Müslüman dediğin, kendini ve diğer insanları, varlıkları, eşyaları korumasını, yaşatmasını, zarar- ziyan görmemesini, öğrenmeli. Bu konuda bilgi ve uygulama eğitim ve öğretimleri görmeli.
Yeteneklerini geliştirip, becerilerini artırmalı. Yaptığı her iş; İslam dinine, bilime, tekniğe, teknolojiye, akla, mantığa, makul olmaya, sağduyuya, ortak doğru akla uygun olmalı. Planlı, programlı, doğru projeli, bilimsel, dinsel işler yapmalı. Lalettayin, rastgele, umursamazca işler yapmamalı.
İslam dinini ve dini ilimleri eksiksiz, tam doğru öğrenip, yaşamında uygulamalı. Dini yaşam tarzı yapmalı. Ham sofi olmamalı. Bilgin, bilge, meslekli, sanatlı, derin ve kapsamı düşünebilen olmalı. Kendine ve başkalarına yetecek kadar din, bilim, hayat bilgisi olmalı. Bugün Müslüman denilen toplumların hiç biri Müslüman özellikli, nitelikli, vasıflı, kaliteli, verimli, kalifiye değildir. Zarar- ziyan gördüğünde bile; çözüm, çare bulamamaktadır. Aklını, zekâsını doğru üstün ve yarayışlı bilgilerle işletememektedir. Her doğa olaylarından ve beşeri- insani olaylardan zarar görmekte, her şeyi ile birlikte yok olmaktadır! Oysa akıllı, bilge insan, doğa- tabiat olaylarından zarar görmez, görmemeli. Zira gereken önlemleri alarak ev, yurt, memleket sahibi olmalı. ona göre evini, yerleşkesini, mekanını hazırlamalı.
Müslüman, kendini ve neslini- aile halkını korumasını bilmeli. Ona göre yapılanma yapmalı. İnşaatı bilim, teknik, mimarlık, mühendislik ölçütlerine göre yapmalı. Çocuklarını, eşini ona göre yetiştirmeli.
Aklını korumasını öğrenmeli. Gidip de sapıkların, sapkınların, bozukların aklı ile iş yapmamalı. Aklını geliştirmeli. Her türlü sapkınlıktan korumalı. Beynini, gönlünü, aklını kirletmemeli. Bedenini her türlü haram- günah ve pislikten korumasını becermeli. Pagan inanışlara, sapkın düşüncelere aldanıp, aklı bozmamalı. Bugün aklını bozanlar, kendine ve başkalarına telafisi mümkün olmayan zararlar vermektedir.
Müslüman, neslini korumasını becermeli. Bunun için kendini bilimsel ve dinsel yetiştirmeli. Eğitimsiz- öğrenimsiz, mesleksiz, sanatsız, öngörüsüz kişiler ne kendini ne neslini koruyabilir. Telef olur, gider!
Müslüman, malını, mülkünü, servetini helalıdan kazanmalı. Helal ve meşru şekilde, israf etmeden harcamalı. Başkalarına el – avuç açandan iyi Müslüman olmaz. Her yaptığı iş için önce derinden doğru, kapsamlı düşünmeli. Yaptığım, yapacağım işler; dinime, bilime uygun mudur, diye kendini sorgulamalı.
Müslüman ideal insandır. İdeal insan olmalıdır. Farklı olmalıdır. Farksız olursa, iyi Müslüman değildir, anlamındadır. Müslüman, doğa – tabiat afetlerinden zarar görmez, görmemeli. Afetlere karşı önlemli, tedbirli, hazırlıklı, zarar görmeyecek şekilde yapılanan olmalı. Bunun için dergiler, kitaplar, makaleler, filimler, söylemler dinlemeli. Kurslara gitmeli. Uzman akademisyenlerden ders almalı.
Bizler, millet olarak en çok depremlerden zarar görüyoruz. Cumhuriyet tarihinin 100 yılında, 130 bin canımız gitti, öldü! Ne kadar sakat- engelli oldu, bilemiyoruz. Bunun yanında maddi, servet, bina, konut, köprü, yol, hayvan kaybımızda daha çok oldu. Bunlar hep kutsal ve milli servetlerdir. Eğer Müslümanca bilgiye, bilince, bilime, tekniğe, servete, doğru görev yapan mimara, mühendise, kent planlayıcısına, belediyeye, hükümetlere sahip olsa idik; belki 130 insanımız öldürdü. 130 konutumuz yıkılırdı. Eğer deprem fay hattı üzerine kentler kurmazsak, bu kadar da olmayabilirdi. Zemin sağlam, proje dayanıklı, bina sağlam, insan bilinçli olursa, zarar olmaz. Akılsız, sorumsuz, yanlış insanların kendi, sevdikleri, serveti yok olur, olmaktadır. Akıllılarda, bu sorumsuzların yükünü çekmektedir.
1999 Marmara depremini 17 Ağustos da saat: 03.02’de yaşadık. 285 bin bina kullanılmaz hale geldi. 18 bin kadar insan öldü! 47 bin insan yaralandı! ben o zaman hem öğretmenlik hem de eyrel gazetede muhabirlik yapıyordum. Çok sakat binalar zarar gördü.
06 Şubat 2023 gecesi ve günü Kahramanmaraş merkezli iki büyük deprem oldu. 850 bin bina kullanılmaz hale geldi. Bunun 170 bin tanesi işyeri idi. 11 İlde zarar veren deprem, 53 binden fazla insanın ölmesine, 100 binden fazla insanın yaralanmasına neden oldu. Binlerce hayvan da öldü! Devlet ilk defa depremzedelere hiç olmadığı kadar yardım etti. Milletimiz yardımda seferberlik oluşturdu. Yapılan binaların yarısı ücretinin yarısı devletçe karşılanıyor. Devlet 100 bin lira taşınma ücreti verdi. 100 bin lira ölenlere para verdi. Çadır verdi. Konteyner verdi. Ölen hayvanların sayısınca, hayvanı ücretsiz verdi. Giyecek, yiyecek ücretsiz hala verilmeye devam ediyor.
1939 yılında da Erzincan depremde yıkılmıştı! Aklıma kaldığı kadarı ile 39 bin insan ölmüştü! 100 yılda 100 deprem yıkıcı oldu. Devlete, millete akılsızlıklar çok büyük maliyete sebep oldu. Oysa İslam, bilim ve teknik kullanılsa idi, bu vahim, acı olaylar, bunca olmazdı.
Ülkemiz ve ülkemiz insanı, sellerden, su baskınlarından, şiddetli yağışlardan, derelerden de çok büyük zararlar görmektedir. Ama bunların büyük çoğunluğu; aklı, bilimi, teknik ile sorumluca kullanmanın acı sonuçlarıdır. İnsanların binalarını, binalardaki bodrum katları, zemin katları sel suları basmaktadır. Taşıtlar yollarda sel suyu içinde pert olmaktadır. Alt geçitler su ile dolmaktadır. Ölen, boğulan insanlar olmaktadır. Ama bu sorumsuzluktan, bilgisizlikten, aklı doğru kullanmamaktan, bilim ve teknik uygulamamaktan kaynaklanmaktadır. Son 3 gündür Ankara’da aralıklarla, 40 dakika yağmur yağdı. Öyle büyük bir yağmurda değildi. Ama insanların binaları, taşıtları, kendileri zarar gördü. Yapılan haberlerde, mazgal delikleri- ızgaraları asfalt ile örtülmüş. Yağmur ızgaraları, borularının çamuru temizlenmediğinden, çamur- balçık taşlamış. Su yağmur borularından gitmiyor. Göller, göletler oluştu. Alt geçitlerin çevresinde yağmur boruları konulmamış. Alt geçitlerin yağmur suyunu götürecek borular konulmamış. Alt geçitlere gelen sel suları, alt geçidi tamamen sel suyu ile doldurmuş. Bu İstanbul, İzmir, Antalya ve Şanlıurfa ve diğer kentlerde her zaman olmaktadır.
Biz, Karamürsel İlçe merkezinde oturuyoruz. Karamürsel’de alt geçit 300 metreden uzun olup, benim eve 20 metre kadar uzaklıktadır. Birkaç yıl önce yapıldı. Bir ay boyunca, şiddetli yağmur yağsa, alt geçitte 5 cm. su, sel suyu birikmez. İşte mimarlık, mühendislik, beyin işletme işte bunun gibi bir değerli varlıktır. Kısaca nasıl yapıldığını anlatalım: Alt geçit yapılmadan önce, yağmur boruları döşendi. Yollara yağmurlar için mazgallar, ızgaralar konuldu. Bu ızgaralar yolun genişliğini tümü ile kapsamaktadır. Alt geçide düşen yağmur suları da, yağmur suyu gideri ile kentin yağmur borusuna bağlandı. İşte beyni çalışan için, iş bu kadar basit, kolaydır.
İnsanlar, derenin içine, derenin üstünde bina yapıyor. Doğu Karadeniz de 2750 tane dere içinde bina varmış. İki tanesini ben biliyorum. Biri, Kokulukaya Köyünde, diğeri karasu köyündedir. Sonra sel aldı. Devlet bize yardım etsin, diyorlar. Artık 1980 yılından sonra iklimlerde hızla değişiyor. Yağmurlar çok şiddetli yağıyor. Daha önce sel olmayan yerlerde, seller oluyor. Evimizi, binamızı yapacağımız yeri her yönü ile çok yönlü araştırmamız gerekir. Uzman görüşü de mutlaka alınmalıdır.
Heyelan, toprak kayması, gevşek zemin, deprem fay hattı, vadi olan yerlerde konut, bina yapılmaz.
Kaya, çiğ düşme riski olan yerlerde ev, konut, bina, işyeri yapılmaz.
Deniz dolgusu, toprak dolgusu olan yerlerde bina yapılmaz.
Fırtına, hortum, kasırga çok olan bölgelerde, binalar sağlam, ağır, çatılar bağlı olmalı. çatıkları bağlamalı. Çatılar rüzgâra dayanıklı olmalı.
Volkan tehlikesi olan yerlerden uzak durmalı.
Orman içlerine bina yapmamalı. Ağaçlar evlerden uzak olmalı.
Yangınlara karşı tüm hazırlıklar yapılmalı.
Şiddetli soğuklara karşı yalıtımlı ve kalın duvarlı evler yapmalı.
Her binaya yangın için hazırlık malzemeleri olmalı.
Binaların elektrik hatları belli sürelerde yenilenmeli.
Kuraklığa karşı önlemler alınmalı.
Nükleer, biyolojik, kimyasal saldırılardan korunma öğrenilmeli.
Her türlü kazalara karşı ilkyardım, sivil savunma, iş güvenliği ve sağlığı eğitimleri alınmalı.
Trafik kurallarına eksiksiz uyulmalı. Kaza ve tehlikelere karşı önlem almalı. Telef olmamalı.
Taşımacılık güvenli yapılmalı. İşler deneyimli yüksek uzman kişilerce organize edilmeli.
Endüstriyel kaza ve yangınların olmaması için tüm güvenlik sağlanmalı.
Kalabalıklar içinde ezilmemeli. Yanmamalı. Kaza geçirmemeli.
Göçmen olma yolculuğunda ne yapılacağı öğrenilmeli.
Sıcak hava dalgasından korunma öğrenilmeli.
Soğuk hava dalgasından korunma bilinmeli.
Orman yangınları konusunda kapsamlı önlemler alınmalı.
Erozyon önlenmeli. Bunun için her gereken yapılmalı.
Sular depolanmalı.
Savaşlar barışçı ve insancıl yollarla önlenmeli.
Maden, iş kazaları önlenmeli.
Sanayi ve iş kazaları önlenmeli.
Çamur akıntılarından korunma öğrenilmeli.
Tsunamiden korunma öğrenilmeli.
Doludan korunmak için bilgili olmalı.
Kasırga, tayfun için önlemler alınmalı.
Aşırı kardan korunma bilinmeli.
Asit yağmurlarından korunma becerilmeli.
Buzlanmaya karşı önlemli olmalı.
Hava kirliliğinden sakınmalı. Önlemler alınmalı.
Orman, ev, işyeri, çayır, çimen yangınlarına karşı tedbirler alınmalı.
Salgın hastalıklara karşı aşılı ve korunmalı olmalı.
Böcek işgaline karşı yapılması gerekenler bilinmeli.
Yıldırım düşmesinden korunmak için bilgili olmalı. Binalarımız paratoner- yıldırımlık olmalı.
Bu doğal- tabiat olaylarına karşı dünyada yeterli önlemler, tedbirler, eğitim olmadığından, insan ve diğer varlıklar çok zarar- ziyan görmektedir. Bu doğal olaylardan koruma; okullarda, camilerde, askeriyede, sivil yaşamda mutlaka ama muhakkak öğretilmeli. gereken ekipman- donanım sağlanmalı. İnsan hem kendini hem de başkalarını korumayı, yaşatmayı öğrenip, yapabilmeli. Bunun için zaman ayırmalı. Eğitim- öğretim zaman ayırmadan olmaz, yapılamaz.