İstanbul

İsrail istihbarat servisine casusluk yapılması iddiasına ilişkin davada karar

İSRAİL İSTİHBARAT SERVİSİNE CASUSLUK YAPTIKLARI İDDİASIYLA YARGILANAN 57 SANIKLI DAVADA KARAR ÇIKTI. (ARŞİV)

Abone Ol

İsrail istihbarat servisine casusluk yaptıkları iddiasıyla yargılanan 57 sanıklı davada karar çıktı. Mahkeme, 2 sanığı ‘yasaklanan bilgilerin casusluk maksadıyla temini’ suçundan 8’er yıl 4’er ay hapis, 35 sanığı ise 6’şar yıl 8’er ay hapis cezasına çarptırdı.

Türkiye’de yaşayan Filistinli aktivistler ile İsrail’in Filistin politikasına muhalif kişilere yönelik eylem hazırlığında oldukları ve İsrail istihbarat servisine casusluk yaptıkları iddia edilen sanıkların yargılandığı dava, İstanbul 28. Ağır Ceza Mahkemesi’nce karara bağlandı. Duruşmada kararını açıklayan mahkeme, sanıklar Ahmet Koray Özgürün ve Alperen Erkut’u ‘yasaklanan bilgilerin casusluk maksadıyla temini’ suçundan 8’er yıl 4’er ay hapis cezasına çarptırarak, tutukluluk hallerinin devamına karar verdi.

35 sanığa 6’şar yıl 8’er ay hapis cezası

35 sanığı ise aynı suçtan 6’şar yıl 8’er ay hapis cezasına çarptıran heyet, bu sanıklar hakkında ‘yurt dışına çıkış yasağı’ şeklinde adli kontrol tedbiri uygulanmasına hükmetti. Mahkeme heyeti ayrıca, 19 sanığın ‘yasaklanan bilgilerin casusluk maksadıyla temini’ suçunu işlediklerinin sabit olmadığı gerekçesiyle beraatına karar verdi.

İddianameden

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, İsrail istihbarat servisinin internet tabanlı mobil uygulamalar üzerinden uzaktan çevrim içi operasyon ekibi oluşturduğu, bu ekip vasıtasıyla uzaktan kaynak temini, canlı kurye ile kaynaklarına para transferi ve sahadaki hedeflerine yönelik taktik bazlı işler yapılmasının amaçlandığı aktarıldı. Hazırlanan iddianamede, ilk temasın cep telefonlarına kodlanan Telegram ve WhatsApp uygulamaları, sosyal medya hesapları, Linkedin, e-posta üzerinden sağlandığı, irtibatın operasyonel Telegram ve WhatsApp uygulamaları üzerinden sürdürüldüğü, kesinlikle görüntülü veya sesli görüşme yapılmadığı, yapılan işler karşılığında ödemelerin uluslararası para transfer şirketleri, kripto paralar, havale ofisleri ve canlı kuryeler vasıtasıyla gerçekleştirildiği belirtildi. İddianamede, profesyonelce yapılması istenilen işlerde dedektiflerden, taktik işlerde ise ağırlıklı olarak şüphe uyandırmayan şahıslardan yararlanıldığı, dedektiflere biyografik bilgi toplama, keşif tahkikat, fotoğraf/video dokümanter, canlı takip, takip cihazı yerleştirme, canlı kurye bulma ve siber faaliyet görevlerinin verildiği, İsrail istihbarat servisinin iş yaptırdığı şahısların gelen taleplerin sebebini, amacını, oluşturacağı maddi/manevi zararı ve oluşturacağı milli güvenlik açığını fark ettikleri halde faaliyetlerini sürdürdükleri, aynı zamanda muhataplarının kimliklerini gizleme gayretini, yapılan ödemeler karşılığında fatura kesmemesini, yurt dışında bulundukları halde Türkiye’deki şahıslar (canlı kurye) vasıtasıyla ödeme yapılmasını şüpheli bulmakla birlikte maddi kazançlarını ön planda tuttuklarının belirtildiği kaydedildi. Hazırlanan iddianamede, 57 şüphelinin ‘devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasal veya askeri casusluk amacıyla temin etme’ suçundan 15’er yıldan 20’şer yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep edildi.