Türkiye’nin en büyük gölü olma özelliğini taşıyan Van Gölü’nde şu ana kadarki en büyük mikrobiyalit keşfedildi.
Daha önce 18 metre civarında dünyanın en büyük mikrobiyalitinin tespit edildiği Van Gölü’nün Bitlis’in Adilcevaz kısmında yeni bir keşfe imza atılarak, 34 metre 60 santimetre boyunda mikrobiyalit bulundu. Van Gölü Havzası’nda, sportif dalışlar neticesinde yapı ve şekil bakımından farklı yeni mikrobiyalitler tespit edildi.
Adilcevaz Yukarı Deniz Derneği Başkanı Cumali Birol, sportif dalışlar neticesinde üst çapı 15 metre olan ve palmiye ağacına benzeyen mikrobiyaliti keşfettiklerini belirtti. Birol, “Van Gölü Havzası’nda bugüne kadar bulduğumuz en büyük mikrobiyaliti görüntüledik. 1993 yılında ağ parçasının takılmasıyla başlayan bu serüven Adilcevaz açıklarında yaklaşık 34 metre 6 santimetre bir mikrobiyalite denk geldik. Üst çapı yaklaşık 15 metre çapında olan bu mikrobiyalit bugüne kadar bulduğumuz en yükseğidir. Bu mikrobiyalitlerin turizme açılması, jeosit alanı ile ilgili yapmış olduğumuz çalışmalar devam etmektedir. Mikrobiyalitlerin jeosit alanı ile ilgili çalışmaları Kültür ve Turizm Bakanlığından beklemekteyiz. Dolayısıyla Adilcevaz’daki Van Gölü Havzası’nda mikrobiyalitlerin turizme kazandırılması noktasındaki çalışmalarımız devam etmektedir. Dalış okulumuz şu anda bu konudaki çalışmalarına devam ediyor. Netice itibari ile sportif dalışta bulmuş olduğumuz mikrobiyalitler, Van Gölü Havzası’na bir nebzede olsa ışık tutacağına inanıyorum” diye konuştu.
Buldukları mikrobiyalitleri palmiye ve sedir ağacına benzettiklerini sözlerine ekleyen Birol, konuşmasına şöyle devam etti:
“Bu bulduğumuz mikrobiyalit cinsi asıl mikrobiyalit tufa değil. Mikrobiyalitler bazen palmiye, bazen sedir ağacına, bazen de ejderha kafasına benzer. Eşsiz güzelliğiyle dalış severleri Van Gölü’ne bekliyoruz. Bu noktada yapmış olduğumuz çalışmaların tümü ilçemiz ve ilimiz içindir. Van Gölü Havzası’nda yapmış olduğumuz çalışmalar ortada zaten. Bununla ilgili çalışmalarımız ileri ki dönemlerde sürecek. Bulduğumuz bu en büyük mikrobiyaliti kayıt altına aldık. İleriki günlerde daha farklı mikrobiyalit cinsine rastlayacağımıza eminim.”