Ankara

TVHB: “Yağ ve protein oranına bakılmaksızın prim desteği 1 lira/litre olmalıdır”

Abone Ol

Türk Veteriner Hekimleri Birliği (TVHB), 20 kuruş/litre olan prim desteğinin artırılması gerektiğine vurgu yaparak, taleplerinin yağ ve protein oranına bakılmaksızın prim desteğinin 1 lira/litre olarak artırılması olduğunu ifade etti.

Türk Veteriner Hekimleri Birliği (TVHB) tarafından, Ulusal Süt Konseyi 1 Ekim’de itibaren geçerli olacak şekilde yüzde 3,6 yağ ve yüzde 3,2 protein içeriğine sahip çiğ inek sütünün tavsiye fiyatını üreticinin eline net 7 buçuk lira geçecek şekilde belirlenmesi üzerine yazılı açıklama yapıldı.

Açıklamada, Ulusal Süt Konseyi tarafından ilan edilen fiyatın, belirli kalite kriterlerindeki çiğ sütün piyasa fiyatı olmadığı, tavsiye edilen satış fiyatı olduğu hatırlatılarak, “Sütteki yağ ve protein oranına göre verilen tavsiye fiyatıdır. Ayrıca, soğutma, nakliye ve diğer cari giderlerin sanayici tarafından karşılanmasına da karar verildi. Yani çiğ süt fiyatı sabit kaldı” ifadeleri kullanıldı.

TVHB olarak şu anki fiyatın 20 kuruş/litre olan prim desteğinin artırılmasını bekledikleri kaydedilen açıklamada, “Her an sahada, üreticinin yanında, onlarla çalışan TVHB olarak talebimiz yağ ve protein oranına bakılmaksızın prim desteğinin 1 lira/litre olmasıdır. Kamuoyunun yakından bildiği gibi, süt inekleri süt üreticisinin zarar etmesinden dolayı kesime gönderilmekte, bu da hayvancılığımızı yıllarca olumsuz etkileyecek bir sona sebep olacaktır. Acilen hayvan varlığımızı özellikle damızlık değeri olan süt ineklerinin kesime gönderilmesini engelleyecek tedbirler alınmalıdır. Bu tedbirlerin en başta geleni üreticinin eline geçen fiyatların yükseltilmesi amacıyla süt prim desteğinin 1 lira/litreye çıkarılmasıdır. Aksi takdirde düşmekte olan inek sütü üretimi hızla düşmeye devam edecektir” değerlendirmesi yapıldı.

Üreticinin eline geçen fiyatın artması ile market fiyatlarının artacağına vurgu yapılan açıklamada, şunlar kaydedildi:

“Özellikle çocuklarımızın ve gençlerimizin süt ve süt ürünlerine erişimi zorlaşacak, hatta imkansız hale gelecektir. Bu nedenle devlet süt piyasasına müdahale etmeli, piyasada fiyatları dengeleyici daha doğrusu düşürücü tedbirleri almalıdır. Diğer taraftan sütün kooperatifler, üretici birlikleri aracılığı ile devlet tarafından satın alınarak, okul sütü programları ile okullarda çocuklarımız ve gençlerimize dağıtılması, okul kantinlerinde çocuklarımıza ve gençlerimize birer öğünlük, peynir, tereyağı verilmesi, hem gençlerimizin hayvansal protein tüketmesini sağlayarak, sağlıklı nesiller ile geleceğimiz garanti altına alınacak ve hem de üreticinin sütünün gerçekçi fiyattan değerlendirilmesine neden olacaktır.”