Hak mümin, hakiki olgun bilge Müslüman; aklen, zihnen, ruhen, bedenen, bilgi durumu ile sağlıklı, sağlam, doğru, dürüst, hakkaniyetli, güzel ahlak, edep, hayâ sahibi olmalı. Hak, hukuk, doğruluk, dürüstlük, hakkaniyet, edep, hayâ, güzel ve yüksek ahlak sahibi olgun bilge olmalı. Özeleştiri yapmalı. Kendini sorgulayıp, yargılamalı. Eksik ve noksanlarını muhasebe edip, gidermeli. Her eylem ve davranışlarda; Allah cc. ne der? Peygamberimiz ne der? Bu işten ben ve başkaları zarar, ziyan görür mü, diye derin bir sorulama yapmalıdır.
Hak mümin, kendini derinlemesine değerlendirdikten sonra, başkalarını da en güzel şekilde değerlendirmeli. Zararlı, ziyan veren, sapkın, sapıtmış kişilerle bir, beraber olmamalı. Allah cc. ve peygamber düşmanlığı yapanları; dost yapıp, önder, lider, yandaş edinmemeli. Milli, manevi, dini, ilmi, evrensel, insani değerleri düşman edinenleri asla dost edinmemeli.
İnsan olarak eksikliğimiz olabilir. Ama her gün biraz daha eksikliklerimizi gidermeliyiz. Her gün daha iyi olma azmi ile yaşamalıyız. Her insan eksiktir. Yaşantısı boyunca bu eksiklikleri giderme azmi ile hareket etmelidir. Kusur ve noksanlarımızı görüp, gidermeliyiz. Her gün daha iyi, güzel, olgun, yapıcı, yararlı, olumlu olmalıyız. Haddimizi, sınırlarımızı iyi bilip, aşmamalıyız. En iyi, olgun, mükemmel olmayı sürdürmeliyiz. “Dünya ve ahiret için her ne gerekiyorsa, öğrenip, yaşamalıyız.” Alçak gönüllü, sev ecen, ağırbaşlı, kendini, haddini, hududunu, Rabbini bilen olmalıyız. Kur’ân, sünnet, ilim ile yaşamalıyız.
İslam ve ilim ile yaşamayanların; hiçbir zaman doğru, dürüst olduğunu söyleyemeyiz. Mürşit kabul edemeyiz. Olgunlaştıran, terbiye eden; Kur’ân’a bağlılığımız, peygamberimizi örnek alışımız olmalı. İlmi davranmalıyız. Temiz akıl ile ilim ile İslam ile yaşarsak; doğru, dürüst, olgun insan oluruz. Bunun aksini düşünmek akıl kârı değildir.
Nefsine, şeytana, şeytanlaşmış zalimlere uymamalı. Mürşit kabul etmemeli. Lider, önder kabul edip, peşlerine deve kervanı gibi takılmamalı. “İslam âlimlerini mürşit kabul etmeli. Abdülkadir Geylanı, İmam Gazali, İmam rabbani, Halid-i bağdadı, mezhep İmamları, hadis âlimleri, fıkıh âlimleri gibi yüzlerce mürşit âlimden İslam dinini öğrenmeli ve de yaşamalı.” “ Şeyh İmam Şamil gibi kahraman olmalı. Mimar Sinan gibi sanatkâr olmalı.” Öyle gidip de; sapıtmış, sapkın, sapık insan kılıklıların ardına takılmamalı.
İnternetten İslam âlimlerini, İslam bilim insanlarını öğrenip, onlardan feyiz almalı. Onlarla irşat olmalı. Bu konuda yazılan pek çok ansiklopedi de vardır. Eğer ilim ile din ile iman ile irşat olup, feyiz alırsak; olgun, güzel, iyi, yararlı, olumlu, dava ehli, kurtarıcı, olgun bilge oluruz. Aksisini görmek isteyenler; dünyanın düştüğü rezilliğe bakıversin!
Bütün vücudumuzu, vücut bölümlerini, organlarımızı hak yolda hakça kullanmalıyız. Olgun hakça bilge hakiki mümin Müslüman olma yolunda tam hızla sürekli yürümeliyiz.
Bizler, elhamdülillah Müslüman bir toplumda yaşıyoruz. Ateist, putperest, batıl, küfür, içindeki toplumlarda yaşayan Müslümanlardan pek çok avantajımız vardır. Bu avantajı iyi değerlendirmeliyiz. İslam ve ilim nimetinin kıymetini çok iyi bilmeliyiz. Batıl, küfür, sapkınlara aldanıp, iki dünyamızı perişan etmemeliyiz. Şer cephesinin projelerine malzeme olmamalıyız.
Müslümanların sayısı hızla artmaktadır. Ama samimiyet, maharet, nitelikler o oranda artmamaktadır! 20. Asrin başında, İslam olmayanların sayısı 3,2 milyondu. Müslümanlar nüfusu 300 bin kişi kadardı. 20. Asrin sonunda ise Müslümanlar 1,8 milyon oldu. İslam olmayanlar 5,7 milyon nüfusa ulaştı. Müslümanlar ilim, irfan, sanat, meslek, kalite, verim olarak, olması gereken kadar gelişemedi. Bugünde bu geriliğin zorunu acı şekilde çekmektedirler. Bugün Müslüman ülkelerin halkları bilgesizliğin, bilinçsizliğin cezasını çok ağır şekilde çekmektedir.
Müslümanlar, insanlığın umudu, kurtuluşa vesile olması için kılavuzudur. Özellikle Türkiye halkı çok azimli, gayretli olmalı. Müslümanları bilgilendirip, bilinçlendirmeli. Müslümanlarda batıl, küfür içindeki putperestleri aydınlatmalı. “Bugün Türkiye’miz, diğer ülkelere maddi yardım yapmaktadır. Ama ilim, irfan aydınlatması yapamamaktadır.” Bu işler sadece ver; yesin, ver; içsin, giysin ile olmamaktadır. İlim, bilim, sanat, meslek kazandırabilsek, herkes kendi kurtuluşunu sağlayacaktır, inşallah.
Bugün, İslam toplumu denen kalabalıklar, değil İslam; insan bile olamamıştır! Şer odaklarının kışkırtması ile fitne, fesat- bozukluk, nifak- ayrılık ile birbirini yemektedirler. Bu olaylar kendilerini çökertmektedir. Bizleri de ekonomik olarak yıpratmaktadır. Bizim ülkemizin başına da 123 terör örgütü bela olmuştur. 1800 yıllarından beri bu lanetlik şeytanlaşmış, İblislerle uğraşmaktayız. Allah cc. Hazretlerinden akıl, fikir, hidayet istemeli. Başka kurtuluş yolu yoktur.
Bizler, bilge, becerikli, yetenekli insanlar olarak; planlı, programlı çok çalışmalıyız. “Vücut olarak da sağlıklı; fikir, düşünce olarak da sağlıklı olmalıyız. Yeterli, dengeli, doğal, taze, helal gıdalarla beslenmeliyiz. Her besin grubundan yemeliyiz.” Buğday ve tahıl ürünleri, doğal, temiz, taze meyveler, yemişler, sebzeler, et ve balık ürünleri, süt ve süt ürünleri, tatlılardan olması gereken kadar yemeliyiz. Çok yiyip, obez olmamalıyız.
Son 20 yılda Türk insanı şişmanlaştı. Kadınlarda şişmanlık %20’den %47’ye yükseldi. Erkeklerde şişmanlık %13’den %33’e yükseldi. Spor da yapan pek yok! Bedenen eskisi kadar çalışanda yok! İnsanların büyük çoğunluğunun midesi doldu ama hala gözü aç! Hala alabildiğine yiyenler, içenler, savurganlık yapanlar var. “İslam, her türlü aşırılığı ve geriliği reddeder.”
Her yaş grubunun ve bireyin beslenme şekli farklıdır. Sağlıklı beslenmeliyiz. Spor yapmalıyız. Zararlı, bağımlılık yapan madde kullanmamalıyız. Hastalandığımız zaman mutlaka en güzel şekilde tedavi olmalıyız.
2019 yılı itibariyle dünyada hala 750 milyon insan okuma- yazma bilmiyor. Okur- yazar olmayanların üçte ikisi de kadınlardan oluşmaktadır. İşin başka bir kötü yanı da; okuma – yazma biliyor ama öğrenmeyi sürdürmüyor. Kitap, dergi, gazete ve eğitim materyallerinden yararlanmıyor. Kendini geliştiremeyen, bu tip insanlar, hem olgunlaşamıyor, hem de gelişemiyor. Ayakları üstüne duramıyor. Ekmek bulamıyor. Suyunu sağlayamıyor. Giyinemiyor. Konut sahibi olamıyor. Gereksinimlerini karşılamıyor. Aklı doğru kullanamıyor. Bedenini olumlu yönde kullanamıyor. Kendine ve başkalarına yararı olmuyor. “Emperyalist şer güçler de, bu zavallı cahil cühelayı; mal gibi, araç- gereç, materyal gibi, istediği gibi kullanıyor!”
Yapılan yeni bir araştırmaya göre; son 250 yıldan beri 571 bitki türü artık yok! 300 kadarda hayvan türü artık bulunmamaktadır. Sanayileşme, kentleşme, çevre düşmanlığı bitki ve hayvan türlerini yok etmeye devam ederken; insanlarda iyileştirilemeyen hastalıklardan ölmektedir! Akılsız başın, başı dertten kurtulmaz!
Zümer süresi 9. Ayet: “ Hiç bilenlerle, bilmeyenler bir olur mu?
Hadis-i şerif: “ İlim için yola koyulan kimse, dönünceye kadar Allah yolundadır.”