Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Zekiye Kabaş, tedavi edilmeyen orta kulak iltihaplarının ciddi sorunlara yol açabileceğine vurgu yaparak, “Kulak zarında çökme veya yapışmalar, kulak zarı delinmeleri, işitmeyi sağlayan kemikçik zincirde erimeler, kalıcı işitme kayıpları, sürekli iltihabi akıntılar, kolesteatom oluşumu, yüz felci, denge bozukluğu ve baş dönmeleri, menenjit, beyin absesi gelişimi görülebilir” dedi.

Afrika’nın parlayan yıldızı Fildişi Sahili ile Türkiye arasında sağlık turizminde güçlü işbirliği başlayacak Afrika’nın parlayan yıldızı Fildişi Sahili ile Türkiye arasında sağlık turizminde güçlü işbirliği başlayacak

Soğuk havalar pek çok hastalığın oluşumuna zemin hazırlıyor. Özellikle orta kulak iltihabı sağlığı tehdit eden rahatsızlıkların başında geliyor. Kulak zarı ve iç kulak duvarı arasında kalan ve işitmede iletimi sağlayan bölüm olan orta kulak boşluğunda meydana gelen enfeksiyon, orta kulak iltihabı olarak tanımlanıyor. Ateş, işitme problemleri ve kulak akıntısı ile gelebilen orta kulak iltihabı, erken tanı, tedavi ve düzenli takip ile kontrol altına alınabiliyor. Memorial Antalya Hastanesi Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Zekiye Kabaş, orta kulak iltihabı ve tedavisi hakkında bilgi verdi.

“Çocuklarda daha sık görülüyor”

Orta kulak iltihaplarının sıklıkla aniden ortaya çıktığını ve bu tablonun ardından orta kulakta sıvı oluşumu görülebileceğini belirten Op. Dr. Zekiye Kabaş, “Genellikle çocuk yaş grubunda görülür. Orta kulaktan hava, sıvı ve mikrobiyal alışveriş genze açılan östaki tüpü vasıtasıyla olur. Çocuklarda bu organ erişkinlere göre daha yatay yerleşimli olduğundan orta kulağa mikrobiyal geçiş daha kolay, aksi yönde bir geçiş ise daha zor olmaktadır. Ayrıca çocuklarda üst solunum yolu enfeksiyonları, alerjik tablolar erişkinlere göre daha sık izlenmektedir. Yine geniz eti büyüklüğü çocuklara has bir durumdur. Tüm bu sebeplerle çocuklarda, orta kulak iltihabı daha sıktır” dedi.

Kabaş, ani başlangıçlı orta kulak iltihabında yüksek ateş, şiddetli ağrı, geçici işitme azalması veya kulakta dolgunluk hissi, kulak zarında delinme olmuşsa akıntı izlenebileceğini, kronik orta kulak iltihabının da genellikle ani başlangıçlı orta kulak iltihabının komplikasyonu olarak ortaya çıktığını, ve en sık izlenen şekli orta kulakta sıvı oluşumu olduğunu aktararak, “Bu tabloda ağrı ve ateş görülmez ancak; işitme azlığı, kulakta dolgunluk ve tıkanıklık hissi gelişir” diye konuştu.

“Kış mevsimi orta kulak iltihabına ortam sağlıyor”

Kış mevsiminin orta kulak iltihabına ortam sağladığını kaydeden Kabaş, “Sonbahar ve kış aylarında orta kulak iltihabı geçirme riski ve sıklığı artar. Bu aylarda; nezle, grip, sinüzit, farenjit ve bademcik iltihapları daha sık olmaktadır. Tüm bu enfeksiyonlar hem östaki tüpünün çalışmasını bozarak, hem de mikrobiyal geçişi artırmak yoluyla klinik tabloya neden olabilmektedir. Tedavi edilmeyen orta kulak iltihapları ciddi sorunlara yol açabilir. Kulak zarında çökme ve/veya yapışmalar, kulak zarı delinmeleri, işitmeyi sağlayan kemikçik zincirde erimeler, kalıcı işitme kayıpları, sürekli iltihabi akıntılar, kolesteatom oluşumu (iltihap sonucu oluşan ve kemik yapılarda erezyon yapabilen doku), yüz felci, denge bozukluğu ve baş dönmeleri, menenjit, beyin absesi gelişimi görülebilir. Bu tip komplikasyonların gelişimini önlemede tedavi sırasında ilaç kullanımının yanı sıra; düzenli takip de çok önemlidir” açıklamasında bulundu.

“Altta yatan sebep araştırılmalı”

Op. Dr. Zekiye Kabaş, yılda 3-4 defadan fazla olan veya 3 ay boyunca tüm tedavilere rağmen iyileşmeyen orta kulak iltihaplarında altta yatan sebeplerinin belirlenmesi gerektiğini vurgulayıp, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Geniz eti, alerjik nezle, kronik sinüzit, sık üst solunum yolu enfeksiyonu geçirme en sık sebeplerdir. Erişkin hasta grubunda ise başlangıç döneminde ya da ilk kez olsa bile, altta mutlaka geniz kanserinin olup olmadığının anlaşılması gerekmektedir. Sık geçirilen veya iyileşmeyen orta kulak iltihaplarında ilaç tedavisinden çok cerrahi müdahale önerilmektedir. Bunlar arasında; kulak zarına mikroskobik küçük kesiyle drenaj (miringotomi), kulak zarına tüp konulması, geniz eti operasyonu sayılabilir. Hastalığın seyri ve cerrahın tercihine göre tedavi şekillendirilmekle birlikte, komplikasyon oluşumunu önlemede çok önemlidir. Başlangıç döneminde tedavinin gecikmesi durumunda ise kliniğin tipi ve seyri ağırlaşmakta, tedavide işitmeden çok hastanın yaşamını sorunsuz idame etmesini hedefleyen ağır cerrahiler gerekebilmektedir.”

“Korunmak için önleminizi alın”

Orta kulak iltihabından korunmak için yapılması gerekenlerden de bahseden Kabaş, “Öncelikle sık el yıkama, havlu gibi ortak eşyaları kullanmama, hasta kişilerle temasın önlenmesi, klimadan uzak durmak, düzgün beslenmek, grip salgınlarında toplu ortamlardan uzak durmak, grip aşısı olmak, tedavide gecikmemek gibi üst solunum yolu enfeksiyonlarından korunma önlemlerinin alınması önemlidir. Alerji, kronik sinüzit gibi süregelen rahatsızlıkların tedavisi, sigara içmemek, çocukların pasif içici olmalarını engellemek, hava kirliliğinden uzak durmak ve reflünün tedavi edilmesi orta kulak iltihabından korunmada fayda sağlamaktadır” dedi.

Kaynak: iha