Üroloji Bölümü’nden Op. Dr. Egemen İşgören prostat büyümesi hakkında bilgiler paylaştı.

Memorial Antalya Hastanesi Üroloji Bölümü’nden Op. Dr. Egemen İşgören, prostat büyümesi hakkında bilinmesi gerekenleri anlattı. Erkeklerde 40’lı yaşlardan itibaren kendini hissettirmeye başlayan prostat büyümesi, tedavi edilmediği sürece böbrek yetmezliğine kadar varan sonuçlar doğurabildiğin işaret eden İşgören, “Sık idrara çıkma, idrar yaparken yanma hissi gibi belirtilerle kendini gösteren prostat büyümesi, bazen sinsice ilerleyip hiç belirti vermemektedir. Yapılan çalışmalarda 60 yaşındaki erkeklerin yüzde 50’sinde, 80 yaşındaki erkeklerin ise yüzde 90’ında iyi huylu prostat büyümesinin görüldüğü bildirilmektedir. İyi huylu prostat büyümesi ile prostat kanseri farklı hastalıklardır. BPH prostat kanserine yol açmazken, her iki hastalık bir arada bulunabilir” dedi.

Bursa Gemlik'te diyabete dikkat çekildi Bursa Gemlik'te diyabete dikkat çekildi

“40’lı yaşlardan sonra büyümeye başlıyor”

Op. Dr. Egemen İşgören, prostatın 40’lı yaşlardan sonra büyümeye başladığını belirterek, “Prostat bezi erkeklerde idrar kesesinin hemen altında bulunan, idrar kanalını çevreleyen ve şekil olarak kestaneye benzeyen bir organdır. Erişkin bir erkekte ağırlığı 25-30 gram olan ve semen sıvısının yapımına katkıda bulunan prostat bezi, 40’lı yaşlardan itibaren büyümeye başlar. Normalde bir kestane büyüklüğünde olan prostat bezi, bir mandalina hatta portakal büyüklüğüne erişebilir ve bu durum ‘İyi huylu prostat büyümesi (Benign prostat büyümesi-BPH)’ olarak adlandırılır” ifadelerini kullandı.

“Sık idrara çıkma hastalığın başlıca belirtilerinden”

Prostat büyümesinin belirtilerinden bahseden İşgören, şöyle devam etti:

“İdrara çıkma rutininde değişikliklere neden olur. Prostat büyümesi, bir süre sonra hastanın idrar yolunu tıkayarak idrar akışını engellemeye başlamaktadır. Tıkanıklığın derecesine bağlı olarak hastalarda idrar yapmayla ilgili şikayetler ortaya çıkmaktadır. Bazen prostat belirti vermeden de büyüyebilir. Sıklıkla hastalarda görülen belirtiler şunlardır; sık idrara çıkma, ani idrar yapma isteği, idrar kaçırma, idrar yaparken yanma ve sızı hissinin olması, idrar kuvvetinin ve kalınlığının azalması, idrarı başlatmakta güçlük, kesik kesik idrar yapma, idrarın sonunda damlama, idrarı tam boşaltamama hissi ve idrarda kan.”

“Tedavi edilmezse böbreklere zarar verebilir”

Böbrek sağlığının korunmasında prostat sağlığının öneminin büyük olduğuna vurgu yapan İşgören, “Prostat büyürken kişinin idrar yollarını da olumsuz olarak etkilemektedir. Ani idrar tıkanması, idrar yolu iltihabı, idrar kesesi bozuklukları ve böbrek yetmezliğine kadar varabilen rahatsızlıklar hastalığın bilinen olumsuz etkilerinden bazılarıdır” dedi.

“Prostat kanseri de araştırılmalı”

“İyi huylu prostat büyümesinin görüldüğü kişilerde aynı anda prostat kanseri de olabilir” diyen İşgören, prostat kanserinin kendine özgü erken dönem belirtileri olmadığını, bu nedenle hastalıkta doğru tanıya ulaşmak için her iki yönden de incelemeler yapılması gerektiğinin altını çizdi. İşgören, “Hastalığa dair bazı şikayetler görüldüğünde öncelikle hastanın kanındaki “Prostat Spesifik Antijen” (PSA) değerine bakılmalıdır. Ayrıca parmakla prostat muayenesi, ultrasonografik inceleme ve idrar tahlillerinin yanı sıra; “Üroflowmetri” olarak adlandırılan idrar akım hızı ölçümü tanı için kullanılan başlıca yöntemlerdir” diye konuştu.

“Kişiye özel tedavi planlanır”

Op. Dr. Egemen İşgören, iyi huylu prostat büyümesinde her zaman tedavi gerektirmediğini de sözlerine ekleyip, “Bazen sadece düzenli kontrollerle takibi yapılabilen hastalıkta, tedaviye ne zaman başlanması gerektiğine test sonuçlarını değerlendiren hekim karar verecektir. Ayrıca herkes için tek bir doğru tedavi seçeneği yoktur. Kişiye göre tedavi şekli de değişebilmektedir. Günümüzde prostata bağlı tıkanıklıkların tedavisinde son derece etkili ilaç tedavileri vardır. Öte yandan ilaç tedavisinin yeterli olmadığı düşünüldüğünde cerrahi gündeme gelebilir. Ancak cerrahi girişim kararı alınmadan önce uzman hekimlerce hastanın çok iyi değerlendirilmesi ve tüm tedavi yöntemlerinin içinden hastaya en uygun olanının seçilmesi büyük önem taşımaktadır” dedi.

Kaynak: iha