Ki bu tespitler Anadolu’nun dört bir yanına dağılmış halde Kürtleştiği bilinen çok sayıda Türk boyu için de bir anahtar.
Anadolu’ya kitlesel Türk göçü Malazgirt ve hatta Islamiyet öncesine dayanır. Neticede Anadolu’nun demografik yapısında Türk boyları lehinde büyük değişimler olmuş Anadolu Türk yurdu haline gelmiştir.
Selçuklular döneminde Doğu Anadolu’da Van , Ağrı , Muş ve Bitlis’te Kürt yoktur.Kürtlerin ana vatanı İran’ın Zağros dağlarıdır. Kürtlerin batıda var oldukları en uç nokta 9.ncu yüzyıldan sonra yayıldıkları Hakkari , Şırnak , Cizre’dir. Diyarbakır Akkoyunlulara başkentlik yapmış bir Türk şehridir. Yavuz Sultan Selim Han dönemine kadar tüm bölgede ezici bir Türk nüfus vardır.Ahlat ise Türklüğün manevi merkezidir.
Ancak Yavuz Sultan Selim döneminde Osmanlı Safevi mücadelesinin Osmanlı’nın lehinde sonuçlanmasıyla Anadolu’da doğuya doğru kitlesel bir Türkmen göçü yaşandı.
Yavuz Sultan Selim ; İdris’i Bitlisi önderliğinde ki Kürt beyleriyle Amasya’da görüşerek , Kürtleri ; Safevilere ve dolayısıyla Türkmen aşiretlerine karşı kendisine müttefik seçti. Kürt aşiretlerine inanılmaz imtiyazlar verdi. Kürt aşiretleri güçlenip Türkmenler’den boşalan Doğu ve Güneydoğu Anadolu’ya doğru genişlediler.
Kürt aşiretleri bilinçli bir iskan politikasıyla Safevilerle Osmanlı arasında bir tampon oluşturacak şekilde Türkmenlerden kısmen arındırılan tüm bölgeye yayıldılar.Askeri ve ekonomik imtiyazlarla güçlenen Kürt aşiretleri bölgede ki tüm idari yapılanmayı üstlenen İdris’i Bitlisi tarafından babadan oğula geçen ve bu gün hala varlığını sürdüren Ağalık sistemi şeklinde örgütlendi.
İran ve Azerbaycan’a göç etmeyip bölgede kalan Türkmenler ise Safevi yanlısı görüldüklerinden büyük zulüm ve eziyetlere maruz kaldılar. Yavuz Sultan Selim askeri yönden de Kürt kökenli olan Bıyıklı Mehmet Paşa’yı tam yetkili kıldı. Bıyıklı Mehmet Paşa çok büyük Türkmen katliamlarına imza attı
Osmanlı - Safevi mücadelesi yüzlerce yıl sürmüş bir kardeş kavgası. Bu kavganın en büyük mağdurları ise Türkmen aşiretleriydi. Anadolu’dan kaçıp sığındıkları İran ve Azerbaycan’da da merkezi sisteme uymadıkları , vergi vermeyip askere gitmedikleri ve yerleşik hayata geçmedikleri için Safevi devletini yöneten Gulamlar tarafından katledildiler.
Bu kitaptan edindiğim en önemli bilgi Anadolu’nun Doğu ve Güneydoğusunda kalan Türkmen aşiretlerinin parçalanarak ve kethüdalıklar şeklinde Kürt aşiretlerinin himaye ve kontrolü altına verilmiş olduğu. Yazarlar kitapta 1541’e ait Osmanlı tahrir defterlerinde Dersim bölgesinde “Türkmen Ekradı” (Ekrad Osmanlı kayıtlarında Kürtleri tanımlamak için kullanılıyor) olarak belirtilen aşiretlerin bu Türkmen aşiretleri olduğunu belirtiyorlar.
Paramparça edilerek Kürt beylerinin himayesine verilen Türkmen aşiretleri vergi başta olmak üzere devletle olan tüm ilişkilerini Kürt beyleri üzerinden yürütmüşler , tabii oldukları Kürt aşiretlerinin himaye ve hegemonyası altında kurdukları iletişim ve iç içe geçiş , aynı kışlakta kışlama , alış veriş , evlilik , akrabalık bağları nedeniyle Zazaca ve Kurmançça konuşmaya mecbur kalmışlar.
Kitapta ; Kürtleşen Türkmenler adıyla çok önemli bir eser kaleme alan bu eserin de yazarlarından Ali Rıza Özdemir dışında ; Kemal Karpat , Ziya Gökalp gibi çok önemli isimlerde Dersim’de yaşayan Kızılbaş aşiretlerinin Türkmen olduklarını savundukları anlatılıyor.
Çemişgezek’te yaşayan Türkmen Ekrad’ı aşiretlerin boyları şöyle ; Behramu (Avşar) , Demreklü (Eymür) , Göçekli (Avşar) , Kubeglü (Döger) , Milli (Yazır) , Mücavirlü (Bayat) , Şafak (Bayat) , Dumbili (Yörük) , Oruçlu (Eymür) , Küçüklü (Yörük), Tatar Musa (Kınık) , Börülü (Türkmen) , Kadılu (Yörük) , Arındıklu ( Türkmen) , Kazlu (Beğdili) , Ermeneklü (Türkmen) , Urganlu (Yörük) , Şamlu (Yıva) , Ceberlü (Avşar) , Demreklü (Eymür) , Kara Sakallu (Avşar) , Zağfiranlı (Bayındır) vb. Osmanlı Tahrir defterlerinde Türkmen Ekradı olarak kayıtlı yüzlerce Türk boyu kendini Kürt zannediyor.
Ki Oğuzların 24 boyundan biri olan Yazır boyuna mensup Milli aşireti bölgede ki en kalabalık ve güçlü aşirettir. Siverek , Viranşehir , Urfa , Mardin’de yaşayan bu aşiret ne hazindir ki 1920’de Kürdistan’ı kurmak için ayaklanmıştır. Yakın tarihte de PKK’nın en büyük destekçisi olan Milli aşireti devlet yanlısı Bucak aşiretiyle hasım olmuştur.
Yazarlar Kemal Kılıçdaroğlu’nun da mensubu olduğu Kureyşan aşiretinin Osmanlı tahrir kayıtlarında Oğuz’ların Beğdili boyundan olduğunu da tespit etmişler.
500 yıl önce yaşanan tarihi olayların etkisi günümüze sirayet ediyor. Ve bu günün sorunlarına çözüm üretebilmek için tarih okumak ve bilmek gerekiyor.