Gümüşhane’nin merkezine bağlı Dumanlı köyü sınırları içinde kalan Taşköprü Yaylası’nda bulunan, Buzul Çağı’ndan kalma Dipsiz Göl’de define kazısına izin vermesinin ardından görevden uzaklaştırılan Gümüşhane Kültür ve Turizm İl Müdürü H. A görevine geri döndü…
Kütür ve Turizm İl Müdürlüğü’nün resmî internet sayfasında, yaklaşık bir yıl önce görevden uzaklaştırılan il müdürü H. A.’nın görevde olduğu görünüyor… Bölgedeki turizm işletmecilerinden edindiğim bilgi, H. A.’nın 4 ay önce kurban keserek göreve başladığı yönünde oldu… Ne diyelim… Hayırlı uğurlu olsun…
Geçtiğimiz yıl Kasım ayında Taşköprü Yaylası’nda Buzul Çağı’ndan kalma Dipsiz Göl’de define kazısına izin veren Gümüşhane Kültür ve Turizm İl Müdürü H.A., müze müdürü E. Ö. ile müze müdürlüğü personeli Y. A., haklarında Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Gümüşhane Valiliği tarafından başlatılan çifte soruşturma kapsamında açığa alınmışlardı…
Türkiye’nin sayılı doğal güzelliklerinden Dipsiz Göl’de ‘yasal izinle’ yapılan kazıda, Roma İmparatorluğu’nun Anadolu’daki dört büyük lejyonu arasında gösterilen 15’inci Apollinaris lejyonunun hazinesinin arandığı öğrenilmişti… Gümüşhane Kültür ve Turizm İl Müdürlüğü tarafından alınan gerekli izinlerin ardından müze müdürü E. Ö. ile jandarma yetkililerinin eşlik ettiği kazıda suyu tahliye edilen göl alanı, iş makineleri ile beş gün süreyle kazılmış, bahse konu olan hazine bulunamadığı gerekçesiyle kazı çalışmaları sonlandırılmıştı…
Kazıdan sonra neredeyse bir yıl geçmesine rağmen Dipsiz Göl’de define bulup bulunmadığı konusunda henüz bir açıklama yapılmadı… Yapılan tek şey; Dipsiz göl, önce toprakla daha sonra da tankerlerle taşınan tonlarca metreküp suyla dolduruldu. Ve zaman kaybetmeden gölün etrafına kazıkları çakılıp tel örgüyle koruma altına alındı…
Yapılan bu koruma eylemiyle;
Dipsiz Göl, eski haline gelecek mi?
Tahrip edilen ekosistem geri dönecek mi?
“Hazine var” diye kazı izni verenler mi ödüllendirilecek?
Cevap: Dipsiz Göl’ü öksüz bıraktınız...!
Dipsiz Göl’ün kazılıp kurutulması, akademisyenler tarafından da tepkiyle karşılanmıştı…
RTEÜ Jeoloji Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Raif KANDEMİR, Dünya üzerindeki buzul göllerin Buzul Çağından kalma olduğunu, yaşlarının ise 12 bin ila 18 bin yıl arasında değiştiğini söylemiş ve eklemişti; “Böyle kıymetli bir oluşuma, kendi kafalarına göre hiçbir uzmana danışmadan nasıl müdahalede bulunuyorlar? Buzul göller, dünyadaki en temiz sulardır ve küresel ısınmanın konuşulduğu şu günlerde, gelecek kuşakların belki de ihtiyaç duyacağı böyle bir kaynağın fütursuzca yok edilmesi abestir. 12 bin yılda oluşan bu gölü nasıl olur da su doldurarak eski haline getirebilirsiniz? 12 bin yıllık bir değer ve ekosistem göz göre göre yok edilmiştir…”
KTÜ Peyzaj Mimarlığı Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ertan DÜZGÜNEŞ, “Dipsiz Göl’ün suyunun boşaltılmasıyla ekosisteme darbe vurulmuş, 12 binlik veri tabanı yok olmuştur. Gölde yapılan tahribatın yarattığı kayıp çok büyüktür. Buradaki ekosistem geri dönülemez biçimde darbe almıştır. Şu an kullandığımız suyla gölü tekrardan doldurmakla 12 bin yıllık belleği geri kazanamayız…”
KTÜ Deniz Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Coşkun ERUZ; “Bilim insanı olarak bizler böyle bir alanda araştırma yapabilmek için en az beş kurumdan herhangi bir şekilde müdahalede türlerin zarar görmeyeceğini, ekosisteme zarar verilmeyeceğini ve elde edilen sonuçların da raporlarla ilgili kurumlara sunulacağını taahhüt etmek suretiyle izin alabiliyoruz. “Hazine var” diye böyle bir ekolojik varlığı darmadağın etmek çok çok yazık. Dipsiz Göl’ün tahrip edilmesi ulusal bir kayıptır. Orada define olması mümkün değil. Böyle bir cehalet olmaz. Bugünkü çağda dahi zorla boşaltılan bir gölün ya da yararak boşaltılan bir göl alanının, nasıl altına bir şey gömüp üstüne suyla doldururlar? Bunu anlamak, böyle bir şeyi düşünmek, kabul etmek bilime, hukuka ve insanlığa çok da yaraşır bir durum değil…”
Yorumu siz okuyucularıma bırakıyorum…