Sağlık

İranlı meme kanseri hastası İzmir’de sağlığına kavuştu

SOLDAN SAĞA: KUZENİ MORTEZA JAHANBAKHSH HESAR, HASTA FATEMEH ASHRAFI NAJAFABAD, DOÇ. DR. GÜRBÜZ GÖRÜMLÜ, EŞİ MOHAMMED

Abone Ol

İran’da meme kanseri teşhisi konan Fatemeh Ashrafı Najafabad, kuzeninin de tavsiyesiyle Türkiye’ye gelerek tedavisini İzmir’de sürdürdü. Akıllı ilaç tedavisiyle sağlığına kavuşan ve artık İzmir’de yaşamaya başlayan Najafabad, “Şifayı nerede bulursan orası senin vatanındır. Türkiye de bana ikinci vatan oldu” dedi.

İran’ın Urmiye şehrinde yaşayan 49 yaşındaki Fatemeh Ashrafı Najafabad, 3 yıl önce kendisini elle muayene ederken göğsünde bir kitle hissetti. Bunun üzerine Tahran’da bir hastaneye başvuran Najafabad’a yapılan tetkiklerde, sağ memesinde kitle olduğu tespit edildi ve meme kanseri teşhisi konuldu. 3 çocuk annesi Najafabad o süreçte önce 1 yıl boyunca kemoterapi, ardından da ışın tedavisi gördü. Bir yıllık tedavi süreci sonrası talihsiz kadın, yapılan check up’ta bu sefer kanserin akciğer metastazı yaptığını öğrendi.

Avrupa yerine Türkiye’yi tercih etti

Metastaz fazlalaşınca pozitron emisyon tomografisi (PET-CT) çekilen ve kanserin beyin metastazı yaptığı tespit edilen Najafabad’ın 2 yılın sonunda gözleri görmemeye başladı. Hastalığına çare arayan kadına doktorlar tarafından akıllı ilaç tedavisi önerildi ve ‘ilaç tedavisine başladığı taktirde 4 ile 6 ay daha fazla yaşayabileceği’ söylendi. Tedavi süreci için çeşitli Avrupa ülkelerinde hastane aramaya başlayan Najafabad, kuzeni Morteza Jahanbakhsh Hesar’ın önerisi ve Türkiye’nin sağlık sistemine güvenmesi sonucu eşi Mohammed Najafabad ile birlikte 8 ay önce İzmir’e gelmeye karar verdi. Najafabad burada, Acıbadem Kent Onkoloji Merkezi’ne başvurdu ve Tıbbi Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Gürbüz Görümlü’nün takibine girdi. 14 seans ışık tedavisi ve ardından kemoterapi tedavisi aldı. Tedavisi başarıyla tamamlandıktan sonra İzmir’de yaşamaya başlayan ve kontrollerini aksatmadan sürdüren Fatemeh Ashrafı Najafabad, “Şifayı nerede bulursan orası senin vatanındır. Türkiye de bana ikinci vatan oldu” diye konuştu.

“Çok zor günler geçirdim”

Hastalık sürecini anlatan Fatemeh Ashrafı Najafabad, “Meme kanseri olduğumu öğrendim. Urmiye’den Tahrana gittim ve ameliyat oldum. Daha sonra 7 ay tedavi gördüm. Doktorlar, kanserin akciğerime sıçradığını söyledi. Onun için de tedavi gördüm. İlerleyen süreçte gözlerim görmemeye başladı. Tedavi için Türkiye’ye gelmeye karar verdik. Uçak bulamayınca bir taksi tuttuk ve yaklaşık 25 saatlik yolculuğun ardından İzmir’e ulaştık. Burada çok zor günler geçirdim. Tedavimi sürdürdüm ve sağlığıma kavuştum. Şu an daha iyiyim. Kuzenime ve doktoruma minnettarım. Bana çok yardımcı oldular” ifadelerini kullandı.

“Türkiye’yi tavsiye ettim”

Hollanda’da yaşayan kuzeni Morteza Jahanbakhsh Hesar ise ilacı tedarik etmek için Avrupa ülkelerinde araştırmalara başladığını belirtti. Sözlerini sürdüren Hesar, şunları kaydetti:

“En son Türkiye’ye gelmeye karar verdik. Benim de İzmir’de sağlık alanında geçmişim var. O yüzden direkt Türkiye’yi tavsiye ettim. Kuzenim ve eşi taksiyle İran’dan İzmir’e geldi. Biz de annemle birlikte hastaneye giderek işlemleri başlattık. Gelir gelmez hemen hastaneye yatırdılar ve bir sürü tahlil yaptılar. Sonra akıllı ilaçlarla tedavi süreci başladı.”

“Akıllı ilacın uygun olduğuna karar verdik”

Tedavi sürecine dair bilgiler aktaran Doç. Dr. Gürbüz Görümlü de “Hastamız dördüncü evre beyin ve akciğer metastazlı bir hasta. Meme kanseri sonucu beyin ve akciğerlerinde yaygın hastalığıyla bize başvurdu. Yurt dışında tedavisi bugüne kadar devam etmiş. Orada tedavi seçeneklerinin tükendiği ile ilgili bilgi verilmesi ve ulaşamadıkları bir ilaçtan bahsedilmesi üzerine, ikinci görüş almak üzere bize başvurdular. Biz de tetkiklerini yaptık. Hastamızın meme kanserinin son derece agresif türüne sahip olduğunu, tedavi seçeneklerini birkaç basamak olarak kullandığını ve hastalığın son derece ileri bir aşamaya geldiğini gördük. Hasta, solunum yetmezliği tablosuna yakın bir tabloda gittiği akciğer şikayetleriyle bize başvurmuştu. Beyin metastazına bağlı görme problemleri ve ayakta duramaz bir pozisyondaydı. Yaptığımız genetik test ve incelemelerden sonra bu hastada, yakın dönemde kullanıma giren akıllı ilaç ve kemoterapinin bir araya getirilmesiyle oluşan yüksek teknoloji ürünü yeni bir ilacın uygun seçenek olduğuna karar verdik. İlacın getirtilmesini takiben tedaviye başladık ve hastamız şu an son derece iyi. İlk uygulamanın ardından üç hafta içerisinde klinik şikayetlerinde düzelmeyi gözlemledik. Şu anda aktif bir şekilde tedaviye devam ediyoruz. Son kontrollerinde akciğer, radyolojik ve klinik şikayetlerinde de belirgin rahatlama olduğunu gördük. Beyin metastazlarında da yapılmış bir tedaviyle gerileme olduğunu keşfettik” şeklinde konuştu.

“Hastamız aktif hayatına devam edebilir”

Bundan sonraki süreçte hastanın doktoru ile yakın ilişkisine devam etmesini, düzenli tedavi ve takiplerini sürdürmesini öneren Görümlü, “Bu tedaviler bazı hasta grubunda son derece etkili, uzun dönem faydalar sağlayabilmekte. Hastamız, aktif hayatına devam edebilir pozisyona geldi. Umarım bundan sonra bu tedaviyi güzel bir şekilde devam ettirebilecek” diye vurguladı.