Allah cc. Farklı ayetlerde mealen ve kısaca buyuruyor: “ Parçalanıp, ayrılan olmayın. Birbirinize dost ve yardımcı olun. Birbirinizle çekişmeyin. Sabredenlerden ve öfkesini yenenlerden olun. Hep birlikte Allah’ın dinine sımsıkı sarılın. Parçalanıp, ayrılmayın. Aklınızı doğru işletin. Allah’a yönelin ve dosdoğru olun. Allah’ın emirlerini tutun, şüphelilerden ve yasakladıklarından sakının. İyilikleri artırın, kötülükleri men edin.”
Müslüman olmak; Allah’ın varlığına, birliğine, eşi – benzeri olmadığına inanmak, Hazreti Muhammed’in sav. Allah’ın kulu ve peygamberi olduğuna inanmakla başlar. Allah’ın emirlerini tutmak, yasakladıklarından sakınmakla, iyiliği çokça yapıp, yaymakla; kötülükleri önlemekle devam eder. Allah’a, İslam dininin ve Kur’ân’ın bildirdiği, Esma’ül Hüsna ile inanmak farzdır. Bunun dışında inanmak; batıldır, şirktir, küfürdür, yalandır, iftiradır.
Allah’ın varlığına, Esma’ül Hüsna dışında inanmak, kabul etmek haramdır, yasaktır. Anne ve babaya asi olmak, karşı gelmek, haramdır- yasaktır. Haksız yere, devletin emri, izni olmadan, insan öldürmek haramdır. Katil olunur. Katilin yeri cehennemin ateş, duman, irin çukurudur. Kızgın ateştir. Başkalarının malına, mülküne, servetine, canına, nesline, aklına, doğru davranışlarına müdahale etmek haramdır. Bugün bunları bireyler, toplumlar, devletler haksızca yapmaktadır! Bu bir kul hakkıdır. Kul hakkını Allah cc. Bağışlamıyor, affetmiyor. Zira muhatabı insandır, hayvandır, doğadaki canlılardır.
Sarhoşluk veren madde, bağımlılık yapan madde, alkol, içki, uyuşturucu kullanmak, kumar ve şans oyunları oynamak haramdır- günahtır. Afyon, esrar, eroin, uyuşturucu hap gibi yüzlerce çeşidi olan bu zararlı, kötü maddeleri kullanmak haramdır. Bunları üretmek, satmak, alıştırmak da haramdır. Kötülüğe çığır açan, yol açanda günah almaktadır. Sarhoşluk veren her madde haramdır. Zararlı olan her maddeyi kullanmak haramdır.
Kumar oynamak, faizcilik, tefecilik, sahtecilik, sahtekârlık, hırsızlık, çalmak, hortumlamak, hile yapmak, vurgun yapmak da haramdır. Alışverişte hile, sahtecilik, sahtekârlık, dolandırıcılık, stokçuluk, sakat malı satmak da haramdır. İslam dininde 700 kadar haram vardır. Bu 700 haramın tümü devletler ve toplumlar tarafından bugün yapılmaktadır. Hem de yoğun yapılmaktadır. Pek çoğu da yasa gereği yapılmaktadır.
Hak mümin hakiki samimi gerçek bilge Müslüman; hırsızlık, dolandırıcılık, yankesicilik, anarşistlik, şiddet, terör, saldırganlık, hayvanlık, vahşilik, dehşet saçma, alışverişte hile, vurgunculuk, bozukluk, bozgunculuk yapmaz. Bunları yapanlar, cenneti rüyalarında bile görmez.
Müslüman, haram yiyecek yemez. Helal ve temiz olanlardan yer, içer, giyer. Haram yazmaz, konuşmaz, eylemlerde bulunmaz. Helal ve meşru işler yapar. Devletin hakkıyla suç saydığı davranışlarda da bulunmaz.
Müslüman, yalan söylemez. İftira atmaz. Argo, küfürlü, sövgülü, edepsiz, hayâsız, günah konuşmaz, yazmaz. Kur’ân’a ve sünnete uygun konuşur, yazar, davranır. İslam ahlaklı olur. Yalan yere yemin etmez. Başkalarının aleyhinde konuşmaz. Yalancıları deşifre eder. Başkalarını tuzağına çekip, aldatmasına fırsat vermez. Yalan şahitlik- tanıklık etmez. Başkalarıyla alay etmez, dalga geçmez. Başkalarını kıskanmaz, çekememezlik etmez, başkalarının iyiliğini çekememezlik yapmaz.
Müslüman, devletine, milletine, insanlara, hayvanlara, doğaya zarar vermez. Bunlarda kul hakkıdır. Hayvanlarda, Allah’ın dilsiz kullarıdır. Korunmalı, kollanmalı, bakılmalı. Yaz, kış hayvanların korunup, bakılması, insanlar üzerine görevdir. Allah cc. Diğer canlıları biz akıllı insanlara emanet etmiştir. Hayvanları, insanların bakması bir görev, ödev, sorumluluk, yükümlülüktür. İnsanlar, evcil hayvanlara bakamsa, onların yaşaması olanaksızlaşır.
İnsanlar arasında ayrımcılık, bölücülük, fitne, fesat, nifak çıkarmak, katillikten çok daha büyük günahtır. Bunu bugün ırkçılar yapmaktadır. Irkçı terör örgütleri ve siyasi parti uzantıları vardır. Yabancılara ayrımcılık yapan belediye başkanları vardır. Bolu Belediye Başkanı, yabancılardan su parasını 13 kat daha fazla (dolar cinsinden, döviz olarak) ücret almaktadır! Nikâh parasını 20 kat daha fazla almaktadır. Devlet, bu belediye başkanı hakkında soruşturma, inceleme başlattı. Başka bir siyasi parti genel başkan vekili ve grup başkanı, devlet bankasından 36 milyon dolar borç para almış. Bununla 3 ayrı sıvı yağ fabrikası ve villaları; devlet- hazine arazisinde yapmıştır. Bu milletvekili, Bingöl’de bir adamın şehit kız kardeşine sin li Kaflı küfretmiştir!
Amerika ve Avrupa ülkelerinde; Müslümanlara, Türklere, siyahilere- zencilere ayrımcılık yapılmaktadır. İslam ve yabancı düşmanlığı yapılmaktadır. Biz bu olanları; eleştiriyor, kınıyor, yeriyoruz. Protesto ediyoruz. Ülkemde de, batıda yapılan gâvurluklar gibi yapanları, aynen eleştiriyor, kınıyor, yeriyor, desteklemiyor, onaylamıyoruz. Zalimlik ise her yerde zalimliktir. Müslüman zalim ve sapık, sapkın yanında asla yer almaz. Alırsa, onun gibi olur.
TBMM’sinde 650 milletvekili vardır. Bunların bazılarının 1402 tane fezlekesi, savcılıktan suç dosyası vardır. Bu gibiler, milletin vekili, devlette yönetici olursa, işler iyi gitmez! Gider mi? Ahlaken olgun, bilgi olarak doğru, yaşam şekli olarak dürüst ve düzgün insan olmalı. Millette, bu gibi sakat, dengesiz, ölçüsüz, olgun olmayan kişileri vekil olarak seçiyorsa, milletin bu yaptığının ardından laf söylemeye hakkı yoktur. Suç işleyen bazı milletvekillerinin milletvekilleri kaldırıldı. Yargılanması için dokunulmazlıkları da kaldırıldı. Yasalarda yetersizlik, eksiklik, yanlışlık olduğundan, terör örgütü mensupları bile milletvekili seçilebiliyor! Bu kişiler ülke içinde ve dışında devletimizin ve milletimizin aleyhinde çalışıyor. Casusluk bile ediyor!
Vatan, millet, devlet, bağımsızlık, özgürlük, vatan bütünlüğü düşmanı olmak; hainliktir, ihanettir, alçaklıktır, düşmanlıktır, adiliktir.
Müslüman, milli, manevi, dini, ilmi, insani değerlere düşmanlık asla edemez. Fitne, fesat, nifak, bölücülük, ayrımcılık yapmak haramdır. İkiyüzlü davranmak haramdır. Kötülük etmek, kötü insanlarla dostluk yapmak haramdır. Büyü, sihir, falcılık, putçulük, ideolojik sapkınlık, felsefi sapıklık içinde olmak haramdır. İsraf- savurganlık yapmak haramdır. Doğayı, çevreyi bozmak haramdır. Çevreyi kirletmek haramdır. Başkalarının hak- hukukuna tecavüz etmek haramdır. Allah’tan başkasına kulluk etmek, gösteriş için iş yapmak haramdır. Başkalarının gizli işlerini, ayıplarını araştırmak haramdır. Haksızlığa, kötülüğe doğrudan veya dolaylı destek vermek haramdır- günahtır- yasaktır. Haksızlığa destek vermek de, yapmak gibi haramdır. Emanete ihanet etmek, kendine teslim edilen eşyaya, mala zarar vermek haramdır. Müslüman kul hakkına girmez. Girerse, iyi bir hakiki Müslüman olmaz. Aldığı günahlar, sevapları eksiye götürür! Sevaplarını silip, süpürür, götürür! Elde kalır ya sıfır ya da başkalarına borç, harç!
Bizlerde peygamberimiz ve peygamberler gibi olmalıyız. Onlar gibi azimli, gayretli, mücadeleci, doğrucu, dürüst, başarılı olmalıyız. İyi bir birey, iyi bir aile reisi, iyi bir toplum önderi, iyi ve başarılı bir devlet adamı, insanı olmalıyız. Zorluklarla akıllıca, zekice, başarılı mücadele etmeliyiz. Peygamberimiz saldırganlara karşıda başarılı bir savaşçıydı. Bedir savaşı, Uhud savaşı, hendek Savaşı, Hayber fethi, Mekke’nin fethini yaptı. Huneyn savaşı, Evtas savaşı, Taif kuşatması, Tebük seferi gibi savaş ve seferlerde bulundu. Peygamberimiz bir defa hac yapabildi. Ona da veda haccı diyoruz. Burada 120 bin kişiye okuduğu hutbeye de; Veda Hutbesi diyoruz. Bu hutbe içeriği, anlamı, önemi, değeri ile çok önemlidir. Bilip, anlamamız gerekir.
Peygamberimiz Hazreti Muhammed Mustafa sav. Buyuruyor: “ Allah’ım! Acizlikten, tembellikten, cimrilikten, korkaklıktan, ihtiyarlıktan ve kabir azabından sana sığınırım.”
Peygamberimiz buyuruyor: “ Merhamet etmeyene merhamet olunmaz.”
Emin Ali Sipahi manzumesinde şöyle diyor:
“ Özde, sözde, dilde, seste Allah bir!
Yer ettikçe, can kafeste Allah bir!
Böyle geldik, böyle gitmek dileriz…
İlk nefeste, son nefeste Allah bir!”
Bakara Süresinin 281. Ayeti en son vahyedilen şu ayettir: “ Allah’a döneceğiz ve haksızlığa uğramadan, herkesin kazancının kendisine verileceği günden korkunuz.”
Bakara Süresi 39. Ayet: “ İnkâr eden kimseler ve ayetlerimizi yalan sayanlar cehennemlik olanlardır. Onlar orada temelli kalacaklardır!”
Nisa Süresi 45. Ayet: “ Doğrusu münafıklar cehennemin en alt tabakasındadırlar. Onlara yardımcı bulamayacaksın!”
İslam, Müslüman olduğunu söyleyip de yalan, yanlış, hata, haram, günah, eksiklik içinde olan milyarlarca insan vardır. Her hoca, molla, cemaat lideri, önderi olduğunu söyleyene inanıp da aldanmamalı. Çok sayıda hain, mason, sapık görüşte olanlar bulunmaktadır. Bunlar bilerek, bilmeyerek, casus- ajan olarak da bulunmaktadır. Kur’ân Müslümanlığı deyip, Hazreti Muhammed sav. Kabul etmeyenler, hadis, sünnet reddedenler, o tarihte kaldı, diyenler ve pek çok sapkınlıkta olan vardır. Bunun için ilim, irfan, akıl, doğru düşünce, Kur’ân, sünnet bilmeli. Dosdoğru öğrenmeli.
Nisa Süresi 65. Ayet: “ Hayır, Rabbine yemin ederim ki, onlar aralarında çıkan çapraşık işlerde seni hakem yapıp, sonrada verdiğin hükümlerden gönüllerinde hiçbir darlık duymaksızın, tam bir teslimiyetle teslim olmadıkça iman etmiş olmazlar.”
Haşr Süresi 7. Ayet: “ Bir de peygamber, size her ne emir verirse, tutun; yasakladıklarından da sakının. Allah’tan korkun. Çünkü Allah’ın azabı çetindir.”
Peygamberimiz sav. Buyuruyor: “ İstek ve hevâsı benim getirdiklerime tabi olmadıkça, hiç biriniz iman etmiş olmazsınız.”
Doğru, gerçek anlamda Kur’ân, sünnet, hadis, İslam ilmi, bilim, irfan öğrenmeyenin söz, yazı, anlatımlarında hayır bulunmaz. Bizler doğru ve gerçek şekilde İslam ilimlerini ve pozitif ilimleri temiz akıl ile öğrenmeliyiz. Bizi aldatmak, kandırmak, amaçları doğrultusunda kullanmak isteyenlerin çok olduğunu asla unutmamalıyız.
Aklı çok dosdoğru kullanmalı. İlimle, irfanla, hikmetle kullanmalı. Hikmet; insanın, insan ile insanın Allah cc. İle insanın varlıklar ile Allah’ın varlıklarla ilgili olan derin ilişkisini en geniş anlamıyla anlamaya hikmet diyoruz. İslam dini boş, yararsız, zararlı, zarar vereni emretmez. İnsanı yapamayacağı işlerden sorumlu tutmaz. İnsanların ana konularda, gerekeni yapma konusunda birlik beraberlik içinde olmasını ister. İslam dini ayrılık, nifak, fitne, bozukluk, bozgunculuk, ayrımcılık içinde olmayı reddeder. Haram kabul eder. Yasaklar. İnsan maddi, manevi, ruhani derinliği ile yararlı ve dosdoğru gerçekçi işler yapmakla yükümlüdür. İnsaflı, vicdanlı, güzel duygulu, doğru düşünceli, yararlı işler yapılması emredilir. Birliktelik, dayanışma ruhu, kolektif hareket etme istenir. Bölünmeyi, parçalanmayı, birbirine düşmeyi yasaklar. Tarikat, cemaat, mezheplere, ırklara ayrılıp, birbirine düşmanlık etmek haramdır. Ayetlerle; bölünüp, parçalanma yasaklanıyor. Bölünüp, parçalanma, birbirine düşme haramdır.
Akıl, insan özgü ilahi bir değerdir. İyi ile kötüyü, doğru ile yanlışı birbirinden ayırt eder. Allah cc. Akledin, buyuruyor. İnsana akıl kullanmada, aklı işlevli kılmada sorumluluk yüklüyor. Akıl, vahiyden sonra en büyük nimettir. Akıldan sonra gelen tecrübe, dene yapma, deneyerek öğrenme asıl olandır. Yanlış görüldüğünde, vazgeçilmelidir. Yalanda, yanlışta, batılda, küfürde, akılsızlıkta ısrar asla edilmemeli. İlkeli, kurallı, yasalara uygun davranmalı. Devletin koyduğu aysalar, kuralar, ilkelerde çok önemlidir. Yasalara uymayan, kul hakkına girer.
Kur’ân ve sünnetin olmadığı bir yerde birlik, beraberlik, huzur, mutluluk, rahatlık, kolaylık olmamaktadır. Birlik zemininde beraber olmalı. Detaya düşüp, dağılıp parçalanmamalı. Niza, cedel, fırka, grup, ihtilaf, ayrılık, fitne, bozukluk, bozgunculuk, yıkıcılık, ayrılık, ayrımcılık yapmamalı. Herkese hak ettiği hukuk tanınmalı. Kim ve ne olduğuna bakılmamalı. Herkes hak ettiğini hukuk çerçevesinde almalı. Barış içinde yaşamalı. Fitne ve bozgunculuğa fırsat, olanak asla vermemeli.
Al-i İmran Süresi 103. Ayet: “ Hepiniz birlikte Allah’ın ipine- dinine sımsıkı sarılın. Parçalanıp, ayrılmayın.”
Al-i İmran Süresi 105. Ayet: “ Kendilerine apaçık belgeler geldiği halde, parçalanıp, ayrılanlar gibi olmayın. Onlar için kuşkusuz büyük bir azap vardır.”
Enfal Süresi 73. Ayet: “ Birbirinizi desteklemezseniz, yeryüzünü fitne- bozukluk- bozgunculuk kaplar ve büyük bir bozgunculuk, bozukluk olur!”
Enfal Süresi 46. Ayet: “ Allah’a ve peygamberine itaat edin. Birbirinizle çekişmeyin. Aksi taktirde gücünüz gider. Allah sabredenlerle beraberdir.”
Bugün, Müslümanlar küfür ve batıla düştüğü için ayrılık, ayrışma, ayrımcılık, bozukluk, fitne, fesat, nifak içindedirler. Gerçek bir İslam dini bilgisi, bilim bilgisi; akıl, mantık, makul olma, sağduyu işletme bulunmamaktadır. İslam dininden çok sapkın sapık düşünceleri beğenip, yaşam tarzı yapmaktadır. Müslüman olmayanların kışkırtması ile Müslüman kardeşi ile savaşmaktadır! Bunun içindir ki, Müslüman olarak tanımlanan topluluklar perişan, rezil, rüsva haldedir. Sadece cahil halk sapıklıkta değildir. İlim ve fikir insanları, yönetici ve idarecilerde sapkınlıktadır. Ortaya at bir etli kemik parçası! Gör kavgayı, dövüşü, birbirini öldürmeyi!
Müslümanların bilgiyle, bilinçle hareket etmemeleri, yöneticilerinin akıl, bilgi, birikimden eksik olmaları yüzünden, bugün İslam toplumları rezalet ve perişan haldedir. Sadece bakamayacağı, eğitemeyeceği, olgun insan edemeyeceği, perişan edeceği kadar çok çocuk yapmayı becermektedirler!
Afganistan 1979 yılından beri savaş içindedir. Terör örgütü devleti ele geçirdi. Afgan halkının %98’i aç, açık, çıplaktır. Bize en çok Türkiye yardım etmelidir, diyorlar. Yardım ediyordu! Ama 40 milyonluk halkı Türkiye nasıl bakacak? Türkiye’de halkın milli geliri kişi başı 2008 de 10 bin doları aşmıştı. 13 bin dolara ulaşırsa, orta gelir grubundan çıkıp, yüksek gelir grubuna gireriz, diyorduk. 2021 yılı itibarıyla 5 bin dolara düştü. İç ve dış olumsuzluklar bizi olumsuz etkiledi. Akılsız, zekâsız, bilgisiz, cahil cühelalar yüzünden biz kaybediyoruz. Müslüman kardeş diyoruz. Kendimizden özveride bulunuyor, fedakârlık yapıyoruz. Müslüman; akıllı, zeki, öngörülü, bilgili, birikimli, donanımlı olur. Kardeşine zarar vermez. Daha kendine bakamayan bir birey, aile, toplum var. çalışmıyor!
Yemen iç savaştadır!
Suriye iç savaş ve dış müdahale de işgaldedir.
Irak işgal edilmişti. Şimdi iç savaş ve çatışmalardadır.
Azerbaycan savaşını 30 yıldır vermektedir.
Balkanlarda Müslümanlar iç savaş ve dış müdahalelerden hala kurtulmuş değildir.
Mısır iç savaş acısını yaşamaktadır.
Sudan berbat durumdadır.
Orta Afrika Cumhuriyetinde, Müslümanlar yok edilmeye çalışılmaktadır.
Myanmar’da Müslümanlar Ülkeden sürüldü, öldürüldü, perişan haldedir.
Keşmir halkı, Hindistan zalimin eli altında eziyet çekmektedir.
Fransa’da Müslümanlara ayrımcılık, baskı, şiddet vardır.
Filistin halkı, Siyonist İsrail zulmü altında 100 yıldır acı içinde ölmektedir!
Asıl sorumluluk; fikir, ilim, bilim, din insanlarına, yönetici olanlara düşüyor. Ama bugün çözüm bulması gereken bunlar, sorunun en büyük parçası haline gelmişler. Bugün, İslam içinde sorun çıkaranlar, daha çok Şiiler, Vahabiler, Selefiler, İslamcılar; silahla, fikir olarak zarar vermektedirler. İslam adını kullanan bu odaklardan bin taneden fazla silahlı terör örgütü çıkmıştır. Müslüman katletmektedirler! Bunlarda akıl, zekâ, bilim, din, doğru anlayış pek bulunmamaktadır. Bunları Siyonist Yahudiler, masonlar, emperyalist sömürücü keneler, piyon olarak kullanmaktadırlar. Bir de solcu komünistleri; eşya, mal gibi kullanmaktadırlar.
Haçlıların oyuncağı, anarşisti, teröristi olmuşlardır. Haçlılarda, Siyonist Yahudi vahşiler tarafından kullanmaktadır. Siyonistler, Müslümanlara 100 yıldır acımasız katil, katliamcı olarak davranmaktadır. Haçlı dünyası bir ses çıkarmamakla birlikte destek vermektedir. Hıristiyanlar, Yahudilerin Tevrat ve Zebur kitaplarını dinlerinin kitabı olarak benimsemişler. Yani Hristiyanlar, Tevrat ve Zebur’u da kendi kutsal kitapları olarak görmektedirler. Ama Yahudiler İncili kabullenmemektedir. Kur’ an ve İslam dinini sadece dindar Müslümanlar kabul etmektedir. Müslümanım deyip de İslam aleyhinde çalışan, milyonlarca sözde Müslüman bulunmaktadır.
İslam dinini, İslam olmayanlar; İslam olanlarla bozmaya çalışmaktadırlar. Haçlılar ve Yahudiler, kendi dinlerini bozdukları gibi Müslümanlığı da bozmaya çalışmaktadırlar. Bütün uğraşları bunun içindir. Samimi âlim kadar bozuk sözde âlimler yetiştirdiler. Radikal İslam ürettiler. İşte bunlar İslamcılardır- teröristlerdir. Bu devrimci İslam’dır. Her hainle işbirliği yapan katilerdir, bozgunculardır. C. Afgani, M. Abduh, S. Kutup, Ali Şeraiti, Mevdudi, Fazlurahman, S. Ahmet Han, Roger Garaudy, ülkemizdeki Milli Görüşçüler, Fetöcüler, bu bozuk düşünce ve sapkın davranışta olanlardır. Bunlar masondur. Haçlı kullanmasıdır. Siyonistlerin malzemeleridir. Şer odaklarının yetiştirmeleridir.
İslam, İslamiyet, Müslümanlık; İslamcılık değildir. İslamcılık bir yüzyıl önce türemiş olan bir ideolojik, felsefi anlayıştır. İslamcılık, İslam şeriatı değildir. İslam dininde; radikal İslam, modern İslam, gelenekçi İslam, demokratik İslam, devrimci İslam, yenilikçi İslam, İslamcılık, ılımlı İslam gibi kavramlar doğru değildir. Sapıklık, sapkınlık, bozukluktur. Bunların Kur’ân ce peygamberimiz ile ilgileri yoktur. Bu bozuk kavramların, deyimlerin hiçbir İslam= İslamiyet değildir.
İslam dini tehdit, saldırı, karalama, kötüleme altındadır. Müslümanlarda dininden uzaklaştırılma ve bozuk inanca sahip olma girişimleriyle etkisizleştirme altındadır. Mısır’da Abduh, R. Rıza, Ferit Vecdi, Selefilik, İhvan kollarıyla; Pakistan’da Mevdudi, Hindistan’da Ekber Allahabadi ( 1921), Şibli Numani (1914), Ebu’l – Kelam Azad (1959) gibi şahsiyetler; bugün radikal İslamcılardan; Deaş, Boko Haram, El Şebab, El- Nusra, Fetö, Hizbullah, El –Kaide, Taliban gibi binlerce terör örgütleri bu düşünceden oluştu. Bunlar, Müslüman katletmektedirler! Türkiye’de de; devlet, millet, ümmet, bayrak dostu olamadılar.
Bu gibi sapıklar kendi önderlerini, liderlerini; Allah cc. Ve peygamberin önünde tutmaktadırlar. İslam dinin kendi çıkarlarına kullanmaktadırlar. Vahiy ile de eleştirel, sorgulayıcı, bir kısmını yalanlayan anlayışları vardır.
Kur’an, vahiy; Allah kelamı- sözü olduğuna göre, vahiy, sözcüğü şu anlama gelmektedir: “Allah’ın doğrudan ve aracılı- aracısız bir şekilde, herhangi bir peygamberle konuşması demektir.” Vahiy peygamberimize farklı şekillerde geldi. Bunu öğrenebiliriz.
İnsan çok akıllı, zeki, mantıklı, makul, sağduyulu, dini, ilmi, bilimsel, ahlaksal hareket etmeli. İslam dinide Allah’tandır. Bilimde Allah’tandır. İkisinin kaynağı Allah cc. Olduğundan; yalan, yanlış, hatalı, zarar veren, kötü olmaz. İkisine de aynen uymalıyız. Dinen haram- günah, mekruh, israf, müsrif olmamalıyız. Pozitif ilim olarak da tıbben, biyolojik olarak, fizyolojik olarak, bilimsel olarak yanlış yapmamalıyız. Devletin hukuki olan ceza gerektiren davranışlarda bulunmamalıyız. Eğer bulunursak; iki âlem huzurlu, mutlu, rahat, kolay, doğru – dürüst bir yaşantımız olmaz. Kendimiz içinde, ailemiz içinde, toplum, devletimiz, vatanımız içinde doğru karar veremeyiz. Doğru iş, işlem yapamayız. Çünkü aklımız haram- günah, suçlarla kirlenir, bozulur. Kimyası bozulur. Doğru düşünmekten uzaklaşır. Dünya insanlığına baktığımızda bunu görüyoruz. Kirlenmiş akıl ile doğru, dürüst, düzgün, adil, hakça, hakikatçe, hakkaniyetçe iş, işlem yapamayız. Haramlarla vücut genlerimiz özelliğini yitirir. Genlerimiz bozulur. Genlerimiz bozulduğunda, sağlığımızda bozulur.
Aklı, genleri temizleyecek tek değer; doğru bilgi edinmek, doğru bilgi ile yaşamaktır. Dini, ilmi, bilimsel, doğru bilgi sahibi olmalıyız. Doğru bilgi yaşantılarımızla aklımızı, bedenimizi sağlıklı tutmalıyız. Böyle yaparsak, öncelikle kendimize, aile halkına, milletimize, devletimize, insanlara, hayvanlara, çevreye, doğaya, evrene zarar- ziyan vermeyiz. Olgun insan, iyi mümin ve Müslüman oluruz. Aksi halde insanlıktan uzaklaşırız! Kendimizi hak, hakikatten ayırmadan; hak, hukuk, adalet, doğruluk, dürüstlük, düzgünlük, güzel ahlak, edep, hayâ, ilim, bilim, doğru bilgi ile davranalım, hareket edelim. Kendimize, insanlara, varlıklara zerre kadar zarar vermeyelim, olgun, iyi, güzel, dürüst, insancıl insan; Müslüman olma azmi, gayreti ile yaşayalım. Böylece iki dünyamızı kazanalım.