Hazreti Ömer ra. Naklediyor: “ Peygamberimiz sav. Hazretlerine bir kişi geldi. Peygamberimize, İslâm ve iman nedir, sorusunu sordu. İslam ve iman konusunda bilgi istedi. Bana İslam dinini ve imanı anlatabilir misiniz? Dedi. Peygamberimizde, o kişinin sorusuna şöyle yanıt verdi: “ İslam; Allah’tan başka ilah olmadığına ve Muhammed’in, Allah’ın kulu ve Resulü olduğuna tanıklık ederim, deyip; namazı dosdoğru kılman, zekâtı tastamam vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yettirebilirsen, hac yapman, Kâbe’yi tavaf etmendir.”
İman ise; “Allah’ın varlığına, birliğine, eşi- benzeri olmadığına, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, ahiret gününe inanmandır. Bir de, kadere; hayır ve şerrin, Allah’ın yaratması olduğuna, iman etmendir.”
Allah cc. Kur’ân’ı Kerim’in Bakara Süresi 21. Ayetinde buyuruyor: “ Ey insanlar! Sizi ve sizden öncekileri yaratan, Rabbinize kulluk- ibadet edin ki, ( Allah’ın) azabından korunasınız.”
Bakara Süresi 45. Ayet: “ Sabrederek ve namaz kılarak ( Allah’tan) yardım dileyin. Kuşkusuz namaz, Allah’a derinden saygı duyanlardan başkasına ağır gelir.”
Bakara Süresi 39. Ayet: “ İnkâr edenler ve ayetlerimizi yalanlayanlara gelince, işte bunlar Cehennemliktir! Onlar orada ebedi- sonsuza dek kalacaklardır!”
Bakara Süresi 82. Ayet: “ İman edip, salih ( yararlı, elverişli, iyi) ameller işleyenler ise cennetliklerdir. Onlar orada ebedi- sonsuza dek kalacaklardır.”
Bakara Süresi 168. Ayet: “ Ey insanlar! Yeryüzündeki gıdaların, besinlerin, helal ve temiz olanlarından yiyin! Şeytanın izinden yürümeyin. Çünkü o, sizin için apaçık bir düşmandır.”
Peygamberimiz sav. Buyuruyor: “ Uyuyacağınız zaman, kandillerinizi- ışıklarınızı- ateşinizi söndürün. Kapılarınızı kapatın. Su kaplarının ağızlarını bağlayın. Yiyecek ve içeceklerinizin üzerini örtün.”
Hadisi Şerif: “ Dört davranış peygamberimizin sünnetlerindendir. Utanma duygusu, güzel koku sürünmek, misvak kullanmak ve evlenmek!”
Müslüman birey, aile halkı, toplum, devlet; Müslüman olmalı. Müslüman inancında, imanında, İslam’da, ibadetinde, güzel ahlakında, muamelesinde- davranışında, hükümlerinde olmalı. İslam dinini, bilgiyle, bilinçle yaşamalı. İslam dinini bırakıp, sapkın sapık görüşlere, felsefi ve ideolojik görüşlere uymamalı. Allah’ı bırakıp, başka ilahlar, tanrılar edinmemeli. Peygamberimizi bırakıp, felsefi ve ideolojik sapkın batıl kişiler edinmemeli. Zalimlerle beraber olmamalı. Zalimlerin peşine takılmamalı. İslam ve Müslüman düşmanlarını takıp etmemeli. Onların zulmüne ortak olmamalı. Suç ortağı, günah ortağı olmamalı. Dosdoğru, gerçek bilgili, dosdoğru Mümin ve Müslüman olmalı. Ne mutlu Allah’ın ve peygamberinin beğendiği, sevdiği mümin ve Müslüman olanlara!
Bir Müslüman, 80 yıllık ömründe, İslâm ilimlerini, pozitif bilim dediğimiz akli ilimleri öğrenebilir. Yaşantısını güzelce sürdürebilecek; meslek, sanat, zanaat, bilim, teknik, teknoloji öğrenebilir. Bu sadece niyet etmekle, güzel duyguya sahip olmakla, yararlı ve dosdoğru düşünüp; harekete geçmekle olmaktadır. Bunu beceremeyenler, yapmak istemeyenler; bugün, dünya insanlığına yük olmaktadır. Milletin ve devletin vereceği sosyal yardımlarla geçimini sürdürmektedir.
Dünyamızda, günümüz gençliğinin %25- 27’si çalışmak istememektedir! Tembel, uyuşuk, pısırık, zevk, keyif, eğlence, pasif, edilgen, iş yapmaz durumu seçmektedir! Gençliğini, ebeveynlerini sömürerek, dilenerek geçirmektedir. Yaşlandığında da; yardım kuruluşlarından ve devletten sosyal yardım dilenerek, açlıktan ölmemeye çalışmaktadır.
Bu böyle olmamalı. İnsan, çocukluğundan beri, öğrenciliğini en iyi şekilde değerlendirmeli. İyi bir öğrenim, eğitim, yararlı bilgi, güzel meslek öğrenmeli. Hayata atıldığında da, stratejik planlı programlı projeli helal çalışmalar yapmalı. Ekonomik yaşamalı. Tasarruf etmeli. İsraf- savurganlık yapmamalı. Kendini daha iyi yetiştirmeyi sürdürürken, çocuklarını da, en iyi şekilde yetiştirmeye, büyük bir azimle, gayretle, çabayla devam etmeli. Hayır, iyi, güzel, temiz, yararlı işlerini sürdürmeli.
Çocuğun yetişmesinde öncelikle ailedeki, anne ve baba birinci derecede sorumludur. Bunu başarabilmesi içinde; akıllı, akil, zeki, ileri görüşlü kişi olmalı. Bakabileceği, yetiştirebileceği, okutabileceği, bilim ve meslek sahibi yapabileceği kadar çocuk sahibi olmalı. Bunu beceremeyenler, daha çok çocuklarını perişan, rezil, rüsva etmektedir. Mülteci, sığınmacı durumuna düşmektedir. Elin devletinin sınırlarında işkence yapılmaktadır. Başka ülkelere geçenlerde, çok kötü durumlarla karşılaşmaktadır. Pek çoğu da ölmektedir!
Bunda devlet yöneticilerin günahı çok fazladır. Halkı bilgilendirip, bilinçlendirememektedir. Onlara iş, aş bulamamaktadır. Çalışanların sendikalaşmasını sağlamamaktadır. Ülkemizde işçilerin ancak %14’ü sendikalıdır. Oysa yasa gereği sendikalaşma bir haktır. Ama bu hakkı işveren sağlatmamaktadır. Gebze’de 150 kişinin çalıştığı bir fabrikada işçiler sendika hakkı istediler diye işten atıldılar. Fabrikayı, işveren kapattı. Bu fabrikada bir akrabamız işçi olarak çalışmaktaydı. İşsiz kaldı. Bu haksızlıktır. Ama adaletin olmadığı yerde hak, hukuk olmaz, olmamaktadır.
Çalışan işçilerin yarıya yakını; kaçak, kayıtsız, sosyal güvencesiz çalıştırılmaktadır. Bunlar yaşlandığında, emekli olamamakta, emekli aylığı alamamaktadır. Bunlar, devlete, millete yük olmaktadır. Devlet bunlara sosyal yardım adı altında 20 farklı yapıda sosyal yardım, yapmaktadır, ödemektedir. Bu sosyal yardımlar, karşılıksız verilen sosyal yardımlar kısaca şunlardır:
1- Dört milyon aileye elektrik kullanma parası yardımı yapılmaktadır.
2- Dört milyon kişiye doğal gaz parası kullanma yardımı yapılmaktadır.
3- 7.810.588 kişinin genel sağlık sigortası primini devlet ödemektedir.
4- Nakdi yardımlar yapılmaktadır.
5- Şartlı sağlık ve şartlı eğitim yardımı yapılmaktadır.
6- 65 yaş üstü kişilere yaşlılık aylığı yardımı yapılmaktadır.
7- Muhtaç ailelere, asker ailelerine yardım yapılmaktadır.
8- Çoklu doğum yapanlara yardım yapılmaktadır.
9- Öksüz, yetim, şehit çocuklarına yardım yapılmaktadır.
10- Kömür yardımı yapılmaktadır.
11- İlaç yardımı yapılmaktadır.
12- Kanser ve kalp – damar ameliyatları tamamen ücretsiz yapılmaktadır.
13- Engellilere aylık verilmektedir.
14- Engellilere, yaşlılara bakanlara aylık verilmektedir.
15- Dul kadınlara yardım aylık olarak yapılmaktadır.
16- Hastalara yardım yapılmaktadır.
17- Pandemi Kovid – 19 salgınında bunların dışında kalan yoksullara, esnaflara, çalışanlara ayrıca yardımlar yapıldı.
18- Doğal felakete uğrayanlara karşılıksız yardım yapılmaktadır. Evleri, araç- gereçleri karşılanmaktadır.
19- Kira yardımı yapılmaktadır.
20- İş kurma yardımı yapılmaktadır.
Toplumun %20’si sosyal yardım almaktadır. Bu yardım alanlar korona virüs salgını öncesi %20 kadardı. 17 milyon insan sosyal yardım almaktaydı. Bu yardım alanların oranı 2020 Kovid – 19 pandemisinde; %34’e çıktı. Devlet hem para yardımı yaptı. Hem de 165 milyar alacağını alamadı. Kişilere bağışladı. Böyle bir devlet, ekonomik olarak güçlü bir devlet olmaz. Birde bunun dışında diğer ülkelerden 170 ülkeye her türlü yardım yapılmaktadır. Her yıl diğer ülkelere 2 bin proje karşılıksız gerçekleştirilmektedir. Eski eserler onarılmaktadır.
2007 yılı Ekim ayında küresel dünya ekonomik krizi atlatmak üzereyken, 2020 yılı başında Kovid – 19 pandemi salgını çıktı. Dünyanın ekonomi, çalışma hayatı, tedarik işlemleri aksadı. Enflasyon ve hayat pahalılığı oluştu, oluşturuldu. Bunu kapitalist sömürücüler fırsat bildi. Doğalgaz tam 10 kat yanı 100 birimlik doğal gaz 1000 lira oldu! Kömür de 5 kat yanı %500 arttı. Akaryakıt enerjisi 3 kat arttı. Her tüketim malına, eşyasına zamlar geldi. Zengin üreticiler halkı zor duruma düşürdü. Bu daha öncede birkaç yılda bir kapitalistler tarafından yapılıyordu.
Devlet, hükümet bu pahalılığı azaltmak için gıdada olan %18 KDV vergisini önceleri %8’e düşürmüştü. Şimdide %1’e düşürdü. Ama bu enflasyonu, hayat pahalılığını hiçbir zaman düşürmedi. KDV de düşüş olacağı duyan üretici kapitalistler, önce zam, artış yaptı. Sonra bazıları %7 düşüş yaptı. Yanı önce artırdı, bindirdi. Sonra düşürdü. Olan millete ve de devlete oldu. Devlet gelirinden oldu.
Bu durum tüm dünyada aynı oldu. ABD’de 40 milyon aç vardı. Bu durum arttı. Almanya’da 2022 yılı kışında 750 bin kişi sokakta yaşıyor. Bu Rusya ve diğer ülkelerde daha da fazladır. Kapitalizm tam bir sömürücü rejimdir. Liberallik ise çaktırmadan, sömürendir. Aç gözler, nankörler, zalimler, hainler doymamaktadır.
Bunda sadece devlet yöneticilerinin eksikliği, hatası yoktur. Kişilerin kendi yanlışları da bulunmaktadır. Örneğin: Çalıştığı yerden aylığını net alıp, sigorta istemeyenler var! 2021 yılı için diyorum: Tersaneye 300 lira net gündelikle çalışıp, sigorta istemeyen işçiler var! Aylığı yüksek olmasına rağmen, asgari ücret tutarını bankadan, üste kalanı elden alanlar var! Böylece hem devlet hem de kişinin kendi zarar etmektedir. Böyle yapanların bazıları da, eşini engelli gösterip, eşinin engelli aylığı almak için düşük aylık gösterenler var. Eşler yalandan, formalite gereği boşanmış gibi gösterip, babasından veya annesinden kalan emekli dul aylığını alanlar var! Oysa emekli aylığı babadan, anneden kalan miras değildir.
2015 yılında Belarus’e eşimle gidip, oğlumun evinde, yanında; 2 ay kaldım. O ülkeyi gezdim, gözlemledim, dinledim. Bir Türkiyeli Türk işadamı ile tanışıp, görüştüm. Şöyle dedi: Belarus’te eşlerden birisi öldüğünde, emekli aylığı da ölür. Yanı emekli aylığını geride kalan eşi alamaz. Ama Türkiye’de, Ankara’da annem yaşamaktadır. “ Annem kendi emekli aylığını alıyor. Babamın emekli aylığını alıyor. Annesinden kalan emekli aylığını alıyor. Babasından yanı dedemden kalan emekli aylığını alıyor. Yanı 4 emekli aylığı- maaşı alıyor!”
Müslüman, İlahi ahlaklı, Kur’ân ahlaklı, peygamber ahlaklı olmalı. Aksi halde tüm eksiklik, noksanlık, kötülükler oluşur! Devlette koruma, kayırma, ayrımcılık olmamalı. Haksızlık yapılmamalı. Haksızlık yapanlar, görevden alınıp, cezalandırılmalı. İltimas, rüşvet, haksız uygulamaya fırsat ve olanak vermemeli. Güzel ahlaklı olmalı. Eğitimle, öğretimle, insani güzel şekillenmeli. Bilgili, bilinçli insanlar yetiştirmeli. Dini anlayışı ve yaşayışı olanlar tercih edilmeli. Zira diğerleri alçaklık, kahpelik, düşmanlık, hainlik, katillik, hırsızlık yapmaktadır. Yıkıcılık yapmaktadırlar. Suç işlemektedirler. Devlet, millet, vatan düşmanlığı yapmaktadırlar. Hainden; iyi şahsiyet, iyilik, fazilet, olgunluk, erdemlik beklenemez. Bunlar ülkemizde ve dünyada her pisliği, hainliği, alçaklığı, olumsuzluğu yapmaktadırlar. Şeref – onur yoksunları, insani değerlerden yoksundur. Hayır, iyilik kazandırmamaktadırlar. Zarar- ziyan vermektedirler. Bu ülkemizde ve dünyada hep böyle olmuş, olmaktadır.
Güzel, iyi, yüksek ahlaklı olmalı. Bu değerleri taşımalı. İçselleştirmeli. Özümsemeli. Genlere kazımalı. Değer yargıları, kıymet hükümleri taşımayandan, hayır gelmez, gelmemektedir. Kendini beğenenlerden, iyilik gelmez. Kin, nefret, kıskanma, gösteriş, kıskançlık, cehalet, cahillik, yanlışta ısrar edenlerden, dürüstlük beklenemez. Tutum ve davranışlar, İslam’ı, İslam’ca olmalı. Bilimi yaşayan olmalı. Hanzo, yobaz, bilgisiz olmamalı. Kin, intikam, düşmanlık, kıskançlık, hırs, inatçılık yapandan insan olmaz, olmamaktadır.
Müslüman, insanlarla iyi geçinir. Akraba, komşu, arkadaşlarla, her kim olursa olsun, iyi geçinmeli. Kavga, dövüş, tartışma, münakaşa asla yapmamalı. Tartışmamalı. Dinleyene anlatmalı. Dinlemeyene, anlamak istemeyene ısrarla anlatmamalı. Dostluk, kardeşlikler kurmalı. Korkak olmamalı. Cesur, yetenekli, becerikli, iş başaran olmalı. İkna etme yeteneği olmalı. Bunun içinde bilge olmalı.
Müslüman, dedikodu, söz taşıma, lafebeliği yapmaz, yapmamalı. Ahlak dışı, kötü ahlaklı kesinlikle olmamalı. Hıyanet edecek kadar alçak, kahpe, hain olmamalı. Ayrımcılık, bozgunculuk, bozukluk yapmamalı. Başkaları ile alay etmemeli. Dalga geçmemeli. Davranış bozukluğu göstermemeli. Kötü niyet, kötü duygu, yanlış düşünce taşımamalı. Güzel huylu, güzel ahlaklı olmalı. Kötü niyet taşımamalı. “ İyilik yapmalı. İyilikleri artırıp, çoğaltıp, yaymalı. Kötülükleri men etmeli, yasaklamalı. Kötümser, karamsar olmamalı. Umutlu, ümitli olmalı.”
Müslüman, hem kişisel hem de kurumsal güzel ahlaklı olmalı. Görevi ne ise, o görevin ahlakını taşımalı. Bugün en çok acısını, ıstırabını çektiğimiz olay; ticaret ahlakının olmayışıdır. Bu yüzden; gazi, şehit milletimin nesli çok acı çekmektedir. Ülkemizde ticaret ahlakı pek bulunmamaktadır. Ticaret, sanayi iş insanları; İslam ahlakından çok yoksundur. Halkımızı soyup, soğana çevirmektedirler. Bu durum 100 yıl boyunca hep böyle oldu, hala olmaktadır. Bu ahlak yoksunu çevreler, milletimize, siyasi hükümetlere çok zorluk çektirmektedir. Ahlakı değer taşımayandan; hayır, iyilik, merhamet olmaz, diyoruz ya! Olmuyor işte!
İnsanda, İslam ahlakı, kurum ahlakı, iş, ticaret, işveren ahlakı olmalı. Eğer ahlak olmazsa, o insan; iyi, hayırlı, güzel, yararlı olmaz. Fena, kötü olur. Her işin güzelliği; İslam olmaktan geçmektedir. Bendeniz, İslam’dan yoksun kişilerin hiç iyi insan olduklarını görmedim. İnsan ne kadar İslam ise, o oranda iyi insandır. İnsan, ne kadar İslam değilse, o oranda iyi değildir. Bugün, 150 taneden fazla İslam olmayan devlet yöneticisi var. İyi bulmak mümkün değildir.
İnsanların kültürleri, İslam ile yoğrulursa, iyi insana yetişir. Kültür, hakça olursa, hak ve hukuk yaşanır. Her dönemde, devirde İslam’ın yaşanmadığı zamanlarda, çağlarda, İslam yaşandığı süreçte, huzur olmuş. Yaşanmadığında; dehşet verici vahşetler, eşkıyalıklar, terör, anarşi, saldırganlıklar yaşanmıştır. Biz, dünyayı sapık batılıların ve uşaklarının ağzından dinlememeli, öğrenmemeliyiz. Hakça yazan eserlerden öğrenmeliyiz. Bu haydutlar ahlaken suç, dinen suç, insanlık suçu işlemişlerdir. Ama haçlılar, Siyonistler, faşistler, Naziler, komünistler, diktatörler bunu tabii ki, doğru anlatmamaktadır.
Müslüman dediğimiz, öyle sıradan, basit, alelade insan değildir, olmamalı. Müslümanların kişisel özellikleri bakımından iki binden fazla özelliği vardır. Bunlar; 700 taneden fazla haram- günahtan sakınmasıdır. 1,000 tane güzel, iyi, yararlı, güzel davranışı yaşam tarzı yapmasıdır. Bunun dışında da; sünnet, hadis, ilim, fazilet, erdem esaslarına uygun yaşamasıdır.
Müslüman, hiçbir varlığa, yaratılmışa asla zarar vermez, vermemelidir. Vatan, millet, devlet, bayrak, milli, manevi, dini, insani, evrensel değerleri sevip, değerlere uygun yaşamalıdır. İslam dininin ve devletin yasalarına uygun yaşamalıdır. Huzurlu, mutlu, rahat, ferah, felah yaşamanın yoluna erişmelidir.