İnsan, mümin ve Müslüman oldukça, Müslümanlığı yaşadıkça; huzurlu, mutlu, rahat, kolay, iyi, güzel, yararlı, sağlıklı, dostça bir hayat- yaşantı yaşar. Kendine, ailesine, akrabalarına, komşularına, arkadaşlarına, çevresindekilere, insanlığa iyilik ettikçe de mutlu olur. Bunun karşılığını, ahirette de, iyilik, cennet olarak göreceğinden; iki âlemde huzurlu, mutlu olur, rahat eder.
İnsan iyilik, hayır ettikçe, yardım ettikçe mutlu olur. Ruhu ve vicdanı rahat eder. İnsan, İslam dinini yaşadıkça olgunlaşır, iyileşir, güzelleşir. Sadaka vermek, hayır yapmak, iyilik etmek insanı cömert eder. Cömert oldukça da, daha sadaka verir, iyilik yapar, infak eder. Zengin iken, fakir iken iyilik etmeyi sürdürmeli. İsraf etmemeli. Cimri, pinti olmamalı. Eli sıkı olmamalı. Çok da açıp, savurganlık yapmamalı. İslam dini; dosdoğru olan orta yolu tercih eder.
Derdiniz varsa, sadece sözlü, sözel dua etmek yetmez. Fiili dua da gerekir. Yanı gerekeni ilmi yolla, akıllıca yapmak gerekir. Dua ede, iyileşirsin. Dua ede, tıbbı tedavi- iyileşme girişiminde de bulunursan, iyileşirsin. Fakirsin. Dua ede, Allah cc. Versin. Fakirsen, kalkıp, helalinden çalışmalısın. Allah cc. Gökten ne altın ne de gümüş yağdırır.
Yüce hak dinimiz İslam; güzel, doğru, dürüst, ilmi, dini yaşamayı emreder. Davranışların hak ve hakikat olmasını emreder. Dini hafife alan, yeren, eleştiren, kötüleyen, yalan iftira atan, inkâr eden; dinsiz imansız zalim kâfir olur. İslam dinine, Ortaçağ zihniyeti, deyip; aşağılayan, kötüleyen, yeren, benimsemeyende zalim kâfir olur. Herkes din hakkında söz söylerken, derinden, kapsamlı düşünmelidir. Dinimiz, Yüce Allah’ın dinidir. Akıllı insanları dinden sorumlu, yükümlü tutar.
Âlemlerin Yüce Rabbini, Kur’ân’ı, peygamberini tanımayan, Müslüman olmaz. Bugün ideolojik, felsefi, siyasi nedenlerle, en çok saldırılan mukaddes dinimizdir. İnkâr edenler çoktur. Bugün dinsizlerin sayısı, Müslümanlardan fazladır. Çünkü materyalist, ideolojik, siyasi, felsefi nedenlerle; hak din İslam düşmanlığı yapılıyor. Herkes İslam dinine inanmamakta, inanmakta özgürdür. Sonucuna kendi katlanır. İnanlar mükâfatını- ödülünü alır.
İslam dininin ilk şartı; Kelime-i şehadet ve Kelime-i tevhittir. Bunu söyleyen, inan; her kimse, mümin ve Müslüman olur.
Allah cc. İnsanı en güzel şekilde yarattı. Kusursuz biçimde, akılla, zekâyla yarattı. Onun güzel yaşaması içinde; peygamberler ve kitaplar, sayfa emirler gönderdi. Doğru ile yanlışı, iyi ile kötüyü, güzel ile çirkini, yararlı ile zararlıyı, adalet ile zulmü, hak ile batılı ayırt edebilmek için, İlahi kitaplar, peygamberler gönderdi. Bunlara uyanlar, doğru insan olur. Diğerleri, inkâr edenleri; zalim ve kâfir olur. Zalim ve kâfirlerin sonsuza dek cehennemde olacağı, birçok ayette açık, net, anlaşılır şekilde bildirildi.
İnsanın yaratılış gayesi, amacı; Yüce Allah’a istenilen şekilde ibadet etmek, yeryüzünü imar etmek, yeryüzünde adaleti sağlamaktır.
İbadet; Allah ile Müslüman arasında kurulan bağdır. İnsanın yaratılış gayesi; Yüce rabbine ibadet etmek, kulluk etmektir. Allah’ın kulları üzerinde hakları vardır. Buna karşılık kulun da minnet, şükür, hamt, dua, zikir etmesi gerekir.
Zikir ederken, Kelime-i tevhidi çok söyleyelim.
Allah cc. Enam suresi 106. Ayetin meali: “ Ey Muhammed! Sen, Rabbinden sana vahyedilene uy. O’ndan başka hiçbir ilah- tanrı yoktur. Allah’a ortak koşanlardan yüz çevir.”
Peygamberimizin ahlakı Kur’ân ahlakıydı. En iyi, üstün İlahi bir güzel ahlaktı. Eşsiz bir ahlaka sahipti. Ahlakı, davranışları ile insanlara en güzel örnek oluyordu. Peygamberimiz İslam ahlakına çok büyük önem ve değer veriyordu. Kur’an’daki, ayetleri ahlak biçimi, ahlak şekli yapmıştı.
Peygamberimiz sav. Buyuruyor: “ İslam güzel ahlaktır.”
Peygamberimiz en azılı düşmanlarına bile güzel ahlak ile davranıyordu.
Peygamberimize bunun içindir ki, Muhammed’ül emin lakabını söylerlerdi. Bu takma bir adı idi.
Müslüman ahlak olarak güzel ahlaklı olmalıdır. Ahlaksız bir kişinin Müslümanlığından pek yarar gelmez. Takdir görmez. Övülmez. Hatta yerilir.
İslam dini hayatın- yaşamın tüm alanlarını kapsar ve kuşatır. İslam dini evrensel ilahi hak bir vahiy dinidir. Herkese uygundur. Herkes İslam dininden nasibini alır. Şehirler medeniyetin en güzle yaşandığı yerleşkelerdir. İslam değerleri ile hak hakikat kültürü oluşturulur. İslam dini bütün olarak yaşandığında, huzur ve mutluluk toplumu oluşur. Birey, aile, toplum, devlet İslam ile hayat- yaşam bulur. İstanbul, Mekke, Medine, Buhara, Semerkant, Şam, Bağdat gibi şehirler medeniyetin en güzel yaşandığı şehirlerdir. O zamanın insanları günümüz insanı kadar bilgili, donanımlı olmamasına rağmen samimiyet vardı. Kardeşlik, dostluklar vardı. İslam medeniyeti bilime, tekniğe de şekil vermişti. Taşlar, ağaçlar bile medeniyeti yansıtıyordu.
İnsanlarda bugün ki, kadar küfür, batıl, ideolojik saplantı, nifak yoktu. Nifak; bir kişinin için başka, dışının başka olması demektir. Nifakta olan kişi mümin gibi görünür ama aslında kâfirdir. Yalan, yanlış, kötülük içinde olmasına rağmen halktan bunu gizler. Yanı münafıktır. Kalbi ile hakkı inkâr ettiği halde bunu başkalarından gizler. Bugün nifak içinde olan milyonlarca insan vardır. İdeolojik saplantı içindedir ama kişisel çıkarı yüzünden mümin gözükür. Hem de İslam aleyhinde alabildiğine konuşur, yazar. Bunlar cehennemliktir. Bunlar zalimdir ve kâfirdir. Zalimler ve kâfirler sonsuza dek cehennemdedir. Bunu Allah cc. Onlarca ayetinde defaatça bildirmektedir. Bunlar çıkarları söz konusu olduğunda müminleri terk ederler.
Şirk- Allah’a ortak, eş, denk tutma yapma, şirktir. Allah’ın hak dini İslam’a da şirk koşma büyük zulümdür. Kâfirliktir. Akıllara zarardır! Allah ve hak din İslam’ı tanımayanlar, çok büyük sapkınlık, sapıklık içindedir. Allah cc. Tanımama, hak din İslam dinini tanımama, hak ve son peygamber Hazreti Muhammed sav. Tanımama, tam anlamı ile kızıl kâfirlik, gâvurluktur.
Allah’ı tanımama ile
Hak ve son vahiy dini İslam’ı tanımama,
Son peygamber Hazreti Muhammed’i tanımama benzer kâfirliktir.
1970 yıllarında komünistler ateistlik yaparlardı. Allah’ı inkâr ederlerdi.
Bu komünizmin zaten gereğidir. Komünizmde Allah cc. Hak din, peygamberler inkâr edilir. Materyalisttirler. Marksizm, Leninizm felsefesinin gereği budur.
Şimdide İslam peygamberi Hazreti Muhammed’i dışlayanlar, diskalifiye edenler, gereksiz bulanlar, tanımayanlar vardır. Bu bir gâvurluktur. Allah cc. Onlarca ayetinde; peygambere uyun, itaat edin, buyuruyor. Tevhit ve şehadet cümlesi bunu gerektiriyor.
Yüce Allah cc. Kur’ân, Peygamber sav. İnkâr etmek, yalanlamak en büyük şirktir, zulümdür.
Âlemlerin Rabbi yüce Allah cc. Nisa suresi 48. Ayetinde mealen buyuruyor: “ Allah, kendisine ortak koşulmasını asla bağışlamaz; dilediği kimselerin bunun dışındaki, günahını bağışlar.”
Zümer suresi 53. Ayet: “ Rabbimiz, ister dünyada ister ahirette bütün günahları bağışlayabileceğini,” bildirmektedir.
Peygamberimiz sas. Buyuruyor: “ Allah’a iman ettim, de. Sonrada dosdoğru ol.”
Müslüman Kur’ân ve sünnet özellikli olmalıdır. Dosdoğru, iyi, güzel, ölçülü, dengeli, kararlı, tutarlı, diğerkâm olmalı. asla bencil, aç göz, cahil, cehalet içinde, duygudaşlık noksanlığı, vicdansızlık, insafsızlık, akıl yoksunluğu, kibir, gösteriş yapan, samimiyetsiz katiyen olmamalı. İstikamet Hak olmalı. Allah’a yönelmeli. İslam ahlakı ile yaşamalı. Kur’ân ve sünneti yaşamalı. İstikameti hak olanlar, cennete girecek, gidecektir. Zalimler ve kâfirler cehenneme gidecektir.
İslam dinini bir bütün olarak yaşarsak, bütünü ile Müslüman oluruz.
Adaletli olmalıyız.
Dosdoğru ve dürüst olmalıyız.
Gerçek anlamda mümin ve Müslüman olmalıyız.
Eğer milli, manevi, ilmi, insani, dini değerlere bağlı gençlik yetiştirilmezse, hiçbir iş hakkıyla doğru, dürüst, kaliteli, verimli olmaz. Devleti değerler eğitimi verecek şekilde düzenlemek gerekir. Bireyi, aileyi, toplumu da bu güzelim hak değerlere uygun yetiştirmeli. Kurtuluş sadece bundadır.