Peygamberimiz sas. Buyuruyor: “ Ben size iki şey bıraktım ki, onlara sımsıkı sarılıp, tutunduğunuz sürece, katiyen sapıtmazsınız. Birisi; Allah’ın kitabı, diğeri ise Resûlullah as. Sünnetidir.”
Çok değerli can dost kardeşlerim. Sakin ilahi hükümleri arkaya bırakıp, nefsinizin isteklerine uymayınız. Nefis ve şeytanın dediklerinin peşinde koşmayınız. Hem İslam dininin hak hükümlerini hem de bilimin doğru değerlerini birlikte kullanınız. Müminlerle birlikte olunuz. Müslümanları siyasi partilere, derneklere, vakıflara, cemaatlere, tarikatlara, ırklara, ideolojilere bölüp, parçalamayınız. Size düşen görev; İslam dinini bir bütün olarak anlatmaktır. Diğer fırkalara saldırmak değildir. Yüce Allah’a gönülden bağlı olunuz. Allah’ın hak ve hakikat dinini, peygamberimiz sas. Gibi hakça yaşayınız. İbadete, itaate devam ediniz. Hak yolu bırakıp; ideolojik, felsefi sapkınlara bağlanmayınız.
İslam dinini dosdoğru şekilde, Kur’ân ve sünnet üzere öğrenip, yaşam tarzı yapınız. İyice içselleştiriniz. Özümseyiniz. Benimseyiniz. Yaşam tarzı yapınız. İslam düşmanlarının yalanları ile gönlünüze şüphe düşürmeyiniz. Kâfirler ve münafıklar, İslam dinini ve Müslümanları bozmak için çalışmaktadır. Bunda da Müslümanların bilinçsizliği yüzünden başarılı olmaktadırlar.
Doğrudan kâfirlik yapıp, İslam dinine ve Müslümanlara saldıranlar vardır. Bilinçsiz Müslümanları kendi istekleri doğrultusunda, kötülükte kullananlar vardır. Bunlara karşı Müslüman toplumları bilinçlendirmek çok önemlidir. Bugün Müslüman devletlerarasında birlik, beraberlik, dostluk, kardeşlik, işbirliği yeterince olmadığından, her biri kâfirlerin saldırıları altında ezilmekte, ölmektedir! İslam ülkelerinin yöneticilerini düşmanlık edenler istediği gibi, istediği kadar kullanmaktadır! Bu birlik ve beraberliğin olmayışından kaynaklanmaktadır.
İslam düşmanlarının, Müslüman düşmanlarının hile ve oyununa gelmemeli. Yüce Allah’ı dinlemeli.
Nisa suresi 145. Ayetin meali: “ Münafıklar cehennemin en alt tabakasındadırlar. Artık onlar için hiçbir yardımcı bulamazsın.”
Bakara suresi 217. Ayet: “ Eğer onların güçleri yetse, sizi dininizden dönünceye kadar size karşı savaşa devam ederler.”
Bakara suresi 120. Ayetin meali: “ Sen onların dinine uymadıkça, ne Yahudiler ne de Hristiyanlar senden asla hoşnut olmazlar.”
Her mümin ve Müslüman, günün her saatinde kendini gözden geçirip, değerlendirme yapmalı. Eksik yönleri varsa, gidermeli. Kendini iyileştirmeye, düzeltmeye çalışmalı. Kur’an ve sünnet uygun; akılla, bilimle, mantıkla, sağduyuyla, olumlu şekilde hareket etmeli. Negatif davranmamalı.
Gerçek anlamda Müslüman olan kişi hiçbir zaman kötü, çirkin, olumsuz, yalan, yanlış, bozuk davranmaz. Toplum içindeki, kötülere, kötülüklere, pislik yapanlara, pislere uymaz. Akıllarını doğu kullanıp, murdarlığa yönelmez. Batılı, küfrü, sapkınlığı asla hoş görmez. Müminlere karşı çok merhametli, acımaklı davranırlar.
İslam dinine iman etmeyenlere, Allah cc. Çılgın bir ateş hazırladığını, Fetih suresi 13. Ayette buyuruyor.
İslam dinine inanmayanların amacı, gayesi, hedefi; İslam dinini yıkmak ve Müslümanları yok etmektir. Ben bunu yaşamım boyunca onlarca kez gördüm, tanık oldum. Onlar Müslümanlara samimi dost olmazlar. Hep birlikte Müslümanları yok etmeye çalışmaktadırlar.
Allah cc. Nisa suresi 101. Ayette mealen buyuruyor: “ Şüphesiz ki, kâfirler, sizin için apaçık düşmanınızdır.”
Dünyamızı yaşanmaz hale getiren; vahşet, dehşet, korkunç barbarlık, canavarlık yapanlar, daha çok zalimler ve kâfirler olmaktadır. Bilinçli olmayan Müslümanları da kullanmaktadırlar.
Müslümanlar, küfrü, batılı hoş göremez. Onlara uyamaz. Onların emellerine hizmet edemez. İslam devletlerini batıl olan ülkeler her zaman yıkmaya, çalıştılar. Osmanlı Devletini de 1800 yılı başında yıkma çalışmasını hızlandırdılar. Sonunda yıktılar. 1920 yılında halkı Müslüman olan tüm ülkeler, kâfirler tarafından işgal edilmiştir. Bunu insanlık tarihi boyunca hep yaptılar.
Bugünde tüm batıl, küfür içinde olan kişi ve ülkeler, İslam ülkelerini cehennem yerine çevirdiler. Yakıp, yıkmaktadırlar. Katliamlar, soykırımlar yapmaktadırlar.
Müslümanların pasifliği- edilgenliği, uyuşukluğu yüzünden, Müslümanların üzerine düşmanlar etkili oldu. Düşmanlık edenler, bozmaya çalışırken, Müslümanlar pinekledi. Hak ve hakikati tebliğ etmediler. Öğretmediler. Bilgilendirmediler. Eğitim- öğretimi yapmadılar. İyiliği emredip, kötülüklerden vazgeçirmediler. Yaptıkları, düşmanların yaptıkları yanında etkisiz kaldı. Müslümanlar kendi sıfatlarını- nitelik ve özelliklerini yitirdiler.
Çok değerli can dost kardeşlerim. Lütfen! Bilgili, bilinçli, samimi, duyarlı, hassas, İslam ve bilimi yaşam tarzı yapan, gerçek Müslüman olunuz. İki âlem için zararınız olmaz. Sizlere hak ve hakikati tebliğ ediyorum. Ben hak ve hakikati tebliğ etmekle, görevimi yapıyorum. Size de uymak, yaşam tarzı yapmak düşer.
Müslümanlar gerçek anlamda Müslüman olmadığından; birey, aile, toplum, devlet olarak çok felaket, fecaat, dehşet, vahşet yaşamaktadır. Bu ilkelliktir, feodal, sapkınlıktır. Hak ve hakikati hakkaniyetçe yaşamamadır. Gerçek insanlık sadece İslam’ı; akılla, mantıkla, sağduyuyla, bilimle yaşamakla olmaktadır.
İnsanlara pedagojik şekilde bilimi, İslam dinini, güzel ahlakı, insafı, vicdanı, merhameti öğretmeli. Öğretilmediğinde; ülkemizde ve dünyada bugün olduğu gibi, her gün binlerce korkunç dehşet veren vahşetler yaşanır.
Herkes yaptığı iyiliğin, sevabın karşılığını ödül olarak muhakkak görecektir.
Herkes yaptığı kötülüğün karşılığını iki âlemde ceza olarak görecektir.
Müslüman olarak; Allah’a şirk- ortak koşmayınız. Dinine de ortak bulmayınız.
Sihir, büyü, falcılık gibi bozuk davranışlarda bulunmayınız.
Allah’ın haram kıldığı caniliği, katilliği yapmayınız.
Faiz, rüşvet pis işi ile ilgilenmeyiniz.
Yetim malı ve kul hakkı yemeyiniz.
Meşru savaştan kaçmayınız.
Namuslu mümin kadınlara iftira atmayınız. Başkalarına da yalan, iftira atmayınız.
İslam dininin kurallarına, bilimin yararlı değerlerine, hayatta koyulan kurallara eksiksiz, harfiyen uyunuz. Uymayanlar; kaza, belaya uğramaktadır. Derde tutulmaktadır. Kul hakkına girmektedir. Başkalarına onarılmayacak zararlar vermektedir. Geçen hafta yapılan taşıt denetimlerinde, sürücülerin %25’i kural dışı hareket ettiğinden ceza aldı. Kazalarında %36’sı hız sınırını aşmaktan oluştu. İş kazaları, ev kazaları, yüzmede olan boğulmalar; hep kurala uyulmadığından olmaktadır.
Her yıl bin kişi boğulmaktadır.
1500 kişi iş kazasında can vermektedir.
Trafik kazalarında 10 bin kişi ölürken, son yıllarda biraz azaldı.
Aile içi kavgalarda 400 kadar kadın öldürülmektedir.
İntihar edenler, başkalarına saldıranlar, kavga – dövüş yapanlar; aklı doğru kullanmamaktan kaynaklanmaktadır.
Ülkemizde 100 yıldır radyo, sinema yararlı şekilde kullanılmadı.
Elli yıldır televizyon yararlı şekilde kullanılmamaktadır.
Basın- yayın, kültür, politikaları zararlı şekilde kullanılmaktadır.
Tiyatro, sosyal medya da zarar verici şekilde kullanılmaktadır. Öyle ki, insanları doğasından çıkarmakta, adi varlık haline getirmektedirler.
Eğitim- öğretim de de İslam, insanlık yeterince öğretilip, benimsetilmemektedir.
Sonuç: Anarşi, şiddet, terör, çatışma, savaş, birbirine yeme olmaktadır.
Zalim sadece Müslüman olmayanlar olmamaktadır. Müslümanım diyenlerden de zalim olmaktadır. Allah cc. Farklı ayetlerde buyuruyor: zalimler ve kâfirler cehennemdedir.
Allah cc. Ahzap suresi 72. Ayette mealen buyuruyor: “ Çünkü insan çok zalim ve çok cahildir.”
Peygamberimiz sas. Buyuruyor: “ Sizin en fenanız, ahlakı kötü olanınızdır.”
“Hayâ- ar etme- utanma, imandandır.”
“ Her dinin bir ahlakı vardır. İslam’ın ahlakı da; hayâdır.”
Enfal suresi 105. Ayetin meali: “ ( Ey müminler) Allah’a ve Resulüne itaat edin.”
Bakara suresi 96. Ayetin meali: “ Allah, kendisinden başka hiçbir ilah- tanrı olmayandır.”
Çok değerli can, dost, kardeşlerim. İslam dinine, ilme, irfana, hikmete uygun yaşamazsanız; iki âlemde huzurlu, mutlu, rahat olamazsınız. Mutlaka ama muhakkak İslam dinine, bilime, irfana, hikmete uygun yaşama tarzınız olsun. Şunlara dikkat ederek yaşama gayreti, azmi, çabası içinde olunuz.
1- Allah’a ve peygamberine sas. İtaat ederek yaşayınız ki, dünyanız güzel, ahiretiniz mutluluk içinde olsun.
2- Anne ve baba hakkına uygun hareket ediniz.
3- Kardeş hakkını koruyunuz.
4- Akraba hakkını koruyunuz.
5- Komşu ve arkadaş haklarını koruyunuz.
6- Vatana, millete, devlete sevgi, saygı duyunuz. Hainlik etmeyiniz.
7- İslam ahlakı, güzel terbiye sahibi olunuz.
8- Hırsızlık, gasp, yalan söyleme, zina gibi kötü ve haram davranışlardan sakınınız.
9- Cana kıymayınız. Cani, katil, katliamcı, soykırımcı, mundar lanetlik, cehennemlik olmayınız.
10- Kul hakkına, devlet malına saygı ile yaklaşınız. Çalıp, hırsız olmayınız. Bu çok kötü bir durumdur. Cehenneme ve cezaevine götürür!
11- Yağmacılık, adaletsizlik, haksızlık asla yapmayınız.
12- İçki, kumar, bağımlılık yapan madde- uyuşturucu gibi haram olan sağlıksız madde asla kullanmayınız.
13- Yapıcı, olumlu, üretici olunuz. Yararlı ürün yetiştiriniz. Sigara ve alkole ürün yetiştirmeyiniz.
14- Asalak olmayınız. Başkalarının sırtından geçinmeyiniz.
15- İş, meslek, ticaret ahlakına uygun iş- işlem yapınız.
16- Sürekli yararlı bilgi öğrenme içinde olunuz.
17- Kur’ân’ı, peygamberimiz gibi aynen yaşayınız.
Eğitim- öğretimin, kültür, sanat, mesleğin, medyanın her çeşidinin, insan doğasını bozmayacak şekilde yapılması gerekir. İnsan doğası bozulursa, İslam dinini de kabul etmez. Reddeder. Kendine sapkın, batıl, küfür inanışlar, ideolojiler bulur. Materyalist olur. Bunun içindir ki, insan doğasına uygun eğitim- öğretim yapmak çok önemlidir.
İnsan doğasına, yaratılışına uygun sadece Kur’ân, sünnet, İslam dinidir. İslam dini ile birlikte, bilimsel gerçekçi bilgilerde kazandırmalı. Öyle saçma sapan doktrinler, teoriler; gerçekmiş gibi öğretilmemeli. Yahudi saçmalıklarını kabul ettirmeye çalışmamalı.
Allah cc. İnsanı yarattı. Ona yaşam tarzı, şekli olarak da İslam dinini gönderdi. İslam dini yaşantımızın vazgeçilemez kaynağı olmalıdır. İslam dinini ve İslam dini ilimlerini kapsamlı olarak öğrenmeli ve de yaşam biçimi yapmalı. İslam dininin kaynağı Yüce Allah’tır. İslam dininden başka din yoktur. Din diye adı geçenler; felsefi, edebi kurgulardır.
İslam imanı- inancı, ibadeti olmazsa, insan; insan olmaz. İnsnalıklı olmaz. İnsancıl, insaniyetli olmaz. Zalim olur. Her türlü kötülüğü en yakınına yapar. İman ve İslam yaşantısı, insanın yaşayış kalitesini ve verimini artırır. Bunu akıldan çıkarmamalı. Bugün bu konuda hassasiyet gösterilmediği için, insan denen, iki bacaklı yaratıklar; eşini, anne ve babasını, çocuğunu, en yakınlarını bile acımasızca katletmektedir! Bu bir değil, 5 değil; binlerce kez yapılmaktadır!
İnsanlar önce ebeveynden başlayarak iyileştirilmeli. Ebeveyn iyileşmeden, öğretmen ve imam iyileştiremez.
Ebeveynin iyileştirdiğini, öğretmen ve imam bozabilir.
Ebeveyn, öğretmen ve imam iyileştirirse, arkadaş çevresi ve toplum kötüleştirebilir.
Demek ki, ebeveyn, öğretmen, imam, toplum hep birlikte iyileştirme, düzeltmeye çalışmalıdır.
İnsan, Yüce Allah cc. İle İslam dini ile doğru iletişim kurmalıdır. Dini yanlış yorumlarsa, yine ortaya kötü insan tipi çeker.
Allah cc., Kur’ân, peygamber sas. Doğru anlaşılmalı. Açıklananlara harfiyen uyulmalı. İslam dinine gönülden, beyinden inanmayıp, sapkın ideolojilere inanma, seküler, materyalist düşüncede olma, insanı sapkınlaştırır. İnsanın beyni, gönlü, ruhu, ahlakı, genleri, kanı Müslümanlaşmalıdır. İslam içselleştirilmeli. Özümsenmeli. Benimsenmeli. Değerler yaşam tarzı yapılmalıdır.
İslam ilimleri öğrenilmeli. Kur’ân, peygamber, sünnet, peygamberimizin hayatı, fıkıh, ilmihal, ahlak bilinip, yaşam tarzı yapılmalıdır. Ahiret hayatı öğretilmeli. İslam yaşantısı olmayanların, dünya yaşantısı güzel olmadığı gibi ahiret hayatı da iyi olmayacak. Bu insanlara benimsetilmeli. Kavratılmalı. Benimsetilmeli.