Bir insanın gerçek anlamda dosdoğru, hak mümin hakiki Müslüman olması için; önce gerçek ilim ve İslam dini sahibi olması gerekir. İnsan bilmediği bir inancı, düşünceyi, olayı yaşayamaz. Önce bilmek gerekir. Bilmeden olmaz, yaşanılmaz. Bunun içindir ki, Kur’ân’ın ilk ayeti; “Oku!” Olmuş. Daha sonra “yaz” denmiş. Yaşa, denmiş. Güzel örnek ol. Tebliğ et, güzel ahlaklı, edepli, hayâ sahibi olma öğütlenmiş. Allah’ın bilinmesi, peygambere uyulması istenmiş. Yapmamız ve yapmamamız gereken eylemler, davranışlar açıklanmış.

                Bir kere insanın iyi bir Müslüman olması için; iyi, samimi, güzel niyetli olma gerekir. Yaratılış amacını bilmesi, sorumluluk duygusunun yüksek olması, Allah’a tam teslimiyet gerekir. Vahiy öncelikli düşünmeli. Örnek alacağı ilk insan, peygamberimiz olmalı. “Hiçbir konuda Allah ve peygamberinin önüne başkalarını geçirmemeli.” Kur’ân’a ve peygamberimize sadık, bağlılık olmalı. Batıl, küfür, hurafe, zararlı, kötü niyet, duygu, düşünce ve eylemlerden sakınmalı. İslam dinine kalben, beyinden, fikir ve davranış olarak tam bağlı olmalı. “Yarım yamalak hiçbir işi yapmamalı.” İslam dinini en güzel şekilde yaşamaya çalışmalı. “Başkası ne der, diye düşünerek, haktan ve hakikatten kaçınmamalı.” İmanda bütün olmalı. İbadette farz, sünnet ve ek ibadetleri harfiyen yapmalı. İyi, güzel, hayırlı, yararlı işlere önem vermeli. Her işimiz samimiyetle özenle, dikkatle yapmalıyız. İslam dinine saygılı olmalı. İlmi davranmalı. Hak, hukuk, doğruluk, dürüstlük, adalet, hakkaniyet, güzel ahlak, edep, hayâ, insanlıklı olma, haddi, hududu aşmama, Rabbi unutmama, kendini sapkın yapmama gibi yüzlerce ilke yaşam tarzımız olmalı.

                “İslam dininin evrensel ilkelerine eksiksiz uymalı. Hak, hukuk, hakkaniyet, doğruluk, dürüstlük, adalet, güzel ahlak, edep, hayâ, iyi, güzel, yararlı, olumlu, gerçekçi olmalıyız. Bu değerlerden sapma gösterirsek; iyi mümin olamayız. Sapıtmış, sapkın, zararlı varlığa dönüşürüz. Ahlak sahibi; üstün, güzel ahlak sahibi olmalıyız. Aksi halde ibadetlerde bizleri kurtarmaz. Kötü, zararlı ahlak, ibadetleri silip, götürür!”

                Yaşantımız, Hakk’a, hakka, hakikate- gerçeğe uygun olmalı. Duyarlı olmalıyız. Her işimizi en kaliteli, verimli, stratejik plan programlı yapmalıyız. Lalettayin işler asla yapmamalıyız. Sadece Müslümanlara değil; hiçbir varlığa zarar, ziyan vermemeliyiz. Müslüman olmayana verilen zarar, iman ile ödenir. Bu durum çok daha kötü olur.

                Kendimize, her vücut bölümüne, organlarımıza sahip olmalıyız. Zararda kullanmamalıyız. “Bütün Müslümanlar kardeş, bütün insanlar karındaştır. Bütün varlıklar bizlere emanettir. Hepsini korumalı, kollamalı, gözetmeliyiz. Din kardeşliği tüm arkadaşlıklardan önde gelir. Müslüman, soy- sop iddiasında bulunmaz. Irkçılık, etnik kimlikçilik yapmaz. Batıla, küfre, tağuta, tuğyana, hurafeye düşmez.

                Müslüman doğru, gerçek olan her bilgiyi alır ve sahiplenir. Batıldan ve şüphelilerden sakınır. Dostu, düşmanı bilir ve de tanır. Boş laf söylemez. Boş, yararsız işlerle uğraşmaz. Aç göz olmaz. Tok gözlüdür. Hatada, yanlışta inat ve ısrar etmez. Dünyasını ve ahretini mamur, imar, bayındır yapmama azmi ile gayret eder.

                “Kur’ân, neye iyi, doğru, gerçek diyorsa, o iyidir. Doğrudur. Bizler dinimizin ibadetlerini yapmakla, varlıklara iyilik yapmakla sorumluyuz.” Hedefimizde; en iyi, en hayırlı, en efdal, en makbul, en güzel huylu, en yüksek ahlaklı olmalıyız. İman sağlamlığı, infakta cömert, hakça ibadet, sabır, sadakat, özveri, vefalı olmalıyız.

                “İslam imanı taşımalıyız. İmansız bir kişinin hiçbir işi, iyiliği kabul görmez. En üstün olanlar, Allah’a itaat edenlerdir. En iyi Müslüman, en güzel ahlak sahibi olandır. Allah’ın haramlarından sakınmak, en iyi olan davranıştır. “Takva mümin; haramlardan sakınandır.” Çok ibadet eden, değildir.”

                “Allah cc. ve peygamberinin emrini, öğüdünü yerine getirmeyenler; Allah cc. ve peygamberinin yolunda değildir. Sapıtmıştır. Sapkın olmuştur. İslam dininin birinci kaynağı; Kur’an-ı Kerim, ikinci kaynağı; sünnetlerdir. Sünnetler olmazsa, Kur’ân’ın pek çok ibadeti yapılamaz duruma gelir. Namaz kılamayız. Oruç tutamayız. Hac yapamayız. Zekât vermeyiz. Kurban kesemeyiz. Bütün bu farz ibadetleri peygamberimizden şekil olarak, biçim olarak öğreniyoruz.”

                Müslüman görev ve sorumluluklarını bilmeli. Gidip de İslam düşmanları ile işbirliği yapmamalı. Müttefik olmamalı, ittifak yapmamalı. Birleşmemeli. Onlara asla uymamalı. İslam dinine uymayan hiç bir söz ve davranış kabul görmez. Kur’ân ve sünnete sımsıkı sarılmalı.

                İyi Müslüman olmayı öğrenip, yaşamalı. Onun, bunun peşinde, izinde, yolunda asla olmamalı. Az da olsa devamlı ibadet ve iyilik yapınız. Asla hiçbir kötülüğün içinde katiyen bulunmayınız. “Ölüm gelinceye kadar Rabbine ibadet et ve de iyilik etmeyi sürdürünüz. Herkes yaptığının karşılığı ne ise eksiksiz görecektir.”

                Din olarak sadece İslam dini ile yetinmeli. Araya başka öğreti, ideoloji, sapkın felsefeler, putlar sokmamalı. Olgun bir mümin, iyi bir Müslüman, samimi bir dindar, Kur’an ahlaklı bir dindar olmalı. İlim sahibi bilge olmalı. Allah ve peygamberinin yolunda, izinde olmalı. “Allah’a inandım, itaat ettim ve dosdoğru mümin oldum, de. Müslüman, dosdoğru olmakla görevlidir.

                Unutmamalı! İslam dini doğruluktur, dürüstlüktür, hayırlı iş yapmaktır. İbadet yapmak, iyilik yapmaktır. En yüksek ahlaklı, edepli, hayâ sahibi olmaktır. Hakka, hukuka uymaktır. Kur’ân’da en çok güzel ahlaklı olmamız istenmiştir. “Müslüman, her konuda duyarlı, hassas, en iyi olmalıdır. Eğer olmuyorsa, ondan bir değer çıkmaz. Bugün ki, Müslümanların olduğu gibi!” bugün Müslümanlar, değer sahibi, meziyet, maharet, yetenek, beceri, ilim, bilim, teknik, teknoloji, azimle çalışma sahibi değillerdir. Bunun içindir ki, büyük çoğunluk çok perişan durumdadır. Ekmeğini, suyunu bile karşılayamamaktadır. Ekmeğini başkaları elinden almaktadır. Böyle Müslüman olmaz, olmamalı.

                İyi mümin olmak için dünya ve ahirette huzurlu, mutlu olabilmek için ilim ve İslam ile yaşamalı. Müminler olarak tek bir vücut gibi olmalı. Tasa ve kıvançta ortak olmalı. Birbirimize sahip çıkmalı. İslam birliğini, iman ve İslam ile çizmeli. Müslümanların sorunlarını çözme için çalışmalı. İnsanlığa karşı kin, nefret, intikam ile davranmamalı. Allah cc. rızasını kazanmak için infak etmeli. Cömert davranmalı. Sahip olduğumuz ilmi, insanlığın yararına sunmalı. Müslümanlar birbirini kıskanma, çekememe yapma yerine imrenmeli. Gıpta etmeli. İmrenmeli. Örnek almalı. Allah’ın emrettiği şekilde davranmalı. Aksi davranıp, zalim olunur. “Zalimler ve kâfirler cehennemdedir, bunu kesinlikle unutmamalı.”

                Bizler, mümin olarak çok bilgili, sanatlı, meslekli, yetenekli, becerikli, kâşif olmalıyız. İcatlar yapmalıyız. İnovasyon yapmalıyız. Değişim, yenilik, kalite, verim üretmeliyiz. Hiçbir varlığa haksızlık etmemeli. Zarar vermemeli. Müslümanlardan endişe duyulmamalı. Müslümanlara güven duyulmalı.

                “Takva müminler cennete gidecek, girecektir.” “ Takva, Allah sevgisi, saygısı, itaati, huy güzelliği, güzel ahlak, ibadet ve de en önemlisi haramlardan sakınmadır.” Müslüman, ağzına- diline, nefsine sahip çıkmalı. Azgın nefsine uyarak, hareket etmemeli. “İnsanlar bu gibi haram- yasak olan davranışlar yüzünden cehenneme girer. Kötü, çirkin, fena, zararlı, olumsuz davranış, iş, eylem, hal, tavır, davranış, hareketleri nedeni ile cehenneme girer.”

                “Takva; haramlardan sakınmadır.” “ Vera; şüphelilerden sakınmadır.” Bizler hem takva hem de vera mümin olmalıyız. Haram işlemekte, Allah’tan korkmalıyız. Allah sevgisi, saygısı, sorumluluk bilinci taşıyan kişiler; haram, günah işlemezler. Allah’ın her zaman bizimle beraber olduğunu asla unutmamalıyız.

Müslüman, Müslüman’ın din kardeşidir. Din kardeşliği, soy kardeşliğinden daha değerlidir. İnsan, karındaşına hainlik yapabilir ama mümin karındaşına ve din kardeşine hainlik yapamaz. “İslam toplumu, kardeşler topluluğudur.” Müslüman, kendi görevlerini eksiksiz öğrenmeli. Görevlerini noksansız yerine getirmeli. Allah’a kulluk görevini, kulluk bilinci ile yerine getirmeli. Kulluk bilincinin ne olduğu mutlaka kavranmalı. Bunu bilemeyen bazı akademisyenler, “kulluk bilinci” yerine; Allah’ın kölesiyiz, demektedir. Böyle bir söz, laf batıldır. Müslüman, köle olmaz. Esir olmaz. Kulluk bilincinden habersiz olanlar, zırvalamaktadır.

“Bir kişinin değeri, ameli ile ölçülür. Soyu- sopu ile ölçülmez. İnsan, imanı ve İslam yaşantısı ile değerlidir. İslam ve imansız olanın değeri olmaz. İnsanlık için tehlikelidir.”

Müslüman, herkese yardım eder. Ama yardım şekli farklı olur. Müslüman, yardım meleğidir. Mümin, iyiliğe destek, kötülüğe köstek olur. Mümin, İslam ve insanlık, varlık düşmanlarını dost edinmez. Onlarla ittifak içinde olamz. Müttefiklik yapmaz. Bir ve beraber hareket etmez. Olursa, onlara uyar. Onların zararına, ziyan vermesine ortak olur. Bugün 2 milyarlık İslam ülkeleri, kâfirlerle ittifak, müttefiklik içindedir. Bunun için İslam ülkeleri ve toplumları çok zarar görmektedir.

Furkan süresi 74. Ayet: “ Allah’ım! Bizi, Allah’a karşı gelmekten sakınanlara, önder yap.”