İnsan önce kendini bilmeli. Aslını, esasını, geçmişini, bugününü, yarınlarını, kim olduğunu, yaratılış gayesini bilmeli. İyi niyet ve dürüstçe, doğru düşünüp, yaratılış hedefini gerçekçi belirlemeli. İnsanın var oluşunun ve yapması gerekenlerin anlamını öğrenmeli. Kendi nefsi ile şeytanla hakça bir mücadele etmeli. Yanlışa, kötülüğe, çirkinliğe, olumsuzluğa düşmemeli. Bu iyi niyetle başlanılan, iş ilerleme ile gerçekleşir. Yol hak ve hakikat olmalı. Doğru ve gerçeğe erişmek için gayret etmeli. Şaşırıp, sapıtmamak, için hakka hakikate yapışmalı. Yol ayrımında bulunmamalı. Yolun en doğrusunda, dosdoğrusunda bulunmalı. Böyle olursa, kendimizi biliriz.
Bir insan, zihnine kötü, çirkin, olumsuz, yalan, yanlış doldurursa, bu insanın doğru ve gerçeğe ulaşması mümkün değildir. Kendi inandığı yanlışı kendine tapılacak obje eder. Bu yanlışa tapar. Bilinçsiz bir şekilde beyin kötülüklerle doldurulursa, genler değişir. İnsan kötüleşir. Hakkı hakikati reddeder. Hakkı hakikati algılaması, idrak etmesi, duyumsaması gerçekleşmez. Hakka hakikate hep tepki verir. İyi, güzel, doğru, yararlı, olumlu olanları önyargıları ile reddeder. Zihin olumsuz işletilir. Bu öyle hal alır ki, en büyük gerçek olan Allah, Kur’ân, peygamber, ilmin gerçekleri reddedilir.
Zihnin doğru işletilmesi için, olumlu ve dosdoğru olanlar ile bilgi edinmesi gerekir. Öncelikle Rab olan Yüce Allah cc. Esma’ül Hüsna ile bilinip, inanılması, kabul edilmesi gerekir. Neyin iyi neyin kötü, zararlı olduğu öğrenilip, buna göre dosdoğru hareket etmeli. Haddi aşmamalı. Sınırlar dışına çıkmamalı. Aksi halde şaşırır, sapıtır. Beyin, ruh, bilgi olarak batıla, yanlışa düşülür. Allah’ın koyduğu sınırları öğrenip, o sınırlar içinde yaşamalı. Öyle özgürüm, bağımsızım; deyip, sapıtmamalı. Kaçık, serseri, manyak, aptal duruma düşmemeli. Örnek alacağımız insanlar doğru dürüst gerçekçi hak insan olmalı. Öyle zalim, gaddar, sapık, serseri, manyak tiplileri örnek almamalı. Alırlarsa dünyada bulunan azgın, serseri, katil, sapık terör örgütü mensupları gibi olurlar! Ya da onlara direkt ve dolaylı destek vererek zalim olurlar. Zalimlerin ve sapkın azgınların yeri iki dünyada da cehennemdir!
Doğru ve gerçekleri, var olanı kabul etmek gerekiyor. İnsan, opak olan bir cismin bile arka tarafında olanı görmez. Saydam olmayan bir cismin arka tarafındakini bilemez. Zira insan bu şekilde yaratılmıştır. Ama o opak cismin arkasında olanı inkâr etmemeli. Akilcilik yapmamalı. Aklı dosdoğru, ilim, bilim, din- iman ile kullanmalı. Olgun ve erdemli olan bilge insan, hakkı hakikati fark eder. Farklı, değerli, önemli insan konumuna yükselir. Aksi halde Esfel-i safilin durumuna düşer. Doğru, bilgili, bilinçli olmayanlar, bu duruma düşmüşlerdir! Allah’tan hidayet isteyip, hakkı hakikati kabullenmeleri halinde kurtuluşa ererler.
İnsanın; insan, insancıl, insanlıklı, insaniyetli, olgun, yararlı, iyi, güzel, olumlu olması için dindar olması gerekir. Güzel ahlak sahibi olmalı. Güzel bir eş ile evlenmesi, çocuklarını en güzel şekilde yetiştirmesi gerekir. Aile hayatı ilim ve İslam ile şekillenmeli. Helal dairede yaşamalı. Haram ve günahlardan sakınmalı. Sevgi, saygı, hoşgörü içinde şahane, estetik, harika bir hayat kurmalı. Dünyada iken, ahiret hayatını da kazanmalı. Hayırlı işler yapmalı. Aile bireyleri görev ve sorumluluklarını yerine getirmeli. Birbirinin dost ve akrabalarına kötü söylememeli. Haddi, sınırları aşmamalı. Kusurları görmezden gelebilmeli. Her şeye takıntı yapmamalı. Eşi kendimize benzetmeye değil, hakka hakikate uymasını beklemeli. Zira batıla uyarsa, sapıtır! İyi geçim için uyum, uzlaşı, hoşgörü, anlayış, duygudaşlık içinde bir hayatı dilemeli. Batılda olan insanın niyet, duygu, düşünce, fikirleri olumsuz olduğu için, doğru ve gerçek söyleyemezler. Doğru ve gerçekleri yaşayamazlar.
“24 Haziran 2018 Pazar günü Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimi var. Batılda olanlar, Millet İttifakı’nda olanlar; sapıtmış, şaşırmışlar. Ne dediklerini bilmemektedirler! Beş dakika ara ile birbirine zıt söylemlerde bulunuyorlar. Vatan, millet, devlet, memleket, özgürlük, bağımsızlık, bayrak, ülke, ümmet, insanlık çıkarı bilemiyorlar. Her zaman; “ yapmam, etmem, yıkarım, satarım, yatırım yapmam, hükümetin yaptıklarını satarım. Yaptıklarından eser bırakmam. Satıp, size aylık olarak veririm. Otomobil yapmam. Hızlı tren yapmam. Köprü, tünel yapmam. Öyle beton ile asfalt ile kanal ile uğraşmam. PKK, FETÖ, PYD, YPJ terör örgütü değildir. Onların cezaevinde ne işi var! 16 televizyon kanallı, TRT denilen; Türkiye Radyo, Televizyonu’nu, Cumhurbaşkanlığı külliyesini satacağım. Sizlere aylık olarak vereceğim. Tüm kredi borçlarınızı sileceğim. 81 milyon vatandaşımızı birbiri ile barıştıracağım. Tika’yı kapatacağım. Uçakları satacağım. Şehir Hastanelerini satacağım. Cumhurbaşkanlığı Külliyesini biri satacağım, derken; diğeri yıkacağım, diyor. Yerli otomobil yapmayacağım. Yerli otomobil yapmak ilkelliktir. Kanal İstanbul’u yapmayacağım. Çanakkale 1915 Asma Köprüsü’nün yapımını durduracağım. “Dev projeleri, bütün projeleri durduracağım.” Hızlı tren yapmayacağım. Hızlı tren’in Sivas’a ne yararı var.”
“Birde, olanları, olmamış gibi kabul edip, ben yapacağım, diyorlar.” Eğitim bedava olacak. 18 yaşa kadar tüm vatandaşlar sigortalı olacak. ( Zaten eğitim bedava, 18 yaş altı tümü ile sigortalıdır.) Öyle havaalanı, hızlı tren, otomobil, televizyon yapmayacağım. Onların kârları 40 lira, 100 dolardır. Biz ülkemizi, milletimizi zengin etmek için; “uzayda altın madeni olan gezegen keşfedeceğiz. Uzay yolculuğu başlatacağız. Oradan getirdiğimizi altın cevherini işleyip, ülkeyi zenginleştireceğiz. Vergileri azaltacağız. Aylıkları artıracağız. Her ülke ile dost olacağız. Ortadoğu’da ve dünyada barışı sağlayacağız…”
CHP, ülkemizde olan her türlü anarşi, şiddet, terör olaylarında başı çekmektedir! PKK siyasi uzantısı HDP de aynen öyle yapmaktadır! CHP, HDP her yönü ile işbirliği, ittifak, dayanışma, yardımlaşma, birbirini destekleme içindedir. Tüm solcu, komünist legal, illegal terör örgütleri ile paslaşmaktadır. İç ve dış hain güçlerle işbirliği yapmaktadırlar. CHP Genel Başkanı’ndan, milletvekillerine kadar; “Türkiye’ye yatırım yapmayınız. Türkiye güvenilir, güvenlikli bir ülke değildir. Yatırım yapmayınız. Turist olarak da gelmeyiniz, demektedir.” “ Milletimiz adına çıkan her yasayı Yüksek Mahkemelere götürüp, iptal ettirmişlerdir. Bunların 95 yılda yaptığı iki tane hizmeti söyleyiniz, denildiğinde; taraftarı da iki tane halkımız için yararlı hizmeti söyleyememektedirler. Ama yinede taraftarı olduğuna, milletimiz ve doğruluk adına çok üzülüyorum.
Hayal, ütopya, birbirine zıt saçmalama, zırvalama yapıyorlar. Ama onları dinleyenler, izleyenler, çok alkış yapıyor. “Yazdıklarım, tamamı ile dosdoğrudur. Yalan, yanlış yazmam. Zira zaten yazmaya gerek yok. Yazacak, o kadar saçmalıkları, batıl, sapıtmışlıkları var ki! ( Yazdıklarım, kendi ağızlarından konuşurken, not edilmiştir! Ben yanımda her zaman kalem ve not kağıdı bulundurmaktayım.)” Onlar, yapmayacağım, yıkacağım, satacağım, derken; terörist anlayışı ile söylüyor. Bu aziz milleti terörist anlayışında sanıyorlar. Oysa milletin akıllıları; vatan, millet severleri, onlara kırık not veriyor.
Nefse ve şeytana, kötü insanlara uymamalı. Yardımlaşma, dayanışma, paylaşma, birbirine destek olma içinde bir aile hayatı sürdürmeli. Aile geçimsizliği içine düşmemeli. Sabırsız, muhabbet kırıcı, öfkeli, kızgın, hayvani davranışlı olmamalı. Fazilet değerleri, ilim ve İslam ile yaşantı sürmeli. Mahremiyete dikkat etmeli. Aile hayatının bozulmasını oluşturan sebeplerin içine düşmemeli. Çok sayıda çocuk yapıp; aileye yük, milletin başına bela, devlete dert etmemeli. Bakabilecek, en iyi şekilde yetiştirebilecek, şekilde çocuk yapmalı. Çocuk sayısını belirlemeli. Bugün İslam âleminin çocuklarının perişan durumda olmasının bir sebebi de; yetiştirebilecek, bakabilecek kadar çok çocuk yapmamasıdır. Aklı; ilim, irfan ile dosdoğru kullanmalı.
Salih- güzel amel, ibadet, iyilik, hizmet sahibi olmalı. Sevgi, saygı, merhametle davranmalı. İslam nuru ile yaşamalı. Salih- güzel ve sadık insanları dost edinmeli. İki dünya ateşinden korunmalı. Eşimiz ve çocuklarımızı ilim, irfan ve İslam ahlakı ile yetiştirmeli. Ailenin geçimini sağlamalı. Kötü yolarda harcayacak kadar kafasız olmamalı. Çalışkan, azimli, gayretli olmalı. Niyet, duygu, düşünce, dilimiz, hareketlerimiz güzel olmalı. Adil ve eşitlikçi davranmalı. Yeteneklerimizi geliştirip, beceriye dönüştürmeli. Ömür boyu eğitim- öğrenim almalı. Akraba, komşu, çevre ile bağlarımız sıkı ve sağlam tutmalı. Her işi Allah cc. İçin güzel yaparsak, her işimiz ibadet kabul edilir. Aile bireylerini maddi, manevi temiz yetiştirmeli. İyi arkadaşlar, dostlar edinmeli. Zorluk karşısında sabırlı, olgun ve teslimiyet içinde olmalı.
Zekâmızın, aklımızın, bilgimizin gelişimi için çok öğrenme, bilgi edinme, uygulama, gerçekleştirme içinde olmalıyız. Solculuk, sosyalistlik, komünistlik, ırkçılık, dincilik, liberallik, kapitalistlik, faşistlik, haksızlık ve de bu sapıklıklar içinde olmamalıyız. Eğer olursak, iki dünyamızı kaybederiz! Zihnimizin iyi, güzel, doğru, yararlı, olumlu, hak, hakikat bilgilerle doldurmalıyız. Benmerkezci, bencil, egoist, hodkâm olmamalı. Diğerkâm olmalıyız. Hakkı takdir etmeli. Yalanı, yanlışı yermeli. Zor durumda; ailecek, dostlarla karşılıklı çözüm yoları aramalıyız. Hayatımızda baskı, şiddet, terör, anormallik asla olmamalı.
Kur’ân’ı dosdoğru anlamalı ve peygamberimizi gibi güzel yaşamalı. İlmin, bilimin, sanatın, sanatkârlığın, tekniğin, doğru kültürün, İslam dininin, aklın, zekânın tüm nimetlerinden yararlanıp; berekete, rahmete dönüştürmeli. Eğer doğru, güzel, iyi, yararlı niyet, duygu, düşünce, fikir içindeyseniz, olumlu ve yararlı şekilde harika, harikulade, şahane iki dünyada yaşarsınız. Aksisinin ne olduğunu, Âdem as. Babadan beri âlimler, bilginler, bilgeler anlatmaktadır. Anlatılanları, yazılanları, görselleri; görmeli, dinlemeli, okumalı, yazmalı ve yararlanarak olgun mükemmel insan olmalı. Bizden söylemesi. Herkes yaptığının karşılığını eksiksiz görecektir.