Ben aklım, fikrim, duygum, niyetim, düşüncem, eylemlerim olarak, bir bütün olarak, Âlemlerin Rabbi olan Yüce Allah’a inanır, kabul ederim. Allah’ın kendine, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, öldükten sonra dirilmeye, ahiret hayatına, kadere, hayır ve şerrin Allah tarafından yaratıldığına, yaptıklarımızın hesabını vereceğimize inanırım. Şeksiz şüphesiz inanır ve ona göre yaşarım. Cennet ve cehenneme inanırım.
Allah cc. Birdir, tekdir, doğmamıştır. Nitelik, nicelik olarak bir tanedir. Doğurmamıştır. Kimsenin babası değildir. Hiçbir ortağı, benzeri, dengi yoktur. Hiçbir şeye, yarattıklarına benzemez. Hiçbir şeye ihtiyacı yoktur. Allah’ın sıfatları vardır. Bunlar zati sıfatları, fiili sıfatları diye iki başlık altında toplanmıştır. Bu sıfatlarda; “Allah hayat sahibidir. Yanı diridir. Her şeye gücü yeter. Sıfatlarında sınır yoktur. Sonsuz niteliklidir. İlim sahibidir. Her şeyi hakkıyla işitir. Görür, diler, dilediğini yapar. Yapmasında, yaratmasında sual olunmaz. Allah cc. Yaratır. Her şeyi yaratan, yaratması devam etmekte, devam edecektir de. Allah’ın varlığının başı, sonu yoktur. Hiçbir konuda, alanda başkasına muhtaç değildir. Ortağı, yardımcısı yoktur. Yaratılmışların hiç birine hiçbir şekilde benzemez. İlim, irade, bilgi sahibidir. İşitir, görür, her şeye gücü yeter. Dilediğini, istediğini belli İlahi yasalar çerçevesinde yapar. Bunlara sünnetullah denmektedir.”
Allah cc. Öncesinden beri vardır, sonsuza dek var olacaktır. Ad ve sıfatlarındaki özelliklerde sınır, sınırlama yoktur. Her şeyi yaratan, rızıklandıran Yüce Allah’tır. Yaratmasında sebep- sonuç ilişkisi vardır. Her şeyi bir nedene bağlı olarak yaratmaktadır. Allah’ın sıfatları ve isimleri- adları ezelidir- ebedidir. Allah cc. Hep vardı, hep var olacak. İlmi ile âlimdir. Âlimliğinde sınır yoktur. Kudretinde, konuşmasında, yaratmasında, eylemlerinde, yaptığı her işte sınır- hudut yoktur. Allah’ı iyi tanımak için “Esma’ül Hüsna’yı” bilip, öğrenmek, tanımak gerekir. İhlâs ve Ayet’el Kürsü’yü de iyi anlamak gerekir. Allah’ın sıfatları ile varlıkların sıfatları birbirine benzemez. Allah cc. Yarattıklarına hiçbir şekilde benzemez. Allah’ı varlıkların özellikleri ile düşünmemek gerekir. Biri Allah, diğeri Allah’ın yarattığı varlıklardır. İkisi farklı durumda, sıfattadır.
İlahi kitapların sözleri Allah’ın konuşmalarıdır. Allah cc. İnsanları küfür ve imanda nötr- boş- tarafsız- yansız olarak yaratmış. Sonra aklını doğru kullanması için, insanlara ilahi emirler, kitaplar, peygamberler göndermiş. Allah’a, sözlerine inanmayanlara kâfir- ateist- gâvur, müşrik, münafık denmektedir. Bunlar iki dünyada illet, zillet, perişan içinde kalacaktır! Allah’ı dinlemeyenler, peygamberlerine uymayanlar, hidayete- doğruya, doğruluğa eremezler.
İnsan aklını, zekâsını Rabbinin istediği yönde kullanırsa, huzurlu, mutlu, rahat olur. İki dünya mutluluğuna erişir. İnsanın iman ve İslam şartlarını bilip, yaşaması; aklını, zekâsını doğru kullanmasıyladır. Allah cc. Akıllı insanlara hitap etmektedir. İnkâr edenlere, nankörlük edenlere, hakkı yalanlayanlara azabını söylemektedir. Allah cc. Kimseyi iman etmeye zorlamaz. Aklı, zekâyı doğru kullanmasını öğütler. İnanmanın, hakkı hakikati yaşamanın ödülünü bildirir. Hakkı hakikati yalanlayanlara da; azap, ceza, cehennem bildirir. Herkes iradesinde hürdür, serbesttir, özgürdür, der. İlim sahibi olun. Yeterince düşünün. Hakkı hakikati öğrenin, bağlamında 700 kadar ayetle insanları uyarır. Peygamberlerle insanlara hak hakikat anlatılır. Güzel örnekler sunulur. İman ile küfrün, hak ile batılın, inkâr ile imanın, mümin ile kâfirin farkları anlatılır. Uyarılma ve müjdeleme yapılır.
Allah cc. İnsanlara inanmalarını, inkârcı olmamalarını, Allah’a ve peygamberine itaat etmelerini söyler. Haram, günah işlememeleri ile defalarca uyarır. Hakkı, batılı açık, net olarak açıklar. Masumiyeti olan peygamberlere uyulmasını, örnek alınmasını öğütler. Allah’a ve peygamberlere, kitaplarına inanmak farz olan bir ibadettir. Olmasa olmazlardandır. İmanın şartları, Amentü şerhinde bildirildiği gibi, Kur’ân’ın tümü imanın şartıdır. Allah ve peygamberinin dışında kalan sapık, sapıtmış, şaşırmış, saçmalayan ve hakkı yalanlayanlara itibar edilmemesi, uyulmaması önerilmekte, ikaz- uyarı yapılmaktadır. Bunlar itibarlı, saygın insanlar olmazlar. Her şeyleri ile insanlara, varlığa zarar verirler. Son yüzyıllarda bu kâfir zalim sapık kişiler; on milyonca insanı bile katletmişlerdir! Adolf Hitler, Lenin, Stalin, Mao Zedong, Cengiz Han putperesti, Haçlılar bu adi, kalleş, kahpe, insanlık düşmanlarından sadece bazılarıdır. İnternetten diğer katil katliamcı zalimleri öğrenmeniz mümkündür.
İnsanlar arasında üstünlük vardır. Peygamberimiz ve peygamberler en üstün insanlardır. Sonrasında, sahabelerde de üstünlük vardır. Allah’a ne kadar yakın olunursa, o ölçüde üstünlük olur. “Üstünlük takva, vera, muttaki olmadadır. Cennete de bu niteliği, özelliği olanlar gidecektir.” İnsanlarda iyi ve kötü sıfatı olma durumu vardır. Hiçbir şeyde iyi ile kötü bir değildir. Bir de tutulmaz. Her şeyin bir değeri vardır. İnsan da İslam yaşantısı, ilmi yaşaması ile değer kazanır. Günahlar sahibine zarar verirken; hak, hakikat, iyiliklerde yarar verir, iyilik sağlar. Gerçek, dosdoğru bir mümin, samimi dindar takva Müslüman cehenneme girmez. Aksisi de cehennemden çıkmaz! İmanlı, İslamlı olmalı. Gösteriş yapmamalı. Kibirli olmamalı. İman etmek, ilim ile İslam dinini yaşamak, üstünlük kazandırır. İman, ibadet ile müminler birbirine üstün olur. Allah’ın emirlerini tutup, yasakladıklarından samimiyetle kaçınanlar üstünlerdir. Ameller- iyilik ve ibadetler tartılacak. Herkes yaptıklarına göre karşılığı eksiksiz bulacaktır. Allah’ın istediği gibi, peygamberimizin yaşadığı gibi mümin Müslüman olmalı. Başka türlüsü hiçbir şekilde ödüle layık görülmeyecektir.
Benim önerim, hidayette- dosdoğru ilim ve İslam yolunda olun. Hikmetle yaşayan kul olun. Sapkın, sapık, şaşırmış, sapıtmış bireylerden asla olmayınız. En büyük iyilik, hidayette- doğrulukta olmaktır. Sapık, sapkın, azgın olanlar, yaptıklarının karşılığını ceza olarak, cehennem olarak göreceklerdir. Dünyada da rahat, huzurlu, mutlu olamayacaklardır! Dosdoğru, adaletli, dürüst, nezaketli, hakka hakikate uyarak yaşama, asıl olan esaslı hikmetlerdir. Kabir azabından başlayıp, ahirette de azap kötüler için var olacaktır! Allah’ın dinini bırakıp, peygamberini öteleyip; sapık görüş, ideoloji, bozuk felsefelere uymak, azabı hak etmektir. Ayetleri, hadis ve sünnetleri salim akıl, ilim, zekâ, önyargısız dosdoğru anlamaya çalışmalı. Kâfirlere hiçbir şekilde benzememeli. Kıyametin alametlerini öğrenip, o alametlere benzememeli. İhlâs ve Ayet’el Kürsü’yü dosdoğru anlamalı. Kur’ân ve sünnetleri dosdoğru anlayıp, samimiyetle en iyi, güzel, doğru, dürüst şekilde yaşamalı. Hak, hakikati- dosdoğru ve gerçek olanları inkâr etmek aptallıktır, akılsızlıktır. Akılsız, sağduyusuz, mantıksız, ilimsiz, düşüncesiz davrananlar, cezalarını iki dünyada çeker, çekecektir.
Allah’ın emir ve yasaklarına uyarsanız; aciz, zaaf içinde kalmazsınız. Onun dilediği şekilde yaşarsanız, yanlış algı içinde sapıtmazsınız. Helak olmazsınız. Azaba uğramazsınız. Allah cc. İlim ve sanat- hikmet sahibidir. Sizlerde o niteliklere sahip olunuz. Allah’ta sonsuz, sınırsız bulunan sıfatların bazıları sizlerde de sınırlı şekilde bulunsun. Zati sıfatları hariç, diğer sıfatları yarattıklarında sınırlı şekilde bulunursa; başarılı, huzurlu, mutlu olunur. Kur’ân, kuşkusuz Allah katından indirilmiştir. Allah’ın sözleridir. Ona mutlaka uyunuz. Hakkı hakikati akıllı, zeki, bilgin, bilge insanlar yalanlamaz. Yalanlayanlar, aklı doğru kullanmayan, aptal benzeri adi yaratıklardır. Bu yalancıların duygu, niyet, düşünce, fikirleri, eylemleri berbat, sapıkça, şaşırmışça, aptalcadır. Eylemlerinde hayır ve iyilik olmaz. Güzel, iyi, doğru, yararlı, olumlu konuşmaz ve de iş de bulunmazlar. İmanlı, ilim sahipleri; harika, harikulade, şahane, estetik, muntazam, mükemmel, muazzam, muhteşem, harikulade insanlardır.
Allah’ın istemediği, peygamberimizin önermediği, yasakladığı her şey haram, günah ve suçtur. Bunlardan uzak kalmakta, iki dünya için yarar vardır. Allah’ın emri dışına çıkmamalı. Yasakladıklarını yapmamalı. İyiliği yaymalı. Kötülükleri önlemeli. Herkes üzerine düşen görevi hakkı ve layıkıyla hakkaniyete uygun şekilde, gücünün yettiği kadarıyla yapmalı. Allah’ın emri, yerini bulan bir kaderdir. Her şeyi bir ölçü, denge, tartı üzerine yaratmış, yaratmaktadır. Bir eksiklik görülmez. Eksik görenler varsa, eksiklikler kendindedir. Derinlemesiyle, akılla, zekâ ile hikmetle düşünenler, işin sırrına erişirler. Kısmen de olsa, sınırlı da olsa erişirler. Allah’ın zatı hakkında derinliğe dalıp, ileri- geri konuşmamalıyız. Allah’ın dini hakkında tartışmaya, münakaşaya girmemeliyiz. Böyle yapanları izliyorum. Birkaç söz doğru konuştuktan sonra sapıtmaktadırlar.
Müslümanları kâfir, tekfir etmemeli. Bugün bunu sapıtmışlar diğer müminler için yapmakta ve kendileri zalimliği en gâvurluğu İslam adına yapmaktadır! İlim sahibi olup, ilmi dinimiz ve doğru işletilen aklımız ile kullanmalıyız. Büyük günahların içine düşmemeliyiz. Küçük günahları da alışkanlık etmemeliyiz. Tövbeyi hemen her gün çokça yapmalıyız. Gerçek İslam, imanı ve İslam yaşantısı içinde olmalıyız. Bunu anlamak içinde, yaşadığımız İslam, peygamberimizin yaşadığı Müslümanlık mıdır, diye doğru değerlendirmeler yapmalıyız. Bugün mümin olduğunu söyleyip, milyonlarca şaşırmış, sapıtmış, azgın, zalim olmuş sözde Müslüman bulunmaktadır! Allah bu gibi kötü, zaaf, aciz, sapıklık duruma düşürmekten korusun inşallah. Tabii ki bu bir temennidir. İnsan isterse Allah cc. Verir. Nasip eder. İnsan Allah’a yönelmek istemeli. İstemeyince hidayet nasip olmayabilir.
Ahireti inkâr edenler, hidayete, gerçeğe, doğruya ulaşamamıştır. Bunlar kendilerinin doğru olduğunu sanan; akılsız, yanlışlık içinde debelenen, sefil zavallılardır. Ayet, sünnet, ilim, bilim, akıldan nasiplenmemişlerdir. Zalim olup, zulmederler. Hainlik içinde kalmışlar. Hala başkalarını eleştirirler. Kendi hallerine bakmazlar. Allah, ayet, peygamber, hadis, sünnet, ilim, bilimden anlamamışlar. Hakka, hakikate tabi olanlarla, muhabbet etmez, istişarede bulunmazlar. Birde bu acınacak, zayıf, aciz, zaaf halleri ile kendilerini beğenirler, kibirlenirler. Kazan kurbağası gibi şişerler. Benim yaşantım daha çok bu sapıtmış zalim sapıkların, azgınların içinde geçti. Bir tek cümle doğru konuştuklarını görmedim. Allah, Kur’ân, peygamberimiz, sünnet, gerçek ilim- bilim, sahabe sevmezler. Nerede bir zalim katil katliamcı varsa onlarında, tarafında, yanındadırlar. Cennetle müjdelenen 10 kişiyi de beğenmezler. Kısacası bunlar hak hakikat düşmanıdırlar.
Allah cc. Buyuruyor: “ Allah katında din ancak İslam’dır.” “ Sizin için din olarak ancak İslam’dan razı- hoşnut oldum.”
Hak ehli olmalı. Hakk’a yönelmeli. Sapıtmış, şaşırmış, azmış, serseri, zalim olmamalı. Şaşırmış, sapıtmış, azgın, serserilerden uzak kalmalı. Sağlıklı duyulara, doğru bilgilere, doğru haberlere, aklın doğru işleyişine, ortak akla inanmalı. Yalan üzerine haber yapan yalancılara, dedikoduculara inanmamalı. Her şeyin hak, hakiki olanlarına inanmalı. Akıllı insan ilmi doğru edinir. Zorunlu tüm ilimlere sahip olur. Akıl ile zorunlu ilimler öğrenilir. Zekâ ile sorunlar çözülür. Akıllı insan büyük günah işlemez. Küçük günahlardan da sakınır. Öyle gidip, kızıl gâvur – kâfir gibi küfre, batıla saplanıp, kalmaz. Bir an önce hemen tövbe edip, Hakk’a yönelmeli. Allah’ın hak dinine hakça sımsıkı sarılmalı.
Ayetleri, peygamberleri, İslam şeraitini kabul etmemek küfürdür. Rabbinin huzurunda hesap vereceğini, sorgulanacağını unutmamalı. Öyle günah, haram demeden; işlemenin, cezasını herkesin çekeceği, inkâr edilemeyecek gerçektir. İsyan edenler, asi olanlar, inkâr edenler, cezalarını eksiksiz mutlaka çekeceklerdir. Hayırlı, iyi, güzel, doğru, dürüst, yararlı, Hakk’a, hakkıyla ibadet edenler, kurtuluşa ereceklerdir. Kâfirler ve günahkârlar için ceza vardır.
İmandan, Kur’ân’dan asla şüphe- kuşku duymamalı. İslam ümmetine bağlı olmalı. Salih – güzel Müslümanlarla birlik olmalı. Hayırlı işlerin içinde olmalı. Şerli işlerden uzak durup, şerri def etmeli. Haksız yere hiçbir iş, eylem yapmamalı. Allah’ın emirlerine harfiyen uymalı. Peygamberimize uygun ibadet etmeli. Her zaman her türlü sapık mümin olan zalim vardır. Aldanıp, kanmamalı. Kıyamet günündeki hesabı akıldan çıkarmamalı. Öldükten sonra dirilmenin gerçek olduğu unutulmamalı. Kıyametin hak olduğunu unutmamalı. Farzlardan şüphe- kuşku duymamalı. İmanda şüphe olmaz. Doğru, dosdoğru, en doğru hakkında kuşkulanılmaz. Hakk’ın hak dediğine; yalan, yanlış denilip; ahmak, salak, şapşal duruma düşülmemeli. Bu şekilde olanlar, gerçek kâfirlerdir. Hak mümin, peygamberimiz gibi olandır. Hakka, hakikate muhalefet edilmemeli. Edenlerin hallerini günümüzde ibretle izliyor, dersler çıkarıyorum. İki dünyada da çok perişan durumdadırlar.
İslam dininde cemaat, tarikat, etnik kimlik kavramı, müminleri bölüp, parçalamak, hedefli değildir. Olamazda. İslam dininde müminlerin birliği, beraberliği önemlidir. Bu konuda pek çok ayet ve hadis vardır. İslam dini birliği, beraberliği emretmektedir. Buna muhalefet etme yasaklanmıştır. Müslümanlıkta İslam cemaati vardır. Bugün cemaat ve tarikatların, ırkçılık yapanların pek çoğu sapık ideoloji, bozuk felsefe, yanlış ve batıl görüş sahibi olanlardır. İslam, Müslüman birliğini tehdit etmektedirler. Ehli kıble olanlar; küfür, batıl, şirk, nifak, fitne, fesat içinde olmamalı. Günahkâr olsalar da sahip çıkıp, hidayete yönlendirmeli. Islah etmeli- iyileştirmeli.
İdeolojik sapkınlık, felsefi bozukluk, yanlış görüş içinde olanların çok büyük çoğunluğu, mümin olduğunu da söylese; onların müminliğinde sapıklık, sapıtmışlık, yanlışlık, zalimlikler vardır. Gerçek bir komünistten, sömürücü kene kapitalistten, şaşırmış liberalden, zalim faşistten, ırkçıdan öyle Allah’ın dininde bildirilen has, samimi, takva Müslüman çıkmaz, çıkmamaktadır. Laiklik, ateist komünistlik, ırkçılık, vahşi kapitalizm içinde bulunanlar, İslam ve Müslüman düşmanlıkları ile tanınmaktadır. Materyalist felsefe, ideolojiler, İslam dinine inanmaz, inanmamaktadır.
Kur’ân, Allah’ın kelamıdır- sözleridir. Değerini çok iyi bilip, ona göre yaşantımızı peygamberimiz örnek alarak sürdürmeliyiz. Amel defterimizi sevaplarla, iyiliklerle, ibadetlerle doldurmalıyız. Ahiret sorgusuna çok iyi hazırlanmalıyız. Kıyamette herkese kendi nefsi şahitlik- tanıklık yapacak. Orada yalanlama, inkâr etme becerilemeyecek. Hakkı olanlar, hakkını muhatabından alacaktır. Ameller tartılacak. Hak yiyenler hakkı sevaplarından ödeyecek. Sevap yoksa kendi, muhatabı yerine vekil olacak. Ceza çekecek. Orada hak almaya hayvanlar, müminler, mümin olmayanlar gelecektir. Kimse hakkını almadan, gitmeyecektir. Gösteriş için iş yapanlar, kibirliler mahvolacaktır. Gösteriş için iş, ibadet yapanlar, karşılığı olan sevabı alamayacaklardır. Sırat Köprüsü, cennet, cehennem, sorgu, hesap günü iyi bilinip, öğrenilmeli. Bunlardan habersiz olmamalı. İmansızlar, İslamsızlar mahvolacaktır! Ben, bu doğru ve gerçekleri haykırıyorum. Sizlerde haykırınız ki; görev, sorumluluk, ödev ve yükümlülükleriniz yerine getirmiş olursunuz.
İnsanların yaptıkları her şey kendilerinden mutlaka sorulacaktır. Her şey görüntülü, sesli, yazılı kaydedilmektedir. İnsanın her organı yaptığı günahı kendi açıklayacak. Dil nasıl anlatıyorsa; el, ayak, kulak, göz, burun, beden organları da konuşacak. Allah cc. Kula özgürlük, akıl, irade, zekâ vermiş. İsteyen istediğini yapmakla serbesttir. Herkes yaptıklarından sorumludur. Yapmadıklarından da sorumlu tutulacaktır. Allah cc. İnsanın ve her varlığın ne, neler yapacağını Levhi Mahfuz’da bilmektedir. Bu bilmesi ezelden ebede bilmesi, ilminin sonsuz özelliğinin sonucudur. İnsanın sevap, günah yapması için bilmemektedir. İnsan ne yaparsa, kendi lehinde veya aleyhinde olur. Allah, haksızlık yapan asla değildir.
Mümin, akıllı, zeki, sağduyulu, mantıklı, makul, ilmi olmalıdır. Bütün akıllar, zekâ eşit değildir. Farklı akıllar ve farklı zekâlar vardır. Bu sağlıkla, beslenme ile çalışma ile eğitim- öğretim ile değişebilir. Her insan doğuştan akıllı olur. Çalışma ile edinilen akıl da vardır. Sadece müminlerin akılları, mümin olmayanlardan farklıdır, üstündür. Peygamberlerin akılları herkesten üstündür. Ahlaklı bireyin ahlakı, ahlaksız olanlardan üstündür. Bu söylemi artırabiliriz. Akıllı, zeki insanlar, akıllarını iyi kullanılırlarsa, yararlı insan olurlar. Müşrik, münafık, kâfirlerin akılları, bir mümin akılları ile karşılaştırma yapılamaz. İmanlı, Müslüman her yönü ile diğerlerinden üstündür. Mümin kendini hak yolda geliştirirse verimli, kaliteli, yüksek standartlı, onurlu, güzel insan olur. Diğerleri mümin olmadıkça; haysiyetli, itibarlı, saygın, hak ehli, hakikat sahibi olamaz.
Bizler, gerçekten hak, hakiki, üstün, has, muttaki, bilge, samimi mümin Müslüman olmak durumundayız. Kurtuluş sadece bundadır. İslam dinini peygamberimiz gibi yaşamalıyız. Kur’^n, sünnet ve gerçek âlimlere uymalıyız. Sapıtan âlim olursa, hemen terk etmeliyiz. Bugünlerde pek çok sözde “hoca” denilen sapık, sapıtmış, zalim, zelil, casus kişiler yakalanmaktadır. Adnan Oktar- Harun Yahya ve kendi örgütüne bağlı olan 235 kişinin gözaltına alınma kararı verildi. 166 kişi yakalandı. Diğerleri aranmaktadır. Arananlardan 109 kişi bayandı. Evinde 50 taneden fazla otomatik tüfek, binlerce mermi çıktı. Bunlar sapık, kadın oynatan, önce dini kullanarak, sonra seksi kullanarak kendine yer eden, İslam dini ile ilgili ileri- geri konuşan, İsrail ajanlığı yapan, masonlukta 33. Dereceye alçalan, A9 Televizyon kanalını vatan, millet, devlet, İslam aleyhinde kullanan kişilerdi. Ajanlık dâhil 31 suçtan yargılanacak. Pek çok çete, mafya, terör, tehdit, yalan, iftira, çocuk istismarı, hakaret, suç isnat etme, yalan tanıklık, nitelikli dolandırıcılık, rüşvet, vergi kaçırma, işkence, eziyet etme gibi 31 suç ile suçlanmaktadır. Mal varlığına el konuldu. Bugün öğrendim. “13 yıldır aynı örgüte bağlı olan, bay ve bayan kişiler, terör başı ile aynı evi kullanıyorlarmış. İsrail ve ABD Pentagon’dan çok yüklü para geldiğini ifadesinde anlatmış!
İlahiyatçı Marksist komünist İhsan Eliaçık de terör örgütleri ile işbirliği, yardımlaşma, dayanışma içinde olmasından tutuklanmıştı. 2013 yılı Taksim Gezi olaylarında 86 terör örgütü ile “Antikapitalist Müslümanlar” adı ile işbirliği yapmıştı. 81 İlimizden, 80 tanesini bir ay boyunca harabeye çevirmişlerdi! Terör örgütü propagandası yapma suçundan 6 yıl 3 ay ceza aldı.
“Müslümanlar sadece antikapitalist değil, aynı zamanda antikomünist, antifaşist, anti şovenist, anti materyalisttir. Her türlü sapık felsefe, ideoloji, görüş karşısındadır. Zaten karşısında olmayandan; hak mümin has Müslüman hiç olmaz.”
Alpaslan Kuytul, Furkan Vakfı Başkanı iken, terör propagandası, ırkçılık, bölücülük suçundan 21 kişi ile birlikte tutuklandı.
Haydar Baş, BTP siyasi parti başkanıdır. İlahiyatçı akademisyendir. “İcmal” adında cemaati vardır. Medya patronudur. Pek çok televizyon, radyo, gazete, dergi ile İslam dinini çarpıtıp, sapıtmaktadır. Yalan - yanlış, sapıkça din anlatmaktadır. Din, ideolojiler birbiri içine geçirilmiş. Mezhep, din, ideoloji, sapıklık birbirine karıştırılmıştır. Milletimiz, devletimiz, vatanımız için hayırlı iş yapmamaktadır.
İskender Evrenesoğlu ( İskender Ali Mihr) Nur, MPL televizyonlarında din adına saçma sapan her gün saatlerce konuşması yayınlanmaktadır. Sahte peygamber olarak tanınır. Zira kendine Allah’tan mesaj geldiğini söylemişti. Mehdi, Halife olarak cemaati ona inanır.
Mustafa İslamoğlu, cemaati vardır. Sapıkça din anlatır. Şii yanlısı olarak bilinir. Cemaati, Şii- Şia Hizbullah terör örgütüne yakındı. Ülkemizi, darul harp olarak tanımlamıştı. Bunun için cemaati Cuma namazı kılmazdı.
Yaşar Nuri Öztürk, vefat etti. 50 kadar kitabı geride kaldı. Solcu, Kemalist, din anlayışı ile tamamen sapıtmış bir kiydi. “Bunlar gibi 50 kişi her gün medyadadır. Televizyonlarda yalan yanlış din anlatmaktadır.” “TRT Diyanet televizyonunu izliyorum. O da Mutezile mezhebini anlatmaktadır. Marmara Üniversitesi’nden bir İlahiyatçı profesörü çıkarıp, sürekli felsefe anlatmaktadır!”
Ülkemizde 100’e yakın siyasi parti vardır. 125 bin dernek bulunmaktadır. 123 tane kayıtlı terör örgütü bulunmaktadır. 250 tane sözde dini cemaat vardır. “Solcu hain komünistler çok etkindir. Bunların çok büyük çoğunluğu bozguncu, yıkıcı, fitneci, ayrılıkçı, sahteci, vatan, millet, devlet, bayrak, bağımsızlık düşmanıdır. Hak, hukuk, doğruluk, dürüstlük, adalet, güzel ahlak, edep, hayâ, insan sevgisi, din- iman sevgisi ile ilgileri – alakaları pek yoktur.” Yardım dernekleri denilen derneklerde ne yaptığı belli değildir. Bunlar yeterince denetlenmemekte, kontrolleri doğru, yeterli, dürüstçe yapılmamaktadır. Çünkü bu yardım derneklerinden çok kez vurgun vuranlar, yardım diye toplanan paraları iç edenler, medyada görülmekte, tutuklanmaktadır!
Bu kalleş, adi, kahpe kurumların, alçak taraftarları ile devlet içindeki şerciler; iç içe, birbiri içine geçmiştir. Birbirinden beslenmektedirler. Türkler, bilinen tarih sürecinde, 16 Türk İmparatorluğu, 125 devlet, han, hanlık, beylik kurmuşlardır. Tamamına yakını, Osmanlı gibi içteki hainlerin, adilerin, kahpelerin, kalleşlerin, vatan, millet, devlet düşmanlarının çalışmaları sonucunda yıkıldı!
Çok dikkatli, uyanık olmalı. Bu alçak hainlere asla fırsat vermemeli. “Bu sapıkların içinde dini inancımızı, imanımızı, ibadetlerimizi korumak da çok zordur. İnancımızı çok iyi bilip, bu sahteci alçaklara asla, sakın, katiyen, kesinlikle kanmamalı. Aldanmamalı.”
Bunların gâvurluklarından çok münafıklıkları ilerde olduğu için, bunları bende tanımakta zorluk çekiyorum. İkiyüzlüdürler. Hatta çok yüzlüdürler. Sakın bu münafıklara inanmamalı. Devletimizde bu hainleri gördüğü yerde enseleyip, hukuka teslim etmeli. Enselemekte çok gecikilmektedir!
Bugün bir Fetöcü öğretmen gördüm. Fetöcü olduğu için görevden atılmış. Cezaevine girmiş ve çıkmış. Şimdi köftecide çalışıyormuş. Hala kafasızlığından vazgeçmemiş! Böyle bir beyin yıkama, kalp köreltme, duyu organlarını felç etme olayına hayretle, ibretle bakıp, ders çıkarmaya çalışıyorum. Bu duruma düşmemeli. Düşüldüğünde şeytanın, İblislerin elinden kurtulma kolay olmuyor. Kur’ân, sünnet dışına çıkanlara asla bağlanmamalı. Âlim, Kur’ân ve sünnete uyuyorsa, dediğine uymalı. Uymuyorsa, def edip, uzaklaştırmalı.
Ülkemizde yasa yapılıyor ama yasaların uygulamasında sorunlar, eksiklikler, boşluklar oluyor. Bundan da kötü niyetliler alabildiğince yararlanıyor! PKK terör örgütünün siyasi partisi HDP denilen partidir. Böyle olduğu için, PKK uzantısı kurulan bu partiler, Yüksek Mahkeme kararı ile 5 defa kapatıldı. Ama bugün HDP adında yine etkinlik yapıyor. HDP, 24 Haziran 2018 seçimlerinde %11 oy alarak, 67 milletvekili seçildi. Bu %11,7 oy almasında CHP taraftarı destek oldu. Bazı CHP’liler, HDP bölücü partisine oy verdi. Televizyonlardan böyle teşvik edildi. Denildi ki; HDP,%10 barajını geçemezse, o bölgeden Ak Parti 65 milletvekili daha çıkaracak. HDP’ ye oy verelim. Ak Parti, barajı geçemeyen PKK-HDP milletvekillerini alamasın. Yanı CHP de ülkemizdeki onlarca terör örgütü ile temas halindedir. Sadece şimdi değil, 1991 yılında da ortaklık yapmışlardı. Beraberlikleri, ittifaklıkları, müttefiklikleri hep sürmektedir. CHP içinde bölücü milletvekilleri hep olmaktadır. CHP, HDP’den daha tehlikeli konumdadır. Zira CHP, hem demokrat, özgürlükçü, cumhuriyetçi, Kemalist, solcu, sosyalist, bölücü, komünist derken her boyaya, kılığa girmektedir! Yanıltma yapmaktadır.
HDP’den Cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş’tır. Bu kişi teröre destek olmaktan, işbirliği yapmaktan, 35 suçtan Edirne Cezaevi’ndedir. 35 suçtan yargılanmaktadır. Öte yandan Cumhurbaşkanlığına aday olmaktadır. Milletvekilleri de tutukludur. Onlarca suçtan yargılanmaktadır. Onlarda milletvekili olup, dokunulmazlık alıyorlar! Bu durum CHP içinde böyledir. 22 yıl ceza almış bir milletvekilini, milletvekili adayı yapıyorlar. İşte hep bu gibi yanlışlıklar, düşüncesizlikler, yasa uygulanmaması yüzünden karmaşa, kargaşa, anarşi, şiddet, terör olmaktadır!
Oysa eskiden 6 ay, şimdi bir yıl ceza alan; devlette memur, hizmetli, sekreter bile olamazken; bunlar milletvekili, Cumhurbaşkanı, devlet başkanı olabiliyor! Bunun içindir ki; milletimiz, devletimiz çok zorluklar, illetler, zilletler, hainlikler çekmektedir. Bu sorunlar hemen çözülmelidir. Başka kurtuluş yolu yoktur.
Osmanlı’da da 30 büyük isyan olmuştu. Celali İsyanları 130 yıl sürmüştü. Türkiye’de de 30 büyük isyan oldu! Oysa hain örgütlenme görüldüğü yerde hemen enselenip, hukuka teslim edilmelidir. PKK, FETÖ, DEAŞ, DHKP-C gibi büyümesine, sonrada başa çıkılması için çokça mal, can kaybı verilmesine; imkân, fırsat verilmemeli. Sorun çıktığında, çaresi hemen bulunmalı. Çözümü çok yönlü yapılmalı.
Fetö gibi her terör örgütü; toplum, devlet içinde, yurt içinde ve dışında yapılanmıştır. Bunların etkisi yok edilmeli. Fetö gibi CIA kurmalı ve yönetmeli, 170 ülkede örgütlendikten sonra, ülkemizde darbe girişiminde bulunduktan sonra harekete geçmemeli. PKK gibi demokrasi, insan haklarından yararlanıp, sonra tüm iffet fazilet değerlerini yok etmesi beklenmemeli.
Komünist terör örgütleri 1980 yılı öncesinde ve sonrasında 60 bin insanımızı katletti! Bunlar katletmeden, katledilmeli! Medeni hukuk, ceza hukuku neyi gerektiriyorsa, zamanında eksiksiz yapılmalı. Silahı elinde olan terör saldırganı katledilmeli. Pasif- edilgen durumda olan hukuka teslim edilmeli. Hukuk neyi gerektiriyorsa, gecikmeden eksiksiz yapılmalı. Gecikme, bekleme, görmezden gelme kesinlikle olmamalı. Saldıran, katletmeyi hedefleyen birisi varsa, ne gerekiyorsa yapılmalı. Aksi halde kurtuluş olmaz. Bu terör örgütlerinin tümü; işbirliği, yardımlaşma, dayanışma, birbirini destekleme içindedir. Başları da Fetö CIA ajanı, papazıdır. Hepsi küresel şer emperyalizmin ve Siyonizm’in kurulup, işletilen insanlık düşmanı akılsız, geri zekâlı, bilgisiz, bilinçsiz mankutlardır.