Yarı Muharrem ayının dokuzuncu günüdür. Muharrem’in dokuzuncu günü ile onuncu günü arasındaki geceye Aşure Gecesi, onuncu gününe de “Aşure Günü” denir.
Muharrem ayı, Kur’an-ı kerimde kıymet verilen dört aydan biridir. Aşure Gecesi, bu ayın en kıymetli gecesidir.
Hadis’i şeriflerde buyuruldu ki:
“Aşure Günü zerre kadar sadaka veren kimseye, Allahü tela Uhud Dağı kadar sevap verir.” [Şir’a]
“Aşure Günü’nün orucu, bir senelik geçmiş günahlara kefarettir.” [Müslim]
“Allahü tela, Aşure Günü’nü üstün kılmıştır. Allahü tela, gökleri, yeri, dağları, denizleri, yıldızları, Arş’ı ve melekleri, Âdem aleyhi selamı Aşure Günü yarattı. İbrahim aleyhi selamın dünyaya gelişi ve Nemrut’un ateşinden kurtuluşu Aşure Günü oldu...” [Taberanî]
Adem aleyhi selamın tövbesinin kabulü, Nuh aleyhi selamın tufandan kurtulması, Firavun ’un boğuluşu, Yakup aleyhi selamın oğluna kavuşması, Eyüp aleyhi selamın hastalıktan kurtuluşu, Yunus aleyhi selamın balığın karnından çıkması, İsa aleyhi selamın göğe kaldırılışı... Hep Aşure Günü olmuştur. Allahü tela, birçok duaları Aşure Günü’nde kabul buyurdu.
Aşure Günü aşure tatlısı pişirmeyi ibadet sanmak, bidattir, günahtır. Muhammed aleyhi selamın yaptığı veya emrettiği şeyleri yapmak ibadet olur. Din kitaplarının yazmadığı, hakiki din âlimlerinin bildirmediği şeyleri yapmak sevap olmaz, günah olur. Bugün, herhangi bir tatlı yapmak, tanıdıklara ziyafet, fakirlere sadaka vermek sünnettir, ibadettir. Bugünlerde oruç tutmak çok sevaptır. Yalnız onuncu günü değil, bir gün evvel veya bir gün sonraki günle birlikte tutulur. Kaynak: Tam İlmihal...