Âlemlerin Yüce Rabbi Allah cc. İnsanların yaşama kılavuzunu, vahiy yolu ile peygamberlere bildirdi. Peygamberlerde bu iletileri insanlara ulaştırdı.

Nasıl yapacaklarını; eğitim- öğretim, ayet, hadis, sünnet, kültür yolu ile bir eğitimci öğretmen gibi öğretti.

Âlemlerin Rabbi Yüce Allah cc. İnsanların iyiliğine, güzel olmasına, yararına, iki âlemde huzurlu, mutlu olmasına, rahat olmasına yarayan, ayetleri bildirmiştir. Hiçbir emir ve yasağı; insanların, hayvanların, bitkilerin, canlıların, cansızların aleyhinde değildir.

İnsanların görevleri başlıca;

Yüce Allah’a, istediği, peygamberimizin sav. Yaptığı gibi ibadet etmektir.

İnsanlara yine Yüce Allah’ın emrettiği, peygamberimizin gösterdiği şekilde iyilik etmektir.

Hayvanlara, bitkilere, doğaya, çevreye, dünyaya, evrene, Yüce Allah’ın ve peygamberinin dediği gibi uygun davranmaktır. Zarar- ziyan vermemektir. Dünyanın düzenini, nizamını, intizamını, sistemini bozmamaktır.

Yüce Allah’a ibadeti- kulluğu yaptıktan sonra, ikinci önemli, değerli görev; Yüce Allah’ın yarattığı varlıklara iyilik yapmaktır. Kötülükleri, herkes kendi yapacağı kadarı ile uygun şekilde önlemektir.

Allah cc. Pek çok yanlış, kötü, çirkin, zararlı davranışı, haram- yasak olarak bildirdi. Yapılmamasını emretti. İyilik yapmayı bildirdi. Bunları yaparken, haramdan sakınılmasını, iyiliklerin yapılmasını emretti. Yüce Allah’ın hiçbir yasağı, insan zararına değildir. İnsan yararınadır. İnsanların iyiliğinedir.

Allah cc. İnsanların gelişmesi, olgunlaşması, değerlenmesi, yararlı olması için; ilim- bilim- doğru bilgi öğrenme, meslek, sanat, kültür bilmeyi; 750’den fazla ayet ile bildirmiştir. İslam dini; bilgi, ilim- bilim dinidir. Gelişme, kalkınma, ilerleme, yükselme, değerli olma, saygın olma, onurlu olma, sevme, sevilme, saygın olma dinidir. Bir Müslüman asla değersiz, önemsiz, cahil cühela olmaz, olmamalı. Olursa, ondan iyi bir Müslüman olmaz, olmamaktadır. İslam dinine bağlı iken, sapkın ve sapık düşünceleri de beğenmesi; ahlakının bozulmasına sebep olur, olmaktadır.

Müslüman, hak, hukuk, doğruluk, dürüstlük, adalet, hakkaniyet, güzel ahlak, edep, hayâ, hakça muamele, bilgili olmalı. Cömert olmalı. Cimri- pinti olmamalı. Yalan, iftira söylememeli. Yalancıdan has Müslüman olmaz. Müslüman yalan söylemez. İftira atmaz. İyiliği başa kakmaz. Kibirli, büyüklenen, böbürlü, kendini beğenen ve başkalarını küçük gören olmaz, olmamalı.

Müslüman, çalmaz, hırsızlık etmez. Rüşvet almaz. Büyü, sihir yapmaz. Fal bakmaz. Dikili taşlara tapmaz. Sevgi, saygı göstermez. İçki içmez. Alkol ve bağımlılık yapan madde kullanmaz. Sarhoş olmaz. Bu gibi kötü, çirkin davranış gösterenler; saygılı, saygın, güvenilir olmaz. Olmadığı için toplumda güven vermez. Müslüman zinaya yaklaşmaz.

Âlemlerin Rabbi Yüce Allah cc. Ezelden ebede kadar tüm olup, bitenleri, tüm detaylarına, ayrıntılarına kadar bildiği için; buna göre insanların yaşama kılavuzunu vahiy yolu ile peygamberlerine bildirmiştir. Allah’ın sıfatları sınırsızdır, hudutsuzdur. Sıfatlarında hiçbir eksiklik, kısıklık yoktur.

İslam dini samimiyet dinidir. Gösterişe- riyaya yer vermez. Riya haramdır. İslam dininde kıskançlık, çekememezlik de haramdır. Her iş, işlem samimiyetle, içtenlikle, severek yapılmalıdır.

İslam dininde, insan canı, namusu, iffeti, aklı, malı, nesli, onuru kutsaldır. Dokunulmazdır. Kendinin canına kast edilmediği süreçte, başkalarının canına kast etmez, saldırmaz. Barış içinde yaşar. Savaş çıkarmaz. Çatışmaya girmez. Anarşi, şiddet, terör yapmaz. Savaşta bile aşırı gitmez. İslam dininin savaşta nasıl, ne yapacağını bildirmiştir. Çocuklara, yaşlılara, kadınlara, silahsız olanlara saldırı yapılmaz. Bugün Müslüman olmayanlar, savaş çıkarmaktadır. Savaşta daha çok sivil, günahsız, çocuk, kadın, yaşlı, savunmasız kişileri katletmektedirler! Öyle ki, camiler, okullar, hastaneler, Pazar yerleri, kent merkezleri, anaokulları, savaştan kaçıp, camilere sığınanlar, vurulmaktadır. Artık binalar, yer altı inler bile güvenli değildir. Zira bombalar; 15- 20 katlı binaları yerle bir etmektedir. Toprak ta derinlik açılmaktadır.

Müslüman, stratejik kalitede, verimde sürekli çalışmalıdır. Gelişmelidir. Kalkınmalıdır. Büyümelidir. İlerlemeli, yükselmelidir. Bugün bunu yapmadığı için zalimler tarafından hepsi de ezilmektedir. Hala 3600- 5000 gün çalışıp, emekli olmak isteyenler var. Hatta meslek Lisesi öğrencisi iken, okurken de, geçen süre emekliliğe sayılsın, diyenler var. İslam dininde tatil yoktur. Cuma günüde tatil değildir. Cuma namazı kılınır. Kılındıktan sonra herkes işine gider. Öyle yan gel, yat. Tatil yap. İsraf ederek harcama yap. Sonra güçsüz, kuvvetsiz düş! Düşman saldırdığında, onun silahları çoktu. Bizim yoktu, de! Çalışsaydın, senin de çok olurdu. Kutsal değerlerini kolayca savunurdun.

Yıl 1920 idi. Şimdi 57 İslam ülkesi vardır. 1920 yılında bu ülkelerin tümü saldırı ve işgal altındaydı. Güçsüz olursan, zalim seni yaşatmaz. Kâfir elinden geldiği gâvurluğu yapar, yapmaktadır.

Müslüman, takva Müslüman yalan söylemez. Müslüman olmayanlar, en kötü yalanları söylediğinden, Müslüman olmaz. Başta hak ve hakikati yalanlar, inkâr ederler.

Müslüman, cimri, sarhoş, kumarcı, aldatıcı, kandırıcı, dolandırıcı, hileci, sahteci, sahtekâr, saldırgan, suç ve haram işleyen olmaz. Başkalarını aldatmadığı gibi dikkatli, uyanık olur. Aldanmaz. Bugün kanaatkâr olmayanlar, nitelikli dolandırıcılara aldanmaktadır. Yüksek faiz, yüksek kâr adı altında; kandırılıp, dolandırılmaktadır. Ya da tamamen aldatılmaktadır. Tuzağa düşürülmektedir. Bu insanların ülkeyi, dünyayı, insanları iyi tanımadığının sonucu olmaktadır. Bir de yüksek faiz, yüksek kâr duyduğunda, gözleri kararmaktadır. Oysa öyle yüksek faiz ve yüksek kâr olmaz. Ekonominin belli bir işleyişi vardır. Bunu da herkes görmeli. Buna da doymayanlar, çalmakta, hırsızlık yapmaktadır. Ama bunların çoğu, yargı pek adil işlemese de ceza almaktadır. Ömürleri cezaevinde geçmektedir. Bazıları cezaevinde ruh sağlığını, beden sağlığını yitirmektedir.

Komar oynayanlar, zararlı bağımlılık madde satanlarda çok büyük zarar görmektedir. Pek çok bozukluğun, suçun, haramın içine düşmektedirler. Kendileri berbat, aile halkı, aile boyu haşat, sevdikleri perişan olmaktadır.

Oysa Allah2ın emirleri, yasakları doğrultusunda yaşasalar, hiçbir zarar- ziyan görmezlerdi. Helalinden kazansalar, huzurlu ve mutlu yaşarlardı.

Allah cc. İnsan için en doğruyu söyledi. İnsanların bu doğruları, peygamberimiz sav. Gibi yaşamasını istedi. Akıllarını doğru işletmelerini istedi. Doğru bilgilerle yaşamalarını öğütledi. Bilmediklerini, bilen dürüst insanlara sorup, öğrenmelerini önerdi. Bilgili olmalarını, meslek, sanat öğrenmelerini, helalinden çalışmalarını emretti. Asla israf- savurganlık etmeyin, diye buyurdu.

Atalarımızda; “yorganınıza göre ayaklarınızı uzatın, diye tavsiyede bulundu.”

Atalarımız; “işleyen demir pas tutmaz, dedi.”

Başkalarına imrenip, gıpta edip, gösteriş için, onlar gibi hareket etmek, doğru değildir. Herkes kendi özelliğine göre yaşamalıdır. Moda, konfor, lüks yaşam adı altında israf etmemeli. Öncelikle zorunlu ihtiyaçlar karşılanmalı. Eğitim ve sağlığa para ayırmalı. Kara günler için başkalarına muhtaç duruma düşmemeli. Başkalarında olan para ile doyulmaz. İş yapılmaz. Sağlık iyileşmez. İyi eğitim- öğretim alınmaz.

Rabbiniz olan Yüce Allah’tan uzaklaştıran her davranıştan sakınmalı. Kaçınmalı.

İnsanlık onur ve şerefine zarar veren eylemlerde asla bulunmamalı.

İnsan otokontrol yapmalı. Kendini denetleyip, kontrol edebilmeli. Başkalarının kontrolüne girmemeli. Başkaları tarafından kullanılmamalı. Bugün milyonlarca kişi anarşistler, şiddetçiler, siyasetçiler, teröristler, sapkınlar tarafından alabildiğine kullanılmaktadır. Kullanılanlar da, iyi bir iş yaptığını sanmaktadır. Onlara unvan, mevki, makam sözde vermektedirler. Para ile aldatmaktadırlar. İnsanlıktan uzaklaştırılmaktadırlar. Kendi canlarını, ahiretlerini cehenneme çevirmektedirler.

İnsan hayatında, kendini ve başkalarını korumasını öğrenip, becermeli. Günümüzde insanlar çok kaza geçirmektedir. Bu da kendini korumamaktan daha çok kaynaklanmaktadır. İş kazaları, ev kazaları, trafik kazaları derken, binlerce insan ölmektedir. Bu durum gereği gibi kurallı hareket etmemekten kaynaklanmaktadır. Herkes görevini olması gereken gibi yaparsa, iş güvenliği ve sağlığı sağlanırsa, eğitim verilirse, eğitim sonucu kurala uyulursa, bu kazalar çok azalabilir.

İnsanlara sevgi, saygı durulmalı. Zarar vermemek için azami ölçütlerde özen göstermeli. Bu insanlığın sonucudur. İnsanlara kin, nefret, intikam duygusu taşımamalı. Hukuki davranmalı. İşi hukuka bırakmalı. Kavga ile dövüş ile işler daha çıkmaza girer. Kavga, dövüşle işler karmaşık ve çözümsüz hal alır. Ülkemizde daha çok ilkel ve feodal toplum özelliği gösteren insanlar, işlerini kavga ile çözmeye çalışmaktadır. İşin sonucu düşmanlığa, düşmanlıkta intikama götürmektedir. Aşiretçilik, kabilecilik güdülmektedir. Kabilecilik anlayışı ilkel bir durumdur. Cahiliye âdetidir.

İnsanlara düşmanlık etmemeli. Düşman edinmemeli. Bir düşman insanı huzursuz, mutsuz, rahatsız eder. Dostları artırmalı. Düşmanları azaltmalı. Düşmanlık edenlere karşı önlem almalı. Birliktelik yapılmalı.

İnsanlarla samimi, dürüst, insancıl ilişkiler, iletişim, diyalog kurmalı. Art niyet taşımamalı. Ülkemizde ve dünyada çok suç işleyen var. Zarar görebileceğimiz insanları tanıyıp, önlemli ve uzak kalmalı. Ülkemizde, ülke genelinde yapılan güvenlik çalışmasında, her birinde yaklaşık 5 bin suçlu yakalanmaktadır. Son yıllarda 20 güvenlik, kontrol ve denetimler yapıldı. Yakalanan suçlulardan, 10- 20 suç sahibi olanlar bile var. Hatta 236 suçu olan bile olmuştu. Bunlar insanlara karşı daha çok suç işlemişler. Sorun; daha çok ahlak yoksunluğundan kaynaklanmaktadır. Çete, mafya, terör derken, bir yılda; 400 çete çökertilmektedir.

İnsanların dost, kardeş olması için eğitim- öğretimin hak hukuk merkezli yapılması ve insanların ruh sağlığının kontrol yapılması gerekir. Meslek edinmeleri sağlanmalı. Özel eğitime tutulması lazımdır.

Toplumsal huzuru bozanlar, öncelikle ruh sağlığı tedavi edilmeli. Eğitme tutulmalı. Uyum sağlamayanlar gözetime alınmalı. Bugün bu yeterince yapılmamaktadır.

Kul hakkına dikkat etmeli. Kul hakkı, sevapları siler, süpürür, götürür.

İnsanların maddi, manevi sağlıkları kontrol edilmeli. Sadece suç işleyince ceza verme yoluna gidilmemeli.

Âşık Yunus Emre der ki:

“ Hayra döndü benim işim.

Endişeden kurtardı başım.

Nefsimin başını kestim.

Kanatlandım, uçar oldum.”

“Yunus övdü seni dillerde,

Dillerde, dillerde gönüllerde,

Ağlaya, ağlaya gurbet illerde,

Ya Muhammed, canım arzular seni!”

“Can odur ki, kim Hakk’a vara,

Ayak odur yola gire,

Er odur ki, alçakta dura.

Yüksekten bakan, göz değil!”

“ Hakk’a aşık olan kişi,

Akar gözlerinin yaşı,

Pür nur olur, içi, dışı,

Söyler, Allah duyu duyu.”

“İlim ilim bilmektir.

İlim kendin bilmektir.

Sen kendini bilmezsen,

Ya nice okumaktır?”

“ Eğer Muhammed’e ümmet olursan,

Dilinde zikir ile Kur’an gerekir.

Namaz kılman, zikir etmen daim olsun.

Yardım kuluna Hak’tan gerekir.”

“ Yunus sen bu dünyaya niye geldin?

Gece, gündüz Hakk’ı zikretsin dilin.

Enbiyaya uğramaz ise yolun,

Göçtü kervan, kaldık dağlar başında!”

“ Benden öğüt istersen,

Eydivirem bildiğimden,

Budur Allah’ın buyruğu;

Tutun oruç, kılın namaz.”

Kur’ân ayetleri, vahiy yolu ile peygamberimize bildirildi. Peygamberimiz de, bu ayetleri insanlara tebliğ etti- bildirdi. Beyan etti- açıkladı. Ayetlerin açılımını yaptı. Yaşamasını öğretti. Öğretti, eğitti, en güzel örnek oldu. Biz Müslümanlar, ibadetleri peygamberimiz gibi yaparsak, ibadet olur. Kendi nefsimize göre yapmaya kalkarsak; oyun- eğlence, avunma olur. Allah cc. Katında bir önem, değer, kıymet bulmaz.

Peygamberimizin hayatını ve sünnetlerini çok iyi ve doğru öğrenmeli. Peygamberimizin sav. 4000 sünnet ve adaplarını içeren bir kitap önermek istiyorum. Kubbe Yayınlarından çıkan bu kitabın yazarları; Ahmet Gültekin ve Nuri Dunay adlı kardeşlerimizdir.