Neden böyle düşünüyoruz? Bize bunu düşündüren ne? Trabzon da Trabzon diyenlerin samimiyetinden şüphe ediyoruz da ondan. Bir de bilgisizliklerinden. Bilmediklerini de bilmiyorlar.
On beş seneden fazla İstanbul’da, Ankara’da -başka şehirlerde de olabilir- Trabzon günleri adı altında, yeme-içme, yağ-peynir şehir günleri düzenlendi. Biz de katıldık, ağdalı cümlelerle övgüler dizdik, haberler ve yazılar yazdık.
Diğer yandan millet etkileşime girdi; eşini dostunu oralarda gördü, hasretini giderdi. Bir güzel de horon oynadı. Akşam eve yağını, peynirini alarak döndü. Sade vatandaşlığını yaptı.
Peki, Trabzon sivil toplumu adına bir imparatorluğu temsil edenlerin görevi ne olmalıydı?
20 seneye yakındır takip ederim, hep açılış konuşmalarında şu ifade yer alır;
‘Fatih’in fethettiği, Yavuz’un yönettiği, Kanuni’nin doğduğu..’
Bir tekerleme gibi söylerler. Yavuz Sultan Selim, hangi tarihte Trabzon’da valiydi diye sorsak bilmezler. Fatih Sultan Mehmet, Trabzon’u kaç günde, nasıl feth etti, şehre nereden girdi diye sorsak onu da bilmez.
Kanuni Sultan Süleyman burada doğdu, kaç sene kaldı, annesi kimdir desek ondan da bihaberdir.
Bu çağ vasat insanların altın çağı, maalesef böyle. Her alanda ve zeminde böyle.
Bütün bunları neden yazdık?
30 Eylül 1520 tarihi Trabzon açısında önemli. Trabzonlu Kanuni, İstanbul’a gelip, tahta çıktığı tarih. Bu tarihi anan, Kanuni tahta çıktığı tarih diye söz eden bir Trabzonlu’ya rastlamadım. Osmanlı ve dünya tarihi için öyle önemli bir anki!
Trabzonlu'ların unuttuğu bu tarihi kim unutmadı biliyor musunuz? Macarlar ve Zigetvar şehri. Macaristan'ın Zİgetvar kentinde Kanuni'nin tahta çıktığı tarih anılırken, doğduğu şehrin ve hemşehrilerinin bundan haberi bile yok.
Trabzon şehrini idare eden sayın valimiz ve belediye başkanımızın unutmasına da hayret ettim. Trabzon’u temsil ettiğini ifade eden Trabzon derneklerinin unutmasına hayret etmedim. Beklenen bir şey. Onlara önce Trabzon’u anlatmak lazım. Tanımadan bilmeden temsil olmuyor. Olursa da güdük kalıyor.
Trabzon bir yalandır başlığını bunun için attım. Trabzon kocaman bir gerçekliktir de onu temsil edenler, ettiğini iddia edenler, herkesi kendi yalanları peşinden Trabzon adına koşturması yalandır.
İtirazımız buna.
Gazetecilerin toplumu bilgilendirmek gibi bir sorumluluğu var. Ben bu sorumluluğu yerine getirmeye çalıştım. Keşke daha fazlası da elimden gelse.