Memorial Dicle Hastanesinde Klinik Psikolog Olcay Geçgel, çağın yaygın hastalığı olan unutkanlık ve dikkat dağınıklıklarının her yaştaki bireylerde görülebileceğini söyledi.

Unutkanlık ve dikkat dağınıklıklarının hızlı tempolu ve stresli yaşam biçimi arasında en sık görülen problemlerden biri olduğunu söyleyen Memorial Dicle Hastanesinde Klinik Psikolog Olcay Geçgel, özellikle de bu süreçlerde zihinsel sorunlarla karşılaşmaların çok fazla olduğuna dikkat çekti.

Geçgel, “Bu süreç yoğun çalışma tempoları, aynı zamanda sürekli artarak devam eden bilgi bombardımanları, insanların yoğun stres ve kaygı süreçlerinin tetiklenmeleri, uyku problemleri ve günlük yaşamı tehdit eden bir takım olumsuz yaşam deneyimleri, insanların özellikle de unutkanlık ve dikkat dağınıklıkları yaşamaları için çok büyük sebepler arasında sayılabiliyor son zamanlarda” dedi.

Özellikle unutkanlık şikayetlerinin belli bir yaş sınırı üzerindeki insanlarda daha çok görülebildiğine vurgu yapan Geçgel, “Unutkanlık şikayetiyle gelen insanların önce nörolojik muayeneleri tamamlandıktan sonra herhangi bir demans süreçleri olup olmadığını yapılan tetkiklerle ölçebiliyoruz. Bununla birlikte bu tetkiklerin sonucunda değerlendirmelerimize göre belirli farmakolojik destekler başlanıyor. Fakat bunlardan da hemen önce mutlaka gerçekleştirdiğimiz bazı test süreçleri, ölçme ve değerlendirme süreçleri bulunuyor. Unutkanlık süreçlerinin dışında da kişiler özellikle kendi çocuklarında çok fazla buna bağlı şikayetlerin olduğunu, dikkat dağınıkları, özellikle hafıza problemleri yaşadıklarından da son zamanlarda yoğun şikayet ettikleri bir durum söz konusu” ifadelerine yer verdi.

Problemin tedavi edilmediği takdirde unutkanlık ve dikkat dağınıklığının Alzheimer denilen beyin küçülmesi halinde devam eden patolojilere dönüşebildiğini dile getiren Geçgel, “Özellikle ilk başlarda demans diye belirtebileceğimiz problemler bizler için önemli bir bulgu. Eğer demans tedavisi yeteri kadar sağlıklı ve zamanında yapılmazsa, elbette belirli bir zaman dilimi sonrasında bu Alzheimer dediğimiz artık beyin küçülmesi halinde devam eden patolojilere dönüşebiliyor. Tabi bu süreç sadece yetişkinlerde ortaya çıkan bir şey değil. Özellikle sınav dönemlerindeki çocuklar için de çok ciddi tehdit edici bir faktörü haline gelmeye başladı unutkanlıklar, hafıza problemleri. Çünkü çocuğun özellikle bilgi birikimi ne kadar yüksek olsa da sınava yansıtamaması, özellikle süreç içerisinde bunu işlevselliğe dökememesi, bilgi birikimini sınav esnasında hatırlayamıyor oluşu ya da dikkatini dağıtan dış faktörlerin mevcut olarak devam etmesi, çocuğun aslında okul başarısına, akademik başarısına ve günlük yaşamdaki bilgi düzeyini kullanmasına ve işlevsel hale getirmesine maalesef engel olan faktörler arasında” diye konuştu.

Son olarak Geçgel, “Tedavi süreci, özellikle biz bu tür durumlarda hem çocuklarda hem yetişkinlerde önce ölçme ve değerlendirme süreçlerini tamamlıyoruz. Yani yaptığımız bir takım zihin performans testleriyle ya da birbirinden farklı zeka testleriyle bu süreci önce somut hale getirip bir veri oluşturuyoruz. Bu kişiden kişiye değişen bir süreç. Herkesin bu anlamda dikkatinin, hafızasının, mantık muhakeme yeteneklerinin derecesi birbirinden farklı. Bunu da bazı dediğimiz gibi birbirinden farklı uygulanan eğitiminin alınması gereken ve profesyonellerce ölçülmesi gereken bir takım testlerle uyguluyoruz. Biz bu testlerin sonucuna göre bir rapor belirliyoruz. Özellikle çocuklarda ve yetişkinlerde. Bu raporun sonucuna göre de özellikle dikkatinin, hafızasının, mantık muhakeme yeteneklerinin hangi derecede olduğunu görüp ona göre raporu yorumluyoruz. Gerekliliğinde terminolojik desteğe ihtiyacı olanlarda. Gerekliliğinde ise bununla birlikte bazı egzersiz programlarına kişileri alıyoruz. Ve yaptığımız bu beyin egzersiz programlarıyla birlikte kişinin normalin altında kalmış ihtiyacı olan birçok problemi aslında mevcut durumun üzerine taşıyabilmek için geliştirici bir takım egzersizlere ve yönlendirmelere ihtiyaç duyuyoruz. Ve neredeyse en az haftada iki seans bu süreçte bu egzersizleri çalışmak durumunda kalıyoruz. Sonucuna doğru da artık bir süre sonra tekrar aynı testleri uygulayıp kişinin bir önceki performansıyla mevcut performansla arasındaki gelişimini ölçebiliyoruz bu süreçlerde” ifadelerinde bulundu.