Kadro tercihleriyle başlamak gerekirse, geçtiğimiz haftadan farklı olarak yalnızca David Akintola'nın yerine yalnızca Ghezzal dahil oldu. Onun dışında İlhan hoca merkezdeki Olawoyin, Berkay ve Varesanovic'ten oluşan yapıyı ve arka dörtlüyü bozmadan aynı takımla sahaya çıkmayı tercih etti. Bu noktayla ilgili eleştirim, geçtiğimiz hafta kötü performans gösteren ve takımın dengesini bozan Samet Akaydın'ın ve Dal Varesanovic'in ilk 11'deki yerini korumasıydı. Nitekim Samet Akaydın, maçın ilerleyen bölümünde takımını 10 kişi bırakarak yine dengeyi bozacaktı. Varesanovic'in ise merkez üçlüde 8 numara profilinde tercih ettiği için ve oyuncunun bu profile uygunluğunun yetersiz olduğunu düşündüğüm için yanlış tercih ettiğini düşünüyorum ama oyuncunun maç özelinde negatif değerlendirilmesi gerektiğini düşünmüyorum. Bodrum FK maça gelirken, Ziraat Türkiye Kupası'nda Sivasspor'a karşı çıktıkları grup maçı da dahil olmak üzere son 6 maçta gol yemeyen ve 4 galibiyet alan bir seriyle geliyordu. Bunun oluşumunda yeni teknik direktörleri Jose Morais'in özellikle savunmada takıma kazandırdığı niteliğin bir hayli önemi vardı ve maça çıkarken yine birinci bölgeyi hemen hemen 7 kişiden oluşan kalabalık bir hatla savunacaklarını beklemek güç değildi. Öte yandan yine benzeri bir şekilde Fredy üzerinden hücum aksiyonu alacakları, oyuncunun Morais'in gelişinin ardından yükselen formuyla da birlikte İlhan Palut'un özel önlem alması gereken bir oyuncu olduğu da kesindi. Çaykur Rizespor maça yine topa sahip olarak çıksa da, Varesanovic'in kenarlara açılarak merkezde istenilen kalabalığın oluşamaması ile birlikte, Bodrum FK'nın kompakt yapısını açmak zordu. Öte yanda kaymaları doğru yapan Akdeniz takımı, Rizespor'un oluşturduğu boşluklara daha rahat girecekti. Yapılması gereken, Bodrum FK'yı eşleşmelerde zorlayarak genişlik kazanmakken, Rizespor'da maçın genelinde Zeqiri'nin bindirmeleri dışında kenarlara esneyen bir hücum planı yoktu. 23. dakikada Alikulov'un kendi kalesinde attığı golün ardından özellikle 35'ten sonra duruma itiraz etmeye çalışan bir Rizespor olsa da, Samet Akaydın'ın takımı 10 kişi bırakması ve Alikulov'un sakatlanmasıyla biten ilk yarı, ikinci yarıda Bodrum FK sayısal üstünlüğün önemi olan bir rakibe karşı zorlanılanacağının haberini veriyordu. İkinci yarıda Berkay Özcan'ın yerine Buljubasic, Varesanovic'in yerine Jurecka hamleleri yapılarak hücumda ihtiyaç duyulan yapı yakalanmaya çalışılsa da, Bodrum FK iyi yaptığı şeyi yaparak hem savunma yapısını korumayı başardı, hem de Rizespor'da sahadaki kan değişikliğinin amaca hizmet etmemesiyle birlikte iyiyden iyiye direnç kırıldı. Bu kez Enis Bardhi'nin sahaya çıkması ve skoru 2-0'a getirmesiyle birlikte rakip rahatlıyordu. 2-0'dan sonra tempo istenilen seviyeye çıkmazken, yapılan hamleler bu kez savunmayı sağlamlaştırmaya yönelik, aslında ikinci yarının başında yapılması gereken hamlelerdi ancak bu hamle gecikmesi ve yanlış ısrar hem skoru tamamen rakibe verdi, hem de dönülmez bir noktaya gitti. Nitekim son dakikaların da golsüz geçmesiyle birlikte maç 2-0 tamamlandı. Mevcut tabloda Rizespor'un, 15. sıradaki Bodrum FK ile puan farkının 3 olduğunu hatırlatmak gerekiyor. Yani alt sıralardan kaçışı ve üst sıralara yerleşme arzusunu konuşurken, alınan skorlarla birlikte iş istenmeyen doğru bir yere gitmeye başladı. Önceleri en azından planını uygulayabilen bir antrenörken, getirdiği bir ekolü ve 90 dakikaya yayılabilen iyi bir planı olan teknik direktörlere karşı zorlanan bir İlhan Palut görüntüsü var. Hamle yönünde hep yaşadığı sıkıntılar yine tekrar ederken, Bodrum FK maçını bir teknik adam yenilgisi olarak nitelemek de gerekiyor. Umuyorum tabloyu değiştirecek hamleler yapılır. Başarılar diliyorum.