Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesinde Aile Hekimliği Uzmanı Uzm. Doktor Yavuz Mengüç, halk arasında grip olarak bilinen influenza virüsünden ve korunma yollarından bahsetti. Mengüç, "Özellikle kronik hastalığı olanlar, 65 yaş üstü nüfus, gebeler, kronik kalp ve akciğer hastalığı olanlar, kan hastalıkları ile ilgili tedavi görenler, gebeler ve çocuklar risk grubundadır. Bu risk grubundaki kişileri korumaya yönelik en uygun tedavi yaklaşımı bizim her yıl grip aşısı yaptırmamızla sağlanabilir" dedi.

Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesinde Aile Hekimliği Uzmanı Uzm. Dr. Yavuz Mengüç, influenza virüsünden (grip) korunma konusunda önerilerde bulunurken, özellikle kış aylarının yaklaşmasıyla birlikte grip aşısının önemini vurguladı.

"Grip, her yıl tüm dünyada 250-500 bin insanın ölümüne sebep oluyor"

Doç. Dr. Karataş: ’’Ankilozan spondilit tanısında gecikme yaşanırsa kamburluk, belde eğilme oluşabilir’’ Doç. Dr. Karataş: ’’Ankilozan spondilit tanısında gecikme yaşanırsa kamburluk, belde eğilme oluşabilir’’

İnfluenza virüsünden (grip) ve aşılanmadan bahseden Dr. Yavuz Mengüç, "Grip aşısı, influenza virüsü dediğimiz ve tüm dünyada yılda 3-5 milyon insanın rahatsızlanmasına, her yıl ise 250-500 bin arasında kişinin ölümüne yol açan bir enfeksiyon hastalığına karşı yapılan bir aşıdır. İnfluenza virüsü, her yıl yapısal değişiklik göstermesi nedeniyle sürekli hastalanmamıza neden olmaktadır. Bu nedenle, aşılanma sonrasında kalıcı bir bağışıklık sağlanamadığı için her yıl grip aşısını yaptırmak zorundayız. Özellikle kronik hastalığı olanlar, 65 yaş üstü nüfus, gebeler, kronik kalp ve akciğer hastalığı olanlar, kan hastalıkları ile ilgili tedavi gören gebeler ve çocuklar risk grubundadır. Bu risk grubundaki kişileri korumaya yönelik en uygun tedavi yaklaşımı bizim her yıl grip aşısı yaptırmamızla sağlanabilir" şeklinde konuştu.

"Virüs damlacık yoluyla bulaştığı için hasta olan kişi öksürük veya hapşırık yoluyla hastalığı yayabilir"

Virüsün damlacık yoluyla bulaştığını belirten Mengüç, ’’Hasta olan kişi öksürük veya hapşırık yoluyla hastalığı yayabilir. Özellikle risk grubundaki kişiler bu durumdan daha ciddi etkilenmektedir. Ülkemizde de özellikle kış aylarıyla birlikte grip vakaları ciddi şekilde artış göstermekte, hastaneye yatışlar artmakta ve bu yatışlar sonucunda ölüm vakaları meydana gelmektedir. Bu yüzden, virüs her yıl yapısını değiştirdiği için genellikle her yıl ekim-kasım aylarında grip aşısını yaptırmak gerekir" ifadelerini kullandı.

"Hiçbir rahatsızlığı olmayan kişiler bile her yıl grip aşısını yaptırmalıdır"

Çocuklarda 6 aydan itibaren aşılanmanın başlaması gerektiğini ve daha önce hiç aşılanmamış 8 yaş altındaki çocuklarda bu aşının 4 hafta arayla iki doz halinde uygulanması gerektiğini vurgulayan Mengüç, "Ülkemizde ekim ayı itibarıyla Sağlık Bakanlığı tarafından bu risk gruplarına hastanelerin aşı birimlerinde ve aile sağlığı merkezlerinde ücretsiz aşı uygulanmaktadır. Risk grubuna girmeyen kişilerin de ekim-kasım aylarından itibaren bu aşıları yaptırmasında fayda vardır. Gripte hem hastaneye yatış yükü hem de grip sonrasında gelişen komplikasyonlardan kaynaklı ölümler yaşanabilmektedir. Sadece sağlıksız bireyler değil, hiçbir rahatsızlığı olmayan kişiler bile çevresindeki risk grubundaki kişileri korumak amacıyla her yıl grip aşısını yaptırmalıdır. Toplumda bir bağışıklık sistemi oluşturmak önemlidir. Bunun yolu ise grip aşısıdır" dedi.

"Virüs, her yıl yapısında küçük değişiklikler göstererek farklı virüs türleriyle enfeksiyona yol açar"

Covid-19 salgınıyla birlikte bireysel korunma yönünde maske kullanımının artmasıyla grip vakalarında düşüş yaşandığını fakat bu konuda toplumsal farkındalığın azalması sonucu özellikle geçen yıldan itibaren ekim-kasım aylarında grip vakalarında ciddi bir artış görüldüğünün altını çizen Uzm. Dr. Yavuz Mengüç, "Virüs her yıl yapısında küçük değişiklikler göstererek farklı virüs türleriyle enfeksiyona yol açar. Her 20-30 yılda bir virüsün yapısında büyük değişiklikler gerçekleştiğinde ise tüm dünyada pandemi dediğimiz yaygın enfeksiyonlar ortaya çıkar. Son olarak 2009 yılında domuz gribi pandemisinde bunu görmüştük" dedi.

"Gripten korunmada en önemli yöntem bireysel tedbirlerdir"

Gripten korunmada en önemli yöntemin bireysel yöntemler olduğunu söyleyen Mengüç, "Öncelikle el yıkama alışkanlığı kazanılmalıdır. Maske kullanımı da özellikle grip olan kişiler için önemlidir. Maskeyi yalnızca Covid ile değil, tüm solunum yolu enfeksiyonları ile ilişkilendirmek gerekir; çünkü bulaşma yolu damlacık yoludur. Hasta olan biri mutlaka maske kullanmalı ve sık sık değiştirmelidir. Hapşırırken veya öksürürken ele değil, dirseğe hapşırılmalı ve öksürülmelidir. En sık bulaş yolu eller olduğu için mendil kullanımının artırılması gerekir ve bu mendiller sık sık değiştirilmelidir. Eğer elinizde mendil yoksa ani öksürük veya hapşırık durumunda kol ile kapatma yapılabilir" ifadelerini kullandı.

"Mevcut grip aşısı inaktif olduğu için herhangi bir hastalığa yol açma riski yoktur"

Grip aşısının yan etkileri hakkında konuşan Yavuz Mengüç, "Mevcut grip aşısı inaktif (ölü aşı) olduğu için herhangi bir hastalığa yol açma riski yoktur. Aşı sonrası, aşı yapılan bölgede hafif ağrı veya grip benzeri semptomlar bir iki gün sürebilir ancak bunlar aşı olmamayı gerektirecek düzeyde yan etkiler değildir" şeklinde konuştu.

Kaynak: iha