Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, İslam medeniyetinde bilimin ve ilmin insanlığı yaşatmaya yönelik olduğunu, bilginin amacının insanlığı huzura kavuşturmak olduğunu söyledi.

D100’de tır makasladı, sürücü yara almadan kurtuldu D100’de tır makasladı, sürücü yara almadan kurtuldu

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Türkiye Diyanet Vakfı Kastamonu Kız Öğrenci Yurdu’nun açılışına katıldı. Kur’an-ı Kerim tilavetinin ardından konuşan Prof. Dr. Erbaş, İslam medeniyetinde bilimin ve ilmin önemine dikkat çekerek, bilginin amacının insanlığı huzura kavuşturmaya yönelik olduğunu söyledi.

Millet olarak ihsan peşinde, ilim peşinde, bilim peşinde olduklarını söyleyen Erbaş, Türk milletinin en büyük hazinesinin öğrenciler olduğuna dikkat çekerek, “Üniversitelerde okuyan 9 milyon öğrencimiz var. Hocalar olarak, idareciler olarak öğrencilerimizi en iyi yetiştirmenin gayreti içerisinde olmalıyız. Ne büyük servet. 9 milyon üniversite öğrencimizin yanı sıra 20 milyona yakında üniversite öncesinde okuyan öğrencimiz var. Vatanımız, devletimiz için en büyük hazine budur. Yani 30 milyona yakın bizim öğrencimiz var. Dünyada bizim öğrencimizin sayısından nüfusu daha az olan 100’ün üzerinde ülke var. O zaman biz gençlerimizi, öğrencilerimizi çok iyi yetiştirmemiz gerekiyor. Nicelik önemli ama nitelik de önemli. Gençlerini, öğrencilerini; Rablerini bilen, kitabını tanıyan, onun ilkelerine göre yaşayan, milletine aşık, ezanına, bayrağına aşık gençler olarak yetiştirmemiz lazım. 180 bin civarında üniversite hocamız var. Hocalarımız branşları ne olursa olsun önceliğimiz ahlaklı gençler yetiştirmek olmalı. 1 milyona yakın öğrenci, kredi yurtlar kurumunda kalıyor. Bizim Diyanet Vakfı Yurtları olarak 52 yurdumuzda öğrencimiz var. Biz diyoruz ki ikinci bir üniversite olarak da yurtlarımızı değerlendirelim” diye konuştu.

Öğrencilere tavsiyelerde bulunan Prof. Dr. Erbaş, “Hikmet kime verilir? İsteyene verilir. O halde bizim hikmeti aramamız lazım. Üniversite öğrencilerimizin hikmeti aramaları lazım. Bizim geçmiş ulemamız hikmetin peşinde koşmuş. 7’nci yüzyıldan 17’nci yüzyıla kadar 10 asır boyunca dünyayı aydınlatan ilmi çalışmalar yapmış. Batı’nın karanlık çağı İslam medeniyetinin ilmi ile aydınlanmış. Bunu her yerde iftiharla söyleyelim. Bizim getirdiğimiz, bıraktığımız yerden Batılılar almışlar götürmüşler. Tıpta öyle, kimyada öyle, matematikte öyle. Bugün algoritma olmasa internet çöker. Matematiğin en büyük kurucuları Müslüman alimlerdir. El Harezmî algoritmanın temellerini atmıştır. Ama Batılılar, El-Harezmî dememek için onu bozmuşlardır. Bizim medeniyetimiz ilim medeniyetidir, bilim medeniyetidir. Bugün biz istiyoruz ki üniversitelerimizin fen bilimleri fakültelerinde öğrencilerimiz laboratuvarlardan çıkmasın, ilmi konularda keşifler yapsın, buluşlar yapsınlar. İlaçlar yapsınlar, patentler alsınlar. Binlerce ilaçtan birini bizim öğrencilerimiz yapsın. 100 yıldır neden yok? 1000 yıl önce İbn-i Sina’nın yaptığı çalışmaları onların torunları olarak bizler neden yapmayalım? Biz niye ulaşmayalım. Yolu belli. İsteyene Allah verir. Çalışanın inancına da bakmaz Allah. Kim çalışmak isterse Allah ona verir” dedi.

İslam medeniyetinin ürettiği bilgilerin insanlığı yaşatmak için olduğunu vurgulayan Erbaş, “Ama aklımızdan şunu çıkarmayalım. Bizim ilmimiz, bizim ürettiğimiz şeyler insanlığı yaşatmak içindir. İnsanlığı öldürmek için değil. Batı ile doğunun farkı budur. İslam’ın farkı budur. İslam medeniyetindeki bilginin amacı insanlığı huzura kavuşturmak, daha iyi yaşatmaktır. Yukarıdan bombalarla masum insanları, bebekleri, kadınları katledenler de bilgi ile bunu yapıyorlar. Bu bilgi zararlı bilgidir. İnsanları öldürmek için kullanılan bilgi zararlı bilgidir. Batı’nın içinde bu kötülük var. İkinci Dünya Savaşı’nda 60 milyon insan ki en az 60 milyon, bazı kaynaklar 80 milyona çıkarıyor. Bu kadar masum insanı kim öldürdü? Birinci Dünya Savaşı’nda 20 milyon insanı kim öldürdü? 1992-1995 yılları arasında Avrupa’nın ortasında Bosna’da 250 bin Müslümanı kim öldürdü? Bugün Gazze’de, bir sene olmadan 40 binin üzerindeki Gazzeli masumları kim öldürüyor? Zalimler, işgalciler. Batılıların desteği ile. Ama Müslümanlarda birlik ve beraberlik olmayınca zalimlerin cesareti artıyor. Ey Müslümanlar artık bir araya gelin. Güçlerinizi birleştirin. Bizler dağınık olduğumuz sürece zalimlerin cesareti artacak. Öldürmeye devam edecekler. Bugün belki rahat olabilirsiniz. Bu acı unutmayın sizi de bulur. Bizi de bulur. İşte biz zulme karşı, zalimlere karşı olan, mazlumların yanında olan bir nesil yetiştirmenin gayreti içerisindeyiz. Bunu cihana ilan ediyoruz” ifadelerini kullandı.

Kastamonu Valisi Meftun Dallı ise, Türkiye Diyanet Vakfı Kız Öğrenci Yurdu’nun Kastamonu’ya kazandırılmasının çok önemli olduğunu belirterek, “Burada yetişen kızlarımız vatana, millete, insanlığa faydalı bireyler olarak kalmayıp ileride anneler olarak güzel çocuklar yetiştireceklerdir” dedi.

Kastamonu Milletvekili Serap Ekmekci de, “22 yıllık iktidarımızda kız çocuklarının okullaşması, her alanda mevcudiyetlerini artırması için emek verdik. Bugün de çok açık görülüyor ki, Milli Eğitim Bakanlığından Diyanet İşleri Başkanlığına kadar bu ulvi sorumluluğu tüm gücüyle sürdürüyor. Bugün kurdelesini keseceğimiz yurt, Kastamonu’muza emanettir. Göz bebeğimiz gibi emanete sahip çıkacağımızdan ve başta şehitlerimiz olmak üzere coğrafyamızı ebedi Türk İslam yurdu yapanlara daima dua edeceğimizden şüpheniz olmasın” diye konuştu.

Türkiye Diyanet Vakfı Genel Müdürü İzani Turan ise, “Türkiye’de 29 şehirde 52 yurdumuz var. Bunların 36’sı kız 16’sı erkek yurdu. Kızlarımıza pozitif ayrımcılığı yapan bir kuruluş olarak onları çok ehemmiyetli görerek başkanımızın talimatıyla çok önem gösteriyoruz” şeklinde konuştu.

Konuşmaların ardından yapılan dua ile 504 öğrenci kapasiteli kız yurdunun açılışı gerçekleştirildi. Açılış kurdelesinin kesilmesinin ardından Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Erbaş, beraberindeki heyet ile birlikte yurt binasını gezerek yetkililerden bina hakkında bilgiler aldı.

Kaynak: iha