Hanımefendi ve beyefendi olmanın yolu; âlemlerin Rabbi olan Yüce Allah’ın hak dinine, peygamberimiz sav. Gibi uymakla, bilim değerlerini yaşamakla, aklı doğru bilgilerle işletmekle olur.
Kul hakkına uyanlar, dini hakkıyla içtenlikle yaşayanlar; tam bir hanımefendi ve beyefendi olurlar.
Bilgili, bilinçli Müslüman, İslam dinine, bilimin doğru verilerine tam anlamıyla uyarak, aklını dosdoğru işletir. Bilemediğinde; bilen, deneyimli uzman kişilere danışır. Zalimlere, kötülük yapmayı alışkanlık yapanlarla; dost, arkadaş olmaz. İletişim, diyalog kurmaz. Onlardan uzak durur ki, zararı dokunmasın.
Bilinçli Müslüman, dosdoğru konuşur, yazar, davranır, sanat, meslek yapar. İslam dinine, bilime, insanlık onuruna aykırı işler yapmaz.
Allah cc. İnsanlara yaşama kılavuzu göndermiştir. Bilim verileri yaratmıştır. Bunlara uyulmasını emretmiştir. Uymayanların iki âlemde huzur ve mutluluk görmeyeceği bildirilmiştir.
Müslüman, görgü kurallarına uyarak, hareket eder. Başkalarının sözünü kesmez. Çok anlamlı, az konuşur. Başkalarının doğru bilgilerini dinler. Bilemediğinde, soru sorarak, öğrenir.
Müslüman, başkalarını küçümsemez. Kendini büyük göstermez. Alçakgönüllü, ağırbaşlı hareket eder. Ahlaksızlık, terbiyesizlik, edepsizlik, küstahlık yapmaz. Yapanlardan da uzak durur.
Müslüman, kendini anlatırken, kendini büyüterek, anlatmaz. Kibirli olmaz. Böbürlenmez. Kendini tanıtmak istenirse, alçak gönüllükle anlatır. Kendinden söz ederken, kısa, öz, anlamlı anlatım yapar.
Müslüman, asla üstünlük göstermez. Başkalarını yermez. Dedikodu yapmaz. Başkalarının aleyhine çalışmaz. Ancak başkalarını aldatıp, kandırma yapanlardan, korunmayı öğütler.
Müslüman iyi bir konuşmacı, yazar olduğu kadar, iyi bir dinleyici olur. Yapmayacaklarını, yapacağım diye söz vermez.
Müslüman, bilerek ve bilmeyerek, kula misafiri olmaz. Başkalarının gizliliklerini araştırmaz.
Müslüman, efendi, centilmen, şık olur. Tertemiz olur. Her şeyi ile çok güzel örnek olur. Peygamberimizi ve Allah cc. Dostlarını kendine örnek alır.
Konuşmalarında kişisel vurgu yapmaz. Olayları anlatır. Anlatılanları da kişisel anlamamalı.
İslam dinini ve en az 15 bilim dalını bilmeli. Bilgisiz insanın kendine ve başkalarına hayrı olmaz. Çağa uygun bilgiler, sanat, meslek, kültür sahibi olmalı.
Kişileri başkaları ile kıyaslamayın- karşılaştırmayın. Her insan farklı yaratılıştadır. Meziyettedir. Özelliktedir. Yetenek ve beceridedir. Siz insanlara yararlı olmayı hedefleyin. Hak ve hakikat yolunu güzel bir ilmi dil ile anlatınız. Ama herkesin anlayacağı şekilde anlatım yapınız.
Başkalarına asla yalan söylemeyin. İftira atmayın, dedikodusunu yapmayın. Gizli yönlerini araştırmayın. Başkalarının zararına yol açacak hareketlerde bulunmayın. Başkalarına gayet kibar, nezaketli, zarafetli, ince davranın. Kesinlikle gönül kırmayın, incitmeyin.
İlgi çekmek için hareket etmeyin. Aşırı davranışlı, uyuşuk davranışlı olmayın. Kaba olmayın. Argo, küfürlü, sövgülü konuşmayın. Bu davranışlar olgun insan işi değildir.
Başkalarının konuşmalarını düzeltmeyin. Başkalarını rencide etmeyin.
Eğitimsiz- öğrenimsiz, bilgisiz insanların yanında asla bilimsel, dinsel ağırlıklı, teknik terimler kullanmayın. Herkese anlayacağı dille konuşunuz.
Asla İslam kişiliğine uymayan hareketlerde bulunmayın.
Asla kendinizi ilim, bilim, varsıllık, şöhret, servet, makam ve mevki ile övmeyiniz.
Konuşmalarınızda öfkelenirseniz, öfkenizi kontrol etmeye çalışınız. Susmayı tercih ediniz. Öfke ile tartışmayınız. Zaten tartışma yerine hak ve hakikati dinlemek isteyenlere, açıklamalarda bulununuz.
Aşırılık, gerilik içine düşmeyiniz. Aşırılık ve gerilik haramdır.
Gezdiğiniz yerleri övgü anlatımı yapmayınız. Kendinizi hiçbir zaman övmeyiniz.
Kur’ân’a, ilme, peygamberimize uygun davranın. Sevmediklerini sizde sevmeyin.
Birey, aile, toplum, devlet olarak, Müslüman sıfatı; özelliği, niteliği, niceliği taşıyın. Bugün dünyada, Müslümanlar çok zor günler yaşıyor. Bazıları da yaşayamıyor; ölüyor! Dünyadaki, tüm şer güçler, mazlum milletleri, zayıf toplumları, Müslümanları hedef alıyor. Müslümanlar ve mazlumlar ise darmadağınık olmuş. Bazıları zalim saldırgan katliamcı, soykırımcılara uşaklık ediyor. Oysa Müslüman özgür, bağımsız, onurlu olmalı. Dimdik, hep birlikte ayakta durmalı. Hala Müslümanların akılları başlarına gelmemiş. Irkçılık, bölgecilik, mezhepçilik, cemaatçilik, tarikatçılık, kültür farklılığı, ideolojik ayrımcılık, particilik yüzünden ayrışmışlar. Birbirine düşürülmüşler. Birbirine düşenleri de bir bir yok ediyorlar. Yüce Allah’ın sadece bir ayetine uysalar, bu zelil, illetli, rezil duruma düşmezlerdi. Allah cc. Ayetinde buyuruyor.
Al-i İmran suresi 103. Ayetin meali: “ Hep birlikte Allah’ın ipine- Kur’ân’a- dinine sımsıkı sarılın. Parçalanıp, birbirinizden ayrılmayın. Allah’ın üzerinizdeki, nimetini hatırlayın.”
Peygamberimiz sav. Buyuruyor: “
Nerede olunursa, olunsun; günah işlemekte, Allah’tan korkmayı, eğer bir kötülük işlenirse, ardından hemen iyilik yapmayı, müminlere öğütlemiştir.
“Kur’ân’a olduğu gibi uyunuz ve öğütlerine uyunuz.
Ashabıma saygısızlık yapmayınız.
Namaz konusunda mutlaka dikkatli ve hassas olunuz.
Allah’tan hayâ edilmesini- utanılmasını- ar edilmesini önermiştir.
Lanet etmeyen Müslümanlar olunuz.
Komşuna hakkıyla iyi davranılmasını, eziyet edilmemesini önermiştir.
Başkalarına tenezzül etmeden yaşayınız.
Sünnetime sımsıkı bağlı olunuz.
İnsanlara güzel şekilde davranınız.
Her namazdan sonra dua ediniz.
Sinirlenmeyiniz.
Her ay 3 gün oruç tutunuz.”
Yusuf suresi 87. Ayetin meali: “ Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyiniz. Zira kâfir kavimlerden başkası, Allah’ın rahmetinden ümit kesmez.”
İbni Mesut ra. Diyor ki: “Cemaat, hak üzere olandır. İsterse bir kişi olsun.”
Peygamberimiz sav. Zamanında günümüzdeki, gibi Müslümanlar cemaatlere ayrılmamıştı. Müslümanlar arasında ayrım, bölünme, parçalanma, birbirine düşme yoktu. Peygamberimiz zamanında; İslam cemaati, Yahudi cemaati, Hristiyan cemaati vardı. Bugün ki, Müslümanların bölünmesi, Allah’ın ayetlerine terstir, zıttır, aykırıdır, haramdır.
İslam dini ve bilim çok büyük bir derinliğe, kapsam alanına sahiptir. Bir insanın İslam ilimlerini ve bilimin dallarını yeterince bilmesi mümkün değildir. Buna aklı erişmez. Kapasitesi yetmez. Zira beynin belli bir kapasitesi vardır. Bunun için anlayamadığımız konularda, sapma içine düşmemeliyiz.
“İmam Rabbani Hazretlerinin, Serhendi adlı öğrencisine gönderdiği bir mektupta, kısaca şöyle yazmaktadır: “ Kaza ve kaderin esrarını din cahilleri anlayamayıp, doğru yoldan sapmaktadır. İnsanları işlerinde mecbur, esir veya hâkim, yaratıcı sanmak, tehlikesine düşerler. Allah cc. Peygamberlerine en doğru, gerçekçi yolu gösterdi. Yanlış düşünenlere, özür bahanesi bırakmadı. Kadere inanıp, kazaya razı olanlardan olmalıyız. Kaza ve kader konusunu çok kişiler doğru anlayamamaktadır. Bunun içinde doğru yoldan çıkmaktadırlar. Akıl yürütürken, yanlışa, kuruntuya, hayallere düşmemeli. İnsanların yaptığı işlerde; cebir, zor olduğunu sanmışlar. İslam dinini iyi, doğru anlamak için peygamberimizin yorumlarına da dikkat etmeli. Kur’an ve sünneti birlikte anlamalı.”
İmam Azam Ebu Hanife şöyle dedi: “ Allah cc. Kullarına işleri zorla yaptırmaz. Allah cc. Adildir, adaletlidir. Kullarına zorla günah işletmez. Sonra da cehenneme sokmaz. Bu Allah’ın adaletine ters olur. Allah cc. İnsanlara zorla kötü, çirkin, yanlış işler yaptırmaz. Yaratmayı kullarına bırakmadığı gibi, zor ile de iş yaptırmaz.”
Millet, ümmet olarak, devlet ve millet olarak kalkınıp, gelişmemiz lazımdır. Millet bilgili, bilinçli olmazsa, devlette kalkınmaz. Devlet düzelmiş olmazsa, millette gelişmiş olmaz. Türk milleti olarak, kazancımızın %50’den fazlasını milletin eksikliğinden kaynaklanan olumsuzluklara harcıyoruz. “Terör, yangınlar, deprem, yapılan işlerin eksikliği yüzünden; yap- boz ve boz – yap işlerine çok para harcıyoruz. İsraf da alabildiğine fazladır.”
Devletin çalışma sistem, emeklilik sistemi de çok berbat durumdadır. On yıl çalışan emekli oluyor. 38 yaşında kadınlar, 43 yaşında erkekler emekli oluyor. Ülkemizde yaşama ortalaması 78 yaştır. Ölen olduğunda; bekâr kızı ve boşanmış kızları emekli aylığını almaya devam ediyor. Oysa batılı ülkelerde emekli olma yaşı 63- 73 yaşları arasındadır.
Stratejik planla, kaliteli ve verimli çalışmaları sürekli yapmalıyız. Yerli ve milli projeler geliştirmeliyiz. Yabancı ülkelerin şirketlerini ülkemize çağırıp, sömürmeye fırsat vermemeliyiz. Ülkemizde 80 bin yabancı şirket bulunmaktadır. Yerli ve milli projelerle ülkemiz kalkınmakta, güçlenmektedir. İstikrarın olması için, kalkınma sürekli olmalıdır. Doğruluk, dürüstlük, adalet tecelli etmelidir. Kendi ayaklarımız üzerine durmalıyız. Son 15 yıl içinde en iyi kalkınma, geliştirmeyi, milli ve yerli gelişmeyi; savunma sanayisinde yaptık. İhracat yapmaktayız. Bizim savunmamıza katkı sunmayan yabancı ülkeler, biz yerli ve milli savunma sanayisini kurmaya zorunlu yaptı. Bunu da becerdik. Artık ambargolar eskisi kadar yapılmamaktadır. Yapılsa da, etkisi pek olmamaktadır.
Savunma sanayisinde gelişme yapmamız, ülkemiz dağlarında olan 15 bin silahlı bölücü teröristi de bitirme noktasına getirdi. Şimdi Irak da bulunan bölücü terörü bitirmeye çalışmaktayız. Sanırım bir yıl içinde Irak’taki, bölücü terör de biter. Irak teröristlerine askeri harekâtlar düzenlerken, Suriye’deki, bölücü teröre de askeri hareketler düzenliyor. Bu sürekli olmaktadır. Buna ülkemiz çok büyük kaynaklar harcamaktadır. Bu ülkemizin beka sorunudur. Bu teröristleri, bize düşmanlık eden onlarca ülke desteklemektedir. En başta Amerika, İngiltere, Fransa, Almanya ve Batılı ülkeler gelmektedir. NATO’da ittifak ettiğimiz ülkelerin tümüne yakını, terör örgütlerine her türlü desteği vermektedir.
Ülke, millet olarak; üretime, ihracata, kalkınmaya, gelişmeye odaklanmalıyız. Ama üretimde katma değeri yüksek üretim yapmalıyız. Üstün teknoloji ile üretim yapmalıyız. Örneğin: 166 ülkeye un satıyoruz. Bunun bize kazancı çok fazla olmaz. Zaten dışarıdan satın aldığımız tahılı, una çevirip, satıyoruz.
Kalkınma için yapısal reformlar yapmalıyız. İhracata dönük çalışmalar yapmalıyız. Yeni istihdamlar üretmeliyiz. Gençlerimiz, insanımız işsiz kalmamalı. Az ücretle de çalıştırılmamalı. Kaçak da çalıştırılmamalı. Bu bir kul hakkıdır. İhtiyaç duyulan malları üretmeliyiz. İyi ve doğru tespitler yapmalıyız. Yabancı ülkelerde de yatırım yapmalıyız. Mutlaka ama muhakkak kalkınmış Türkiye oluşturmalıyız. Yaşam boyu çalışmalıyız.
Dosdoğru ve gerçek samimi bilinçli Müslüman, barışçıdır. Esenlik vericidir. Sağlık ve iş kazandırıcıdır. Huzurlu, mutlu, rahat ettiricidir. Allah’a karşı görevlerini yapandır. Kul hakkına azami ölçütte dikkat edendir. İki âlemde başarı sağlatıcıdır. Tebliğ edici, eğitici, öğretici, bilinçlendiricidir. Müslüman saldırgan, saldırıcı, zalim, ezici, hak yiyici, İslam dini dışında beşeri – felsefi inançlı olmaz. İslam dinin önüne, yanına, arkasına başka bir düşünceyi koymaz.
Müslüman barışçıdır. Saldırgan değildir, dedik. Ama zalimlerin, kâfirlerin, haydutların, yamyamların, barbarların, saldırganların, vahşilerin, emperyalistlerin olduğu bir dünyada; saldırıları caydıracak en büyük güçte olmalıdır. Saldırıları durduracak, zalimleri durduracak, güçte hazırlık olmalıdır. Halk hem sportif olmalı. Hem savaşmayı bilmeli. Hem savaşta kullanılacak, her türlü milli, yerli silaha sahip olmalı. Buda yetmez. Zalimler ve kâfirler tüm dünyada mazlumlara ve müminlere karşı örgütlü işbirliği yapmaktadır. Müslüman ülkelerde savunma konusunda işbirliği yapmalı. Bir ve beraber hareket etmeli. Bugün bunu beceremeyen Müslümanlar; 1979 yılında beri, 30 kadar ülke saldırıya uğramıştır. Bu saldırıları 30- 34 ülke birlikte yapmıştır.
Saldırganların başını Amerika, Rusya, NATO, Avrupa ülkeleri çekmektedir. Daha doğrusu; Birleşmiş Milletlerin 5 daimi ülkesi, dünyayı savaşa sürüklemektedir. Türkiye’mizin başına, PKK bölücü örgütünü ve sol- komünist terör örgütlerini daha çok bela etmişlerdir. 1968 yılından beri, yanı 56 yıldır terörle mücadele vermekteyiz. Dost, müttefik dediğimiz ve aynı birlikte yer aldığımız, başta Amerika bu terörü desteklemektedir. 1991 yılında, komünist dünyası yıkılmadan öncede, komünist ülkeler, başta SSCB denilen Rusya destekliyordu.
Rusya 1979 yılında Afganistan’ı işgal etti. Sekiz yıl kaldı. Çıkmaz zorunda kaldı.
Rusya, ülkesindeki, bir milyon Çeçen’den 250 bin tanesini 1992-1995 yılları arasında katletti.
Rusya 2000 yılında Bakü’yü işgal etti.
Rusya 2008 yılında Gürcistan’ı ve Kafkasları işgal etti.
Rusya 2014 yılında Ukrayna’ya ait olan Kırım’ı işgal etti.
SSCB Rusya, Lenin döneminde 10 milyon, Stalin döneminde 43,5 milyon insanı katletti.
Rusya 2022 yılı 24 Şubatında Ukrayna’ya saldırdı. Saldırı ve işgal 2 yılı aştı. Ukrayna’nın %18 toprağını işgal etti. Tüm sivil kentlerini füzelerle vurmaktadır. Cepheden çok, sivil halkı vurmayı sürdürmektedir. Anaokulları, hastaneler, sivil binalar, okullar, yeraltı yerüstü yapılar vurulmaktadır. Tam bir zalimlik, gaddarlık, insan dışılık yapmaktadır. Tam bir yaban ayısı, barbar, zalim gibi hareket etmektedir. Amacı; işgal etmektir.
Amerika, USA denilen emperyalist ülkede, NATO ve Batı ülkelerini yanına alıp; Afganistan, Irak, Suriye, Somalı, Libya gibi onlarca ülkeye saldırdı. Bunlardan dost, müttefik olmaz. Bu güçlerin en büyük düşman gördüğü ülke; Türkiye’mizdir.
Azerbaycan – Karabağ Bölgesi 1992-1995 yılları arasında işgal edildi.
Aynı yıllar da Bosna- Hersek Boşanmaları, Sırp ve diğer Hıristiyanların saldırılarında 250 bin şehit verdi.
Asya kıtasındaki, pek çok Müslüman kavim saldırılarda şehit oldu.
Afrika kıtasının pek çok ülkesinde Müslümanlar katledildi.
Orta Afrika Cumhuriyetinde, Müslüman insanlar sokak ortasında parçalandı!
Hindistan, Keşmir’de sürekli katliamlar yapmaktadır.
Sudan’da iç savaş çıkarıldı. Ülke böldürüldü!
Myanmar’da ordu askerleri, Arakan Müslümanları soykırıma tuttu. Evlerini, bahçelerini yaktı. Ülkeden sürdü. Sürülenler Bangladeş’e sığındı…
Ben bu katliamları pek çok yazımda defalarca anlattığım için, detaya yer vermiyorum. Bize düşen mazlumlarla, Müslümanlarla bir ve beraber olmak, güç birliği, işbirliği yapmaktır.
İsrail Siyonistleri 07 Ekim 2023 gününden beri Gazze Filistinlilerine soykırım işliyor. Soykırım işlediği, uluslararası Lahey Mahkeme kararıdır. 300 gündür çevresindeki, 6 ülkeye saldırmaktadır. Gazzelilerden 16 bin çocuk, 11 bin kadın, toplam 40 bin kişiyi katletti. 11 bin insan kayıptır. Kent binalarının altında olanlar aldırılmadı. Binaların çok büyük çoğunluğu enkaza dönmüştür. 40 bin insan katledildi. 100 binden fazla insan yaralandı. Gazze’ye insanı yardım sokulmuyor. Amerika ve İngiltere savaş gemileri, İsrail’e destek amaçlı kıyıda bekliyor. Batı dünyası tüm savaş yardımını yapıyor. İsrail son 20 yıl içinde Filistinlilerin 5. Liderini suikastla katletti. 31.08.2024 günü Filistin, Gazze lideri İsmail Haniye’yi İran’da yattığı binada saat: 02.00’de suikastla şehit etti. İsmail Haniye bugün, 02.08.2024 Cuma günü Katar- Doha’da toprağa verildi. Tüm şehitlerimizden Allah cc. razı olsun. Bütün bu ezilmeler, mağduriyetler, Müslümanların birlik ve beraberlik içinde olmayışlarından oluşmaktadır. Hala da Müslümanlarda birlik ve beraberlik içinde olma hissi uyanmış, harekete geçilmiş değildir. Allah cc. Akıl fikir versin, diye dua etmeli.