürdürmeli. Namazı asla ihmal etmemeli. Namaz kılmayandan, Zekât vermeyenden, Ramazan orucu tutmayandan, hac yapmayandan, boy abdesti, namaz abdesti almayandan doğru dürüst, olması gereken Müslüman olmaz. Bugün boy abdesti bile almayan milyonlarca mundar, kirli, pisli, cünüp, cenabet, kokan kişi vardır. Millet olma, ümmet olma özelliğimizi toplum olarak yitiriyoruz. Bunda sadece sapkınların bozuk çalışması neden olmamaktadır. Müslümanların edilgen- pasif, bilgisiz, gayesiz oluşu da önemli etken olmaktadır.
( “Âlemlerin Rabbi Yüce Allah cc. ayet-i kerimede şöyle buyuruyor: “Allah’a ve Resul’üne itaat edin, birbirinizle çekişmeyin. Sonra gevşersiniz de, gücünüzü kaybedersiniz. Sabırlı olun. Çünkü Allah sabredenlerle beraberdir.”
Son Peygamberimiz Hazreti Muhammed sas. Hadis-i şerifte ise şöyle buyuruyor: “Müminler, birbirini destekleyen bir binanın tuğlaları gibidir.”
Coğrafyaları, renkleri ve dilleri farklı olsa da, bütün Müslümanlar kardeştir. Müminlerin tamamı Hz. Muhammed Mustafa (sas)’in ümmetidir. Allah Resulü (sas), bir hadislerinde ümmet ve kardeş olmanın gereklerini bizlere şöyle öğretmektedir: “Birbirinize kin beslemeyin, birbirinize haset etmeyin- kıskanmayın- çekememezlik yapmayın, birbirinize sırt çevirmeyin. Ey Allah’ın kulları! Kardeş olun!”
Bizler, tarih boyunca Sevgili Peygamberimiz (sas)’in bu çağrısını dikkate aldık. Birlik ve beraberliğimize, huzur ve muhabbetimize her daim sahip çıktık. Bu bilinçle nice kardeşlik destanları yazdık. El ele, gönül gönüle vererek, her türlü zorluğa ve sıkıntıya birlikte göğüs gerdik. Aynı topraklar üzerinde yaşadığımızı, aynı idealleri paylaştığımızı hiçbir zaman unutmadık. Gök kubbenin altında, sevinçlerimiz de birdir, üzüntülerimiz de birdir. Dualarımız da birdir, âminlerimiz de birdir. Düşüncelerimiz, mezhep ve meşrebimiz farklı olsa da, uğruna nice şehitler verdiğimiz vatanımız birdir.
Dün olduğu gibi bugün de cennet vatanımıza göz diken, hain emellerle kardeşliğimize kastedenler var. Bizi birbirimize düşürmek ve huzurumuzu bozmak için çalışanlar var. Aramıza fitne ve fesat – bozgunculuk tohumları ekerek, bizi zayıflatmak isteyenler var. Bunlar karşısında hepimize düşen görev; birlik, beraberlik ve kardeşliğimizden asla ödün vermemektir.
Din, Kur’an, vatan ve ezan gibi mukaddesatımız etrafında birbirimize kenetlenmektir. Şehitlerimizin uğruna canlarını feda ettikleri kutsal değerleri yaşamak ve yaşatmaktır. Göz aydınlığı yavrularımızı ve geleceğimizin güvencesi gençlerimizi; inancımıza, tarihimize ve medeniyetimize sahip çıkacak iyi bir insan olarak yetiştirmektir. Onları, güler yüz ve tatlı dille, camilerimizin huşû ve huzur veren manevi iklimiyle buluşturmaktır. Dinimizi öğretip, yaşam biçimi yaptırmaktır.
Bu ay içinde hain bir terör saldırısı nedeniyle vatan evlatlarımızdan 21 askerimiz şehadet makamına ulaştı. İnanıyoruz ki, Rabbimizin rahmeti, şehitlerimizin üzerinedir. Onlar, kendilerine müjdelenen cennet nimetleriyle sevinmektedirler. Şehitlerimizi ve gazilerimizi yetiştiren, anne babalar başımızın tacıdır. Onların eş ve çocukları en değerli emanetimizdir. Biliyoruz ki, Allah’ın yardımı müminlerle beraberdir ve zafer inananlarındır. Vatanımıza göz diken, milletimize ve ümmet-i Muhammed’e düşmanlık besleyen, Filistin’de bebek, kadın, yaşlı demeden, masumları katleden işgalci zalimlere gelince; onlar, mutlaka kaybedeceklerdir. Rabbimizin vaadi gayet açıktır: “De ki: Hak geldi, bâtıl yok oldu. Zira bâtıl yok olmaya mahkûmdur.” “( Diyanet hutbesinden kısmen yararlanılmıştır.”)
Âlemlerin Rabbi Yüce Allah c. c. farklı surelerin, farklı ayetlerinde mealen kısaca buyuruyor:
“ Kibirli olma. Kendini fazla abartma. Her işin üstesinden gelemeyeceğini unutma.
Allah’tan geldiğini ve Allah’a döneceğini unutma!
Hayatı yaşanmaz hale getirme!
Yaptığın iyiliği başa kakma!
Yaptığın iyiliğe karşılık bekleme.
Tek başına mutlu olamayacağını unutma.
Ölüme her zaman hazır ol, ölüme hazırlan.
Öfkenin dinmesini bekle. Öfkeyle hareket etme.
Yapılan kötülüğe kötülükle karşılık verme.
Kibrini yenmesini becer.
İnfak ederken, sevdiklerinden infak ede.
Hayatının vazgeçilmezleri olsun.
Küçük çıkarlar için değerlerini feda etme.
Bencil olma.
Cimri olma.
Uyumsuz, çekilmez olma.
Tebrik etmeyi, teşekkür etmeyi bil.
Yalandan, hak ve hakikati inkâr etmekten uzak dur.
Başkalarının hak hukuklarını ihlal etme. Kul hakkına girme.
Hayatını sapıklığın tutsak etmesine fırsat ve olanak verme.
Değerli olduğunu unutma.
Şartlı iyilik yapma.
Uzlaşıcı ol.
Anne ve babana uf bile deme.
Heveslerini kendine ilah edinme.
Allah’a inan ve emir ve yasaklarına uy.
Vicdanının sesine kulak ver.
Rabbini an ve hamt ede…”