İnsan, insanlıklı insan, insaniyetli insan, insancıl insan olamayanlar; İslam da olamamışlardır! İslam olan, hak mümin ve olgun Müslüman olur. İnsanlara, her varlığa iyilik, hayır, hizmet eden olur. Âlemlerin Rabbi olan Yüce Allah’a da kulluk görevlerini, peygamberimizin yaptığı gibi yapar. “Öyle her pisliği isteyerek yapacaksın! İslam dışı davranışları isteyerek, tasarlayarak, planlı, programlı, projeli yapacaksın; bir de İslam, mümin, Müslümanlığı pis işlerine alet edecek, istismar edecek, suiistimal edeceksin! Öyle yağma yoktur.” İslam dininin ilkeleri, kuralları, şartları, kaideleri, düsturu kesin olarak belirtilmiştir. Hak ile batıl, Kur’ân-ı Kerim ile açık, net olarak birbirinden ayrılmıştır. Peygamberimiz Kur’ân ile yaşamıştır. Gerçek İslam, mümin, Müslüman olanlarında böyle olması gerekir. “Hak, hukuk, doğruluk, dürüstlük, adalet, güzel ahlak, edep, hayâ, İslam ve ilmin fazilet değerleri ile yaşamalı.” Yaşamasa, bugün dünyada İslam dışı davranışta olan adilerin, canilerin, katillerin, katliamcıların, vahşilerin, barbarların, eşkıyaların, anarşistlerin, korkunç dehşet veren yaratıkların yaptığını yapar! Onlarla birlikte hareket eder. Bir şekilde destek verir! Zalime destek veren, onların günahına ortak olur. Zalimle ittifak içine giren, müttefik olan, onlarla haşrolunur.
Artık hak da batılda, küfürde apaçık bellidir. Hakkın sınırları- hudutları kesin çizgilerle belirlenmiştir. Hakkın sınırları dışında kalan her pislik batıldır, küfürdür, sapıklıktır. Bunları yapanlar, adi birer aşağılık varlıktır! Düne, bugüne bakınız. Batıl, küfür, tağut, pislik içinde olanların yaptıklarını akl-ı selimle- sağduyu ile doğru düşünce, bilgi ile değerlendiriniz. Akıllıca, zekice, hakça değerlendiriniz. Böylece hak ile batılın farkını fark edeceksiniz. Hakça yaşayanlarla, batılı yaşayanların arsındaki farkı fark edeceksiniz. Edemeyenlerin zaten insanlıkla ilgisi- alakası yok demektir.
Olgun insan olmak, İslam olmaktır. İnsan, İslam olunca; mümin ve Müslüman olur. İnsanın yaratılışına uygun en güzel din, düşünce, inanç, yaşam tarzı; İslam dinidir. İslam her şeyi ile İlahi, hak, dosdoğru, gerçek, yaratılışa uygun bir yaşam biçimidir. İslam dininin esas kaynağı, âlemlerin Rabbi olan Yüce Allah’tır. Allah’ın iradesi, sözünü kabul etmeyip; zalim, sapık, katillerin sözüne uyanları, izinde gidenleri, Allah’a havale ediyorum. İslam dinini peygamberimiz gibi yaşamayıp, sapık serseri akılsızların peşine gidenleri; onları önder, öncü, lider, rehber- kılavuz kabul edenleri Rabbim olan Yüce Allah’a havale ediyorum. Kör ve azgın nefsine, İblis denen şeytana uyanlardan; akıllı, zeki, güzel insan çıkmaz, çıkmamaktadır.
Şunu da unutmamalı: “ İnsan bir sınavda- imtihandadır. Bu imtihan İslam dininden çıkan sorulardan olacaktır.” İnsan yaptığından ve yapmadıklarından sorguya çekilecek. Mahkeme edilecektir. İnsan öyle başıboş, çayıra yayılan sığır misali bırakılmamıştır. Çayıra bırakılan sığırın bile bir sınırı- hududu vardır.
Her insan, gücü, etkisi, yetkisi oranında hesaba çekilecektir. Hiç kimseye kaldıramayacağı yük, sorumluluk yüklenmemiştir. Ama insanın gerçek kazancı, kazanımı sadece İslam hayatı olmaktadır. İslam dışı hayat bir kayıp, zarar, ziyandır. İnsan gaflette olabilir. Gerçekleri, doğruları anlamamış ve ya duymamış olabilir. Bizde bunun için çalışıyoruz. Duyurmaya, öğretmeye, eğitmeye, açıklamaya, anlatmaya, güzel örnek olmaya çalışıyoruz. Hiç kimsenin zarar, ziyan, kötülük görmesini asla istemeyiz. Ama kötülük, zarar, ziyan yapanlarında, hak hukuk karşısında hak ettiğini görmesini isteriz. İstemezsek, dünya yaşanılmaz kılınır. İnsan her zaman uyarılmalı. Dikkati çekilmeli. Bilgisizlikten, cehaletten, cahillikten kurtarılmalı. Aklını doğru kullanması öğretilmeli. Kur’ân ışığından ve peygamberimizden yararlandırılmalı.
İnsanın var olması ile bir hizmet, iyilik, güzellik, yararlılık, kulluk bilinci oluşturmalı. İnsan temiz ve günahsız olarak dünyaya gelmektedir. Bu temiz ve günahsız olma durumu bozulmamalı, bozdurmamalı. İnsan her güzel varlığa hizmeti görev bilerek davranmalı. Pişman olacak, keşke olmasaydı, diyecek durum içine düşmemeli. Düşülürse, hemen çıkılmalı. “Allah cc, peygamber, din- iman algısı doğru oluşturulmalı. Doğru öğrenim, eğitim almalı.
Bugün din adına etkinlikte bulunan pek çok İlahiyatçı yanlış algıyı bilerek oluşturmaktadır! Zalim, münafık, müşrik, kâfir olan gâvurların değirmenine su taşımaktadır! Bozuk felsefe, sapık ideoloji, materyalist görüşlerle din anlatmaya çalışan pek çok İlahiyatçı zalim vardır. İnsanlardaki İslam inanç ve yaşayışının bozulmasına çalışılmaktadır.” Bu bir iç ve dış proje olarak gerçekleştirilmektedir. Ülkemizde 250’den fazla cemaat vardır. Bunların liderlerinin 72 tanesi satın alınmış, kurgulanmış, kullanılmaktadır! Tarikatların pek çoğu da böyledir. Sapık, sapıtmış, dinsiz, imansız, Allah tanımaz, bozuk ideoloji ve felsefeler, zaten din ile iman ile ilgili değildir. Bunlara bilinçli şekilde bağlananların tümü de materyalizmin gereği; din, iman, Allah düşmanıdır. Emperyalizmin, Siyonizm’in, küresel şer odakların değirmenlerine su taşımaktadırlar. Bunları çok iyi tanımalı. Uzak kalmalı. Mücadele etmeli. Ülkemizdeki her pislik, ideolojiler, ırkçılık, katliamlar, bozuk felsefeler bu adi düşmanların planlarının uygulamasıdır. Siyasi partilerin, sol ve dinci örgütlerin, ırkçı örgütlerin, terör örgütlerinin tümü bu düşmanlar tarafından oluşturulmuştur. Halkı kandırmak, aldatmak için her boyaya girmektedirler. Hepsinin canı cehenneme!
İslam lekesiz, temiz, arı, duru, ilahi niteliklidir. Hiçbir felsefi ve ideolojik bozukluğu kabul etmez. “İslam dini bir bütündür. Bütünlüğüne zarar verecek hareketleri kabul etmez.”
İslam dini, akıl ile doğru duygu, düşünce, fikir ile insaf, vicdan ile dosdoğru düşünmeyi emreder. İnsanın aklını doğru kullanmasını öğütler. “İslam, tevhit dinidir. Tevhit inancı olmayan görüş, felsefe, ideolojilerle en başta hiçbir yakınlığı olmamaktadır.” En güzel, onurlu şekilde yaratılan insan, en güzel şekilde davranmak durumundadır. İnsan, İslam ile davranmadığı sürece zarar- ziyan içindedir. Kurtuluşu da yoktur.
“Gerçek akıl sahibi İslam dinini benimser. Zira akıl; bilgiyi, analiz etmeyi, sabırlı ve doğru davranmayı, insafı, vicdanı, merhameti öğütler.” Bugün aklı doğru kullanmayanlar, doğru ve gerçekleri algılayamamaktadır! Aklını doğru kullanmayanlar, her pisliğe bulaşmaktadır! İyi, güzel, doğru hareket etmez, etmemektedir. Güzel ve yararlı fikir sahibi olamaz. İnkâr edenlerin hiçbir geçerli değeri yoktur. Onlara asla aldanmamak gerekir. Kur’ân ve İslam dinini kabul etmeyenden, hiçbir değer çıkmaz. “İslam dinine sadece inandık, demekle kurtuluş olmaz. İnandığı hak değerleri samimiyetle yaşamak gerekir.”
Bugün insana, en çok ne istersin, diye sorduklarında, verdiği yanıt; “özgürlük ve zenginlik isterim,” demektedir. Bu ikisini de azgın nefsinin, şeytanın istediklerini yapmak için arzu etmektedir. Bu bir sapıklık, materyalist, sorumsuzluk anlayışıdır. İnsanın milli- yerli hak değerleri olmazsa, manevi ve dini hak değerleri olmazsa, böyle bir gençlikten, insandan hiç kimse iyilik, güzellik, yarar, hayır görmez. Kendide, kendinden hayır ve yarar görmez. Sapıkların aşıladığı, dayattığı dinsizliğe, ahlaksızlığa düşmemeli. Kurduğu hilelere, tuzaklara düşmemeli. İnsanda din- iman, ilim fazilet değerleri olmalı. Allah’a kulluk etmeli. Varlığa iyilik, hizmet, infak, yararlı olma içinde olmalı. Hakka hakikate isyan etmemeli. İnkârcı olmamalı. Allah’ın ve varlıkların hoşnutluğunu mutlaka kazanmalı.
Müslüman ihtilal yapmaz. Fitne, bozukluk, bozgunculuk, anarşi, terör çıkarmaz. Eşkıyalık yapmaz. “Müslüman ıslah eder- iyileştirir- düzeltir, düzene koyar.” Bugün Arap ülkelerinde ve diğer ülkelerde ihtilalla, halk ayaklanması ile krallık yönetimlerini değiştirmek için ayaklananlar, şimdi eskisini bile bulamamaktadırlar! Ülke harap, harabe, berbat oldu! İnsanlar katledildi! Ülkelerini bırakıp, sığınmacı olarak başka ülkelere kaçtılar!
“İslamcı ideolojiye sahip olanlar; ihtilalcıdır, kanla devrim yapmak istemektedirler! Bunların komünist anlayıştan farkları yoktur. Seçimlerle de hep solcu- komünistlerle ittifak, müttefik, ortaklık yapmaktadırlar. Zira dincilik, dini istismardır. Dindar olmak değildir. Dinci olmakla, dindar olmak çok farklı kavramlardır. Dinci, dini kullanır. Samimi dindar değildir. Dindar, dini samimiyetle yaşar.
“Ülke yönetimlerini kanlı ayaklanma, isyan, ihtilal ile değiştirmek isteyen; İran, Libya, Mısır, Cezayir, Yemen, Suriye, Habeşistan, Sudan, Irak, Afganistan, Pakistan, Çeçenistan, Myanmar ihtilalcıları, ayaklanmacıları İslamcı idi. İslam dinini kullanarak, İslamcılık ideolojisi ile hareket ederek, insanlığı mahvettiler.
Bugün İslamcılar, emperyalizmin, Siyonizm’in maşası olarak kullanılmaktadır! Bu Filipin içinde böyleydi. Rusya içinde, Çeçenistan ayaklanması, silahlı mücadelesi vermesi de böyleydi. Sonuç: İslam olan, mümin ve Müslüman olanlar, 20 milyon insan kaybetti! 65 milyondan fazla Müslüman sakat- engelli oldu! Kentleri, ülkeleri harabeye döndü! 68 milyon insan ülkelerini terk ederek sığınmacı- mülteci oldu. Sığınmacılar, dünyanın nüfus itibarıyla 22. Ülkesi kadar nüfus kalabalığına sahiptir. Şimdi oralarda İslam dini yaşanacak bir imkân, ortam, durum kalmadı. Sefil, perişan, rezil oldular!”
“Irkçılık yapan halkların sonları da aynı, benzer olmaktadır! Irkçılıkta bir ideolojidir. Nasyonal sosyalizmdir. Faşizmdir. İnsanlığı mahvedip, yok etmektedir! ” Zorla iş olmaz. Hakça, ilimle bir öğretim, eğitim ile güzel, iyi bir yönetim getirilir. Ülkelerde imarlı, bayındırlı, iskânlı, iyi, güzel, şahane olur. Zorla eşek bile suya gitmiyor! Zorbalıkla güzel işler olmuyor.
İdeolojik davranan herkes yanlışlık, hata, bozukluk, sapıklık içindedir. İdeolojilerin tarihleri, bir bütün olarak; adi, alçak, katil, serseri, dehşet, vahşet, barbarlıklarla doludur! Kapitalizm, sosyalizm, komünizm, faşizm, liberallik ve alt ideolojiler; insnalık tarihinin en berbat katliamlarını, zalimliklerini yaptılar, yapmaktadırlar! “İlimden, İslam’dan, doğru akıldan, mantıktan, sağduyudan, makul olmaktan ayrılmamalı. Allah’ın emrettiklerini yapmalı. Yasakladıklarından sakınmalı. İslam dinini, peygamberimiz örnek alarak samimiyetle yaşamalı. Maddi manevi anlamda tertemiz olmalı. Bunları başardığımızda olgun, temiz insan, mümin, Müslüman oluruz. Hak, hukuk, doğruluk, dürüstlük, adalet, güzel ahlak, edep, hayâ, nezaketten ayrılmamalı. Vatan, millet, devlet, memleket, bayrak, özgürlük, bağımsızlık inancı, sevgisi, bilinci taşımalı.” Aksi halde dünyanın en adi insanlarına uydu, uşak, bekçi, zalim oluruz. Bizden söylemesi!