Rize Milletvekili Gençlik Ve Spor Bakanı Osman Aşkın BAK
11 Ekim 1966’da İstanbul Üsküdar'da doğdu. Aslen Rize Pazar Derinsu köyündendir. Baba adı Muhittin, anne adı Fatma'dır. İTÜ Makine Fakültesi’ni bitirdi. Nottingham Üniversitesi İşletme Yönetimi ve Endüstri Mühendisliği alanında yüksek lisansını, İTÜ Fen Bilimleri Enstitüsü Endüstri Mühendisliği programında doktorasını yaptı. Özel sektörde üst düzey yönetici olarak çalıştı. DEİK Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu, Türk-İran İş Konseyi Yürütme Kurulu üyesi olarak görev yaptı. İTO meclis üyeliğine seçildi. İstanbul Üniversitesi Mühendislik Fakültesi’nde öğretim üyesi olarak ders verdi. Kasımpaşa Spor Kulübü genel sekreterliği, İstanbul Amatör Spor Kulüpleri Federasyonu yönetim kurulu üyeliği, TFF Genel Kurul delegeliği, Profesyonel Kurul ve Dış İlişkiler Kurulu üyeliği, İstanbul Büyükşehir Belediyespor Kulübü genel sekreterliği, Türkiye Güreş Federasyonu Başkanlığı görevlerini yürüttü. 12 Haziran 2011 tarihinde yapılan genel seçimlerimden sonra TBMM de milletvekili olarak yer almaktadır…
İstanbul Milletvekili Osman Aşkın Bak’ın hatıraları
Kasımpaşa’da geçen çocukluk ve gençlik yılları
Çocukluk yıllarım Beyoğlu ilçesinin Kasımpaşa semtinde geçti. Babam Deniz Dikimevi’nde terzi olarak çalışıyordu. Kaptanpaşa Mahallesi’nde bir evde kiracı olarak oturuyorduk. İlkokulu Kaptanpaşa İlkokulu’nda tamamladım. Kasımpaşa Orbay Ortaokulu’nu birincilikle bitirdim. 1980 yılının Eylül ayında devlet parasız yatılı sınavlarını kazanarak Kabataş Erkek Lisesi’ne kaydoldum. Lise yıllarında yaz tatillerinde garsonluk yaparak, işportada çorap ve ayakkabı satarak aile bütçesine katkıda bulunuyordum.
Recep Tayyip Erdoğan ile tanışmam hayatımın dönüm noktası oldu
Recep Tayip Erdoğan, mahallemizin futbol takımında oynuyordu ve herkes tarafından çok seviliyordu. Siyasetin içinde aktif olarak yer alıyordu. Bana sporculuğu ve siyaseti sevdiren ve bir yaşam tarzı olarak benimsememe neden olan en önemli kişidir. O dönemlerde İETT’de çalışmakta ve İETT futbol takımında futbol oynamaktaydı. Semtten büyüklerimiz İETT’nin maçlarına giderken ben de zaman zaman maçlara giderek Tayyip Erdoğan’ı izleme fırsatı bulurdum. Lise yıllarında mahallemizin İstanbul Amatör Küme’de yer alan Erokspor Kulübü’nde genç takımda futbol oynamaya başladım. Bir yandan da Erokspor Kulübü’nün sicil lisans işlerini takip ediyordum.
Tahtakale’de seyyar tezgâhlarda satış yapıyordum
1983 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi Makine Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümü’nü kazanarak üniversite hayatına başladım. Üniversite yıllarında Kasımpaşa Erokspor Kulübü’nde yöneticilik yapıyordum. İstanbul Amatör Futbol Ajanlığında tertip komitesi üyelikleri görevlerinde bulundum. Üniversite yıllarında hafta sonları Tahtakale’de seyyar tezgâhlarda satış yapıyor veya öğrencilere özel matematik, fizik, kimya dersleri veriyordum. Bu arada siyasetin içinde yer alıyorduk. Refah Partisi seçim çalışmalarında Tayyip ağabeyin yanında toplantılara ve konferanslara katılıyorduk.
İngiltere ve yüksek lisans çalışmaları
1987 yılında İTÜ Makine Fakültesi’nden mezun olduktan sonra yurt dışına gidip master yapmayı çok istiyordum. Bu düşüncemi o zamanlar Refah Partisi İl Başkanı olan Tayyip Bey ile paylaştım. Kendisi çok olumlu karşıladı ve her türlü desteği vereceğini söyledi. İngiltere’deki dil okullarından ve üniversitelerden kabul kâğıdı alarak 1988 yılında İstanbul’dan Londra’ya karayolu ile 52 saatlik yolculuktan sonra ulaştım. Dover kentinde sınırda vize alarak İngiltere macerasına başladık. Luton College’de İngilizce kurslarına devam ederken bir yandan da Türk restoranında çalışıyordum. Daha sonra Londra’da Costain Construction PLC adlı inşaat şirketinde bir yıl mühendis olarak çalıştım. 1990 yılında Nottingham Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü’nde imalat sistemleri ve işletme yönetimi konusunda master eğitimine başladım. Nottigham’da iki yıl boyunca futbol hakemliği yaptım. Üniversitede öğrenci derneklerinde yöneticilik görevlerinde bulundum. İngiltere futbol ligini yakından takip etme fırsatı buldum.
Akademik hayat
1992 yılının Ocak ayında yüksek lisansımı tamamlayarak Türkiye’ye döndüm. Şubat döneminde İstanbul Teknik Üniversitesi tarafından açılan Fen Bilimleri Enstitüsü doktora programı sınavlarını kazanarak Endüstri Mühendisliği Anabilim Dalı’nda doktora çalışmalarına başladım. Aynı yıl mayıs ayında İstanbul Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Endüstri Mühendisliği Bölümü’nde araştırma görevlisi olarak çalışmaya başladım. 1994 yılında aynı fakültede Deniz Ulaştırma İşletme Mühendisliği Bölümü’nde görevime devam ettim. 1996 yılında Hollanda’dan hükümet bursu kazanarak altı ay boyunca Rotterdam Limanı’nda denizcilik ekonomisi ve limancılık konularında eğitim ve seminerlere katıldım. Yurtiçi ve yurtdışı dergilerde, kongrelerde yayınlanmış ve sunulmuş yabancı dilde akademik çalışmalarım bulunmaktadır. Mühendislik yönetimi, proje yönetimi, liman işletmeleri, denizcilik ekonomisi, stratejik yönetim konularında çeşitli dersler verdim. 2003 yılında görevimden ayrılarak özel sektörde çalışmaya başladım.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde aldığım görevler
1994 - 2006 yılları arasında İstanbul Büyükşehir Belediyesi Spor Kulübü’nün genel sekreterlik görevini yürüttüm. Bu sürede başta güreş olmak üzere amatör branşlarda şampiyon sporcuların yetişmesinde ve kulüp olarak Avrupa ve Dünya kulüpler şampiyonluklarının kazanılmasında aktif rol aldım. 1996 Atlanta, 2000 Sidney Olimpiyatları’nda başarılara imza attık. Türkiye Futbol Federasyonu’nda genel kurul delegeliği, profesyonel kurul ve dış ilişkiler kurulu üyelikleri görevlerini yürüttüm. İstanbul Büyükşehir Belediyesi bünyesindeki İDO ve ULAŞIM A.Ş. şirketlerinde yönetim ve denetim kurulu üyesi olarak görev yaptım.
Özel sektör yıllarım
2003 yılında akademik çalışmalarıma ara vererek üniversiteden ayrıldım. Albayrak Şirketler Grubu’nda yönetim kurulu ve icra kurulu üyesi olarak çalışmaya başladım. Grubun, aynı yıl özelleştirmeden aldığı Trabzon Liman İşletmesi’nin koordinatörlüğünü üstlendim. Limanın yapılanmasında ve yeni yatırım projelerinin gerçekleştirilmesinde aktif roller üstlendim. Dış Ekonomik İlişkiler Konseyi (DEİK) bünyesindeki Türk-İran İş Konseyinde 2004 yılından itibaren yürütme kurulu üyesi olarak görev yapmaya başladım. Albayrak Grubu’nda ayrıca dış yatırım ve yurt dışı projelerde de görev alıyordum. 2005 yılında Albayrak Grubu bünyesindeki şirketleri temsilen İstanbul Ticaret Odası Meclis Üyesi seçildim. Bu görevi iki dönem yürüttüm. Bu süreçte uluslararası taşımacılık, lojistik hizmetler ve limancılık konularında pek çok seminer ve toplantılara katılarak görüş ve düşüncelerimizi paylaştık.
Güreş Federasyonu Başkanlığı yıllarım
yılı Mart ayında özerkliğe adım atan Türkiye Güreş Federasyonu Başkanlığı’na seçildim. Güreş Federasyonu’nun kurumsallaşması ve altyapının güçlendirilmesi için projeler ürettim. 2008 yılında Pekin’de yapılan Olimpiyat Oyunları’na güreş kafilesinin başkanı olarak katıldım. 2009 yılı Şubat ayında yapılan genel kurulda ikinci kez Güreş Federasyonu Başkanı olarak seçildim. Aynı yıl Eylül ayında Danimarka’da yapılan Dünya Güreş Şampiyonası’nda grekoromen stilde Türk milli takımı dünya şampiyonu oldu. Federasyon Başkanlığı dönemimde yıldız, genç ve büyükler kategorilerinde çok sayıda Avrupa ve Dünya şampiyonu sporcunun yetiştirilmesinde önemli katkılar sağladık.
Rize ve güreş
Rize ve Memleketim Rize; güreşte 4 olimpiyat şampiyonu çıkarmış, 5 altın 2 bronz madalya olmak üzere toplam 7 olimpiyat madalyasına sahip bir ilimizdir. Olimpiyat şampiyonları: Mehmet Oktav (1948 Londra), Mithat Bayrak (1956 Melbourn, 1960 Roma), Kazım Ayvaz (1960 Roma), Mehmet Akif Pirim (1992 Barcelona) ve Dünya şampiyonları Yaşar Yılmaz memleketimizin gurur kaynaklarıdır. Ayrıca; Çaykur Rizespor Güreş Kulübü, Türk güreşinde bir ekol ve efsanedir.
Pazarlı olmak
İstanbul Büyükşehir Spor Kulübü’nde görev yaparken Pazarspor ile bir hazırlık maçında değerli başkanımız Hüseyin Yangın ile tanıştık. O zamanki Pazarspor’un genç kadrosu beni etkilemişti. İyi ve koşan bir takımdı. Hüseyin Yangın bir gün bana sordu: “Pazar’da evin var mı?” diye. Ben de “yok” deyince, “Pazarlı olmak için önce bir ev yapacaksın” dedi. Hakikaten doğruydu. Biz de bir ev yaptık ve Pazarlı olduk. Pazarspor’u hep takip ediyorum. Pazarspor’dan İstanbul Belediyespor’a yedi tane sporcu aldık. Bunların hepsinde belki katkım oldu ama aslında Pazarspor bir futbolcu fabrikası gibidir. Çeşitli kulüplere transfer olmuş yirminin üzerinde futbolcusu var. Bu durum gurur verici, bunu sürdüreceğiz. Pazarspor gerçekten UEFA kriterlerine yakın bir yönetim sistemine sahiptir. Çeşitli alanlardaki yoğun görevlerime rağmen, Rize’den, Pazar ilçemden, köyüm Derinsu’dan hiç kopmadım. Her yıl birkaç defa ilçeme ve köyüme giderim. Babam senenin sekiz ayı köyde kalır.
Her şey bu millet için
Artık sadece İstanbul’un değil Rize’nin ve Pazar’ın da hizmetindeyim. Sayın Bakanımız, diğer iki milletvekili arkadaşımız ve Türkiye’nin değişik illerinden seçilen Rizeli diğer milletvekili arkadaşlarımızla hizmet vermek için Rize’ye daha çok geleceğim. Doğduğum yer, evimin bulunduğu yer olan Pazar’ın her zaman emrindeyim. Rize’nin gönlümüzdeki birinci milletvekili, çok kıymetli büyüğümüz sayın başbakanımızdır. Sekiz yaşından beri kendisinin yanındayım. Beni okutan, bu yaşıma kadar destek olan ve bu yerlere gelmemi sağlayan kendileridir.
Türkiye sevdası
AK Partinin sağladığı siyasi istikrar, güven ortamı sayesinde Türkiye son on yılda büyük bir değişim ve dönüşüm süreci yaşadı. Bu istikrar ve başarı sürecektir. AK Parti’de millete, alın terine hak ettiği değer verilmektedir. Çünkü AK Parti milletin kendisidir. AK Parti’de Recep Tayyip Erdoğan liderliği ve Türkiye sevdası vardır.
Türkiye’ye olimpiyat yakışır
İstanbul 2020 Yaz Olimpiyatları’na adayız. Süreç içinde lobi çalışmaları devam ediyor. Türkiye’ye olimpiyat yakışır, olimpiyat meşalesi yakışır. Çünkü biz hem ekonomimiz hem dış politikamızla hem de dünyada gösterdiğimiz performansla bunu yapabileceğimizi gösterdik.
İşte dünya lideri
2011’in Aralık ayında NATO toplantısı için İngiltere’ye gittiğimde Afganistan’ın değişim-dönüşüm sürecini ele aldığımız toplantıda Afganistan ve Pakistan Milletvekilleri bana, “Sayın Erdoğan’a çok iyi bakın. Ona sadece sizin değil Ortadoğu’nun, Afganistan’ın, Pakistan’ın, dünyanın ihtiyacı var. İşte dünya lideri, büyük usta ve adam gibi adam olmak budur” dediler.