Düzce’de dedesinden miras kalan sepet örme sanatını yaşatan ve "Somut Olmayan Kültür Mirası Taşıyıcısı" olarak belirlenen Recep Erbay, fındık ağacı dallarından birbirinden güzel sepetler örüyor.
Trabzon’da dedesinden babasına, babasından da kendisine miras kalan sepet örme sanatını öğrenen Recep Erbay, bu zanaatı Düzce’de yaşatmaya devam ediyor. Küçük yaşta babasının yanında başladığı bu zorlu işi yıllar içinde ustalıkla ilerleten ve Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından "Somut Olmayan Kültür Mirası Taşıyıcısı" olarak belirlenen Erbay, sepetleri çeşitlendirerek dekoratif amaçlı kullanıma uygun hale getirdi. Bugün, geçmişin zaruri ihtiyacı olan sepetler, onun ellerinde hobi olarak kullanılan sanat eserlerine dönüştü.
Mesleğini çok sevdiğini söyleyen Recep Erbay, "Dededen, babadan kalan bir meslek. Sepet örme işine küçükken babamın yanında öğrendim. Bu yaşıma geldim ve mesleğimi ilerlettim. Sepet örmek çok zor bir iş ama benim için artık zor değil. Ben bu mesleği sevdim. Severek yaptığım için bugüne kadar çok sepet ördüm ve değişiklikler yaptım. Sepetleri çeşitlendirdim. Şu ana kadar soğan, patates, sarımsak, balkon, çamaşır, saksılık ve vazo gibi sepetler yaptım. Önceden fındık veya elma toplanan sepetlerden daha dekoratif sepetlere geçiş yaptık diyebiliriz. Günümüzde artık böyle bir sepet kalmayınca bende sistem değişikliği yaptım" dedi.
Eski zamanlarda çok sık kullanılan sepetlerin artık zaruri bir ihtiyaç olmadığını belirten Erbay, "Sepeti alanlar artık hobi olarak alıyor. Bence zaruri bir ihtiyaç değil ama görünümü güzel olduğu için alıp kullananlar var" diye konuştu.
"Sepetlerimi fındık ağacından yapıyorum"
Erbay, sepetlerini fındık ağacı dallarından yaptığını ifade ederek, "Babamdan öğrendiğim gibi yapıyorum. Fındık ağacı bol olduğu için fındıktan devam ediyoruz ve sepetler daha da güzel oluyor" şeklinde konuştu.
2 yıl önce Somut Olmayan Kültür Mirası Taşıyıcısı olarak belirlenen Erbay, "Düzce’de halk eğitiminin bir sergisinde stant açmıştım. Turizm Müdürlüğünden gelip bu sepeti neyden yaptığımı sordular. Fındık ağacından yaptığımı söyleyince bana kartlarını verdiler. Daha sonra yanlarına gittim ve Kültür ve Turizm Bakanlığı’na sanatçı kimliği için başvurdum. Ankara’da sınavlara girdim ve 5-6 ay sonra kartım geldi. Almanya ve İstanbul’daki fuarlara katıldım, birçok bölgede fuarlara katılmaya devam ediyorum" ifadelerini kullandı.