İnsanları iyi, güzel, doğru, dürüst, düzgün, yararlı, olumlu, faziletli, erdemli, dini, ilmi, mesleki yetiştirmek istiyorsak; önce biz bu güzelim sıfatlara sahip olmalıyız. Bizler, anne, baba, öğretmen, imam, öğretici, eğitici olarak, bu güzelim değerlere sahip değilsek, ideal güzel insan yetiştiremeyiz. Allah cc. İnsanı en güzel ve onurlu şekilde yarattı. O güzelim yaratılış özelliğini bile, bugün olduğu gibi bozar, mahveder; insani hayvanlardan daha aşağı, zararlı duruma sokarız! Bugün, bu durum, ne yazık ki, üzgünüm ki, yapılmaktadır!
İnsanları ilmi, insani, hak dinli, bilimsel yetiştirmeliyiz. Tüm insani, İslam’ı, erdem, fazilet değerlerine sahip yapmalıyız. Güzel, ideal insan yetiştirmeye; aileden, aile ocağından başlamalıyız. Eğer aileden, çocuk güzel bir terbiye, ahlâk, öğretim, eğitim almamış ise, onun okuldan alacağı pek bir değer olmamaktadır. Bunu güzel bir örnek ile anlatmaya çalışalım:
İlkokul üçüncü sınıfımda, 9 yaşında öğrencilerim vardı. Bu güzelim çocuklara beyin jimnastiği yapmak için bir konu açardım. Çocuklara o konuda, fikir- düşünce üretmelerine çalışırdım. Aileden güzel bilgi, eğitim, öğretim alan çocuklar; çok güzel, doğru, yararlı, iyi düşünceler üretirdi. Ailede boş kalanlar ise fikir üretme girişiminde bile bulunamazlardı! Dokuz yaşındaki çocuklar, ülkemizde bulunan, 124 siyasi partiden, 120 tanesinden daha iyi, güzel, yararlı fikir ürettiklerine tanık olurdum. Abartmıyorum. Çünkü ülkemdeki, 120 kadar siyasi parti; olumlu, iyi, güzel, dürüst, yararlı şekilde, millet, memleket sorunlarına yanaşmıyor. Hainlik, düşmanlık yapıyorlar!
Bir de sınıfımda, 2 öğrenci, “ kaynaştırma öğrencisi” vardı. Bu 2 kaynaştırma öğrencisi, 30 öğrenciye dersi zehir ediyordu. Dersin, sınıfın huzurunu, düzenini, öğretim ve eğitim yapılmasını bozuyordu. Televizyonlarda bazı eğitimcileri izliyorum. Kaynaştırma öğrencilerinin, diğer çocuklardan öğreneceği çok bilgi, beceriler var. Çok yararlı oluyor, diyorlar! Pek bir değer aldıkları, kaptıkları yok! Diğer öğrencilere verdiği zararlar çok! Dersi bozuyorlar. Dikkatleri dağıtıyorlar. Saldırganlıkları ile diğer öğrencilere zarar veriyorlar. Anormal, dengesiz, ölçüsüz, yeteneği düşük çocuklar; fazilet, erdem değeri olarak görülmemeli. Bu durumdaki, öğrenciler, zaten ders programını takıp edemiyorlar. Ders programları, normal öğrencilere bile ağır gelirken, özel eğitim isteyen öğrencilerin anlayacağı, algılayacağı, yapabileceği konular değildir.
1983 yıllarında, ilkokula öğrenci alma yaşı, 7 yaşından, 6 yaşa düşürüldü. Ben, o zaman Kandıra’da, 5 sınıflı bir dershanede, 5 sınıf öğrencisini bir sınıfta eğitmeye çalışıyordum. Müfettişler ile kurs toplantısı, seminer toplantısı yapılıyor. Biz öğretmenlere, 6 yaşındaki çocukların, 7 yaşındaki çocuklardan daha anlayışlı, ileri, yetenekli, becerikli, maharetli olduklarını anlatıyorlar! Bende o zaman sormuştum. “ Bu çocuklar, 6 yaşından, 7 yaşına geçerken, bu geçen bir yılda, gelişme yerine, geriliyor mu? Bazen doğru bilgi, bilim diye saçma sapan düşünceler anlatılıyor. Bunu “ kaynaştırma öğrencileri” içinde hala yapanlar var.
Bunun için diyorum ki, bilimi, dini anlatırken; insafla, vicdanla, akılla, beyinle, gönülle de düşünmeli. Bu konu hakkında uzman kişilerin doğru görüşleri alınmalı. Bilim ve hak din İslam adına saçma sapan konuşmamalı, yazmamalı. Bilmiyorsan, bir bilene danışmalı, sorup, öğrenmeli.
“ Öğrencileri, çocukları, gençleri tüm olumsuzluklardan korumalı. Yıkıcı eleştirel yargılayıcı, aşırı detaycı, gerilimci, saldırgan, katı, bozuk insan yetiştirmemeli. Çabuk etkilenen, alıngan, ısrarcı, dengesiz, ölçüsüz, bozuk insanlar yetiştirmemeli. Çok hırslı, makam ve mevki peşinde koşan, kişisel çıkar için her normu çiğneyen, insanlar yetiştirmemeli. Asi, küfürbaz, sövgücü, argo konuşan, kolay incinebilen, melankolik, tutkulu, kıskanç çocuklar yetiştirmemeli. Asosyal, çok şüpheci, istismarcı, hain, kalleş, kahpe, alçak, düşman, cani insanlar yetiştirmeli. Soğuk, insanlara uzak duran, duygudan, gelişmeden uzak insanlar yetiştirmemeli. İnsanlara kötülük, çirkinlik, yanlış yapan; suç, günah işleyen insan yetiştirmemeli. Endişeli, kaygılı, otoriteye gereksinim duyan, alıngan, bozuk yapılı, kötümser, karamsar, tutarsız insan yetiştirmemeli. Kararsız, tutarsız, güven vermeyen, güvenilmeyen, kontrolsüz çocuk, genç, insan yetiştirmemeli.
Çalışmaktan sıkılan, iyi, yararlı iş yapmayı sevmeyen, pis işlere eğilimli insan yetiştirmemeli. Düzensiz, savruk, hesapsız, kitapsız, gelişmeyi sevmeyen, insan yetiştirmemeli. Abartan, yalan söyleyen, iftira atan, başkalarına zarar veren, dengesiz, ölçüsüz insan yetiştirmemeli. Sabırsız, şımarık, gösterişe özenen, dikkati dağınık, maymun iştahlı insan yetiştirmemeli. Fikirden- düşünceden pay almayan; vatan, millet, devlet, din, iman, Müslüman, insanlık düşmanı yaratıklar yetiştirmemeli. Anarşist, şiddetçi, terörist, katil, katliamcı hayvan altı yaratıklar yetiştirmemeli. Başkalarını ezen, hak hukuklarını gasp eden, hak- hukuk tanımayan, zorbalar yetiştirmemeli. Sert, kaba, şiddet gösteren, müdahale etmesini beceremeyen insanlar yetiştirmemeli. İnsan ve hayvan, doğa haklarına saygısı, sevgisi olmayan, zavallı varlıklar yetiştirmemeli. Kavgacı, şiddetçi insan yetiştirmemeli. Ağırkanlı, aceleci, pasif- edilgen, zorlayan, dayatan, baskıcı, öfkeli, kızgın, bastıran, savaşçı, edepsiz, ahlaksız varlıklar yetiştirmemeli. Bunun içinde önce bizler olumsuzluklardan arınmalıyız.
Zararlı ve kötü alışkanlıklar edinilmesinin önüne; eğitimle, öğretimle, takıp etmekle geçilmeli. Kumar, içki, alkol, bağımlılık yapan uyuşturucu gibi zararlı, kötü, çirkin davranışlardan; bilinçlendirerek, korumalı. Bunlar okullarda, camilerde öğretilirken, filimlerde, sinemalarda, sosyal medyada reklam ve tanıtım, özendirme asla yapılmamalı. Ülkemizde ve toplumda çelişkiler, tutarsızlıklar yaşanmaktadır. Bir yerde zararlı, kötü, bozuk davranış olarak sergilenirken; tiyatro, sinema, filimlerde özendirilmektedir. Devlete bu tip filimlerde destek teşviki vermekte, kendi televizyonlarında göstermektedir. Kötülükler, sağlığa zararı olanlar, çirkinlikler, hayâsızlıklar, edepsizlikler, ahlaksızlıklar tümü ile yasaklanmalıdır. On yıl öncesine kadar; içki, alkol, kumar malzemesi, tütün gibi zararlı maddeleri, devletin kendi üretiyor, pazarlıyor, satıyordu. Hasta olanlara bira öneriyor, askerlere bedava sigara veriyordu. On yıl kadar önce sigara ve içki- alkol üretimi özelleştirildi. Dünya ülkeleri de aynen böyle yapıyordu! Yanı bu insanların kötü, zararlı, çirkin, sağlıksız olmalarında devlet yöneticilerin ve kapitalistlerin payı büyüktür!
İnsan, hak, hukuk, doğruluk, dürüstlük, düzgünlük, sosyal adalet, hakkaniyet, İslam ahlakı, edep, hayâ, maddi ve manevi tertemiz olmalı. İyi yetişmiş gençleri, insanlığa kazandırmalı. İyi karşıt cinslerle evlendirmeli. Nesli şahane, harika şekilde oluşturmalı. Tanıklar karşısında İslam inancına uygun evlenmeler yapılmalı. Helal olanlarla nikâh yapılmalı. Nikâh ile çoğalmalı. Güzel kuşaklar elde etmeli. Eğitebileceğimiz kadar nesil sahibi olmalı. Dünyada ve ahirette rezil rüsva, kepaze, perişan olacak nesiller elde etmemeli. Evlenmek, hem farzdır hem de sünnettir. Allah cc. Evlenmemizi istemektedir. Hayâ sahibi olarak evlenmeli. Namuslu, iffetli eşlerle evlenmeli. Hayâsızlık, arsızlık, utanmazlık, müstehcenlik içinde çirkin duruma düşmemeli.
Hayâ; “ utanma, arlanma, ar etme, namuslu, iffetli olma, çirkin ve kötü durumlardan uzak durma demektir.” Edep sahibi olmalı. Edep olmazsa, insan olunmaz. Hayâ olmazsa, insan olunmaz. Hayâ, edep sahibi kişiler, haram işlemekten uzak durur.
Peygamberimiz sav. Buyuruyor: “ Bu üç davranışı yapan müminin imanı olgundur. Ailesine hizmet etmek, fakirler ve yoksullar arasında oturmak, işçileri arasında yemek yemek!”
Çocuklarımızı, gençlerimizi, öğrencilerimiz şu güzelim nitelikli, yararlı şekilde yetiştirelim. Olumlu, rol model, en ideal örnek olacak şekilde yetiştirelim. Ciddi, disiplinli, başarılı, en yüksek ve güzel ahlaklı, edepli, hakkaniyetli, dürüst, olgun, adil, doğrucu, mükemmelci- yetkin, etkin, işinde sorumluluklarını yerine getiren şekilde yetiştirelim. Ödev, görev, sorumluluk, yükümlülüklerini yerine getiren, işinde sebat eden, çalışkan insanlar yetiştirelim. İşini özenle, titiz şekilde yapan; ilkeli, prensipli, kurallı olan gençler yetiştirelim. Aklı doğru kullanan; ölçülü, dengeli, hassasiyetli, hesaplı hareket eden millet yetiştirelim. İstikrarlı, intizamlı, nizamlı, düzenli, işi en iyi şekilde tamamlayıcı halklar yetiştirelim. Planlayıcı, tasarımcı, projeci, programcı insanlar yetiştirelim. Çözümleyen, sistemli çalışan, pedagoji bilen ve uygulayan öğretmenler, imamlar, akademisyenler yetiştirelim. Yenilikçi, değişimci, araştırma- geliştirme yapan, algoritmalı, bilimi, tekniği, reformu, inovasyonu en güzel şekilde kullanan milletler yetiştirelim.
Ülkemizde ve dünyada ideal boyutta yararlı, iyi insan yetiştirilememektedir. Bunda kötü
Yönetimlerin ve ailenin payı çok büyüktür. Bizler, donanımlı müminler olarak, Allah’ın dinine, bilime uygun; şahane, harika insanlar yetiştirmeliyiz. Sevgi, saygı dolu saygın insanlar, hak merkezli bilinçli müminler, duygulu olgun insanlar yetiştirmeliyiz. Sıcakkanlı, ilgili, sıcak ilişkili, dışa dönük sosyal insanlar yetiştirmeliyiz. Samimi, sanatkâr, sanatçı, meslek insanı, kültürlü insanlar yetiştirmeliyiz. Şefkatli, merhametli, acıyan, müşfik insanlar yetiştirmeliyiz. Sempatik, işini, görevini seven, harikulade insanlar yetiştirmeliyiz. İletişim kurmasını beceren, eksiklerini tamamlamak için yaygın öğretim yapan, kurs ve seminerlere giden, çokça kitap okuyan beyinler yetiştirmeliyiz. Güçlü, sağlıklı, sportif, zararlı ve kötü alışkanlıkları olmayan, maharetli insanlar yetiştirmeliyiz. Kadınımız, kızımız, gencimiz, erkeklerimiz atılgan, etkin, yetkin, girişimci, sportif, mücadeleci, korkusuz, kahraman, cengâver olmalı. Vatan, millet zora düştüğünde ileri atılmalı. Yurdunu bırakıp, kaçmamalı. Milletini yalnız bırakan korkak, pısırık, hımbıl, silik, pısırık olmamalı. Çalışkan olmalı. Başkalarına el avuç açmamalı. Arkadaşlarını, dostlarını, milletini, ümmeti yalnız bırakıp, kaçmamalı. Her konuda cefakâr, fedakâr, özverili, yardım edici olmalı.
Müslüman, başarılı olmalı. Geçimini kendi sağlamalı. Öyle burka çuvalına girip, başkalarından yardım dilenmemeli. Çarşaf denilen, eski zamanın giysisine sarılıp, bedeni hareketsiz kılmamalı. Şalvar, cübbe, sarık takıp, atıl duruma düşmemeli. Bazı dini grup denilen kesimler, sadece bunları örtünme, tesettür kabul edip, başka giyimleri örtünme kabul etmemektedir. Eski zamanın koşullarına göre o örtünme biçimi, şekli vardı. Artık insan gelişme halindedir. Şimdi daha sportif, hareketli, atılgan, becerikli olabilecek, tesettür kıyafetleri vardır. Tesettürün şekli değil, işlevi önemlidir. Örtmeli. Dar olmamalı. Şeffaf olmamalı. Bağda, bahçede, işyerinde, sporda, sokakta hareketi kolaylaştırmalı. İnsanlara eskiyi dayatanlar, dinden habersiz, bilgisiz, bilinçsiz, bağnaz kişilerdir. İşte Afganistan’da Taliban terör örgütü 2021 yılı Ağustos ayında yönetimi ele geçirdi. Sokakta makyaj yapan, saçı görünen kadınları vurarak, öldürüyor! Kız çocuklarını okullardan eve gönderdi. Kadınların çalışmasını yasakladı. Bunu da İslam adına yapmaktadır. Suudi Arabistan’da da kadınların otomobil kullanmasına 2 yıl önce izin verildi. İran ise zaten Müslümanların yararına iş yapmaz! Müslüman düşmanıdır. Körfez ülkeleri de PKK terör örgütüne destek vermiştir. Bu yıl aramız düzelmeye başlamıştır.
Bilimsiz, akılsız, zekâsız, hak din İslam, doğru anlaşılmaz. Anlaşılmamaktadır.
Hak din İslam, sağduyulu akıl, zekâ, mantık, bilim işletilmeden, doğru anlaşılamamaktadır.
Bilgi, ilkim, bilim deyince; tüm doğru bilgiler birlikte kullanılmalıdır.
Müslüman, başarı ve kariyer odaklı çalışmalı. Yarışmacı olmalı. Başarmak için bilimsel ve dinsel her ne gerekiyorsa, yapmalı. Hedeflerine kilitlenmeli. Olumsuz duygu, niyet, düşünce, eylem taşımamalı. Kendine güzelliği engel yapmamalı. Popüler olmalı. Diploması, siyaset bilmeli. Bilgiyi uygulayabilmeli. Bilgiyi nerede bulacağını, öğrenmeyi, öğrenmeli. Pratik olmalı. Azimli olmalı. Üretken olmalı. Çalışkan olmalı. çağa ayak uydurmalı.
Müslüman, birey olarak kendine ve aile halkına sahip olmalı. Başıboş, serseri, ahmakça takılmamalı. Sıradan insan olmamalı. Aşırılık içine düşmemeli. Gerilik içine de düşmemeli. Sanatsal, bilgisel, mesleksel olarak ilerleyip, yükselmeli. Estetik bakış sahibi olmalı. “Allah cc. Güzeldir, adildir, beceriklidir; kendine Subûti sıfat olarak benzeyenleri sever.” Bu tümceyi yanlış anlamamalı. Çarpıtmamalı.
Müslüman, doğal olmalı. İçten olmalı. Samimi olmalı. Dost canlısı harika ve harikulade insan olmalı. Olgun olmalı. Müslüman, sahici, gerçekçi, doğrucu, hak ve hakikatçi olmalı. Gidip de hain alçaklara, kahpe katillere, merhametsiz düşüklere uymamalı.
İçe dönük, asosyal, pısırık, hımbıl, tembel, ilkel, bozuk, aşırılık, gerilik, geri zekâlı kesinlikle yapmamalı. Düşünme biçimlerini yazmıştım. Bu düşünce biçimlerini kullanabilmeli. Kısır, sarmal, zararlı düşünce üretmemeli. Analitik düşünmeli. Derin ve kapsamlı düşünmeli. Araştırma- geliştirme yapmalı. Objektif olmalı. Sorgulayıcı, soruşturucu olmalı. Kavramları, deyimleri öğrenmeli. Arşiv edinmeli. Bilgileri nereden, nasıl öğrenebileceğimizi bilmeli.
Peygamberimiz sas. Buyuruyor: “ Hiçbir baba, evladına, güzel terbiyeden daha kıymetli bir bağışta bulunmamıştır.”
Lokman Suresi 13. Ayet: “ Hani Lokman, oğluna öğüt vererek, şöyle demişti: “ Yavrucuğum! Allah’a ortak koşma! Çünkü Allah’a ortak koşmak, elbette büyük bir zulümdür.”
Kehf Suresi 23- 24. Ayet: “ Allah’ın dilemesine bağlamadıkça ( inşallah demedikçe- Allah dilerse) hiçbir şey için ‘bunu yarın yapacağım’ deme!”
Müslüman, her işini, görevini bilim ve tekniğe en uygun şekilde, özenle, dikkatle, sağlam, dayanıklı yapar, yapmalıdır. İnsanlara, hayvanlara güven vermeli. Emniyetli olmalı. İşine sadakatle bağlı olmalı, sebat etmeli. İşinin inceliklerine meraklı olmalı. Veri depolamalı, kendini geliştirmeli. Okuldan mezun olduğu gibi olduğu yerde kalmamalı. Tedbirli, önlemli, tutumlu, kararlı, tutarlı olmalı. İşinde titiz olmalı. Düzen, nizam, intizam içinde bulunmalı. Tüm olasılıkları- ihtimalleri gözetmeli. Herkese sırrını açıklamamalı. Zaten sır açıklanmaz. Sırrını açıklayan; köle olur, rezil, rüsva, perişan olur.
Müslüman, yeniliğe açık olur. Her an gelişme, değişme, yükselme, ilerleme halinde olur, olmalıdır. İcat etmeli. Keşfetmeli. İnovasyon, algoritma yapmalı. Hareketli olmalı. Yer yerinde oturmamalı. Girişken, atılımcı, beğenilen, bilim ve keşiflerle yeniliklere açılan olmalı. Önde olmalı. Dışa dönük, sosyal çalışmaları olan, kültürel etkinlikte bulunan, önder, lider yönetici olmalı. Deneyim sahibi olmalı. Kurs, seminerlere her zaman katılmalı. Çok düşünceli, tartarak konuşmalı. Seyrek, anlaşılır, etkin, anlaşılır konuşulmalı. Herkesin bilgi ve anlama düzeyine uygun konuşmalı. İnovatif yapıcılıkta olmalı. Hayal etmeli. Hayalleri gerçeğe dönüştürmeli. Neşeli, sevinçli olmalı. Çalışmaktan zevk ve keyif almalı. İyimser olmalı. Heyecanlı olmalı. İş yapmada pratik olmalı. Becerikli olmalı. Uyuşuk, hımbıl, tembel asla olmamalı.
Müslüman, lider yönetici olmalı. Önder yönetici olmalı. Lider yönetici niteliklerini kazanmalı. Ülkemizde 20 yıldır Başbakan ve Cumhurbaşkanı olan Recep Tayyip Erdoğan’ı örnek almalı. Tüm engellemelere, iç ve dış düşmanlara rağmen ülkemizi kalkındırmayı başarmaktadır. Bunu Adnan Menderes, Turgut Özal da Başbakanlığı döneminde yaptı. Necmettin Erbakan ise düşmanlarına erken yenildi.
Ülkemizde hain, alçak, kahpe, kalleş, katil, hırsız çok fazladır. Dünyadaki, yüzlerce ülkenin, ülkemizde taşeron alçak hain elemanı vardır. Bu kahpelere karşı mücadele edecek insanları yetiştirmemiz gerekir. Akıllı, zeki, bilgili, yetenekli, becerikli, takım çalışması yapan lider yöneticiler yetiştirmeli. Cesur, korkmayan, cömert, koruyan, eğilmeyen öğrenciler, liderler, insanlar yetiştirmeli. Mücadeleci, dobra, mert, yiğit, kahraman liderler, insanlar yetiştirmeli. Girişimci, kolay iletişim ve diyalog kuran liderler yetiştirmeli. Şu anda Erdoğan Cumhurbaşkanımız bir hafta içinde 85 tane kadar devlet başkanı ile görüştü. Yüz yüze görüşmeler yaptı. Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşı önleyici barışçı görüşmeleri yapıyor. Avrupa Birliği, Birleşmiş Milletler, İslam İşbirliği Teşkilatı gibi kurumların yapamadığını, yapıyor. Öte yandan da içteki alçak kahpe hainler, yıkmaya çalışıyor.
Sakın, derinden, yaygara yapmadan, çalışmalı. Olumlu, başarılı çalışmalar yapmalı. Olumsuz, yıkıcı, bozguncu, felaket tellalı olmamalı. Uyumlu olmalı. Başarana katkı sunmalı. Barışçı olmalı. Barışçıl olmalı. Arabulucu olmalı. Yumuşak huylu, güven veren olmalı. Huzur ve mutluluk kazandıran olmalı. Bütünleştirici olmalı. Bölücü, ayrımcı, parçalayıcı alçak konumunda olmamalı. Çatışmaktan uzak durmalı. Yargılayıcı, çok eleştirici, fitne, fesat, nifak çıkarıcı olmamalı. Esnek olmalı. Katı kurallı olmamalı. Sabırla çalışmalı. İşleri akışına da zamanı geldiğinde bırakan, rutin işlerde yapan olmalı. Halkın ve Hakk’ın sevmediği işler yapmamalı.
Sapık sapkın sapan azgınlar; batıl, küfür, hukuksuz inanışları yüzünden öldürürken, ölürken, çatışırken, Müslüman hak davasını anlatmakta, söylemekte, yazmakta sessiz, lal, tembel, uyuşuk, ilgisiz, bilgisiz, hımbıl kalmaktadır! Bu duruma çok üzülüyorum. Bu konu hakkında özel bir söz yazmak istiyorum:
“ Sözün kıymetini lal olmadan! Ekmeğin kıymetini, aç olmadan! Aşkın kıymetini hiç olmadan öğren!”
İmam Gazali diyor ki: “ Çocuklar, anne ve baba elinde emanettir. Temiz toprak gibi ona ne ekersen, onu alırsın. Mum gibidir. Nasıl şekil verirsen, öyle olur. Hamur gibidir, istediğin şekle girer. Kötü yetiştirirsen, bela olur. İyi yetiştirirsen, insanlığa ve size yararlı olur. İki âlemde huzurlu, mutlu yaşar.”
İbn-i Sina diyor ki: “ Çocukta, ruh, beden, akıl, bilgi eğitimi beraber verilmelidir.”
Müslüman, inşallah der ve – meli, - malı takılarla tümce kurmamalı. Bunu yapmalıyım, öyle olmalıyım, başarılı olmalıyım, dememeli. Yapacağım, olacağım, edeceğim, başaracağım, diyerek kesin irade ile kararlılık ve tutarlılık göstermeli.
Olumsuza odaklanmamalı. Müslüman olumsuz, negatif olmaz, olmamalı. Yapamayacağım, bitiremeyeceğim, dememeli. Yapacağım, bitireceğim, başaracağım, demeli.
Olumsuza değer, önem, kıymet vermemeli.
Bilmeden, araştırmadan, kötüye, olumsuza, çirkine, zararlıya, zarar verene balıklama atlamamalı! Vatan, millet, devlet, bayrak, din- iman düşmanlarına bir milimetre bile maddi, manevi anlamda yönelmemeli, evrimleşmemeli, eğilmemeli, yönelmemeli.
Başarıyı, hak ve hakikati önemsemezlik asla yapmamalı.
İnsan kendi için olumsuz tanımlamalar yapmamalı. Müslüman olumsuz, negatif, zarar- ziyan veren olmaz. Verenlerden uzak durmalı. Hukukça mücadele etmeli.
Felaket senaryoları hayal edip, dillendirmemeli. Başarı, iyi, güzel, yararlı, değerli senaryolar oluşturup, icra etmeli. İnsanlığı, varlığı kurtarmalı. Kaygı ve korku içine düşmemeli.
Olumsuz duygu, niyet, düşünce, eylemler taşımamalı.
Huzursuzluk, mutsuzluk, korku, kaygı, endişe, gerginlik, sinirlilik, karamsarlık, kötümserlik, yoğun üzüntü, çaresizlik, çözümsüzlük aşılamamalı. Bugün ülkemizde bunu yapan İslam dini ne değer vermeyen insanlar, gruplar vardır. Bu olumsuzlukları yoğun şekilde yapmaktadır.
Müslüman, unutkanlık yapmaz. Yazar, kaydeder, tekrar eder, anlatır. Dikkatsiz, umursamaz olmaz. Düşüncelerini blok şekilde saklar. Konsantrasyon, performans kaybına uğramaz. Dikkatini dağıtmaz. Boş ve zararlı işlerle ilgilenmez. Toparlanmasını becerir.
İslam dini ve Müslümanlık, Allah’ın sınırsız, hadsiz, hudutsuz ilminin tecellisidir. İlmi, bilimi, bilgiyi, İslam dinini öğrenip, yaşam tarzı yapmak; iki âlemde bizi, insanlığı huzura, mutluluğa eriştirir.