RTE Üniversitesi

Rizeli Profesör Çelik 15 Temmuz gecesini anlattı

Abone Ol

Rizeli Prof. Dr. Sezai Çelik “O geceyi ‘Ayrışarak korkup kaçacaklar’ diye zannedenlere karşı bir milletin birleşerek devleştiği ve kazandığı gece olarak hatırlıyorum” dedi.

HABER:ARZU ERBAŞ

FETÖ’nün 15 Temmuz darbe kalkışması sırasında o zamanki adıyla Boğaziçi Köprüsüne giderek yaralılara müdahale eden Göğüs Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Sezai Çelik, 15 Temmuz darbe girişiminin yıldönümünde o gece yaşadıklarını Rizeli hemşehrilerine anlattı.

Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi tarafından düzenlenen “15 Temmuz Bağlamında Milli İrade, Milli Şuur” konulu konferansta konuşan Üsküdar Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Çelik” Necip milletimizin canlarını ortaya koyarak mücadele ettiği cennet vatanımızın bağımsızlığını koruduğu ve kolladığı, devletimizin idaresinin emperyalist küfür güçlerinin kontrolüne geçmesini önlediği, Fethullahçı Silahlı Terör Örgütünün ülkemizi emperyalistlere peşkeş çekme planlarının fiilen yıkıldığı tarihi anma günlerindeyiz. Vatan meselesinin nedenli önemli olduğunu anlamak, bir kez daha yeniden ve en yüksek perdeden hatırlayıp güçlendiğimiz tarihi anma günlerindeyiz” dedi. 

YAŞADIKLARIM MESLEĞİME, HAYATIMA, DÜNYAYA BAKIŞ AÇIMI DEĞİŞTİRDİ 
Prof. Dr. Çelik darbeyi duydukları ilk anda arkadaşları ile toplanarak 15 Temmuz Şehitler Köprüsüne geldiğini ve 6 saat boyunca yaralılara müdahale ederek orada yaşananlara tanıklık ettiğini belirterek “Altunizade'den köprüden içeriye girdik. Geriye doğru koşuyorlardı ‘Gitmeyin insanların üzerine silah sıkıyorlar’ diyorlardı. Ben 8 arkadaşımla beraber hareket ediyordum. Dedim ki ‘En fazla plastik mermi atıyorlardır yürüyün’. Alana vardığımız zaman gerçek manzarayla karşı karşıya kaldık. İnsanların üzerine ateş ediliyordu. Benim önüme düşen ilk yaralı G3 ile sırtından vurulmuştu. Arkadaşlarımla hızlıca bir durum değerlendirmesi yaptık. İşin boyutunu çok büyük olduğunu konuştuk. ‘Gerçek mermi atıyorlar, isteyen geri dönsün, isteyen kalsın’ dedik. Kimse geri dönmedi. Etraftan yardım çığlıkları gelmeye başladı. Bir hekim refleksi ile yaraların yanına gittim, sabaha kadar yaralılara müdahalelere devam ettim. Burada yaşadıklarım mesleğime, hayatıma, dünyaya bakış açımı değiştirdi” dedi.

‘MOTOSİKLETLİ GENÇLER YARALILARI HASTANEYE TAŞIDI’
Motosikletli gençlerin yaralıları hastaneye taşıyarak çok kişinin hayatını kurtardığını anlatan Sezai Çelik “Karşıdaki hainler ateş açtıkça vurulan kişiye herkes hep birlikte koşuyordu. Kimse ‘Kurşun bana da gelir’ diye düşünmedi. Ben sadece hekimlik namına yapabildiğimi yapıyordum. Bu sabaha kadar böyle devam etti. Bu Çanakkale ruhunun ortaya çıkışının güçlü bir emaresiydi. Orada 5-6 tane motosikletli genç vardı, bizim müdahale ettiğimiz yaralıları motosikletlerin arkasına koyuyor, biride onun arkasına binip yaralıyı kemer gibi sararak süratle alandan dışarıya çıkarıyordu. Bu şekilde sabaha kadar Üsküdar Devlet Hastanesi'ne 30 yaralının taşındığını ve hepsinin hayatta olduğunu oradaki yetkililerden öğrendim. Saatlerce alana ambulans giremedi. Boğaziçi Köprüsü’nde 34 şehidimiz var, 300'e yakın yaralı. Sabaha kadar üzerimize ateş açıldığında o motosikletli gençler insanları hayatta tuttular. Yoksa çok fazla sayıda şehidimiz olacaktı” ifadelerini kullandı.

‘GENÇLERİMİZİ BİR DEFA DAHA BÖYLE TUZAKLARA DÜÇAR EDERSEK BİZE YAZIKLAR OLSUN’
Prof. Dr. Sezai Çelik “Biz oraya gittiğimiz zaman dilimizde Allahu Ekber, elimizde bayrak dışında hiçbir şey yoktu. Karşı taraf tanklar, toplar, ağır silahlarla üzerimize ateş açılıyordu. Bizim de tek bir teçhizatımız vardı o da imandı. İman teçhizatı ile dayalı döşeli kahraman gençlerimize selam olsun. Biz o geceyi, vatan sevdalıları civanmert yiğitleri ile vatan hainleri  namertlerin karşı karşıya geldiği gece olarak hatırlıyoruz. ‘Ayrışarak korkup kaçacaklar’ diye zannedenlere bir milletin birleşerek devleştiği geceyi hatırlıyorum. Sonuçta biz kazanmıştık. Ülkemiz kötü insanlardan çok çekti. Eline silahı alan Türk Silahlı Kuvvetleri içerisindeki kendini bilmez bazı cuntalar bu millete çok çektirdi. Siz seçtiniz onlar yıktı. Halbuki biz çok iyi biliyoruz ki eğer Milli irade değişecekse onun yeri sandıktır. Biz hep buna inandık ve bunun gereğini yaptık. Karşımıza o kadar kötü bir darbeci zihniyet ve cunta geldi ki iş değişmişti. Daha önce bizden birileri oldukları görünen kişilerle karşı karşıyaydık. Gençlerimizi bir defa daha böyle tuzaklara düçar edersek bize yazıklar olsun. Eğer çoluk çocuğumuzu en başta ana baba ocağında milli şuurla yetiştirmiyorsak bize yazıklar olsun. Eğer bizim milli eğitim sistemimiz hala çocuklarımızı milli tarih, bilinç ve şuuruyla yetiştiremiyorsa hepimize yazıklar olsun. Karşımızdakiler bize melek suretinde geldiler, tabii ki de herkes aldandı. Ama bir defa aldanılır, bunun devamı gelmemeli” dedi.