Başından beri yazdım söyledim. Ama dinlemediler. Sakalımız yok ya. Rizespor’da sayısız futbolcu ve hoca değişti. Başarı gelmedi ve küme düştük. Tek değişmeyen yönetimdir ve Rizespor’u bu duruma düşüren odur. Bizim başkan iyi bir adam; kardeşim iyi adamlığına söz diyen var mı? Biz kendisini vitrine çıkarmayacağız. Bize iyi adamlığının yanında iyi başkan lazımdır.
Başarısızlığın mimari yönetimdir
Bir şehre kulak kaparsanız, bir şehrin insanlarına tepeden bakarak ” biz ayı oynatmıyoruz, dileyen maça gelir dileyen gelmez” derseniz. Lazlık işte. Geç anlıyoruz” gibi demeçler verirseniz başarısızlığın baş mimarı olursunuz. Eskiden Rizespor kulübünde müdürler yöneticiler halkın içinden Rize’den olurdu. Rizespor’un içinde bulunduğu durumdan kurtulması için Rize’yi seven ve bu uğurda hiç bir çıkar kaygısı olmaksızın mücadele edecek geniş tabanlı bir yönetim oluşturulmalı. Rize Spor Yatırım Aş. Modeli Rizespor’a uygun değildir. Bu model tabana yayılmadıkça birileri çıkar kongrede muhalefet yapanlara “Ne konuşuyorsun biz parayı verdik. Aş. Ye girdik. Sende para ver gir söz hakkın olsun” der, dedi de. Rizespor’da sorunlar dev bir panelle masaya yatırılmalıdır. Bu panelde taraftar temsilcileri, Rize’yi yönetenler, dernekler sorunları ortaya koymalı ve çözüm önerileri aramalıdır.
Rizespor’u anlamak Muharrem Kürkçü’yü anlamaktır
Rizespor ruhunu anlamak yaşayan tek kurucumuz Muharrem Kürkçü’yü anlamaktan geçer. Zor zamanlarda görev yaptı. Mağazasının önünde yağmur altında maç bileti sattığına tanıklık etmişimdir. Hep taraftarla yan yana iç içe oldu. Rizespor şu an içinde bulunduğu durumdan çok daha kötü günler yaşadı. Kayyuma kaldı. Kulübün anahtarları valiye teslim edildi. O zamanlara bile taraftar küstürülmedi. Kulübün yapıları taraftara açık oldu. O zamanlar kulüpte şehirde sevilen insanlar görev alırdı. Dışardan çalışan getirmeye ihtiyaç duyulmazdı. Rize’ye getirdiğiniz ithal çalışan insanları sizi mahkemeye veririz, elime düşeceksin yaklaşımlarında bulunmazdı. Eforunu halkla sokakla bütünleşmek için değil insanlarla çekişmelere ona işverenlere hoş görünmeye harcıyorsa orda yapılanma anlamında bir sorun vardır. Ama bu sorunu gazetecilere bir araya toplayıp poz vererek yok gibi de gösterebilirsiniz.
Bir Rizespor delisi Alaeddin Onay
Rize’de bir Rizespor delisi var. Bir dönem programının hazırlık aşamasında yardımcı da olduğum Alaeddin Onay. Bu adamın derdi ne. İşini yapar, gündelik yaşamında devam eder. O ne ediyor. Rizespor’u dert ediyor, stres ediyor, yanlışları haykırıyor. Hem de herkesin yeşil ışık yaktığı zamanda o Sarıışık yakıyor, kırmızıyı hazırda bekletiyordu. Şimdi geldiniz mi onun sözlerine….
Biz nerde yanlış yaptık
Bize düşen öz eleştiridir. Bu yönetimin yapacağı en önemli iş kulübü bu işin ehli Rizelilere bırakmaktır. Bunu yaparken de kulübe getirdiği ithal çalışanları da alıp götürmeli, onların yerlerini Rize’de sevilen halkala bütünleşmeye katkı sağlayacak isimlere bırakmalıdır. Ben nerede hata yaptım demektir. Yanlışı görüp de dile getirmeyen alkışlayan, her ne olursa olsun birilerine küserek takımında desteğini çeken taraftar da artık kendine gelmelidir.
Şimdi küme düştük
Bunun birinci sorumlusu yönetim ve teknik direktördür. Son hafta için kızgınlığım Trabzonlulara değil, Trabzonspor’a dır. Biz Trabzon’la kardeş şehiriz. İki kardeş kavga eder geçinemez kedi köpek gibi olabilir ama kardeşim ölsün demez. Ölmesini istemez. Ha öldü diyelim. Başımız sağ olsun der. Üzülür ve bunu belirtir... Ama bazı Trabzonlu kardeşler hala yok öyle yok böyle diyor. Bu yanlışı görmek için bir çift göz yeterli değil mi? Trabzon muhasebesini kendi içinde yapacaktır. Trabzonlu Gazeteci Abiyim Cevat Kol bu konuda noktayı koydu: Trabzonspor'un Bursa maçı kimin içine siniyorsa gargara yapmadan yutsun..